Yaşamın Püf Noktaları ( iş yaşamı )

KaRDeLeN

Özel Üye
#1
Sponsorlu Bağlantılar
İş gezileri ister 1 günlük ister 8 aylık olsun, zorlu geçebilir. Marriot Oteli sık iş seyahatine çıkan üst düzey iş adamlarına iş seyahatlerini daha iyi hale getirmenin yollarını sormuş. İşte hayatı yollarda ve otellerde geçen işadamlarından derlediğimiz 20 tavsiye;

1. "Büyük bir bilgisayar şirketi için çalışıyorum ve çok sık seyahat etmem gerekiyor. Eşim valizimi yaparken, benden habersiz çocukların ve kendisinin yazdığı küçük notları ve çocukların oyuncak ayısı gibi şirin eşyaları valizin belli yerlerine saklıyor. Otele gelip valizi açtığımda bunları bulmak harika bir süpriz oluyor."
2. "Son iş gezim 8 ay sürdü! Kendi kendime konuşmamak için, 2 tane süs balığı aldım. İş gezim sona erdiğinde zor ayrıldığım balık dostlarımı resepsyondaki yetkiliye verdim (Zaman içinde resepsyonist en iyi arkadaşım olmuştu!)."
3. Gitmeden önce, iş gezisine gittiğiniz şehri internet üzerinden çalışın. Böylece boş zamanınızda ne yapacağınızı bilirsiniz.
4. Otelinizin yakınında bir market veya bakkal bulup, atıştırmak için meyve alın. Hem daha sağlıklı beslenmiş olursunuz hem de daha az para harcamış olursunuz.
5. "Her gittiğim yerde günlük tutarım, önemli bulduğum her şeyi günlüğüme not alırım."
6. "Her yolculuğumda gezimin en az bir saatini ilginç fotoğraflar çekmeye ayırırım. Kameram bana gittiğim yere farklı açılardan bakmamı sağlar."
7. Yolculuk sırasında kaset kitapları dinlemek, kitap okumaktan çok daha kolay ve zahmetsiz oluyor.
8. "Kendinize biraz zaman ayırın ve gittiğiniz şehri keşfedin. İş gezilerimde bu sayede harika yerler gördüm, özellikle boş vakitlerde araba kiralayarak gezmek yeni ve güzel yerler keşfetmenin ilk adımı. Üstelik gittiğiniz yerlerle ilgili düşüncelerinizi, orada iş yaptığınız kişilerle paylaşmak ve ortak bir konu üstünde konuşmak açısından da güzel."
9. "Her ne kadar oda servisinden yemek yemek zevkliyse de, yemek için dışarı çıkın. İş toplantılarından otele dönerken iyi bir restaurant bulmaya çalışırım, en kötü ihtimalle otelin restaurantında kendime güzel bir ziyafet çekerim."
10. "Ailemin fotoğrafını her seyahatimde yanımda taşır, valizimi açar açmaz yatağın baş ucuna koyarım."
11. "Gideceğim otele rezervasyon yaptırırken ilk gün odama çiçek ve şampanya da konulmasını isterim. Otele vardığımda odada bunlarla karşılaşmak iyi bir süpriz oluyor, çünkü rezervasyondan sonra bunları istediğimi unutmuş oluyorum bu da gelişimi daha zevkliş kılıyor!"
12. "İş gezilerimi tatil gibi düşünüyorum, sadece tatilde biraz iş yapmam gerekiyor! Ben her iş gezisine yeni bir macera olarak bakıyorum."
13. "Eğer araba kiralamanız gerekiyorsa biraz daha fazla harcayın ve hayalini kurduğunuz spor üstü açık arabayı kiralayın. Gezinize zevk katacağı kesin!"
14. "Her gittiğiniz şehirde kalmayı sevdiğiniz bir otel bulun, ve o şehre gittiğinizde hep o otelde kalın. Bu şekilde neyle karşılaşacağınızı bilirsiniz hem de otel personeli sizle dost olacağından daha iyi servis alırsınız."
15. "Ekstradan alacaklarınız için yanınıza fazladan bir çanta daha alın."
16. "Her iş gezimde oynadığım bir oyun var. Her gezi için bir kariyer(doktor, satıcı, avukat gibi) seçip, gezinin sonuna kadar o kariyerden biriyle tanışmaya çalışıyorum."
17. Gideceğiniz yere toplantılarınızdan bir gece önce varmaya çalışın. İyi bir uykunun performansınızı arttıracağı kesin.
18. Gittiğiniz şehirde güzel bir internet kafe bulup, evdekilere mesaj atın.
19. "İş gezilerimde kısa hikayeler yazarım. Gittiğim şehir hikayemin mekanı, burda tanıştığım insanlar da hikayemin kahramanları olur. " 20. "Her iş gezimde ne kadar kartvisit toplayacağımla ilgili bir oyun oynarım. Her yeni şirket kartı için kendime 2 puan, bir firmadan her yeni isim için 1 puan ve ülke dışından biri için kendime 3 puan veririm."
 

KaRDeLeN

Özel Üye
#2
Xerox’un iş analistleri, ofislerde daha verimli çalışmak isteyenlere şu tavsiyelerde bulunuyor.
Mevcut iş süreçlerini gözden geçirin
Ofislerde verimliliği artımanın ilk aşaması, çalışanların iş süreçleri içerisinde hangi aşamalarda zaman kaybına uğradıklarının saptanması ve bu zaman kaybının önlenmesi için neler yapılması gerektiğinin tespit edilmesidir.
Çalışanların doküman üretme, paylaşma, saklama ve dokümana ulaşma davranışlarını inceleyin
Çalışanlar günlük mesailerinin yüzde 30’unu doküman üretme ve arama işine harcıyor. Şirketler için harcanan bu süreyi daha verimli ve daha az kılabilmek rekabet avantajı yaratacaktır. Bu yüzden çalışanların doküman üretme, paylaşma, saklama ve ulaşma davranışlarının incelenmesi gerekir.
Müşterilerle iletişiminizi değerlendirin
Müşterilerle yapılan iletişimin yüzde 90’nı dokümanlar aracılığı ile yapılıyor. Dokümanların, müşteri iletişiminde bu kadar yaygın kullanılması, onların içerikleri ve müşterilere nasıl ulaştırıldıkları konusunu da önemli kılıyor. Bu süreci geliştirmenin ilk adımı ise, doğru iletişim kanallarının kullanılması, doküman içeriğinin her bir müşteri için özel hazırlanarak müşteriye gönderilmesidir.
Yeni teknolojileri kullanın
Verimliliği artırmanın en bilinen yolu yeni teknolojiler kullanmaktır. Söz gelimi aynı anda fotokopi, yazıcı, faks ve tarayıcı olarak kullanılabilen çok fonksiyonlu bir ofis makinesi hem bütün bu makineler için ödeyeceğiniz paranın cebinizde kalmasına sağlar, hem de iş süreçlerini hızlandırarak ofisinizin verimliliğini artırır. Ofislerin dış kaynak kullanımını tercih etmeleri de, esas uzmanlık alanlarına yönelerek, önemli kaynak ve zaman tasarrufu yapmalarını sağlayacak bir başka seçenektir.

Kağıdın ötesine geçin
Son on yılda iş süreçlerine damgasını vuran en önemli gelişmelerden birisi de hiç kuşkusuz ağ ortamında iş akışının düzenlenebilmesidir. İş akışını verimli ve etkin hale getirebilmek için çeşitli doküman yönetimi yazılımlarını kullanmak gerekir. İş ve bilgi akışını düzenleyen bu yazılımlar daha az zamanda daha çok iş yapılmasını sağlarken aynı zamanda doküman güvenliğinizi en üst seviyeye çıkartır. Böylece gerekli bilgiye ulaşmak bir işkence, önemli bilgileri korumak da bir kabus olmaktan çıkıp, rutin bir iş halini alır.
Renkli doküman kullanın
Doküman üzerinde renk kullanımı algıda seçicilik yaratarak, kendini gösterir. Müşterilerinize gönderdiğiniz veya çalışanlarınızın kullandığı dokümanların renklendirilmesi veya renkli basılması, nerelere daha çok dikkat edileceğini gösterirken, kişilerin dokümanı daha hızlı incelemesini sağlar ve karar alma süreçlerini hızlandırarak ofis verimliliğini artırır.
Eğitim şart
Ofisinize yapacağınız milyarca liralık makine yatırımı, eğer, çalışanlar onları nasıl kullanacağını bilmiyorsa hiç bir işe yaramayacaktır. Yeni teknoloji ve ekipmanların en etkili biçimde kullanılmasını istiyorsanız, çalışanların bunların nasıl, nerede ve hangi amaçla kullanılacağını bildiklerinden emin olmanız gerekir. Yoksa bütün bu yatırım boşa yapılmış demektir.
Yatırımınızın sonuçlarını takip edin
Yatırım kararı almadan önce, bu yatırımın ihtiyacınızı karşılayıp karşılamadığına dikkat edin Aynı özen yatırım yapıldıktan sonra da sürdürülmelidir. Önceden hesaplandığı gibi verimlilik artışı olup olmadığını çeşitli kriterlere bakarak hesaplayın. Böylece yatırımın olumlu etkilerini mümkün olan en uzun süreye yaymış olursunuz.

Verimli çalışmak isteyen bir işletmenin, ilk başta önemsiz detaylarmış gibi görünen tüm bu sorulara dikkatlice incelemesi gerektiğini söyleyen analistler, bu noktalar bir işletmede boşa giden para ve insan gücünü ortaya çıkaracaktır diyor.
 

KaRDeLeN

Özel Üye
#3
Hemen endişelenmeyin. Bu o kadar da korkulacak bir durum değil. Birçok işveren, işe yeni aldığı elemanını belli bir süre denemeye tabi tutar. İşverenler çalışanlarından neler bekler? Olmazsa olmaz dedikleri ya da dikkat ettikleri şeyler nelerdir?
Eğer siz de zaman zaman kendinize bu soruları soruyorsanız işte size bunların cevapları ve sizi başarıya götürecek 7 altın öneri;
İyi ilişkiler kurun

Yeni başladığınız işte, doğal olarak mesleki bilginize ve geçmişteki başarılarınıza güveniyorsunuz. Üstelik aldığınız eğitim ve diplomalarınız da sahip olduğunuz diğer artılar. Ancak deneme dönemlerinde insanlar çok daha farklı alanlarda test edilirler; İşverenler için şirket ortamına adapte olup olamayacağınız veya ekibinizle uyum içinde çalışıp çalışmayacağınız önemlidir. İş arkadaşlarınız ve patronunuzla kuracağınız ilişki, mesleki bilgilerinizden çok daha ön plandadır.
Dinlemeyi bilin
Etrafınızda olup bitenler hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsanız dinlemeyi bilmelisiniz. Şirket ve çalışanları hakkında sağlam bir bilgiye sahip olana kadar sizin için dinlemek konuşmaktan daha önemli olmalı. Kimlere güveneceğinizi ve kimin iyi, kimin kötü olduğunu bilmediğiniz sürece fazla konuşmak size zarar getirebilir. Bu nedenle yeni başladığınız yerde öncelikle dinlemeyi tercih etmeli, kişiler ve şirket hakkında bilgi edinmeye çalışmalısınız.
Giyiminize dikkat edin
Eğer ofiste herkes birbirine benzer giyinmekteyse, siz de deneme dönemini atlatana kadar bu modaya uyum sağlayın ve onlar gibi giyinin. Kendi giyim stilinizi belirlemeyi ve uygulamayı daha sonraya bırakın.
Güleryüzlü olun
Elbette ki hiç ağzını açmayan ve tek bir kelime bile etmeyen biri olmanız gerekmiyor. İçten ama biraz mesafeli sohbetler etmenizin hiçbir sakıncası yok. Kibar ve güleryüzlü olmanız da size artı puan kazandıracaktır.
Size yardım edilmesine izin verin
Hiç kimse sizden her şeyi bilmenizi beklemiyor. Bunun için kendinizi sıkıntıya sokmanıza hiç gerek yok. Size yardım etmek isteyenleri geri çevirmeyin. Üstelik başınız sıkıştığında birilerinden yardım almanız şirket içindeki ilişkilerinizi de ilerletmenizi sağlayacaktır. Ancak tabii her konuda durmadan soru sormanız da itici olacaktır. Bunun için gerçekten bilmediğiniz konularda yardım almalısınız. Hem böylece uyumlu olduğunuzu da gösterme fırsatını bulacaksınız.
Sizden ne istenildiğini öğrenin
İşe başladıktan altı veya sekiz ay sonra işvereninizle tekrar bir görüşmeniz var. Sizden memnun kaldı mı acaba? Yoksa başka bir alanda mı çalışmanıza karar verdi? Belki de kendinizi biraz daha geliştirmenizi isteyecek... Bu soruların cevaplarını öğrenmek için aslında çok fazla beklemeniz gerekmiyor. Patronunuzun size karşı tutumu, yaptığınız işlere karşı bakışı ve tavırları onu kısa sürede ele verecektir. Siz de buradan hareketle işverenizin ne istediğini, nelerden memnun kaldığını bilerek hareket etmeyi öğrenmelisiniz.
Siz de işyerini gözden geçirin
Siz belki bir deneme dönemindesiniz, ancak unutmayın ki işvereniniz de bir deneme döneminde! Bu iş gerçekten hoşunuza gidiyor mu? Yeni tanıştığınız iş arkadaşlarınızla yıllarca birlikte çalışabilir misiniz? Şirket size, kendinizi geliştirebileceğiniz olanaklar sunabiliyor mu? türünde sorularla siz de işinizi sorgulayabilir, ona göre hareket edebilirsiniz.
 

KaRDeLeN

Özel Üye
#4
Almanya: Randevularınızda dakik olmanın önemini unutmayın. Eve yemeğe davet edildiğinizde götüreceğiniz çiçeği tercihen paketi açılmış olarak ev sahibesine takdim edin. Tanışma sırasında önce bayanlarla selamlaşın ve tokalaşmak için önce onların ellerini uzatmalarını bekleyin.
Fransa: Güney bölgesi dışındaki iş görüşmelerinde giyim tarzı önemlidir. Mutlaka resmi görünümlü takım elbise tercih edin. Amerika’dan farklı olarak insanlara ilk isimleri ile hitab etmekten kaçının. Fransızlar yabancılara karşı mesafeli davranmayı tercih ederler.
İngiltere: İngilizler iş yemeklerini ve işle ilgili kutlamaları çoğunlukla öğle yemeklerinde yaparlar. Şerefe kadeh kaldırmak çoğunlukla resmi yemeklere özgüdür. Ev sahibiniz şerefinize kadeh kaldırdığında siz de onun şerefine kadeh kaldırmaya hazırlanın.
İtalya: İtalyan iş adamları modaya uygun ve kaliteli giyime önem verirler. Randevularınızı mutlaka makul bir süre önceden alın. Bürokrasiye ve uzun süren formalitelere sabırla katlanmaya hazır olun.
Japonya: Usulünü tam olarak bilmediğiniz Japon adetlerini taklit etmekten kaçının. Örneğin kimin kime, ne zaman ve kaç kere eğilmesi gerektiğini bilmeden Japon muhatabınızın sizi eğilerek selamlamasını taklit etmeyin. Japonlarda kartvizit önemlidir. Muhataplarınıza kartvizitinizi verirken isminiz üste gelecek şekilde iki elinizle tutarak ve üst rütbeli olanlardan alt rütbeli olanlara doğru sırayla takdim etmelisiniz. Bir Japon size kartvizitini verdiğinde, onu iki elinizle tutarak ve karşınızdakinin ünvanını önemsediğinizi ifade edecek şekilde ilgiyle incelemeniz önemlidir. Alıp cebinize atmak asla doğru olmaz. Japonlarla yapacağınız iş görüşmeleri öncesinde konunun ayrıntılarına kadar inecek sorulara hazırlıklı olun. Japon iş adamları, bir konuda her hangi bir taahhüde girmeden önce uzun incelemelere ve düşünmeye ihtiyaç duyarlar. Çoğunlukla üstlerine de danışmaları gerekeceği için toplantı veya görüşme sırasında süratle karar vermeleri genellikle mümkün olmaz.
Rusya Federasyonu: Kişisel ilişki kurun. İnsani tarafınızı, içtenliğinizi, duygularınızı, ümitlerinizi ilişkilerinize yansıtmaya çalışın. Ulusal gururlarına önem verin. Nihai kararı karşı tarafa bırakmamaya çalışın. Konuşma sırasında el temasına girmelerini, dokunmalarını güvenin belirtisi olarak algılayın. Demokrasi tecrübelerinin sınırlılığı nedeniyle eşitlikçi yaklaşım, objektivite ve açıklık beklentilerinizde ölçülü olun. Anlamadıkları konuyu anlamış gibi yapabileceklerini ve hoşunuza gidecek şeyleri söyleyebileceklerini dikkate alarak, her söylenen veya işitileni doğru kabul etmek yanılgısına düşmeyin. Katı otoriteye ve bürokrasiye olan karşıtlığınızı sık sık dile getirin. Resmi direktif ve kararlar çerçevesinde aktaracağınız konulara güvensizlikle yaklaşabilecekleri için, şahsi görüş ve önerilerinizin daha büyük değer taşıdığını unutmayın. Savaşla ilgili konularda hassas olduklarını dikkate alın. Herhangi bir konuyla ilgili olarak sıkı ve sağlam durduğunuzu, mümkün olduğunca yumuşak ve nazik bir biçimde yansıtın. Gururlarına düşkün olmaları nedeniyle, kartlarınız güçlü ise bunu çok fazla gözlerine sokmayın.
Suudi Arabistan: Selamlaşma sırasında erkeklerin birbirlerini öpmeleri doğal karşılanır. Ancak kadınları öpmekten kaçının. Tokalaşma sırasında ellerini önce kadınların değil erkeklerin uzatmaları gerekir. Size ikram edilen bir içeceği reddetmenin muhatabınıza hakaret olacağını unutmayın.
Beden Dili: Başınızı “Hayır” anlamında geriye doğru kaldırmak dünyanın pek çok ülkesinde ve batıda “hayır” anlamına gelmez. “Hayır”, başı iki tarafa sallayarak ifade edilir. Muhatabınız sizi dinlerken elini çenesinde tutuyor veya gezdiriyorsa söylediklerinize katılmadığı veya kuşkuyla dinlediği anlamına gelebilir.
 

KaRDeLeN

Özel Üye
#5
İşlevsel CV’ler, sahip olunan iş tecrübelerinin belirli uzmanlık alanları altında toplanarak sunulmasına olanak veriyor. Bu format daha çok başarılarını ön plana çıkarmak isteyen kişiler tarafından tercih ediliyor. Eğer siz de aynı sektörde yer alan birkaç iş yerinde çalıştıysanız, bu formatı tercih edebilirsiniz. Ayrıca çalışma hayatınıza bir süreliğine ara vermişseniz, bu format, görüşme yaptığınız yerlerde tecrübelerinizle dikkat çekmenizi sağlayabilir.

En sık kullanılan CV şekli olan zaman sıralı CV’lerde, tüm eğitiminizi ve iş tecrübelerinizi, en sondan geriye doğru sıralayabilirsiniz. Böylece bugüne kadar çalıştığınız tüm iş yerlerini detaylı olarak göstermiş olursunuz. Ancak bir süredir çalışmıyorsanız, bu formatı kullanmayın. Çünkü kronolojik sıralamadaki boşluklar, işverenin aklında soru işaretleri yaratabilir.

Kısaca işlevsel CV’nin kısa iş tecrübeleri eklenmiş hali olarak tanımlayabileceğimiz tür olan bileşik CV’de de sırasıyla önce beceriler, daha sonra da iş tecrübeleri yazılır.

UZUNLUK NASIL OLMALI?
CV hazırlarken çok uzun veya çok kısa olmamasına dikkat etmelisiniz. Genellikle bir sayfalık bir CV idealdir. Ancak bir sayfaya sığdırmak için gereksiz bilgi eklememeye veya önemli bilgileri atmamaya da özen göstermelisiniz. Akılda kalıcı kelimeler kullanmaya gayret edin.

Bazı şirketler CV’lerde vesikalık fotoğraf olmasını tercih edebilirler. Bu yüzden fotoğrafınızın son altı ay içinde çekilmiş olmasına dikkat edin.

YA REFERANSLAR?
CV’nize size referans olabilecek isimler yazarken, bu kişilerin sizin çalışma sisteminizi, prensiplerinizi bilen ve hakkınızda doğru bilgi verebilecek kişiler olmasına dikkat edin. Referans olarak verdiğiniz kişilerin adını, pozisyonunu, adresini ve mesai saatleri içinde ulaşılabilecek telefon numarasını yazmayı ihmal etmeyin.

CV’nizde güncel iletişim bilgilerinizin yer almasına dikkat edin. Bu bilgileri CV’nize inceleyecek olan kişinin ilk olarak bakacağı yere yazmanızda fayda var.

ÖN YAZININ GEREKLİLİĞİ
Bazı firmaların insan kaynakları departmanları, kendilerine gönderilen CV’lerde ilk olarak ön yazıya dikkat ederler. İşverenlerin sizinle ilgili ilk izlenimi, ön yazı sayesinde edinebileceğini aklınızdan çıkarmayın. CV’ye ekleyeceğiniz ön yazıda, iş deneyimlerinizle, aldığınız eğitimlerle, kişisel özelliklerinizle veya uzmanlaştığınız konularla ilgili ön plana çıkarmak istediğiniz bilgilere yer vermelisiniz. Ön yazı aynı zamanda fikirlerinizi ve kendinizi açıkça ifade edip edemediğinizin de aynasıdır.

EĞİTİM BÖLÜMÜNÜN ÖNEMİ
Yeni mezunsanız veya öğrenciyseniz, başvuru yaptığınız pozisyonla ilgili aldığınız dersleri eğitim bölümünde belirtebilirsiniz. İş tecrübeniz varsa, bu tecrübeleri belirttiğiniz kısmı, eğitimden önce yazın. Ayrıca okuduğunuz ve mezun olduğunuz okulları yazarken mezuniyet yılınızı, derecenizi ve bölüm adını da eklemeyi unutmayın. Çalıştığınız projeler, aldığınız kurslar, katıldığınız eğitim, seminer ve sertifika programları ile çalışmak istediğiniz pozisyona uygun teknik bilgilerinizi de yine bu bölümde belirtebilirsiniz.

Deneyimler: İş deneyimlerinizi yazdığınız bölüm, CV’nizin en önemli bölümlerinden biridir. İşverenler için, önceki tecrübelerinizin, yetenek, bilgi ve becerileriniz konusunda fikir verdiğini unutmayın. Tecrübelerinizi en son çalıştığınız işten başlayarak ve şirketin adına, çalışmış olduğunuz pozisyona ve işe giriş ile çıkış tarihine yer vererek yazın.

BİLDİĞİNİZ YABANCI DİLLER
Yabancı dil bilginiz yoksa CV’nize bu bölümü eklemeyin. Eğer bir ya da daha fazla yabancı dil biliyorsanız, bu dilleri okuma, yazma ve anlama kategorilerini bilgi derecenize göre yazın. İşi almak için yazacağınız her yanlış bilgi, ileride size problem olarak geri dönecektir. Unutmayın!

ÖZEL İLGİ ALANLARINIZ
CV’nizde özel ilgi alanlarınızdan ve hobilerinizden bahsetmek, işverenin, sizin sosyal ilişkiler açısından nasıl biri olduğunuz hakkında fikir sahibi olmasına olanak verir. Bu yüzden kendinizi olmadığınız biri gibi göstermeye çalışmayın. Hobileriniz fazla olmasa bile, yazdıklarınızı kendi içinde detaylandırarak bu bölümü doldurabilirsiniz. Örneğin koleksiyon yapmaktan hoşlanıyorsanız, ne tür şeylerin koleksiyonunu yaptığınızı, kitap okuyorsanız hangi tür kitaplardan hoşlandığınızı yazabilirsiniz.

Unutmayın, CV’niz işverenler için kişiliğinizin, iş tecrübelerinizin, çalışma prensiplerinizin ve yeteneklerinizin aynasıdır. Bu yüzden CV’nize yazdığınız herşeyin doğru ve güncel bilgiler olduğundan emin olun.
 

KaRDeLeN

Özel Üye
#6
İşyerindeki duygusal zekanızı belirlemek ister misiniz? Bunun için bir testimiz var.

Aşağıdaki 25 soruyu cevaplandırdığınızda, sosyal beceri ve farkındalığınızı ölçmüş olacaksınız. Duygusal zekanızın derecesi hakkında kabaca da olsa, bir fikriniz olmasını istiyorsanız, bu kısa test sizin için faydalı olacaktır.

Mümkün olduğunca dürüst davranarak cevap verdiğinizde, aynı kademedeki arkadaşlarınızın, yöneticilerinizin ve size bağlı çalışan kişilerin, size karşı olan bakış açılarını ölçebilirsiniz. Kendinize 1 ile 4 arası puan verin.

4= Tamamen bana uygun
3= Uygun
2= Uygun değil
1= Hiç uygun değil


1. Zor anlarda bile, genellikle sakin ve olumlu kalabilirim.

2. Stres altındayken bile, elimdeki iş üzerinde sağlıklı düşünebilir ve işimin üzerine odaklanabilirim.

3. Hatalarımı kabul edebilirim.

4. Genellikle veya her zaman verdiğim taahhütleri yerine getirir ve verdiğim sözleri tutarım.

5. Hedeflerime ulaşmada kendi sorumluluğumu bilirim.

6. İşimde dikkatli ve düzenliyimdir.

7. Düzenli olarak, farklı kaynaklardan orijinal fikirler ortaya çıkarmak isterim.

8. Yeni fikirler üretmede iyiyimdir.

9. Karmaşık talepleri ve değişen öncelikleri kolaylıkla idare edebilirim.

10. Amaçlarıma ulaşmak için, güçlü bir eğilimle sonuç odaklıyımdır.

11. Teşvik edici hedefler belirlemeyi severim ve onlara ulaşmak için hesaplanmış riskler alabilirim.

12. Benden genç insanlardan da tavsiye alarak, performansımı nasıl geliştirebileceğimi öğrenmeye çalışırım.

13. Kurumsal ve önemli bir hedefe ulaşabilmek için fedakarlıklarda bulunmaya hazırım.

14. Şirketin misyonunu kabul eder ve onunla özdeşleşebilirim.

15. Ekibim, bölümüm veya şirketimin değerleri kararlarımı etkiler ve yaptığım tercihleri ortaya koyar.

16. Şirketimin genel hedeflerimi ileriye götürmek için aktif olarak uygun fırsatlar peşinde koşarım ve diğerlerinin bana yardım etmesine izin veririm.

17. Şu anki işimde ihtiyaç duyulan ve benden beklenen hedeflere ulaşmak için uğraşırım.

18. Engeller ve aksilikler beni kısa bir süre için yolumdan alıkoyabilir ancak durduramaz.

19. Kırmızı çizginin ötesine geçerek, eskimiş kuralları çiğnemek bazen gereklidir.

20. Yepyeni bir işe kalkışmak bile olsa, orijinal bakış açılarını yakalamak isterim.

21. Koşullar değiştiği takdirde, bende taktiklerimi çabucak değiştirebilirim.

22. Bazı işlerin daha iyi yapılmasının yollarını bulma ve belirsizlikten kurtulmak için, yeni bilgiler peşinde koşmak en iddialı olduğum şeydir.

23. Başarısızlık korkusu yaşayacağıma, başarı ümidiyle hareket ederim.

24. Üzüntü verici duygular ve dürtülerim işimde elimden gelenin en iyisini yapmama engel olur.

25. Genellikle kendimin ya da başkalarının kişisel kusurları için sorunlar ortaya çıkarmam.

Değerlendirme: 70 puanın altında alınan puan, bir problem olduğunu gösterir. Puanınız çok düşükse, ümitsizliği kapılmayın. Artık duygusal zekanın geliştirilebildiğini biliyorsunuz. Duygusal zeka, aslında hepimizin farklı derecelerde yaşam boyu geliştirdiğimiz bir şeydir. Buna olgunluk da diyebilirsiniz.
 

KaRDeLeN

Özel Üye
#7
Ülkemizde de ilgiyle izlenen Seinfeld dizisinde George Costanza`yı canlandıran Jason Alexander, iş yerinde "çok çalışıyor" görünmek isteyenlerin yapması gerekenleri sıraladı.

Jason Alexander`a göre "Çalışıyor Gözükmenin 10 Kuralı" şöyle:

Her zaman ellerinde dökümanla yürü.

Bilgisayarı meşgulmüş gibi kullan! Tabii iş yapıyorum diye maillerini kontrol edebilir, chat yapabilir, hatta sevdiğin bir arabanın özelliklerini takip edebilirsin. Eğer patron yakalarsa, "Yeni bir yazılım deniyorum" mazereti genellikle çalışır.

Masanı kalabalık tut. Çalışma masası üzerinde ne kadar çok malzeme varsa o masanın sahibi, iş verenlere, o kadar çok çalışkan gözükür. Bu sebeple masanızda ilgili ilgisiz her zaman bir sürü şey bulundurun.

Sesli mesaj sistemi kullan. Gün boyu seni sürekli birileri arayarak onlar için bir şeyler yapmanı isteyecektir. En önemlisi de senin internet' te surf ile geçebilecek zamanını çalacaklar. Bu sebeple eğer mümkünse sesli mesaj sistemi kullanmak akıllıca bir çözüm olur. Hatta cihaza "Yoğun işlerim sebebiyle şu an yanıtlayamıyorum, lütfen adinizi ve telefonunuzu bırakın, daha sonra size döneyim" mesajı yerleştirmek akıllıca bir davranış olur.

Sabırsız ve huzursuz davran. Eğer işverenlerin gözü önündeyken aceleci ve huzursuz davranırsan, patron sizin çok çalışmaktan gerilmiş olabileceğini düşünecektir.

Ofisi geç terk et. Her zaman çalıştığın yeri geç terk et. Özellikle patron oradaysa ondan önce asla çıkma. Masanda bazı magazin dergilerini ya da gazeteleri oku ama sakın erken çıkma.

Etkileyici iç geçir. Aynı ortamda birileri varken yüksek sesle iç geçirmek, çevrendekilere son derece yoğun ve baskı altında olduğun mesajını verir. Patronlar buna bayılır.

Yıgın stratejisi iyi uygula. Odanın kalabalık ve sürekli çalışılır bir yer olduğu mesajını vermek için sadece masanı değil, yerleri de bir Şeylerle doldur. Kalın bilgisayar kitapları olabilir. Özellikle patron odaya geldiğinde üzerinde kitapların bulunduğu bir koltukta kendisine yer açmanız patronun size minnetle bakmasını sağlayacaktır.

Kendi sözlüğünü kendin yarat. Bazı teknik terimleri öğren ve bunları özellikle toplantı zamanlarında bol bol kullan. Kimse ne söylediğini anlamayabilir ama öğreneceğin bu kelimeler patronunun gözünde minnettarlık olarak sana geri dönecektir.

Patrona göndereceğin yazılara dikkat et. Örneğin burada anlattığım taktikleri arkadaşlarına gönderirken sakın patrona da gönderme !"
 
Üst