Kuran'ı Kerimde Adı Geçen Peygamberler Hakkında Bilgi

Eylül

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Kuranda Adı Geçen Peygamberler Hakkında Kısa Bilgi



1) Adem Aleyhisselâm


Bütün insanların ilk babası ve ilk Peygamberi Adem aleyhisselâm'dır. Şöyle ki: Yüce Allah, bu âlemi yoktan var etmiş, birçok devirler geçtikten sonra da yeryüzünde insan cinsinin ilk babası olmak üzere büyük kudret ile Hazret-i Âdem'in cesedini topraktan yaratmış ve onu ruhla, ilimle seçkin kılmış ve ona eş olmak için de Hazret-i Havva'yı yaratmıştır.
Bütün melekler Hazret-i Allah'ın emri ile Âdem'e secde ettiler, yalnız meleklerin arasında yaşayan ve aslında cinlerden bulunan İblis (Şeytan), kendisinin ateşten yaratılmakla Âdem'den daha üstün olduğunu söyleyerek büyüklenmiş ve secde etmekten kaçınmıştı. Bunun cezası olarak da melekler arasından kovulmuş ve lanete uğramıştır.

2) İdris Aleyhisselâm

Hazret-i İdris büyük bir peygamberdir. Hazret-i Şît'den sonra peygamber olmuştur. Birçok ilimlere, hikmetlere, göklerin esrarına dair bilgisi vardı. Bir rivayete göre ilk yazı yazan ve ilk elbise giyen Hazret-i İdris'dir. Yeryüzünde üç yüz altmış sene yaşadığı rivayet edilir. Sonunda Hak Teâlâ tarafından yüksek bir makama kaldırılmıştır.

3) Nuh Aleyhisselâm


Hazret-i Âdem'den sonra insanlar çoğalmış, bir çok yerleri imar etmiş; fakat Allah'ın birliğine dayanan gerçek tevhid dinini bırakıp putlara tapınmaya başlamışlardı. Kendilerine kırk veya elli yaşında bulunan Hazret-i Nuh aleyhisselâm peygamber gönderildi. Bu muhterem peygamberin dokuz yüz elli sene süren öğütlerini dinlemediler. Sonunda Hazret-i Nuh, Yüce Allah'ın emri ile gemi yaptı. Bu gemi tamamlandıktan sonra gökten yağmurlar yağmaya, yerden sular fışkırmaya, denizler kaynayıp taşmaya başladı, sular bütün yeryüzünü kapladı. Dağların tepelerini bile aştı. Buna "Tufan" olayı denir ki, rivayete göre Hazret-i Âdem'in yaratılışından "2242" sene sonra olmuş, beş veya yedi ay devam etmiştir.

4) Hud Aleyhisselâm
Hazret-i Hud, Yemen'de Hadremut civarında "Ahkaf denilen yerde yaşayan "Ad" kavmine peygamber gönderilmiştir. Şöyle ki: İnsanlar, Tufan felâketinden sonra yine azıtmışlar, yollarını sapıtmışlar, Allah'ın dinine aykırı işlere sarılmışlardı. Bunlardan bir kısmı da "Ad" kavmi idi. Bunlar, birçok nimetlere ve kuvvetlere kavuşmuş muhteşem binalar yapmış; fakat Yüce Allah'ın birliğini inkâr ederek putlara tapınmakta bulunmuşlardı. Kendilerine Hud aleyhisselâm gönderildi. Bu muhterem peygamber, birçok mucizeler gösterdi. Fakat inanmadılar. Nihayet yedi gün sekiz gün devam eden şiddetli bir rüzgâr ile helak oldular. Hazret-i Hud da, kendisine iman edenlerle beraber çıkıp başka tarafa gitti. Yüz elli sene yaşadığı ve Mekke-i Mükerreme'de veya Hadremut'ta gömüldüğü rivayet edilmiştir.

5) Salih Aleyhisselâm

Hazret-i Salih, Şam ile Hicaz arasında "HİCR" denilen yerde yaşayan "Semud" kavmine peygamber gönderilmiştir. Bu kavim de dağları delmiş, taşları oymuş, kendilerine pek sağlam binalar yapmışlardı. Fakat, bunlar da doğru yoldan çıkmış bulunuyorlardı. Hazret-i Salih'in yirmi sene devam eden emirlerine ve öğütlerine muhalefet ettiler. "Bu deveye dokunmayınız" dediği ve bir mucize olarak taştan Allah'ın emri ile çıkardığı hayvanı boğazladılar. Nihayet şiddetli bir gürültü ile yerlere serilip helak oldular. Salih peygamber de, kendisine iman edenlerle beraber çıkıp önce Şam'a, Filistin'e, sonra da Mekke-i Mükerreme'ye gitti. Seksen beş sene veya iki yüz sene yaşadığı ve Mekke-i Mükerreme'de rükün ile makam arasında gömüldüğü rivayet edilir.


6) İbrahim Aleyhisselâm

Hazret-i İbrahim "Ulü'l-Azm (azm sahibleri)" denilen büyük peygamberlerden biridir. Bunlar, bizim Peygamberimiz Hazret-i Muhammed aleyhisselâm, Nuh aleyhisselâm, Musa aleyhisselâm ve İsa aleyhisselâm olmak üzere beş peygamberdir.

7) Lût Aleyhisselâm

Hazret-i Lût, İbrahim aleyhisselâm'ın kardeşi Haran'ın oğludur. Onunla beraber Şam'a hicret etmişti. Sonra Sedum memleketine peygamber gönderildi. Buranın halkı dinden çıkmış ve o zamana kadar hiç bir kavmin yapmadığı fenalıklara atılmışlardı. Hazret-i Lut'un öğütlerini dinlemediler. Sonunda başlarına taşlar yağdı, gönderilen meleklerle yurdları altüst oldu.
Lût aleyhisselâm da çıkıp İbrahim aleyhisselâm'ın yanına gitti. O da Halilürrahman kasabasında gömülüdür.

8) İsmail Aleyhisselâm

Hazret-i İsmail, İbrahim aleyhisselâm'ın oğludur. Hacer adındaki zevcesinden dünyaya gelmiştir. Bu muhterem Hacer bir cariye idi. Bunu Mısır Hükümdarı, İbrahim peygamberin zevcesi "Sare"ye bağışlamıştı. Sare de, bunu kocası, İbrahim aleyhisselâm'a vermişti. Sahih görülen bir rivayete göre, Hacer, Sare'den önce vefat etmiştir.


9) İshak Aleyhisselâm

Hazret-i İshak, İbrahim aleyhisselâm'in ikinci oğludur. Sare'nin çocuğu olmuyordu. Hazret-i İsmail doğduğu zaman, buna üzülmüştü. Yüce Allah lütfederek Sare'ye de ihtiyarlığı zamanında Hazret-i İshak'ı verdi. İshak aleyhisselâm, daha Hazret-i İbrahim hayatta iken Şam halkına Allah tarafından peygamber gönderildi. İbrahim aleyhisselâm'ın vefatından sonra onun yerine geçti. Soyundan birçok peygamberler gelip geçti.



10) Yakub Aleyhisselâm


Hazret-i Yakub, İshak aleyhisselâm'ın oğludur. Lâkabı "İsrail" olduğundan oğullarına ve torunlarına "Beni İsrail (İsrail Oğulları)" denmiştir.


11) Yûsuf Aleyhisselâm

Hazret-i Yûsuf, Yakub aleyhisselâm'ın oğludur. Hazreti Yakub'un on iki oğlu vardı. Fakat hepsinden çok Hazret-i Yusuf'u severdi. Onda başka bir güzellik, başka bir zekâ ve kabiliyet belirtisi vardı.

12) Eyyub Aleyhisselâm


Hazret-i Eyyub, İshak aleyhisselâm'ın "lys" adındaki oğlunun soyundan olup Hazret-i Yusuf'la aynı asırda yaşamış büyük bir peygamberdir. Çok sayıda çocukları ve Şam çevresinde birçok malları vardı. Yüce Allah tarafından bir imtihan olarak bütün malları elinden çıkmış ve çocukları da ölmüştü. Kendisi de ağır bir hastalığa tutulmuştu. Zevcesi Rahme veya Liyya ona bakıyordu. Rivayete göre Rahme, Yakub aleyhisselâm'ın kızıdır. Liyya da, Yusuf aleyhisselâm'ın oğlu Efrayim'in kızıdır.


13) Şuayb Aleyhisselâm


Hazret-i Şuayb, İbrahim aleyhisselâm'ın torunlarından veya onunla beraber Şam diyarına hicret etmiş olan bir kabiledendir. Büyük annesi Lût aleyhisselâm'ın kızıdır. Kendisi Medyen ve Eyke şehirlerinin putlara tapan halkına peygamber gönderilmişti. Bunlara çok dokunaklı, çok güzel öğütler vermişti. Fakat dinsiz, ahlâksız, hırsız bulunan bu insanlar verilen öğütleri dinlemediler. Kötü davranışlarını bırakmadılar. Sonunda Eyke halkı, yedi gün süren şiddetli bir sıcak arkasından üzerlerine bir buluttan yağan ateş yağmuru ile yok oldular. Medyen halkı da bir azabın gürültüsü ile, bir yer sarsıntısı ile helak oldu.
Şuayb aleyhisselâm Arabça konuşurdu. Fesahat ve belagat sahibi idi. Çok etkileyici olan hikmetli konuşmalar yapardı. Bundan dolayı Peygamberimiz ona "Hatibu'l-Enbiya" ünvanını vermiştir.
Hazret-i Şuayb'ın Mekke'ye hicret ettiği ve üç yüz yaşında vefat ettiği, Rükn ile Makam arasında (Kabe önünde) gömüldüğü rivayet edilmiştir.

14) Musa Aleyhisselâm


Hazret-i Musa, Beni İsrail'den (İsraîl Oğullarından) İmran adındaki bir şahsın oğludur, Mısır'da doğmuştur. İsraîl Oğulları Mısır'da çoğalarak on iki kabileye ayrılmışlardı. Bunlara "Beni İsraîl Esbatı (İsraîl oğullarının torunları)" denirdi. Bunların böyle çoğalmaları, Mısır'ın eski halkı olan Kıptî'lerin hoşuna gitmiyordu. Onun için bunlara eziyet ediyorlardı.

15) Harun Aleyhisselâm

Hazret-i Harun, Musa aleyhisselâm'ın ana-baba bir kardeşi ve peygamberlik görevlerinde yardımcı (veziri) idi. Çok güzel ve beyaz yüzü, konuşması açık-seçik, yumuşak huylu bir zat idi. Hazret-i Musa Tûr'a gittiği zaman Harun aleyhisselâm İsrail Oğullarının başında bulunmuş ve buzağıya tapanlara: "Siz bu yüzden fitneye düşmüş bulunuyorsunuz. Sizin Rabbiniz Rahman ve Rahîm olan Yüce Allah'dır. Bana uyunuz, benim sözümü dinleyiniz. Samirî gibi bir münafıkın sözüne bakmayınız," diyerek onlara etkili öğütler vermişse de, kabul etmediklerinden bir tarafa çekilerek Hazret-i Musa'nın dönüşünü beklemiştir. İsrail Oğulları bölünüp iki kısma ayrılmasınlar ve birbirleriyle mücadele etmesinler diye, Hazret-i Harun daha ileriye gitmemişti.


16) Davud Aleyhisselâm

Hazret-i Davud, Yakub aleyhisselâm'ın oğlu Yehuda'nın soyundandır. İsmail aleyhisselâm'ın vefatından sonra, kendisine peygamberlik verilmiş ve kayınpederi Talut'un ölümünden sonra da İsrail Oğullarına hükümdar olmuştur.
Hazret-i Davud'a verilen "Zebur" adlı kitab, hep öğütlerden, iman esaslarından ve dualardan ibarettir. Şeriata ait hükümleri kapsamıyordu. Kendisi de, Musa aleyhisselâm'ın şeriatı ile amel etmiştir.

17) Süleyman Aleyhisselâm

Hazret-i Süleyman, Davud aleyhisselâm'ın oğludur. Onun ölümünden sonra on üç yaşında olarak yerine geçmiş. Sonra kendisine peygamberlik de verilmiştir. Bu bakımdan, babası gibi peygamberlikle hükümet etme görevlerini bir arada toplamıştır.
 

Eylül

Yönetici
Editör
#2
18) İlyas Aleyhisselâm

Hazret-i İlyas, İsrail Oğullarına gönderilmiş mübarek bir peygamberdir. İsraîl Oğulları, Hazret-i Süleyman'dan sonra ayrılığa düşmüşler. İçlerinden bazıları, Belebek Hakiminin yaptırmış olduğu "Ba'l" adındaki puta tapmaya başlamışlardı. Kendilerine Allah tarafından bir lütuf olarak gönderilen peygamber Hazret-i İlyas'ın öğütlerini dinlemediler. Bu peygamberi beldelerinden çıkardılar. Fakat bunun üzerine pek fena bir kıtlığa tutuldular, yaptıklarına pişman oldular. İlyas aleyhisselâm'ı arayıp buldular. Bir süre onun öğütlerini dinledilerse de, sonra yine isyana başladılar. Hazret-i İlyas da onların arasından çekilerek bir yerde kutsal bir şekilde yalnızca yaşamayı tercih etti.

19) Elyasa' Aleyhisselâm


Hazret-i Elyasa, Beni İsraîl peygamberlerindendir. İsraîl Oğulları İlyas aleyhisselâm'dan sonra bu peygamberin de öğütlerini kabul etmediler. Hazret-i Musa'nın şeriatını bırakarak birbirleri ile uğraştılar. Sonunda üzerlerine Asuriye Devleti musallat oldu, hakimiyet kurdu.
Hazret-i Elyasa, İsraîl Oğullarının bu yolsuz hareketlerinden usanarak hilâfeti Zülkifl aleyhisselâma bıraktı ve arkasından vefat etti

20) Zülkifl Aleyhisselâm

Hazret-i Zülkifl muhterem bir peygamberdir. Elyasa' hazretlerine halife olduktan sonra peygamberliğe kavuşmuştur. Kavmini tevhid dinine çağırmış, kendilerine birçok etkili öğütler vermiştir. Bitlis şehri yakınında gömülü bulunduğu rivayet edilir. Şam ve başka yerlerde makamları vardır.

21) Yunus Aleyhisselâm

Hazret-i Yunus, İsrail Oğullarından gelen mübarek bir peygamberdir. Annesine nisbetle "Yunus ibni Metta" diye anılır. Asuriye Devletinin hükümet merkezi olan bugünkü Musul şehrinin karşısında harabesi görülen "Ninova" halkına peygamber gönderilmiştir.


22) Zekeriyya Aleyhisselâm


Hazret-i Zekeriyya, Süleyman aleyhisselâm'ın soyundan pek büyük bir peygamberdir. Beytü'l-Makdis'de Reis idi. Kendisine peygamberlik ihsan edilmiştir. Hazret-i Zekeriyya'nın zevcesi "İşa'ın kız kardeşi olan Hanne, kocası İmran'dan Meryem adında bir kız doğurmuştu. Daha önce yapmış olduğu adağa dayanarak bu kızını Beyt-i Makdis'in hizmetine bağlamıştı. Zekeriyya teyzesinin yanında büyüdükten sonra, Beytü'l-Makdis'de kendisine özel olarak ayrılan bir odada ibadetle meşgul oluyordu. Bu pek temiz ve iffetli kız, koca yüzü görmediği halde, Yüce Allah'ın bir kudret ve hikmet eseri olarak gebe kaldı. Hazret-i İsa'yı doğurdu.


23) Yahya Aleyhisselâm


Hazret-i Yahya, Zekeriyya aleyhisselâm'ın oğludur. Babası yaşlı iken annesi İşa'dan doğmuştur. Yüce Allah'ın azabından son derece korkar, günleri ah ve inilti ile geçerdi. Daha genç yaşta kendisine peygamberlik ihsan edildi. Rivayete göre, Hazret-i İsa'dan üç sene veya altı ay önce doğmuştur. İlk önce Hazret-i Musa'nın şeriatı ile amel ederdi. Sonra İncil'in Hazret-i İsa'ya verilmesi üzerine, İsa aleyhisselâm'ın şeriatı ile amel etmekle görevlendirildi.

24) İsa Aleyhisselâm

İsa aleyhisselâm, Hazret-i Meryem'in oğludur. Onun doğuşu büyük bir mucize olmuştur. Yahudiler bunu anlayamadılar. Kötü zanna düşerek Hazret-i Meryem'i cezalandırmak istediler. Fakat Hazret-i İsa daha beşikte yatan bir çocuk iken, Yüce Allah'ın kudreti ile konuşmaya başladı: "Ben Allah'ın kuluyum, bana kitab verdi, bana peygamberlik verdi. Beni, her nerede bulunursam bulunayım mübarek kıldı," dedi.

Hazret-i Muhammed Mustafa (salallahu aleyhi ve sellem)

Yüce Allah'ın bütün insanlara son Peygamberi olan Hazret-i Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Arabistan'da Mekke-i Mükerreme şehrinde milâdın beş yüz yetmiş birinci yılında dünyayı şereflendirmişlerdir.
İslâm'ın ilk yayıldığı yer Arabistan'dır. Buraya Ceziretü'l Arab (Arab yarımadası)'da denir. Burası Asya Kıt'asının güney batısında büyük bir yarımadadır. Hicaz, Yemen, Umman, Hadremut, Necd bölgelerine ayrılır. İşte Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere şehirleri, bu araziden olan Hicaz bölgesindedir.
 
Üst