Kısa Deneme Örnekleri

K

Kayıtsız Üye

#41
Sponsorlu Bağlantılar
türkiye çok gözelllllll

DOĞRU İLE YALAN

Her doğruyu söylemeye gelmezmiş, birtakım doğruları yaymamak, çokluktan, kamudan gizlemek gerekmiş... Peki ama, bir doğruyu söylemek, gizlemek, yayılmasını önlemeğe çalışmak o doğrunun yerinde duran yalanı sürdürmek demektir. Yalanın yalan olduğunu bilerek sürmesine bırakmaya hakkınız var mıdır?... Bu yalanlar kutsalmış, onlara dokunmaya gelmezmiş... Bir şeyin yalan olduğunu anladık mı kutsallığına inanmıyoruz demektir; bunun için "kutsal yalan" sözü bir şeyin hem köşeli hem de yuvarlak, hem katı hem de biçimsiz olduğunu söylemek gibi bir saçmadır. Ama duygularını birer düşünce saymaktan çekinmeyenler böyle saçmalarla kolayca bağdaşabiliyor.

Birtakım doğruların gizlenmesi gerektiğini ileri sürmek eski kibarlık, asillik (aristocratie) -aristokrat- düşüncenin bir kalıntısıdır. Bir yanda büyükler, kibarlar, damarlarında mavi kan akanlar var, onlar doğruları bilirler, onların bilmesinden bir kötülük gelmez; ama küçüklere, kibar olmayanlara, kölelere sakın açmayın!... Öyledir kişioğlu: kendisi için ille birtakım ayrıcalıklar ister. Eski acunun kibarlığı, aristokratlığı yıkıldı ama onun yerine aydınlar türedi...

Bir kişi olarak ilk ödevimiz, yalan olduğunu anladığımız düşüncelerden benzerlerimizi yani bütün kişileri kurtarmaya çalışmaktır. "Ben bunun yalan olduğunu biliyorum, ben buna inanmıyorum, ama kamunun bu bağlar altında kalması, onun anlamaması daha iyi olur." diyen kimse, öğrendiği anladığı doğrulara layık olmayan kimsedir. İnandığı bir şey yoktur onun: Bir şeyin ne doğru olduğunu düşünür, ne de yalan olduğunu. Ancak kendisini düşünür, büyük görmek için bir yol arar.

Her doğru söylenebilir, her doğru söylenmelidir, yoksa çevremizi aldatıyoruz, çevremize yalan yayıyoruz demektir.


Nurullah ATAÇ
 
K

Kayıtsız Üye

#44
Tüm Öğretmenlere Emekleri İçin Çok Teşekkür Ederim Çok İşime Yaradı. :) :D ;)
 
K

Kayıtsız Üye

#46
İYİLİĞİN ANLAMI

İyiliğin gerçek anlamını biliyor musunuz?Ben biliyorum.Bence iyilik, insanların karşılık beklemeden yaptıklarıdır.


İyilik yapanlar her zaman karşılığını alırlar.Hatta bu düşünce atasözlerine bile yansımıştır.Ben iyilik yapanların her zaman karşılığını aldıklarını birçok kez gördüm.Hatta yaşadım bile... Bence iyilik yaparsan hayat sana da gülümser.


Bazı insanlar da yüzlerine iyilikten bir maske takarlar.Fakat bence bir gün o maske, kişinin yüzünden düşecek. Ve maskenin düştüğü an, insanlar kişinin gerçek yüzünü görecekler.


Eğer hayatın size de gülümsemesini istiyorsanız, yapmanız gereken ufak bir şey var.Sizinde çevrenizdeki insanlara gülümsemeniz.
 
K

Kayıtsız Üye

#53
ya üf hoca ödev vzaeerdi ama herkes kendi yapıcak öyleyani bende yazamıyorum arkiler siz yeziverin nolcak
 
K

Kayıtsız Üye

#57
DOSTLUK


… Dostluk konusunda düşündüğüm zaman, hep şu noktayı gözönünde tutmalı diye düşünürüm: Acaba dostluğu arattıran sebep güçsüzlük veya ihtiyaç mıdır? Acaba karşılıklı yardımlaşmaya girişirken insanların amacı tek başlarına pek başaramayacakları şeyi bir başkasının yardımıyla elde etmek, sırası gelince karşılığını yapmak mıdır? Yoksa bu yardımlaşma dostluğun özelliğidir de, dostluğun daha derin, daha asil, sırf doğanın (tabiatın) yarattığı başka bir neden mi vardır? Dostluğa adını veren sevgi, insanların yakınlık duygularıyla birbirine bağlanmasında başlıca nedendir. Çünkü çıkarlar çok kez kendine dost süsü veren ve durum gerektirdiği için saygı, ilgi gösteren insanlardan bile elde edilebilir, oysaki dostlukta hiçbir şey yalan ve yapmacık değildir, her şey gerçektir ve içten gelir. Bu yüzden, sanırım, dostluğu gereksinme (ihtiyaç) değil, doğa yaratır. Dostluğun doğuşunda, ondan ne çıkarlar elde edileceği düşüncesinden çok, ruhların sevgi ve bağlanması var…
 
Üst