Kitle İletişim Araçlarının Aile Üzerindeki Olumlu Etkileri Nelerdir

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
aöf halkla ilişkiler dersleri - televizyonun olumlu etkileri - televizyonun yararları - internetin yararları

KİA yoluyla kurulan iletişimlerde, olumlu etkilerin varlığı ancak iletilen bilgi ve kavramların doğru, güvenilir, tarafsız, gerçekçi ve güncel olmasıyla mümkündür. KİA’nın yazdıkları, söyledikleri veya gösterdikleri gerçek değilse, hatalıysa, yalansa, sadece tiraj veya rating sağlama kaygısıyla yapılıyorsa, taraf tutucuysa veya güncelliğini çoktan yitirmişse olumlu etki yapmaları söz konusu değildir. KİA çeşitli konularda aileleri bilgilendirdiği ve aile bireylerinin eğitimine katkı sağladığı için olumlu etki yapar.

Televizyon ve İnternet gibi araçlar sayesinde uzaktan öğretim (açık öğretim, yaygın öğretim) yapma fırsatı yakalanmıştır. Böylece herhangi bir nedenle örgün eğitim programlarında yer alamamış kişilerin kendilerini geliştirmesi ve daha ileri düzeyde eğitim alması sağlanmış olur. Uzaktan öğretim, okuma yazmayı öğretmekten tutun da açık lise öğrenimi, yüksek öğrenim hatta yüksek lisans öğrenimine kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde gerçekleşebilir.

Öte yandan günlük yaşantıda birey ve ailelerin bilmesi gereken her türlü bilgi, yine KİA yoluyla onlara iletilebilir. Bu bilgilerin içinde aileler için belki en gerekli olanı, sağlık ile ilgili bilgilerdir ve son yirmi yıldan beri radyo, televizyon ve daha yeni olarak da İnternet bu bilgileri ailelere ulaştırmakta, hatta sadece bilgi aktarımıyla yetinmeyip sağlık ile ilgili olumlu davranışları kazandırma yolunda da uğraş vermektedir.
Eğlendir-Eğit Yöntemi

Sağlık ile ilgili olumlu davranışları; radyo, televizyon, sinema gibi KİA’yı kullanarak bireylere, ailelere ve toplumlara kazandırmak amacıyla eğlendir-eğit (enter-educate) yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntem Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Johns Hopkins Üniversitesi tarafından geliştirilmiştir. Yöntemin esası, Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına dayanır. Bu kurama göre, sosyal öğrenmenin önemli bir bölümü, model olarak kabul etmektir. Yani insanlar, bazı davranış kalıplarını geliştirirken başka insanların davranışlarını kendilerine örnek olarak kabul eder ve bunları kendi davranışları olarak uygulamaya koyarlar. Bu kurama göre insanlar, en iyi biçimde başkalarının davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler. Eğlendir-eğit yöntemi kişileri eğlendirirken eğitmeyi amaçlar. Bugüne kadar pek çok ülkede sağlık ile ilgili bilgiler ve kavramlar bu yöntemle kişilere, ailelere ulaştırılmış ve onlarda istenen davranış değişikliklerinin sağlandığı gözlenmiştir. Özellikle aile planlaması içerikli sağlık davranışlarının kazandırılmasında, yöntem etkili bulunmuştur. Eğlendir-eğit yönteminde, sağlık çalışanları ile kitle iletişim kurumlarında çalışan kişiler toplumun dikkatini çekecek, toplumu etkileyecek, güçlü sosyal mesajları üretebilmek için birlikte çalışırlar.

Bu yöntemin temel özellikleri şöyle sıralanabilir:

- Kişiseldir: Eğlence insanları harekete geçirir. İyi hazırlanmış bir film, video veya radyo oyunundaki karakterler ile kişiler kendilerini özdeşleştirir.

- Popülerdir: Eğlence herkes tarafından istenir, sevilir. Herkes eğlenmek ister. Özellikle gençler, sıkıcı dersler yerine eğlence yoluyla öğrenmeyi isterler.

- Yaygındır: Eğlence her yerde vardır ve eğlence yoluyla her yere ulaşmak mümkündür. Radyo ve televizyon kullanıcısı olan kişilerin sayısı fazladır.

- İkna edicidir: Çünkü model roller tanımlanmaktadır. Sağlıklı davranış biçiminin nasıl ödüllendirildiği, sağlıksız olanın da nasıl cezalandırıldığı gösterilmektedir. İnsanların sağlıklı davranışları nasıl uygulayacakları gösterilmektedir.

- Etkili Olduğu İspatlanmıştır: Bu yöntemin kişileri ve aileleri sadece bilgilendirmekle kalmadığı, aynı zamanda tutum ve davranışlarını değiştirmelerinde de etkili olduğu bilimsel araştırmalarla ispatlanmıştır.

- Kârlıdır: Maliyet-etkinlik hesapları yöntemin üstünlüğünü göstermiştir. Yazarlar, artistler, şarkıcılar reklam amacıyla kendilerinden istenilen mesaj iletme işlemini, ücret almadan yaparlar. Radyo istasyonları ve televizyon kanalları bu mesajları kamu yararına ve ücretsiz olarak iletir. Bunlar maliyeti azaltır.

- Duyguları Uyarır: Korku, ümit, kin, sevgi gibi duyguları bu yöntem ile kolayca yaratmak mümkündür. Bazen insan davranışlarını değiştirmede, bu tür duygular akılcı yöntemlerden daha etkili olur.

- Pratiktir: Profesyonel sanatçılar; aile planlaması, AİDS, kadın hakları, aile içi şiddet, trafik kazalarının önlenmesi, alkol ve uyuşturucu bağımlılığının önlenmesi gibi konularda katkıda bulunmaya isteklidirler. O nedenle buna benzer konularda sağlık çalışanları ile sanatçılar kolayca işbirliği yapabilir ve uygun mesajları üretmede bir zorluk yaşanmaz.

Eğlendir-eğit yöntemi, sağlık konularıyla ilgili ailelerde davranış değişiklikleri yaratmada etkili bir yöntem olarak kabul edilebilir. Yeter ki;

- Özellikleri belirlenmiş, belli bir kitleye hitap edecek biçimde hazırlanmış olsun,

- Bu kitlenin beğendiği, sevdiği ve inandığı kişiler tarafından sunulsun,

- Bu kitlenin yaygın olarak kullandığı bir kitle iletişim aracı tarafından kitleye ulaştırılsın,

- İlgi çekici, geçerli ve güncel bir içeriğe sahip olsun,

- Ailelere neyi nasıl yapacaklarını anlatsın,

- Yerel olarak elde edilebilen bir sağlık hizmeti ile desteklenmiş olsun.
Eğlendir-Eğit Yöntemine Göre Uygulanan İletişimden Örnekler

Türkiye’de bu yöntemin özelliklerine göre hazırlanmış olan ve sağlıkla ilgili çeşitli kampanyalar sırasında televizyon kanallarında gösterilmiş veya radyolarda yayımlanmış çalışmalar mevcuttur. Bunlara birkaç örnek verecek olursak: Aile planlaması, anne-çocuk arasındaki kan uyuşmazlığı ve kuduz şüpheli ısırık konularını işlendiği, başrollerim Özlem Savaş ile Kadir İnanır’ın oynadığı “Umut Hep Vardı” isimli uzun metrajlı sinema filmi; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde önemli bir sosyal sorun olan değişik usulde evlenmenin zararlarını konu alan ve başrolünü Türkan Şoray’ın oynadığı “Berdel” isimli uzun metrajlı sinema filmi; 1985-90 yılları arasındaki aşılama kampanyası etkinlikleri kapsamında, aşılar ile ilgili olarak Metin Akpınar ile Zeki Alasya’nın TRT kanallarında gösterilen güldürüleri; 1988 yılındaki aile planlaması etkinlikleri kapsamında. Uğur Yücel’in çok çocuk sahibi olmanın zararlarını, güldürü tarzında ifade ettiği televizyon skeçleri en çok akıllarda kalanlarıdır. Bu yöntem, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere pek çok gelişmiş ülkede de öteden beri kullanılmıştır ve halen de kullanılmaktadır. Dünya sinema endüstrisinin merkezi durumundaki Hollywood’da üretilen bu filmler, tüm dünyaya yayılmakta ve tüm toplumları etkilemektedir.

Eğlendir-eğit yönteminin geliştirilmesinden çok önce de Amerikan filmleri, aileleri ve bireyleri bilgilendirip eğitmeye yönelik olarak hazırlanmış kısa mesajları içermekteydi. Bu filmlerde, kahramanlardan birinin dişlerini fırçalamadığı ya da otomobile bindiğinde kemer takmadığı bir sahne yok gibidir. Son zamanlarda çekilen filmlerde ise sigaranın zararlarıyla ilgili uyarıcı kısa mesajların iletildiği sahnelerin yer almaya başladığı görülmekte ve filmlerin kahramanlarının sigara karşıtı tutumları sergilenmektedir.

Eğlendir-eğit yöntemi sadece filmlere mi uygulanır? Elbette ki hayır. Sözlü müzik parçalan ve kitaplar da bu amaç için kullanılabilir. Müzik parçaları etkileyici sözlerle ve akılda kolay kalabilecek güzel bir ezgi eşliğinde, toplumun önemli sorunlarını ve bunların çözüm yollarını kitlelere iletebilir ve bu konuda toplumsal bir duyarlılık yaratılabilir. Örneğin günümüzde tüm toplumların önemli bir sorunu olan özellikle de gençler ve genç yetişkinler arasında sık görülmeye başlayan şiddet konusu; bu yaraya parmak basan ve şiddetin yerini saygı, sevgi ve hoşgörünün alması gerektiğini vurgulayan müzik parçaları eşliğinde işlenerek toplumsal bilinç yaratılabilir. Bu görüşle hazırlanmış bir müziğin gençlerin sevdiği, popüler bir sanatçı tarafından söylenmesi durumunda ise etkisi daha fazla olur.

Eğlendir-eğit yöntemiyle hazırlanmış olan kitaplar da kitle iletişim araçlarının aile üzerindeki olumlu etkilerini sağlayan örnekler olarak gösterilebilir. Bunlara örnek olarak, tüm dünyada çocuk kitapları kategorisinde son yılların en fazla satış rekorunu elinde tutan bir kitabı, “Harry Potter”ı göstermek istiyorum. Bu kitap, çocukları eğlendiriyor; ama aynı zamanda da eğitiyor. Büyü ve sihir dünyasında bile uyulması gereken bazı kurallar olduğu ve kurallara uymamanın kötü sonuçlara neden olabileceği gösteriliyor. Ayrıca doğruluk, iyilik ve güzelliğin insanoğlunun erdemleri olduğu, hiçbir kötülüğün cezasız kalmayacağı, arkadaşlığın ve sevginin önemi, insanların zor olan şeyleri bile yeterince çaba gösterirlerse başarabilecekleri, yalan söylemenin kötü olduğu, insanın kendine güvenmesi gerektiği gibi konularda çocukları eğitiyor. Bu eğitimi yaparken de bunu olayları akışına öyle güzel uyarlıyor ki çocuklar eğitildiklerinin farkına varmadan bu eğitimi elde ediyorlar. Zaten eğlendir-eğit yönteminin tüm güzelliği de burada değil mi? Kişiler fark etmeden onları eğitivermek.

Oysa bazı uzmanlar, bu kitabın çocuklar için zararlı olduğu görüşündeler. Neden mi? Büyü ve sihir gibi olmayan kavramları anlattığından, çocukları gerçeklikten uzaklaştırdığından…. Ama hangimiz çevremizdeki katı gerçeklikten zaman zaman bunalıp sıkılarak hayallere dalmıyoruz ki! Ve bu da biz yetişkinler için bile bir rahatlama, bir huzur bulma aracı olmuyor mu?



alıntı
 
Üst