NarKoz Gibi Bİr iHaneT

#1
Sponsorlu Bağlantılar





Kırmızı şarap değil; narkoz gibi bir sevda damlıyor, şeffaf bir şarap kadehi olmuş dudaklarından! Ve narkoz gibi bir ihanet sunuyorsun bu gece bana… “10’a kadar say sevgilim” diyorsun; derin derin nefes al…”

bir:


Yeni bir metresle, eski bir aşka başlar gibi uyanıyorum artık her sabah ve duman duman gözlerimin önünden acı dolu bir karmaşa akıp gidiyor… Gözlerimden fışkıran hiddet ve öfke sanki bir katile saplanan pis bakışlar gibi saplanıyor içime!

iki:

Tek sıra dizilmiş de Eros’un pegasuslara binmiş süvarileri, uçlarına gözyaşından barutlar sürülmüş kan okları atar aşıkların gözbebeklerine…

Sokaklarda cirit atan huzursuzluk aşıkların avuçlarını kör bir jilet gibi kesmekte… İlikleri inim inim titreten gecenin matemi kim bilir daha kaç intihara gebe?

Haykırıyorum gece gece kudurmuş varlığına! Bırak bari İstanbul tanık olsun damarlarıma zerk ettiğin ızdıraba!

üç:

Bak, şu acının her açısını derece derece tavaf etmiş avuçlarıma bak! Şu hasretten tenime silinmez mürekkeplerle kazınan kedere bak! Şimdi hangi âlim yapar suskunluğumun tabirini?!

Gözbebeklerimden tebdil-i kıyafet dolaşan bir kıyamet olup süzülen şu mısralar, hangi kavmin günahıdır? Hangi cesur peygamber üstlenir uyarmayı artık, sesimde cirit atan kâfir zümreyi?!

dört:

Avuçlarımdaki acıya bak! Şimdi ben, nereye dökeyim bu acıyı? Hangi okyanusa boşaltsam, taşıyabilir bu sancıyı? Hangi yıldız şaşırmaz yörüngesini? Hangi kara delik çekebilir avuçlarımdaki kahrı?! Şimdi ben bu acıyı nereye dökeyim, nereye saçayım, gözbebeklerimin hazine arazilerine durmadan gecekondu mahalleleri kuran bu mafyavari kederi?

beş:

Gözlerimden fışkıran renkli dumanların önünde acılar sanki resmi geçit yapıyor… Öyle bir bakıyorsun ki; sanki gökyüzünde yeni bir yıldız doğuyor…

Kime baksam, sana benziyor! Öyle kötü bakıyorum ki insanlara kimin yüzüne baksam, beni deli sanıyor!

altı:

Yitirdim yüzünü ilmek ilmek… Önce anılar yitti birer birer sonra da kırık dökük sözcükler… Üç noktalar yitti sonra, yitti gitti,yitirilen uygarlıklar gibi şiirler…

yedi:

Gözbebeklerine çöreklenen yalan, sana Havva’dan, Havva’ya Âzâzil’den miras! Bakışlarında gün geçtikçe, gayri meşru bir çocuk gibi büyüyor ihanet!

sekiz:

Peri perdeleri ile örtüp yarım bırakılmış şiirlerin üstünü, içimde çıkarttığın tüm yangınları gözbebeklerimde söndürüyorum!

dokuz:

Kiramen Katibin meleklerim bile ilk kez şahit oluyorlar böyle bir çıldırışa! Parçalanıyor her an biraz daha sızlaya sızlaya Cahiliye Devri putları gibi, içime zamansız çöreklenen yalancı tanrıça!

on:

Ve şimdi bir küfür olup sızıveriyor adın dudaklarımdan sokaklara! Sabah erken uyanan insanlar, ilk kez tanık oluyorlar bir şairin intiharına!

Durma! Biraz daha ölüm ver bana, biraz daha intihar koy meze tabağıma! Yetmiyor kanıma karıştırdığın narkoz bu ihanete katlanmaya…

!!!



(Anlayamazsınız..!!!Anlayamazsınız!!!Anlayamazsını z!!!)
 
#2
##__[FaiLi MeÇhuL Bi öLüyüM]__##



Yaşam denilen zımbırtıyla uğraşmaktan bıktım. Ne beni anlayan kulak ,ne beni gören göz, ne sesime ses katan bir yankı var. Sesim yankısını yitirmiş, bedenim kokusunu ...Artık kimseyi istemiyorum.. Kafese kilitlenmiş esir gibi yerimde dolaşıp durmaktan bıktım.....

Şimdiye kadar başım hep dik gezdim ,ağlamak yerine susmayı tercih ettim .Ta ki o ana kadar... Ta ki ailemin bana güvenmediğini duyduğum o ana kadar ... Lafın gelişi sevmek sözde sevmek, ama yürekten sevmemenin ne olduğunu gördüğüm o ana kadarmış .İşte o an gözlerim yavaş yavaş ıslandı.. Yüreğimin yamaları yeniden açıldı. İstemedim bunları ben istemedim...
Çivinin tahtaya açtığı yaralar gibi kalbimin yaralanmasını ben hiç istemedim. Of o kadar o kadar çoktu ki üzerime yağan kurşunlar. O kadar
kan almıştı ki canımdan .O kadar çoktu ki canımdan can alanlar...

Kırık vazomun parçaları kayboldu. Kimse onları bulamadı. Uhuyu yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Kimse birleştiremedi ... Kimse ama kimse başka bir yol düşünmedi. Off offf benim de ailem vardı oysa. Arkadaşlarım, dostlarım, inandıklarım uğuna nice sıkıntılar çektiğim inançlarım vardı bir zamanlar. Yaşam da hedef bildiğim, hedef bulduğum ilkeler ve ideallerden örtülü bir yol vardı. Ne zaman başladı bu yabancılaşma. İlk hangi noktadan sızdı bedenime ?Sonra yavaş yavaş tüm vücuduma nasıl ziyaret etti? Hiç mi anlamadım? Oysa erken teşhis hayat kurtarır, Kangrene dönüşmüş bir yara kanıyor içimde... Tedavi edemiyor hiç bir ilaç. Ve sonunda olan oldu.. Bir cinayet melodisi çaldı. Dedektifler parmak izlerinin kime ait olduğunu anlayamamıştı .. O kadar çoktu ki cinayetimin failleri... Üstlenen olmadı cinayetimi. Sahip çıkan da.... Cesedimi teşhis etmek için morga çağrılanlar tanımadıklarını söylediler. O soğuk yüzlü cesedimi timsah gözyaşları bile dökemeden ardımdan arkalarını dönüp gitmişlerdi koşarak. Yüzleşmeye cesaretleri var mıydı ki ne benimle ne de kendileriyle... Muhasebe yapılacak vicdanlarıda yoktu onların.. Kendilerince verilecek hesapları da..

Ben ise ;
Gözleri açık soğuk cesedimle ve buz kesmiş yüreğimle manşetlerdeyim artık..
Herkesin biraz faili olduğu meçhul bir cinayet olarak.....

!!!
 
#3
masal bitti...!!! ölüyorum..!!!


Biz çoktan bitmiş bir masalın kahramanıyız şimdi..Ne ben pamuk prensesim,ne de sen sevdigini kurtaran o asil prens.Kısacası sevgilim mutlu bitmedi bu masal.Kırk gün kırk gece söylenmedi bu aşk.Zalimlere karşı direnmedik,pes ettik,yenildik.

Halbuki böyle ögretilmemişti bize aşk izledigimiz filmlerde,okudugumuz masallarda..Direniyordu Mecnun Leylasş için,Ferhat şirini için.Ne sen Leyla olmayı becerebildin,ne ben Mecnun.Bittik biz..Yazması kolay,anlaması
zor..Bittik...Figüranı olduk bu masalın sadece,kıyısında köşesinde kalmış kırk haramiden biriydik..

Hala niye bu kadar acı veriyorsun anlamıyorum.Bir selamı çok gören yarim,neden gözyaşlarıma engel olamıyorum bu gece.Temmuzda de bitti oysa,yagmurlarda gitti.Bilmem kaç iklim ötemdesin,kaç yıldız uzağımdasın,ne yapmaktasın??iyimisin,kötümüsün,pişmanmısın,ağlama ...inan hiç bilmiyorum..Bilmek acı verir belki,bilmek istemiyorum..


Kaçıp gitsem uzaklara,kimse görmese,tanımasa beni,yok olsam o kalabalıkta,eriyip gitsem karışsam karanlığa..Yanımda degilsin,yakınımda degilsin,aynı havayı bile solumuyoruz ama bu acı ne?Herkesemi yaparsın bunu,acı mı verirsin,sonra çekip gidermisin??

Belki de masallardaki gibi yapmalıyım.Her masal mutlu sonla bitmez ya,bu masalda da ölen ben olayım,gülen sen..ibreti alem görsün diye aşkımın yüceligini,sallandırayım cesedimi boşluklarda,gelme gelme sakın mezarımın başına..Ve bu masal bitsin burda...


!!!
 
#4
++**++..."HOŞÇAKAL" biLe diyeMedim ...!!! ++**++



Yenildiklerimle ipe attı darağacına sürükleri aşk beni

''Hoşçakal'' bile diyemedim...!


O günün o saatin o Mutluluğun anına yazıyorum bunları...

''Seni Seviyorum''...!!

Gece karanlık ay daha şeklini almamış herşey için çok erken ama sen gittin ya benden,bende gittim artık benden..Yakıştırdın ama musaAllah taşını,bıraktın sahipsiz caddelerde ismimi..Adı konmamış ayrılıklarda bıraktın Yüreğimi.Ne kadar masum bir aşktı bizimkisi.Ölümü bile göze almıştık hani,hani hiç bitmeyecekti,içimizdeki kızgın Ateş sönmeyecekti hani.Hani sen gün gelip benim olacaktın !!!..Unut demek kolay mı gelde bana bu asi yüreğime sor.Neden istedin bunu benden aşkın adını ayrılık koyalım diyemi.Savaşmadım mı senin için Ölüme her seferinde meydan okumadım mı ?!! Nasıl dalgasız deniz bir hiçse,ben sensiz sende bensiz bir hiçsin.O günlerin hatrına aşk dolu gecelerimizin hatrına Hakkını helal et gözbebeğim...

Hangi aşka,hangi zamana,hangi kadere,hangi şeytana yenildik ? Yoksa kendimize mi yenildik ?

Sevmek kolaydır,aşık olmak kolaydır ama yürütmek sonsuz kılmak kolaymıdır ?!!
Her gece insaf her gece İsyan peki bu İsyan neye zamana mı kaderemi ?..Sorularla tek başıma yapayalnız bırakıp gittin Yüreğimin derinliklerini.

Hiç bir eroin,hiç bir esrar hiç bir sigara bagımlı yapamadı beni.Ama seni tek çekişte bağımlı kıldı bu Gönlüm.

Ne denmiş bi Şiirde ;

''Seni çekiyorum içime seninle sarhoş oluyorum''

Damarlarıma bir şırınga gibi yapıştın.Kelimeler anlamını yitirmiş,kifayetsizce anlam arıyolar kendi aralarında.Kaç mevsim daha cekecewm seni içime ?Kaç kere daha ölecem ? Damarlarım daha nekadar sana karışacak ??

Hangi aşka,hangi zamana,hangi kadere,hangi şeytana yenildik ? Yoksa kendimize mi yenildik ?

Yenildik ya ne önemi var neye nasıl neden yenildiğimizin.Şimdi beni soracak olursanız..''Ucurumun bir adım gerisinde yeter diye bağırmaktayım''
Fırtına gibi girdin,alabora ettin ve kaçtın dagıttın tüm hücrelermi toz duman ettin beni ve hayallerimi sadece geride kalan kirli bir ''Ben''...Hiç bukadar ölmeyi istememişti Yüreğim.

Tüm ışıkları söndürün !!! Zifiride artık Belalarım,karanlıkta artık sevdalarım.İçimde ki geceye nasıl hiç Güneş doğmayacaksa gecelerimdede ay hiç bir zaman şeklini alamayacak...

''Yüreğim benim efendimdir.Ona İtahat ettim onun emrine göre Köpek oldum hareket ettim ve gene Köle olan ben oldum.Hiç bir zaman Aşkın efendisi olamadım,Hükmedemedim Yüreğime...Dedim ya Yüreğim efendi ben ise Köleydim hep o Hükmetti hep ben Yenildim..Hep o Hükmetti hep ben Yenildim''...

ve

Yenildiklerimle İpe attı,Darağacına sürükleri aşk beni...!

Yürüdüm...Yaklaştım...Çıktım...Boynuma Taktın ve Sandalmeye vurdun !! ve ben giderken O dar ağacında bıraktım tüm Aşkımı,Hayallerimi...

'' Hoşçakal'' bile diyemedim....!


!!!
 
#5
*DiLeRim Allah'tan benSiz giTTiğn hiçbİR yOl açık olmasın*



Ve gittin..

Öncesini düşünmek istemedigim sonrası ise meçhul bir aşktı yaşadığımız..

Ve aşk bitti..

Giderken geride bıraktığın, içinden seni de almayı unttuğun bir kalp.Biraz hasarlı, ürkek, bir o kadar da beceriksiz..
Seni unutmayı bile beceremedi bu kalp..

Aşk bitti...

Sensiz uyuyamadığım geceler,karanlıktan korktuğumda çevirdigim numara, sabah kalktıgımda huzur verici sesin yok, gözlerin yok...

Dedim ya gittin...

Sen gittin gideli bu ilk ve son mektubum sana...
Artık seninleyken yazdığım şiir ve mektupları düzeltiyorum ve düzeltecegim...

Seni seviyorumları 'seni ne cok sevdim' yaptım,meğer ne çok seni seviyorum yazmışım, seni öpüyorumları 'seni özlüyorum ' yaptım...
Yaptım da bir 'seni unuttum' yapamadım...
'Seni unutmalıyım'da kaldı hep...
Seni unutmalıyım...

Ve gittin...

Sadece bitti dedin...
Fazlasına gerek yoktu zaten...
Herkes anlamak istediğini anlardı degil mi.?
Ama inan hiçbir şey anlamıyorum...
Sana lanetlermi yağdırmalıyım,yoksa yolun açık olsun mu demeliyim...
Yok bu çok fazla,dilerim Allah'tan bensiz gittiğin hiç bir yol açık olmasın...
Sensiz aldığım nefes nefes değilken, bensiz aldığın nefes nefes olmasın...
Yok bu da çok fazla...

Ben kıyamam ki sana...

Ben sadece geride bıraktıgın bu beceriksiz kalp için yalvarıyorum...

gel unuttur seni bana ..

Herseyi tam sanmıştım hep, eksikleri görene kadar...
Ama şimdi farketiyorum ki, eksiğin ötesinde kayıp var...
Ellerim...Saklanmışlar gölgelere, bomboş ve soğuklar...


!!!
 
#6
Dilsiz umudun imkansız sevdasıydın sen…




Umuda gülümseyen heceler ---

“ Türkülerle büyüttüğüm çocuğun,
Acılara serilmiş
Dilsiz umudun imkansız sevdasıydın sen… “

Rüyaları çalınmış gecelerde sevdim seni. Yetim cocukların kirlenmemiş düşlerinde büyüttüm seni. Her gülüşün, acılarıma sürülmüş bir merhem gibiydi. Lacivert okyanuslara uzanan umuttu gözlerin.Korkularımı yüreğinde emziren bir imkansız sevdaydın sen.Yeni doğmuş bir bebeğin kundağında uyuttum hasretimi. Kirpiklerin papatyaların avuçlarına uzanmış uyurken, ben yüreğimi közledim acılarında. Sen umuda gülümserken, ben bedenimi közledim bir günahına. Ne olur sus bitanem. Kaybettiğim güneşi senin gözlerinde bulmuşken , ezilmiş goncalarımın yaşlarını gülüşlerinin sıcaklığında kuruturken onca fedakarlığımı ne olur büyütme. Her şey senin yüregin ve sevdan için.

Yenilgiyi kuşanmış yılların umuda gülümseyen takvim yapraklarında sevdim seni. Geceleri avuç içlerime uzanıp kirpiklerimle sildim irine bulaşmış yüreğini. Her sabah alnının cayırlarında susuz gezinen çardak kuşlarını gözbebeklerimde emzirdim.Gökyüzüne yıldızları sererken gül kokulu Melek’ler , ben gözlerine mutlulukları motifledim..

Rabbimden hep seni diledim alnımın seccadeyle öpüştüğü zamanlarda. Güneş huylu çocukların gözlerinde büyüttüm seni. Aldırmadım uzaklarda oluşuna, boyun bükmedim arsız yokluğuna. Yüreğimin suskun kelimelerinde sevdim seni. Hasretinde kaç kez öpüştüm sen diye katransı geceyle, kaç kez iç geçirdim güneşin avuçlarından yüreğimi süzülüp dudaklarıma inmeni yanık türkülerle. Sen tutacaksın diye yüreğimi ipsiz uçurumlara saldım. Gözyaşların söndürür diye bedenimi senin günahların için güllerin koynunda yaktım. Kanasa da bedenim hasretinde, ne olur içinde yaşat beni. Yüreğinin sıcak hücrelerinde büyüt beni.

Uzaklardan bir çağırsan beni, kirpiklerinden düşen gözyaşlarını dudaklarımla emmez miyim ? Göçmen kuşlarla haber yollasan, karları üzerime giydirip kanayan yaralarını bedenimle örtmez miyim ? Haydi ağlama sen gül yüreklim. İmkansızlığın içinde yürüt beni. Kavuşmamız yasak olsa da yüreğinde büyüt beni..

Aldırma yalnız gecelerde suskunluğuma. Aldırma gözyaşlarıma. Sırtlarımız ayrılık duvarlarına dayansa da sevgimizi imkansızlığın içinde yaşatmadık mı ? Ayaklarımız karların altında yanarken , bir avuç güneşle “ sevdamızı “ kurak topraklarda zamansız yeşertmeyi ummadık mı ? Karanlığa inat yüreğimi yıldızlara yaslayıp sevda bozkırlarda “ umuda “ kök salmadık mı ? Haydi sil gözyaşlarını. Eğdiğin başını “ gökkuşağına “ kaldır. Bu aşka hasretin prangaları vurulsa da bir gün vuslatın şerbetini içeceğiz Zümrüd- ü Anka’nın avuçlarından. Güneş küsse de tenimize, gözlerimizin aydınlığında büyüteceğiz sevdayı dilenen çiceklerimizi

Nerde olursan ol, sevdaya gülümse. Sıcak nefesinle karanlığa yakılmış kandilleri üfle. Dudaklarıma sür,acılarının katransı zehrini. Haydi umuda tutunmuşken, avuçlarından ben içeyim zemzem kokan sevda nehirlerini. Ve mutluluğu solurken gecenin karanlığında kirpiklerinde uyut beni.


!!!
 
#7
{Canımdan Çektiğin adını benim için sakLarmısın?}



Yüreğim bir ayraç misali takıldı bakışlarının arasına.
Günlerden hangi cumartesiydi veya pazardı inan hatırlamıyorum. Anlamsız olduğum, sıkıldığım, boş boş etrafa bakındığım anlardan birinde avuç içlerimin arasına aldım sesini ve seni aradım.

Yolculuklar neden daima alfabenin sonuna doğru başlar ki?

İşte benimkisi de böyle bir yolculuktu. İlkin loş bir karanlıkta “merhaba” dediğim, sonrasında da adresini bilmediğim bir kapı aralığında söylediğim bir merhaba…

Yüzünde küçücük çocukların kırılgan ifadesiyle aralık bir bakışta tutulmuştum gözlerine. Benim kadar derin bakıyordun. Öyle zamana borcun yoktu diğerleri gibi. Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettirene kadar, içime doğru bakıyordun. İçim ne de çok ezildi gözlerimi kaçırdığım, başımı öne eğdiğim ve hatta ilk defa tenime dokunduğun zaman.
Söylesem hangi izi taşırsın bedeninde benden kalan ve kim bilir hatırlar mısın sırılsıklam bedenine dokunduğum anda sana söylediklerimi?

Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?

Saçlarım darmadağınık…
Oysa daha bu sabah senin için hazırlanmıştı her şey.
Telefon defterine baktım, bir daha ve bir daha ve son bir defa. Seni aramak için sebepler yaratmaktan yorulan beynim sonunda uykuya verdi kendini. Aklım ve sen uykuya daldık.

On altıncı boyuttaydık seninle. Buraya kadar gelmemize izin veren ikinci boyuttu. Sayende arada geçen zamanları algılama fırsatım bile olmamıştı. Çünkü her şey çok hızlı olmuştu.

Oturdum… Elimdeki fincanda gittikçe soğuyan bir çayın ve vücuduna yavaş yavaş yayılan alkolün, az sonra bitecek hüznü yerleşmişti bakışlarımızın arasına.

Sanırım ben, bir tek seni alamadım o bakışların isimsiz randevularına.

Yapamadım…

O resmin üzerime düşen gölgesinden sıyrılamadım.

Hiç bilmeyecekti…
Duymayacaktı...
Yine kaldığı yerden alacaktı ellerini ellerine. Ama ben yine de yapamadım.

Mevsim sancıları yine her zamanki gibi gri şehrin sokaklarında içimi acıtıyor. Eksiliyorum senden içeri, sana doğru. Hiç kendine boğulur mu insan? Mahkemede hem sanık hem tanık olur mu? Erteler mi arzunun dolaştığı bakışları gözlerinden?
Terk eder mi o kırılgan titreyişi?

Anlaşılmayacak biliyorum. Yine de seni satır aralarına gizliyorum, kimse bilmeden, kimse duymadan.
Doğanın çam kokulu düşlerine emanet ediyorum o akşamı da. Işığın yerini küçücük ışıltılar almıştı hani.
Neredeyse sana (d)okunacaktım..

Dedim ya günlerden hangi cumartesiydi ve belki hangi pazar, hatırlamıyorum. Artık ne önemi var ki!?
Şimdi sana söyleyemediklerimi alıp yanıma gidiyorum.
Arkamdan bakar mısın yoksa gelir misin düşünmek istemiyorum ve yine her zamanki ve hiç bilmediğin gibi “sana” yalan söylüyorum.

Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?



!!!
 
#8
/-Kaç Hain Bıçak DeLdi geçTi yüreğiMi-/



Yokluğunu yaziyorum ey sevgili, satırlarıma sığmayan o lanet olasi yokluğunu...!

Bir elimde tükenmek bitmeyen sigaram diğer elimde seni unutturur düsüncesiyle icerek daha cok hatırladığım içkim..!

Neyleyim sensiz geceleri,sensiz uykuları,sensiz rüyalarımı...Sitem kalmadı dilimde,feryadım bütün Sehri boğdu,cı
lıklarımı duymayan kalmadı ama sen yoksun..!

Bir şiir yazdım sevdamıza, her okudugumda bıcak saplanıyordu yüregime.Yüregim sanki acıyı örtmüstü üzerine,öyle agırkı yükü gücüm yetmiyor kaldırmaya..Bana inat kalkmıyor yüregimden..

Kader bana inat,bense kadere karşı koyuyordum ama yenilende,kaybedende sevdamız oluyordu herseferinde..Olmuyor be mühür gözlüm sensiz beceremiyorum yaşamayı.. Acımasız kader yine susturuyordu tüm sesleri sanki dünyada yaşam durmus gibi yasaklanmıştı herşey yokluğunda..!

Kaç hain bıçak deldi geçti yüregimi taşıyamıyorum artık,bedenim düştü düşecek,görmüyor gözlerim,kulaklarm işitmiyor hic bir sözü.. hicbirsey yetmiyecek ruhumu diriltmeye çünkü ben tükendim, çünkü ben bittim...çünkü sen yoksunn..!!



!!!
 
#9


Kaybol..

Çık git artık yüreğimden hüzün. Verdiğin yorgunluk bitiriyor beni. Tüketiyor ağır ağır. Garip bir ölüm sarıyor bedenimi; ruhumu kaplıyor karanlık..

Korkuyorum... Evet korkutuyorsun... Hep korkutuyordun...

Titremelerden alamıyorum ruhumu.. Çık git yüreğimden artık.. Çık git hüzün...

Bir kerecik olsun yalnız bırak beni.. Ne olursun git...

Göz yaşlarımı arama boşuna yanaklarımda, kurudu onlar çoktan... Yüreğimi akan kanlar sardı bedenimin her tarafını da onu bile umursamaz oldu benliğim..

Git.. Ne olursun bir kez olsun, bırak beni bir başıma.

Ya da...

Yada, bırak beni, ben gideyim çarpıp kapıyı...

Dışarıda kar var umurumda değil...

Belki tipi çıkar kaybolurum karda izini sürerken sıcak bir gülümseyişin...

Belki tipi çıkar kaybolurum izini sürerken sessiz...

Hem dışarısı soğuk.. İzin verirsen ve gidersem eğer; buzdan evim daha güçlenir de yüreğimin orta yerinde, bir daha bu kadar yorulmaz bedenim.

Tamam...

Kabul...

Yastık altında sakladığım son umut kırıntılarımda sana kalsın ey hüzün...

Evet..

Evet al, onlar da sana kalsın, ne yazar?

Ama alırken zorla yapıştırdığın maskemi de çıkar yüzümden...

Bazen beni bile kandıran bu maskeyi istemiyorum artık anla... Kanımı emiyor ve ben engel olamıyorum canımı yakmasına.. Lütfen almışken yüzüme yapıştırdığın bu maskeyi de al...

Bırak.. Bırak izin ver gideyim artık...

Dışarıda kar var hem, belki tipi çıkar...

Tipi çıkar da kaybolurum ...

Kaybolur da kurtulurum..
 
#10


Yaşanmış ve bitmiş bir sevdada takılı kaldım paslı bir çivi gibi
Sensizliğin kaçıncı günü bilmiyorum daha doğrusu gittiğin gün mıh gibi aklımda da günleri saatleri saymaktan yoruldu kalbim.
Bitmiş… gitmiştir…
Bitişin gidişin tek taraflı olması ne kadar acı verici bilir misiniz?hani konuşmak istersin kelimeler düğüm düğüm olur boğazında anlatmak istedikçe kelimeler çıkmaz ağzından karabasanlar etrafını sarmışken haykırmak istersin ama haykıramazsın…
Yalnızlıklar bitişler ve gidişler yapışmıştır bir kere yakana seni bırakmazlar seni tüketene kadar bırakmazlar
Hele de çıkarsız sevmişsen gözü kapalı inanıp güvenmişsen benim gibi kusura bakamın hiç iflah olmazsınız artık ayrılık özlem her gün biraz daha büyür.
Onun sıkıntılarını duyup kendi sıkıntıların edersin halbuki anlamsızdır o gitmiştir. Bir türlü anlatamazsın kalbine giden birinin sıkıntıları üzüntüleri senin neyine bırak kendi baş etsin dersin oh olsun demek istersin ama diyemezsin sana yaşattığı tüm üzüntülere kalp ağrılarına rağmen diyemezsin onun için uzaktan uzağa üzülürsün geceleri dua edersin mutlu olsun huzurlu olsun diye ama sen ne mutlu nede huzurlu olamazsın onun gidişi seni bitişin olmuştur çünkü sen hiç şey gözetmeden sevmişsindir. Hani birini sevmen için onu görmen gerekmez diye bir söz var ya işte sende öyle bakmadan görmeden sevmeye devam edersin o yüzden ne mutlu nede huzurlu olursun

Yakalaşan doğum gününde yanında olmak istersin ilk sen hatırlamak istersin ilk sen ona hediyesini vermek istersin ama bilirsin ki bunlar imkansız o senden çoktan gitmiştir seni çoktan bittirmiştir. Ama anlatamazsın kalbine o ısrarla yanında olmak ister. Biliyormusun sen benden gitmemişken beni bittirmemişken düşünmüştüm ne alacağımı ama şimdi sadece şu geliyor aklıma

Ahşap bir kutunun içinde küçücük bir kalp ve içinde küçük bir not “sana sende olmayan çok özel bir şey hediye etmek istedim. “


Gidişin bitişim tükenişim oldu ama sen her şeye rağmen yine mutlu ol emi



 
#12


Söylesene yüreqim, dayanabilir mi qözler onu qörmemeye..
Söylesene kalbim, özlemezmisin sen konuşamayınca..
Söylesene! Söyleseneee….



Hasta oldum çorbamı yapacak biri yok. Öksürüyorum..$urubuma yetişemiyorum.
$imdi bıraktıqın yerdeyim.. Sarılmışım yastıqıma, aqlıyorum doyasıya.. Neden bilinmez, o an anlıyorum sebepsiz olduqunu çaqrışımların.. Gelmeyeceqini… Ve O an anlıyorum, aslında hayallerimin bomboş bir tenekeye benzediqini!…
Kalmışım tek başıma…Yaşıyorum yoklukla!



Dolaşıyorum caddelerde elim bomboş.. Sarılan bir çift qördüqünüzde, hani yüreqinizin acıdıqını hissedersiniz ya..İşte onları her qördüqümde! içimde anlatılamaz bir ifade…



Karşıma hep yanlış aşklar cıktı buncaa zaman! Yanlış zamanlar ve yanlış kişiler.. Onlarla yaşadıqım yanlış ilişkiler.. Ve onların verdiqi yanlış acılar,teselliler.. Belki de hepimiz! yanlış bir zamanın elçileriyiz! Belki de hepimiz..Belki de hepimiz yanlış kişileriz!



Kimisi saklar kimliqini.. Acıklamaz benliqini! Hani insanın içini okursunuz ya, insan sarrafı qibi.. ßen de anlıyorum bazen kimliksizleri.. Sen’i , anladıqım qibi! ..



Sorular soruyorum bilemeyeceqin tarzda.. Hoş, bilemiyosun da!
$ıklar veriyorum kolay olsun sevmek diye.. Joker haklarını bile kullanmaya tenezzül etmiyorsun!
Nesin sen söyle?? Unutma! ßu dünyaya qeldiqimizde, eşittik ikimizde!




Hadi sildim soruları..Zorlamıyorum seni ama sen zorluyorsun illa unut beni!
Körleşti beden.. Koklayamaz oldu, yürüyemiyorum! Unutuyorum..Siliyorum.. İstediqini veriyorum. Geceleri uyuyamıyorum.
Miras yazmak icin ne qerekli? Hastayım, hayat zor.. Anlasana beni doktor!





Söylenecek söz kalmadı, fazlasıyla sarfettim kelimeleri..Fazlasıyla!
Ödedim sendeki borcumu.. İçim rahat..huzurlu..
ßendeki borç, kabarmaya yüz tuttu.
 
#13




Yüreklerimiz mahzunken, acıları evlat edinmişken, hayata tedirgin gözlerle bakarken bulmuştuk birbirimizi. Yaralarımızı sardık, umutlandık. Bir daha hiç bulamacağız dediğimiz aşkı yakaladık. Çocuklar gibi sevindik ve deliler gibi sevdik. Yollar sana gelirken hep kısa, senden ayrılırken hep uzundu. Seninleyken yaşardım, sadece seni yaşardım. Böyle yakındık ya birbirimize, bu aşk hiç bitmez sanırdım.

Bir sevdayı büyütmek hiç kolay değildir yar, daha baştan “Benim sevdam büyük olmalı...” demiştim de “Korkutamazsın beni...” diye cevap vermiştin. Ben sevdamı adım adım büyütürken, sen kaçış planları yapıyormuşsun. Ayın karanlık yüzüne doğru kalkmışsında, ben fark edememişim. Gerçekten korktun, bu büyük sevdanın altında ezilmekten korktun. Beni, benim seni sevdiğim gibi sevmekten korktun. Suçlamıyorum seni, kimi sevsem, kime açsam yüreğimi aynı şeyi yaşıyorum, şaşırmıyorum.

Sözlerin çınlıyor kulağımda, “Seni sevmediğim gün ölüyüm ben...” deyişin geliyor aklıma. Yağmurlu bir gündü ve tepeden tırnağa sırılsıklamdık ikimizde. Boğaz’ın kıyısında sarılıp bana, sağa sola sallanırken söylemiştin bu sözü. Sonra da eklemiştin; “ Ben yağmurda dans etmek için seni beklemişim meğerse...”

Şimdi bulunduğun yerde yağmur var mı yar? Yine yağmurda dans etmek geliyor mu içinden? Gittiğinde beri bir defa bile yağmurda yürümedim yar. Zaten sevmezdim yağmuru ya, şimdi sen yoksun hiç içimden gelmiyor. Sonunda bu şehri terke edeceğim. Yağmurun hiç yağmadığı neresi varsa oraya gideceğim. Gelme benimle olur mu, kal gittiğin yerde. Bir kez kaybettim seni, gelirsen yine gideceksin ve ben bu kez dayanamam gitmene. Bu kadar güçlü olamam. Şimdi dayanmaya çalıştığım o yürek sancılarına bir daha katlamam. Ölürüm anlıyor musun? Gelme o yüzden, yarım yamalak da olsa yaşamamı istiyorsan gelme... Orada kal yar, yağmurlarda seninle kalsın. Yağmursuz iklimlerdir şimdi menzilim, sensizliğe doğru yola çıkmalıyım... Dönüş yok bizim için aşk bitti. Orada kal, gittiğin yerde. Seni benden ayıran her neyse, onunla kal. Kal ki; değsin gittigine.....

"Sebepsiz yere giden birine.."
 
#14




Deli oluyorum...
Belkide aklımı çoktan kaybettim.
Artık benim olmasanda,
Ömrümü sana tükettim...!





Sen gittiğinde bi çok şeyde senle gitti;Mutluluğum,Gülüşlerim,Sevişlerim,Sana olan aitliğim ve hayatımı hayat yapan bi çok şey...!Kimin olursan ol,Kimle olursan ol yüreğimi bikere teslim ettim sana,Sen benimle olsanda olmasanda...!O yaşanıcak güsel günleri birlikte görmek varken...Ayrı yüreğin benden ayrı mutlulukların tadına bakmış.!Günlük afiyetlerin geçici kalıcılığına kurban ettin bizi...Bense elimde senin için görmezlikten geldiğim bi hayat,ve o hayatın bana getirilerini sensiz kabul etmediğim,boşa harcadığım,harcandığım yanlızlığımla yol aldım ;'Yeni bi Bana'.!


Seveceğini bilseydim,
Yalvarır sana 'Ne olur dön !' derdim,
Döneceğini bilseydim,
Yoluna milyonlarca gül sererdim..



Yüreğini yeniden yüreğime katıcağını bilseydim;Yine Deli'n olurdum!Senin olurdum...Sonsuz olurduk...Ama sen yakıştıramadın seven kalbimi kalbine,Tersledin hiç düşünmeden!Onca zaman geçti;Eğer aklın başına gelseydi;Kimseyi dinlemez,Her acıya göğüs gerer yine elini tutabilirdim!Hatta senin için meydan okuyabilirdim eşe dosta,Silebilirdim herşeyi..Herkesi..!Ama onca zaman gelmedin..!Nerdeydi yüreğin ?!


Zamansız geldin biraz,
Bende tam ağlıyordum.
Elimde bavulum,
Burdan çekip gidiyordum.
Yanımda bana aldığın;
Ufak oyuncağım...
Sorma...!'Neden diye ?'
Sen Anlamazsın,
Son aşkım olacaksın..!


Yaralarımla başa çıkmayı öğreniyorken,Giderken götürdüklerini yerine zamanla koyup,eksiklerimi kapatıyorken...Zamanın ve iyileşen yaraların ardından çıka geldin..!İyileşen sensizlik değildi,Hayattı belkide...!Şimdi ne bu gelişin nedeni ?Alışkanlık ?Yine farklı bi tat heyecanı ?Pişmanlık ?Hangisi...Hangi yalan mazaret!!!Sen hergün bi başka tende yanarken,Ben sensizlikte kavruldum...Onun için sormaya hakkın yok,sorma,sorma ' Neden ? ' diye...Sadece izle gidişimi,hatırlarsın belki birgün bende öylece kalakalmıştım ardında..!O oyuncak yeter bana,özlemime...Kirletmicem onu senin gibi!Koyuldum yola bavulumla dedim ya ;Bana yeni bi ben bulmaya...!


Canımdan kopuyorsun,
Geceler uzadıkça gündüzü yokettim.
Sana anlatamasamda ;
Gururumu hapsettim....



Şimdi arkamı dönmeden gidiyorum ama..Senin orda,gözü yaşlarla,yıllar önce aynı benim durumumda olduğunu bilmek,Hepsinin sorumlusu sen olduğun halde üzüldüğünü bilmek...Ah sevgilim canımdan sen kopuyor,Biz kopuyor sanki!Sana söyleyemediklerimle,sustuklarımla,Boşa konuştuklarımla,Aşkımla tanıdık olmadığım bi yola koyuldum...Bu yolun çıkmazlarına da razıyım ben,sana çıkmadıktan sonra...!Tek bildiğim,Tek aradığım yeni bi ben...Sensiz bi ben...!Eskisi gibi..Senden öncesi gibi...!!!


Zamansız geldin biraz,
Bende tam ağlıyordum....!
 
#15


Yanımdayken uzaklardasın..
Yaklaşmak istiyorum izin vermiyorsun.
Yüreğimi yüreğine sakladım oysa bilmiyor musun?


Yanındayken yakın olamadım şimdi gidiyorum. artık yanında da olamayacağım.
Fark edecek misin yokluğumu, hissedecek misin yüreğindeki yüreğimin atışlarını..


Bir umuttu belki sana olan duygularım; belki seversin umudu..
Aslında her geçen günün sonunda bu umudum biraz daha tükeniyordu, tüketiyordun.
Biraz daha eziliyordum söylediklerinle yada söylemediklerinle...


Ne çok isterdim o yüreğin benim için çarpmasını, kalbindeki sevginin benim için olmasını, o sevgiyi karşılıklı yaşamayı...


Ama hani söz vardır ya "Ben Seni Sevdim, Sen Beni Sevmesende Olur. Zaten Aşk Budur.."


Daha ilk günden umutsuzdu belki benim sevgim. Ama tek suçlu ben miyim?. Senin hiç mi katkın olmadı bu yüreğe…


Sen hiç bir zaman sonu olmayacağını bildiğim halde sevdiğim,yüreğimi vermekten korkmadığımsın..


Suç olduğunu bildiğim halde işlediğim Günahımsın..


Ama sen benim için hala Canım, Canımdan öte Hayatım, Canımın İçi, Nazar Boncuğumsun....



Seviyorum Bu Sevginin Seninle Bitmeyeceğine İnanacak Kadar


Gel diye değil,

Sev diye değil...

Sadece Bil Diye !!!
 
#16

Güneşi tutardım parmak uçlarımda, yanmadan
Gölgeleri aydınlatırdım, karanlıklarımda
O kadar güçlüydüm ki, yenilmez ordular gibi
Söylenmezdi hiç bir nasihat, bir musibete düştüm
Hiç ölmezdim gibi gelmişti ama ben de vuruldum
Ve öldüm.

Dağları taşırdım omuzlarımda, titremezdi ayaklarım
Ne deprem olurdu bende, ne de hiç bir felaket
Öyle fikirlere dolanırsın ki, sarsılmaz sanırsın kendini
Köklü bir ağaç gibi sapasağlam ayakta ölürüm derdim
Hiç düşmez sanırdım kendimi, bir yüreğin salıncağındaydım
Ve düştüm.

Vuruldum bir anda, kanlar içinde kaldı ruhum
Binlerce orduyla savaştığım bu mahşerde
Dünyalara karşı alamadılar inandığım değerleri
Can pazarında değerime satmadılar beni
Binlerce darbeyle ölmem gerekirdi, olmadı
Ve sadece sevgilinin sözleri öldürebildi beni
Uyurken başucunda, bir masalımız vardı bitmeyecek gibi
Ve bitti.

Ne zaman değer vermediysem birine dost oldu ardımdan
Ve ne zaman sevdiysem birini, hep öldürdü beni
Vuruldum yine işte, akıllanmadım geçmiş ölümlerimden
Akıllandım sanmıştım oysa, düşmanın darbesi öldürmedi beni
Duyun dostlar, sevdiğim vurdu beni ve kanlar içinde bıraktı
Ölümümü beklemeden, hiç tanışmadığımız günlere döndü
Ve öldüm.

Ölümümün ardından ağıdımı kendim yaktım
Kendim ağladım arş-ı alâya figanımı yolladım
Dirilmez dediğim ruhumun ardından, dua okurken
Küllerimden doğdum yeniden, sevgiliye inatla
Ölümü görmeden gitmişti oysa, bil bunu sevgili
Ben doğdum.

Üç gün sürdü ölümüm, üç gün cesettim sadece
Üç gün ağladım kendime, üç gün, gün boyu öldüm
Hasret kaldığım yüzü de, gözü de, teni de sildim
Ne senden bana sen kaldı sevgili, ne de ben
Bitmişliğim vardı, kabirsiz cesettim sadece
Bugün güneşin doğuşunu seyre daldım
Güneş gibi doğdum sevgili
Ve sen öldün.
 
#17
Kör! Gelde Senden kalanları Gör...



Hala şiirlerimde adın geçiyorsa,
Bu, seni seviyorum demek değil
Doğru unutamadım
Ama nefretimden
Sen kirli bir sayfaydın
Asla kapatamadığım
Gözlerim ıslanıyorsa
Sen aklıma düştüğünde
Bu, seni seviyorum demek değil
Sevgin değil bana acı veren
Vicdanım beni kahreden
Senin gibi birine sevdalanmanın
Senin gibi birinin tuzağına düşmüş olmanın
Çaresizliği beni bitiren
Hala adını her duyuşta ürperiyorsam
Bu,seni seviyorum demek değil
Jiletlerle kollarıma
Nefretimle yüreğime kazıdığım adın
Kahrolasıca
Çıkmadın hayatımdan
Bir türlü çıkmadın.
Senden sonra kimse olmadıysa hayatımda
Bu, seni seviyorum demek değil
Yıldım yıkılmaktan
Korktum yeniden terkedilmekten
Yeniden aldatılmaktan
Zaman zaman uykularım bölünüyorsa
Bu seni seviyorum demek değil
Kabusa döndüğünde düşlerim
Gecenin bir yarısında
Daha da büyür sana olan nefretim
Hey sen!...
Karbeyazı düşlerimin üstüne
Çığ gibi düşen kara leke
Seni öldürmüyorsam içimde
Bu seni seviyorum demek değil.



!!!
 
#18


Zehir zıkkım bir kahve içeceğim

İçeceğim ya
Korkuyorum!
Ayılır da,
Seni bulamazsam yanımda!
Sarhoşsam deli divane
Hasretinden
Sebebimsin
Yangınlardayım

Senden sonra bu haldeyım.Bitti dediğin gunu hıc unutma eylül;dü yaz kenara..Ayyaşa vurdum yüreğimi.esrarlı gecelerde Karanlıkları örttüm üzerime..Paslı kırık dokuk bır hayat yasadım.Gunlerce aylarca..Dokundurtmadım kalbime yeni sevdaları..Anlayanlar anladı.Anlamayanlara ben anlattım..Dokundurtmadım anason kokulu sevdama .Hepsı gittiler..

Sevdayı sevdaya sattım kaç kere
Olmadı
Yangını yangınla söndürdüm kaç gece
Olmadı
Hep senden yana bir tarafım eksik
Hep senden yana bir tarafım öksüz kaldı

Hadi sor bana .Sor anlatayım bugulu camlara kac kere adını yazdıgımı.Kackere yalnızlıgımı denız kenarlarda dalgalara sattıgımı.Kac kalbı senden sonra paramparca yaptıgımı.kırıklarımı cıkıklarımı sor bana..Zamanları nasıl durdurgumu..senleri cıkarıp.yenıden nasıl yasadıgımı hadi sor bana ve anlat bana


Hadi anlat bana
Zamanın durduğu o takvimleri anlat
Hadi anlat bana gidişini
Hiç mi sevmedin di
Hiç mi
Hiç mi beni

Cevapladım kendı kendıme Sana sorduklarımı..Her cevapta hırslandım .Öfkelendım küfrettim Senle ılgılı meteryallerı senden kalanları yırttım kestım attım dagıttım yaktım..ama bir seni evet seni atamadım.Birde ayrılıgı satamadım. Bulamadım panzehirini

O yuzdendır ele ele dolaşanları gördüğümde gozlerımın nemı…

Zehir zıkkım bir kahve içeceğim
İçeceğim ya
Korkuyorum!
Ayılır da,
Seni bulamazsam yüreğimde!
Ya ayılır da
Yüreğimi bulamazsam yüreğimde
Seni bulamazsam yanımda
Hani, gidenler unutulurdu ya
Hani, yıllar yaraları kapatırdı ya
Bu kanayan ne mısralarda?
Beni, kan tuttu yine
Susuz içtiğim anılarda dize dize
Dize geldi şiir
Dile geliyor ayyaş kalemimde
Kıyamıyorum!
Kahveler sizin olsun
En tatlısından panzehir aşklar da
Zehir zıkkım sevdalar bana


Zehir bana
Zıkkım bana
Sevdalar bana...

!!!!
 
#19
[/URL]




..bir şiirin içine sığındım, ayrılıklar dinince haber verin..


Sarı sayfalarda adresi yok hüznümün
çobanların kavalından süzüldüm ve geçtim
tenime değmeden utandı yanık ezgiler
ah dilim..! ..Ben sana “seviyorum” deme demiştim


yüksek sesli konuşmalar geceyi uyandırdığından beri uykusuzum
çelişkiler aşk’ın yolunu kesmiş
Sen bana bakma ey sâki..! . Demindeyim vedaların ve huysuzum


seni, diline biber süremediğim yalancı anıların yanına koydum süt düşüm
kurallara uy, konuşma
seslensen de dönüp arkama bakmayacağım


..hoyrat olma sevda, dokun ama hırpalama..kadınlığımdan utanmadım, midesiz yalanlardan utandığım kadar..tutkunun kalbine kim sapladıysa bıçağı çeksin hemen, intikamım acı olur sonra, tat alamazsınız..


rüzgar..! ..Okşarken acıtıyorsun özlemleri
dilimde anlamını bilmediğim kelimeler var
öpüşlerimden akan sızı efsunlu


kanım kaynıyor, ateşimin altını kısın


dibi delinince aldanışların,
küçük bir çocuk gibi inandığım sözler kıyıya vurdu,
gidip bakmadım
gömdüm ihanetleri../..kimse başlarında ağlamasın
dünde bıraktım saflığımı, acı(ya) madım


..seviştikten sonra bile aynı bakabiliyorsa sevdalının gözleri, ruhuyla sevişmiş demektir..


aldanmak..her sevdanın dayandığı ibre
ki hiçbir zaman sevişmedik aslında
sadece bedenlerimize ninni söylettik gözlerimizi kapamadan önce
temizledik akıttığımız ağdalı coşkuları
sonrası uyanış. Gözler aynı bakmıyor sabahları


ey kıvrımlarının debisi çağlayan acuze..!
Kan(a) ma bu sefil tapınmalara
bedenimde uyu, gözlerimde uyan
içindeyim. Dışında olamayacak kadar


..çığlık atan kavuşmaların dili tutuldu..her şey bir anda değişebiliyor, saç telinin rengi bile..koynundayım dalgaların..göğsümü gıdıklıyor sarnıçlarımdaki serseri çocukluğum..göz yaşlarımı çekinmeden içti la minör haylazlıklar..açıldı göz kapaklarım..! .Görüyorum..


tahrik oldu hırsım
soyunuyorum kalpazan bakışlardan


deli yanımı tuttun ey hayat! ..Lades ..


 
#20



Kalbimde bir sancı kaldı,
Çıkar kopsun yüreğimden at bir yere...

Kendimden kopmuş neyleyim,
Acımaz ki benim bedenim...
Elinden olsun son nefesim...
Yaratmak dert değil tanrı için...
Sen iste ölürüm senin için...

Gölgeni bıraktım arkamdan geldi...
Benim her şeyim senmişsin sana anlattım...

Kendimden kopmuş neyleyim,
Acımaz ki benim bedenim...
Elinden olsun son nefesim...
Yaratmak dert değil tanrı için...
Sen iste ölürüm senin için...


 
Üst