Kaza Edilmesi Gereken ve Gerekmeyen Oruçlar

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Kaza Edilmesi Gereken ve Gerekmeyen Oruçlar
127- Yolculuk veya hastalık özrü ile Ramazan orucunu tutmamış olan kimse, bunları kaza etmeye elverişli bir vakit bulamadan önce ölse, üzerine kaza gerekmediği gibi, fidye vermesi de lazım gelmez Ancak oruçları için fidye verilmesini vasiyet etmiş olursa, malının üçte birinden bu vasiyetin yerine gelirilmesi gerekir
Fidye, fakir bir kimseyi sabah ve akşam doyuracak olan bir günlük yiyecektir Bu, bir fitre sadakasına eşittir
128- Yolculuk veya hastalık sebebi ile Ramazan orucunu tutamamış olan kimse, bunun tamamını veya bir kısmını kaza edebilecek bir zaman bulmuş olduğu halde, bunları kaza etmeden ölürse, malı olduğu takdirde, kazaya kalan her gün için malının üçte birinden ödenmek üzere bir fidye ödenmesini vasiyet etmesi gerekir Bu fidye fakirlere verilir Bir özrü olmaksızın kasden Ramazan orucunu tutmayan kimse üzerine de, öldüğü zaman malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet etmelidir ki, bu vacibdir Kaza edecek zaman bulamasa da hüküm aynıdır Çünkü yapılması mümkün olan bir ibadeti terk etmiştir Vasiyet etmediği takdirde, varislerin bu fidyeyi vermeleri üzerine vacib olmaz, isterlerse kendi mallarından bir bağış olarak verebilirler Varisler ve varis olmayanlar, ölü adına orucu tutmak suretiyle kaza edemezler Böyle beden ile yapılan ibadetlerde, başkasına vekalet edilemez Ancak kendileri için tuttukları oruçların sevabını ölüye bağışlayabilirler
(İmam Şafiîye göre, ölü vasiyet etsin veya etmesin, onun geriye bıraktığı malın tümünden kazaya kalmış oruçlarının fidyesi verilir Böyle bir ölü adına da velisi oruç tutabilir)
129- Tutulamayan oruçlardan dolayı fidye verilmesi, Ramazan orucu ile Ramazan ayından kazaya kalan oruçlara ve nezir oruçlarına mahsustur Yemin ve adam öldürme keffaretleri için gereken oruçları tutmaktan aciz kalan kimsenin, daha hayatta iken fidye vermesi caiz değildir Fakat bu oruçlar için vasiyet etmesi caizdir
130- Bozulan herhangi bir nafile orucun kazası gerekir, ister bu orucu bozma, oruçlunun kendi isteği ile olsun, ister olmasın aynıdır Bunun için nafile oruç tutmaya başlayan bir kadın, adet görecek olsa, sahih olan görüşe göre, bu orucu kaza etmesi gerekir Çünkü başlanmış bir ibadeti yarıda bırakmamak ve yüklenilen bir din görevini yok etmemek vacibdir, gereklidir
(Şafiîlere göre böyle bir oruçlu serbesttir, dilerse bu orucu kaza eder, dilerse etmez Çünkü üzerine vacib olmayan bir ibadete başlamıştır Yerine getirmediği fazladan bir ibadet için kendisine kaza gerekmez)
131- Bir kimse, fecrin doğuşundan sonra kaza orucuna niyet etse, bu oruç kaza yerine geçmez, nafile bir oruç olur Çünkü geceden niyet edilmesi gerekirdi Bu orucu bozacak olsa, ayrıca kazası gerekir
132- Ramazanın başından sonuna kadar baygın bir halde olan kimse, sonradan kendine gelince, üzerine kaza gerekmez Bunda ittifak vardır Çünkü bayılma hali bir hastalıktır Fakat böyle bir halin bu kadar uzaması da çok az olur Nadir olan şeylerdeki güçlük de izne sebeb olamaz
133- Delirmiş olan bir adam, Ramazan içinde kendine gelip iyileşse, geçmiş günleri kaza eder Fakat bir kimsenin delirmesi Ramazanın başından sonuna kadar veya son günün zevalinden sonraya kadar devam etse, sonradan iyileşmekle kendisine kaza gerekmez Çünkü bunda güçlük vardır: Sahih olan da, budur Yine böyle delirmiş olan kimse, Ramazan gecelerinden birinde iyileşip de, sonra fecirden itibaren yine delirse, üzerine kaza gerekmez
 
Üst