Tek ve Çok Tanrıcılık Hakkında Bilgi

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
9.sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri - monoteizm nedir - politeizm nedir - gnostizm nedir - agnotizm nedir

Mono, bir ve tek, teizm ise tanrıcılık demektir. Buna göre monoteizm, bir ve tek Allah'a inanma biçimidir. Bu inanç biçimi, evrenin ve içindeki her şeyin yoktan yaratan mutlak bir Yaratıcıyı ve O'nun her şeye hakim olduğunu kabul eder. Şüphesiz bu güç ve kudret sahibi yaratıcı Allah'tır. O'nun gücü her şeye yeter. Allah, işiten, gören, bilen, ezeli (başlangıçsız) ve ebedi (sonsuz) olan, zamanı ve mekânı olmayan yüce ve aşkın bir varlıktır. Var oluşumuzun sebebi ve kaynağıdır.

Vahye dayalı bütün dinlerde Tek tanrı (monoteizm) inancı vardır. Tek tanrı inancına sahip dinler; Yahudilik, Hrıstiyanlık ve İslam’dır. Ancak zamanla bu inanç bozulmuş, yerine birtakım beşeri inanç biçimleri ortaya çıkmıştır. Bununla beraber, bütün dinler arasında Allah inancını en saf. ve en sade şekliyle koruyan İslam olmuştur. Çünkü İslam, getirdiği "Tevhit" anlayışı ile Allah'ın bir ve tek olduğunu, eşi ve benzeri olmadığı, doğmadığı, doğurmadığı, hiçbir şeye muhtaç olmadığını, kendisine ait isim ve sıfatlarının bulunduğu görüşünü hakim kılmıştır. Dolayısıyla Allah ile insan arasındaki mesafe, Yaratan ile yaratılmış bilinciyle muhafaza edilmiş, ne insan tanrılaştırılmış ne de Allah .insanlaştırılmıştır.

İnanma biçimi vahye dayalı olmasına rağmen Yahudilik ve Hrıstiyanlık, özlerindeki saf bir tek tanrı anlayışını koruyamamışlardır. Yahudilikteki "Tektanrı", millileştirilip sadece Yahudilere hasredilmiş ve insanı sıfatlarla nitelendirilmiştir. Hıristiyanlıktaki "Üçleme (Teslis)", tek tanrı şeklinde yorumlanmış, Hz. İsa ilahlaştırılmış, Allah da insani özellikler taşıyan bir hal almış ve yücelik vasfını kaybetmiştir.

ÇOK TANRICILIK (POLİTEİZM)

Politeizm, çok tanrıcılık demektir. Monoteizm'in zıddıdır. Bu inanç biçimine göre, evrende birden çok ilah vardır. Eski Yunan, Mısır ve Roma dinleri çok tanrılı dinlerdendi. Birçok ilahiyatçı, sosyolog ve filozofa göre, zamanla insanlar peygamberlerin getirdikleri dinleri unutarak veya terk ederek yanlış inanma biçimlerine kapılmışlardır. Bu sebeple ortaya çıkardıkları dinler de oldukça ilkeldir. Bazı insanlar, canlı cansız bütün varlıklarda kutsal bir ruh bulunduğuna inanmışlar ve bu ruhlara tapınmaya başlamışlardır. Böylece Ruhçuluk (Animizm) denilen bir din ortaya çıkmıştır. Yine bazı insanlar; güneş, yıldız, yağmur, şimşek, toprak vs gibi tabiat olaylarını ve kuvvetlerini ilahlaştırmışlar ve tabiatçılık (Natürizm) inancının doğmasına sebep olmuşlardır. Sonra bu gibi kuvvet!er şekillendirilmiş. ve putlaştırılmıştır. Bunun neticesinde de Totemcilik (Totemizm), Fetişçilik (Fetişizm) ve Putçuluk (Paganizm) dinleri ortaya çıkmıştır. Bütün bu dinlerin hepsi çok tanrılı (politeist) bir din anlayışına sahiptirler. Oysa Yüce Allah tarafından bir peygamber aracılığı ile gönderilen ve kutsal bir kitabı veya metni olan dinlerin hepsi, çok tanrıcılık düşüncesine karşı çıkmışlar ve Allah'ın birliğini (Tevhidi) anlatmışlardır.

GİZEMCİLİK (GNOSTİZİM)

Gnos; bilgi, yüksek ilim demektir. .Gnostizm ise; bilinebilirlik, bilinircilik demektir. Fakat bu bilgi, bilimsel bilgiden ayrıdır. İslam alimleri bu tür bilgiye “marifet" veya "arifane" demeyi uygun bulmuşlardır. Esasen ilim, genel nitelikteki bilgileri; marifet ise, özel ve ayrıntılı bilgileri ifade eder. Buna "dini sırların yüce bilgisi", "gizli bilgi" veya "vahiy ya da ilham edilmiş bilgi" demek de mümkündür. Başka bir ifade ile, gnostik bilgide bir gizemlilik ve kendiliğinden var olma gibi bir durum söz konusudur.Herkesin elde edeceği bir bilgi değildir. Ruhları yüksek bazı kimselere mahsustur.

Müslüman alimlerden "marifet"e önem verenler olmuştur. Ancak hiçbir zaman bu tür gizemli ve mistik bilginin vahiyden üstün olduğunu iddia etmemişlerdir. Marifetin mümkün olduğunu kabul etmişler, ama ilimsiz marifeti de imkansız görmüşlerdir. Çünkü bu tür özel bilgilerin temelinde, bilimsel bilgi olması gerektiğini savunmuşlardır.

Gnostizmi felsefi bir akım gibi algılayanlar, elde ettikleri bu tabiat üstü bilgiyi dini kaynaklardan daha üstün kabul etmişlerdir. Bu akım, insanların tekrar bedenen dirilemeyeceğine inanır. Onlara göre, kötülüklerin nesilden. nesile devam etmemesi için evlenmemek daha doğrudur. Bu tür inanma biçimleri İslam düşüncesi içinde asla yer almamıştır. Bunlar vahye aykırı, yanlış düşüncelerdir. Çünkü ne Yüce Allah'ın ne de O'nun kutlu peygamberlerinin söylediklerine uymaz

BİLİNEMEZCİLİK (AGNOSTİSİZM)

Gnostisizmin zıddıdır. Agnostisizm düşüncesine göre, insan aklı ve zihninin hiçbir şeyi bilmesi mümkün değildir. İnsan, evrendeki nesnelerin ve olayların ilk sebepleri ve son gayeleri gibi metafizik gerçekleri asla bilemez. Buna Yüce Allah da dahildir. Bu nedenle insan aklının ve zihninin(reel) gerçek bir değeri yoktur. Objektif bir bilgi ve metafizik (fizik ötesi) mümkün değildir.

Sahip olduğumuz veya elde edeceğimiz bilgiler, varlık hakkındaki problemlerimizi çözmeye yetmez.

Aklı sınırlı olan insan, varlık karşısında çaresizdir. Dôlayışıyla,:Allahın varlığını veya yokluğunu bilmesi mümkün değildir. Bu insanın şüpheci tavırlar sergilemesine neden olmaktadır. Agnostiklere göre bilgi edinmenin imkansız olmasıdır. Çünkü insanın bilgi edinmesini engelleyen bir çok engeller ve çaresizlikler vardır Felsefi bir akım olan agnostisizm (bilinmezcilik ) düşüncesi özellikle Allah hakkındaki bilginin duyularımızla algılanamayacağını iddia eder. Çünkü AIlah, duyusal deneyimlerimizin dışındadır. Dolayısıyla Allahı duyularımızla algılayamayacağımız için var olup olmadığı konusunda bir yargıya varmamız mümkün olamaz. Görüldüğü gibi agnostisizm,' doğrudan Allah'ı inkar edip reddetmemektedir. O'nun hakkında bilgi edinmenin olduğunu söyleyerek Allah ile ilgili herhangi bir yargıya varamayacağını iddia etmektedir.

Vahye dayanmayan bu akım da doğruya isabet ettirememiştir. Zira vahiy ürünü olan din, gerçek varlığın bilgisine ulaşılamayacağını kabul etmekle beraber, ulaşılsa da bu, bilgi ve akıl ile değil, iman ile mümkün olacağını söylemektedir.

alıntı
 
Üst