Trabzonda Kültürün Tarihi Gelişimi

#1
Sponsorlu Bağlantılar
KÜLTÜRÜN TARİHİ GELİŞİMİ

Bilinen tarihi geçmişi en az 4000 yıl öncesine dayanan Trabzon, konumu itibarıyla tarihin bütün evrelerinde tüm dünyanın ilgisini çekmiş ender kentlerden biridir. Coğrafi önemi, tam bir geçiş noktasında bulunması, değişik medeniyetlere ev sahipliği yapması Trabzon'u önemli kılan etkenlerin başında gelmektedir. Böylesine köklü geçmişe sahip bir kentin kültürel hayatı da renkli olmak zorundadır. Bir kere Trabzon bildiğimiz "kent kültürü"nü yüzyıllardan bu yana bünyesinde yaşatmaktadır. Ticari ve idari merkez olarak Trabzon'da yüzyılların ötesinden bu yana kurulu bulunan eğitim-kültür-ticaret merkezlerinin varlığı ketin etrafıyla birlikte canlı ve süregelen bir kültürel birikime sahip olduğunun göstergesidir.

Büyük Türk Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u 1461'de fethinden sonra daha da gelişen Trabzon'da kültür kurumlarının varlıklarına bir çok tarihi belgede rastlamamız mümkündür. Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "Halkı zeki, üretken, girişimci ve çalışkan" olarak nitelendirdiği Trabzon'da çok gayretli çalışmalar yapılmış, eğitim ve kültür hareketlerine büyük önem verilmiştir.

Dünyaca ünlü gezginlerin ziyaret ettiği Trabzon, yüzyıllar boyunca, bütün dünyanın ilgisini çekmiştir. Ksenophon'dan, Evliya Çelebi'ye, Fallmerayer'den, Frunze'ye kadar yüzlerce seyyahın ziyaret edip düşüncelerini tarihe birer belge olarak aktardıkları "seyahatnamelerde"ki ana buluşma noktası "gizemli doğası, coğrafi konumu, Orta Asya, Kafkasya, Uzakdoğu, Ortadoğu'nun İstanbul ve Avrupa ile ilişkisinde önemli bir ticaret ve kültür merkezi" oluşundan kaynaklanan kentin vazgeçilmezliğidir.

TRABZON KÜLTÜR KURUMLARI

Tüm yerleşim birimlerine kadar inmiş okullarımızın yanısıra Trabzon'un kültür hayatına renk veren, yeşermesini sağlayan kütüphane ve kültür merkezleri açısından da oldukça zengin Trabzon'da, İlköğretim çağından - yüksek eğitime kadar aranılan bütün eğitim kurumları bulunmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun 17 vilayetinden biri olan Trabzon fetihten sonra yoğun bir kültürel gelişmeye sahne olmuştur. Bu gelişme içinde kütüphanelerin rolü büyüktür. Tarih seyri içinde kütüphanelerimizden söz etmek istiyoruz :

Saraçzade Kütüphanesi

Saraçzade Mustafa Efendi tarafından 1762 tarihinde kurulmuştur. Ortahisar Camii'nin karşısında bulunan mescidin üst katında bulunmaktadır.

Fetvahane Kütüphanesi

Trabzon Valisi Hazinaderzade Osmanpaşa tarafından 1845 tarihinde hizmete açılmıştır. Ortahisar Camii'ne batı yönünde bitişik yer alan bu kütüphanede önemli eserler bulunmaktaydı. Trabzon'un işgali sırasında Rus asar-ı atika müzesi müdürü prof. İnavovitch Ouspenski tarafından 497 kitap seçilerek Rusya'ya nakledilmiştir.

Ortahisar Kütüphanesi

Ortahisar Camii doğu tarafında yer alan bir odasında 1842 yılında valiliğinin son yılında Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından açılmıştır.

Hatuniye Kütüphanesi

1844 yılında Gülbahar Hatun Camii külliyesi içinde Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından açılması tasarlanmasına rağmen, onun ölümü üzerine kardeşi Abdullah Paşa tarafından açılmıştır.

Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Kütüphanesi

Milli Mücadele yıllarında Trabzon'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kütüphanesi olarak hizmet vermiştir. Trabzon halkını milli mücadele fikri etrafında birleştirmek için kurulan bu kütüphaneye çeşitli yollardan kitaplar hediye edilerek zenginleştirilmiştir.

Trabzon Muallimler Cemiyeti Kütüphanesi

Mustafa Reşit Tarakçıoğlu tarafından Trabzon'da kurulan Muallimler Cemiyeti olarak faaliyet gösteren kuruluşun kütüphanesi idi. “Gelecek kuşakların modern irfan ve milli düşüncelerle cihazlanmaları, milli duygularla hürmetli vatanperver, çalışkan eleman olarak yetiştirilmelerini temin için kurulan Muallimler Cemiyeti”nin kitaplarının daha sonra kurulan Trabzon Halkevi Kütüphanesi'ne devredilmiştir.

Trabzon Türkocağı Kütüphanesi

Gençlerin kahve köşelerinden kurtulmasını temin etmek maksadıyla Trabzon'da Türkocağı tarafından ilk kez 1925 yılında Çocuk Kütüphanesi kurulmuştur. Milli şuurun güçlenmesini amaçlayan Türkocağı'nın kütüphanecilik faaliyetleri de bu amaç doğrultusunda sürmüştür.

Trabzon Halkevi Kütüphanesi

Trabzon Halkevi 24 Haziran 1932 yılında kurup, kütüphanesini hizmete açtı. Kütüphane 1943 yılında 3000 ciltlik kitaba ulaştı. Çıkardığı “İNAN” isimli dergi ile kentin kültürel hayatına katkıda bulundu. 47.000'e ulaşan kitap sayısı ile okuyucu hizmetlerini geniş halk kitlelerine yaydı.

Trabzon İl Halk Kütüphanesi

Trabzon İl Halk Kütüphanesi 1 Ekim 1927 yılında hizmete açıldı. Açıldığı sırada adı Milli Kütüphane idi. Daha sonra Trabzon Genel Kütüphanesi olarak adı değişti. 1960 yılından itibaren de İl Halk Kütüphanesi olarak tüm Türkiye'de birliktelik sağlanmış şekilde bugünkü ismini almıştır. 19 Mayıs 1966 tarihinde Kütüphaneler Genel Müdürlüğü tarafından 400.000 liraya yaptırılarak bugünkü Atapark'daki yerine taşınmıştır. Daha önceleri bugün Gazeteciler Cemiyeti olarak hizmet veren meydandaki tarihi binada faaliyetini sürdürmekteydi.

İl Halk Kütüphanesi bugün 50.000'i aşkın kitabı, yıllık 100.000'i aşan okuyucusu ile bilgisayarlı sisteme geçmiş vaziyette hizmet vermektedir. Ayrıca nadide el yazmaları ve “şeriye sicilleri” ile de araştırmacılara ve tarihe ışık tutacak kaynak eserlere sahip önemli bir kültür merkezidir.

Bugün Trabzon'da kütüphanecilik hizmetleri kırsal alana kadar yayılmış ilçelerimizin yanısıra beldelerimizde de halk kütüphaneleri hizmet vermektedir.

Ayrıca Trabzon Belediyesi'nin Semt Kütüphaneleri ile İsmail Hakkı Berkmen Tarih Kütüphanesi kent merkezinde önemli hizmet vermektedir.

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin bünyesinde hizmet veren kütüphanesi daha çok akademik personel, öğrenci ve araştırmacılara hizmet vermektedir.

TARİHİ ZENGİNLİKLERİMİZ

İlimizde Kültür Bakanlığı tarafından tescillenmiş ve koruma altına alınmış 550 tarihi tescilli kültür varlığı bulunmaktadır. Bunun yanısıra "Tabiat Varlığı" olarak belirlenmiş ve koruma altına alınmış bölgelerimiz de bulunmaktadır.

İl merkezi ve ilçelerde sayısız tarihi esere rastlamak mümkündür. Bunların başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz :

"Trabzon Kalesi, Kalepark, Yenicuma Camii, Cephanelik, Su Kemerleri, Akçakale, Ayasofya, Küçük Ayvasıl, Ortahisar Camii, Molla Nakip Camii, Kudrettin Camii, Hüsnü Göktuğ Camii, Kızlar Manastırı, Kaymaklı Manastırı, Kuştul Manastırı, Sumela Manastırı, Santa Maria Kilisesi, Gülbaharhatun Camii, İskenderpaşa Camii, Tophane Hamamı, Sekiz Direkli Hamam, Meydan Hamamı, Çeşmeler, Köprüler, Atatürk Köşkü, Memişağa Konağı, Erdoğdu Bey Camii, Musa Paşa Camii, Saraçzade Medresesi, Ortahisar Muvakkithanesi, Emir Mehmet Türbesi, Hamzapaşa Türbesi, Bedesten"

Karadeniz kıyısında kurulmuş en eski kentlerden biri olan Trabzon'da yukarıda kısaca isimlerini sunduğumuz eserlerin dışında her bir köyde ve mahallede sevimli çeşmeler, evler, köprüler bize tarihin geçmiş sevimli yüzünü yansıtmaktadır. Akçaabat Orta Mahalle, Sürmene evleri, Ortahisar mahallesindeki eski Türk evleri, konaklar bugün bile işlevlerini yürüten diğer irili ufaklı tarihi eserlerin hepsi ilimizin birer kültür ve tabiat varlığıdır.

TÜRKÜLERİMİZ
Kısa ve nettir türkülerimiz. Öyle lafı geveleme, eğirme, büğürme yoktur türkülerimizde. Ne denecekse söylenir. Hüküm verilir, mesaj iletilir. Kısadır, acıdır özlemler, sevinçler, sevgiler, yergiler hep bir türkülerde dile gelir. Coşku dolu yürekler kemençenin eşliğinde söyler türküsünü. Söyler türküsünü de, yol olur bu türkü dağ aşar, deniz aşar, gurbet aşar sevgilinin gözünde kimi zaman bir damla yaş, kimi zaman da gülen yüzde bir çiçek olur açar...

Yöre türkülerinde sadece sevda yoktur. Savaş, sel, çığ, vurgun, toprak kayması, gibi durumlarda yakılan ağıtlar birer türkü olmaktan çok destanımsı özellikler taşımaktadır.

Halk edebiyatımızın en yaygın ürünlerinden olan mani biçimindeki türkülerimiz kendiliğinden doğaçlama olarak dökülür, kemençenin tellerinde ezgi olur.

Mani Örnekleri
Gara gara gazanlar

Gara yazı yazanlar

Cennet yüzü görmesin

Aramızı bozanlar
Çömber çömber stüne

Çömber bağlamadın mi

Asker ettiler beni

E gız ağlamadın mı

Yaylanın çimenini

Topladuk elek elek

Buldur bile gezerduk

Bu yıl ayırdı felek.
Çıkardum mallarımu

En önünde sarisi

Geldi geçti yanımdan

Yüreğumun yarisi.

Derenin gıyısında

Olta attum baluğa

Onbeş yaşında idum

Başladum sevdaluğa
Yaylanın çimenin

Bi tavukla bi cücük

Oturduk sevtaluğa

İkimiz de küçücük

Atma Türküler

Atma türkü geleneği yöremizde yaygındır. Karşılıklı olarak bir konu üzerinde türküler oluşturulduğu gibi, herhangi bir eğlence mekanında da eğlencelik olsun diye atma türküler söylenir. Çoğu zaman kemençe eşliğinde doğaçlama yoluyla söylenen atma türküler yoluyla sanatçıların birbirlerinin ustalıklarını da denemiş olurlar.

ERKEK (1) KADIN (2) Derin derin göllerin Derin derin göllerin Dibine dalacağı Dibine dalamazsın Ahdettum yemun ettum Ne kadar yemin etsen Kız seni alacağum Sen beni alamazsın.



KADIN (1) ERKEK (2) Uşak gelme peşume Böyü kavağum böyü Anamın tek kızıyım Göğe mi alacasun Nazar edersun beni Almam seni deyisun Göğlerin yılduzuyum. Bekar mı kalacasun
YEMEKLERİMİZ
Trabzon yemekleri denince akla hemen, mısırdan, lahanadan, hamsiden, fasulyeden, patatesten, pidelerden, turşudan meydana gelen yüzlerce yemek tarifi gelir. Trabzon mutfağı zengin bir mutfaktır. Kim sevmez karalahana çorbasını, kim istemez kıymalının, peynirlinin damakta kalan tadını. Hani derler ya hamsinin kırk çeşit yemeği yapılır Trabzon'da... Doğrudur, hamsi kışın sofraların baş tacı yazın da yaylalarda, köylerde soğuk suların başında tuzlamasıyla aranan yiyeceğidir... Hamsi denince akla Trabzon, Trabzon deyince de akla hamsi gelir...

Trabzon'un yemeklerinin başlıcalarını şöylece sıralayabiliriz : Mısır sarması, etli lahana sarması, içli tava, hamsili pide, hohollu pide, pazı burmalısı, hamsili pilav, kuymak, su böreği, yufka tatlısı, laz böreği, gulya, turşu kavurması, pazı plakisi, lahana kavurması, kaygana, hamsi kuşu, mısır çorbası, ısırgan çorbası, hamsili pilav, hamsili ekmek, etli mısır sarması, Trabzon kebabı, Hamsiköy sütlacı, zumur, kaz kaldıran, hoşmeli, tomara kaygana, hamsi plaki, sütlü kabak, lapa, borani, hamsi çıtlaması, hamsi ızgara..
alıntı
 
Üst