Erzurumun Tarihi Geçmişi ve Özellikleri Nelerdir

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Erzurum Tarihi Geçmişi
Erzurumun Tarihi
Erzurumun Geçmişi
Erzurumun Tarihi Özellikleri

Erzurum’un Tarihi Geçmişi, Özellikleri

Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan Erzurum'un MÖ 4900 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Erzurum'u da içine alan bölge tarih boyunca Urartular, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Parftlar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Sasaniler, Moğollar, İlhanlılar ve Sfaviler gibi çok çeşitli kavim ve milletler tarafından idare edilmiştir.1514 yılında şehir ve çevresini fetheden Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılına kadar bu topraklarda hüküm sürmüşlerdir.



Milli mücadele, milli birlik ve bağımsızlık hareketinin temelinin atıldığı Kongre 23 Temmuz 1919 da Erzurum'da toplamıştır.
 
K

Kayıtsız Üye

#2
Erzurum’un geçmişi M.Ö. 4000 yıllarına tarihlenmektedir. Karaz, Pulur, Güzelova ve Soshöyük’te yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular Erzurum ve çevresinin çok eski ve önemli yerleşim yeri olduğunu ortaya koymuştur. Tarihin en eski devirlerinden itibaren değişik kavim ve milletlerin hakimiyetine giren Erzurum, kültür varlıkları açısından zengin bir geçmişe sahiptir.

Hurriler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Araplar, İranlılar, Sasaniler, Romalılar ve Bizanslılar dönemimini yaşayan Erzurum, 5. Yüzyıldan 10. Yüzyılın sonuna kadar, Bizanslılar, Romalılar ve Araplar arasında birkaç kez el değiştirmiştir. Bu dönemlere ait, Erzurum ve çevresinde çok sayıda kale, kilise, manastır topluluğu, kaya mezarlığı, arkeolojik sitler yapı kalıntıları bulunmaktadır.

1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Bizans Hakimiyeti’ne son verilerek, şehir Alparslan’ın akıncı arkadaşlarından Saltuk Bey’in yönetimine verilmiştir. Böylece Türk çağının başladığı Erzurum’da sırası ile Saltukoğulları, Selçuklular ve İlhanlılar döneminde bir taraftan şehirde imar faaliyetleri devam ederken, diğer taraftan inşa edilen cami, medrese, kümbet ve köprülerle Erzurum bir kültür ve sanat kenti haline gelmiştir.

Oğuz soyunun aydınlığını bugüne taşıyan, Anadolu’nun en eski Üniversitelerinden Yakutiye ve Çifte Minareli Medrese, 12-14 yy. da Erzurum’da Türk Mimarlık kültürünün ne kadar canlı ve kuvvetli olduğunu göstermektedir.

1514 Yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan Erzurum’un esaslı bir biçimde imari Kanuni döneminde yapılmıştır. Devrinin birer sosyal ve kültürel kurumu olan zaviyeler, tekkeler ve medreselerin yanı sıra çok sayıda cami, han, hamam ,çeşme ve köprü inşa edilmiştir. Siyasi istikrarın sağlanmasına bağlı olarak gelişen refah, nüfus artışını da beraberinde getirmiştir. 16. yy. dan itibaren şehrin, surların dışına taşması ile birlikte, yeni camiler inşa edilmiş, yapılan bu camilerin çevresinde mahalleler teşekkül etmiştir. Erzurum’un eski mahalleleri isimlerini camilerden almaktadır.

Camileri, medreseleri, kümbetleri, türbeleri, hanları, hamamları, çeşmeleri, köprüleri ve tabyaları ile Erzurum, Selçuklu ve Osmanlı şehirlerinin güzel bir örneğini teşkil etmektedir. Kale, Ulu Cami, Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese, Lala Mustafa Paşa Camii ve Rüstem Paşa Bedesteni şehrin merkezi yapıları arasında yer almaktadır.

Saltuklu, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerine ait tarihi eserleriyle oldukça zengin bir mimarlık kültürüne sahip olan



Erzurum, yüzlerce yılın imbiğinden süzülerek günümüze ulaşan ve bugün de canlı bir biçimde yaşayan halk türküleri, halk oyunları, el sanatları, yemekleri, gelenek ve görenekleriyle de zengin bir kültür mirasına sahiptir.

Doğu Anadolu’nun yüksek yaylası olan Erzurum binlerce yıl önce parlayıp sönen eski medeniyetlerin bir kavşak yeri olduğu gibi, insanlık tarihinde, en eski çağlardan beri eşine az rastlanılan medeniyetlere sahip olmuştur.

Erzurum yaylası ile merkezi şehir ve ulu kalesinin tarihte tanınmış şu beş adı taşıdığı görülmüştür.

1- Karanitis/ Karanitide/ Garin/ Karin-Kalak-Karun( Yunan, Bizans, Roma kaynaklarında, Ermeni ve Gürcü tarihlerinde),

2- Theodosiopolis ( Bizans dönemi ),

3- Kali- Kala (k), ( Kali/Han Şehri İslam kaynaklarında ),

4- Arzan/ Arzen/Artze ( şimdiki “ Karaarz/ karaz” yerinde) (Selçuklu Fethi sırasında),

5- Erzen- Rum/ Erzen-ir-rüm ve Erzurum ( Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu, Osmanlı döneminde),

Erzurum ve çevresi özellikle Kalkolitik ve eski Tunç çağından itibaren yoğun iskana ve siyasi olaylara tanık olmuştur. Bunun sebebi en eski çağlardan beri önemli ticari ve askeri yolların kavşak noktasında yer alması, zengin akarsu ağını bünyesinde bulundurması ve doğal savunma zeminine sahip olmasıdır. Çevredeki sert iklim şartlarına rağmen dağ silsileleri ve akarsu boylarındaki verimli ovalar, tarıma ve bilhassa hayvancılığa uygun bir ortam oluşturmuştur.

Anadolu’ya yönelik Türk akınları ve bilhassa Doğu Anadolu ile Kafkasya ‘ da yurt tutma çabaları islamiyetten çok daha eski tarihlere inmektedir. M.Ö. VII. YY.da Kafkasya, Azerbaycan ve Doğu Anadolu Saka Türkleri ( İskitler ) ile Persler arasında paylaşılamayan bir ülke olduğu görülür.

M.Ö. IV. Binde köklü bir kültürün orijin bölgesini oluşturan Erzurum ve çevresine Hurriler, Hayasalılar ve Urartu Krallıkları sırasıyla hakim olmuşlar, muhtemelen Hititler, Kimmerler ve İskitler de (Saka Türkleri) kısa bir süre kalmışlardı.

395-398 yılları arasında cereyan eden Hun Türklerinin, Doğu Anadolu, Erzurum ve Fırat vadisine yönelik fetihleri tarihte Anadolu’ya ilk akınları olması açısından önemlidir.

Bizans İmparatorluğu (Doğu Roma-395-1453) devrinde İran’dan Sasanilerin Doğu Anadolu’ ya saldırıları neticesi Theodosiopolis (Erzurum) 502 yılında Sasanilerin işgaline maruz kalmış, ancak 531 yılında tekrar ele geçirilmiştir. Çünkü strateji ve ticari siyaset bakımından çok önemli bir bölge olan Erzurum’a sahip olmak Bizans için her zamankinden büyük önem taşıyordu. Bizanslılar Erzurum’da su kemerleri, Kale’yi, Büyük Kilise’yi yaptırmış , Erzurum’u yeni baştan imar ettirmiştir.

Halife Osman zamanında (651) Habib B. Mesleme komutasındaki İslam Ordusu Doğu Aanadolu topraklarını ele geçirmiştir ancak uzun süre Erzurum’da hakim olamamıştır. Halife Mansur zamanında 756 yılında Kalikala’yı (Erzurum) fethetmiştir. Ancak, Bizans İmparatoru tekrar işgal etmiştir. 3. Abbasi halifesi El-Mehdi zamanında Ermeniyye valisi olan Yezid, 799 yılında Kaikala’dan çıkarak, Bizans’a sefer düzenlenmiştir.

Erzurum, Müslüman arapların eline geçtikten sonra Hıristiyan ahalinin bir kısmı şehirden uzaklaştı. Erzurum’a yerleşen arap kumandanları burasını Bizans’a karşı bir gana üssü haline getirdiler.

949 yılında Bizanslıların Kalikala’yı (Erzurum) yeniden işgal ettikleri, surlarını yıktıkları görülmüştür.

Müslümanların elinden çıkan Teodosipolis (Erzurum) Bizans İmparatorluğu’nun themalarından birinin merkezi olmuş ve doğudan gelecek islam akıncılarına karşı, yeniden tahkim edilmiştir.

26 Ağustos 1071 Malazgirt Savaşı ile Alp Arslan’ın kesin zaferi sonucu Bizansın son seddi de yıkıldı. Türkmenlerin Türkleştirme ve yeni bir vatan haline getirme idealinde Erzurum bir hareket noktasıydı. Alparslan, Erzurum ve havalisini Saltuk beyliğine vermiştir. Saltuklular Erzurum Bölgesine Türklük vasfını kazandırmıştır. Saltuklular bölgede Anadolu’nun kapılarını korumakta ve Türkistan’dan gelen Türk göç yollarını açık tutmakta idiler.

Anadolu’nun manen zayıf olduğu bir dönemi fırsat bilen ve Alaeddin Keyhubad’ın ölümünden ( 1237 ) Türk hudutlarını yoklayan Moğollar Ermeni ve Gürcülerden sonra Erzurum’u ele geçirerek halkını kılıçtan kırmış yağma, tahrip edip, ganimet ve sirlerle dönmüşlerdir. Selçuklu ordusu, 1243 yılında Kösedağ bozgununa uğrayınca Anadolu Selçuklu topraklarında Moğol hakimiyeti başlamıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti 1308’de tarih sahnesinden çekilmiştir. Zaten Erzurum ve çevresi Selçuklu yönetiminde olmasına rağmen İran ve Azerbaycan’da Moğolların yerini almış olan İlhanlı Hükümdarları tarafından yönetilmiştir. İlhanlılar zamanında Erzurum kültürel, siyasi, ticari ve sosyal hayatta büyük bir gelişme kaydetmiştir. Bu döneminin en önemli eseri Yakutiye Medresesi’ dir.

İlhanlıların yıkılışı üzerine meydana gelen karışıklıklar sonrası Erzurum ve çevresi Sutay Noyan’ın oğlu Emirhan Togay tarafından ele geçirildi. Hacı Togay’ın oğlu Emir Hasan Erzurum-Tebriz yolu üzerinde Pasin ovasına hakim tepe üzerinde sıcak su kaynaklarına yakın, Avnik, Micingerol, Horosan ve Erzurum yollarını kontrol eden bu kaleye “Hasankale” denilmiştir.

Çobanların hakimiyeti (Emir Çoban’ın torunu Şeyh Hasan 1340’da Erzurum’a geldi.) esnasında kalan en önemli Mimari anıt Çoban Köprüsü’dür.

1336-1432 yılları arasında Erzurum’da Eratnalılar ve Celayirlilerin hakimiyeti görülmüştür.

Yıldırım Beyazıt’ın çağdaşı olan Timur Karakoyunlu Türkmenlerinin ülkesini istila etmiş, nihayet Erzurum’u almıştır. Timur; Avnik Kalesi, Hasankale’yi ele geçirmişti. Timur; 1400’de ve 1402’de Anadolu’ya girerken, yine Erzurum’dan geçmiştir.

Karakoyunlu İskender (1402-1438) ile Akkoyunluların savaşı Erzurum’un sosyal, siyasi ve iktisadi yapısını bozmuştur.

Erzurum 1473-1478 yılları arasında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a bağlı kalmıştır.

Şah İsmail 1502’de İran’ın tamamını kontrolü altına alması ile Safevi devleti kurulmuş oldu. Şah İsmail (1502-1514) Erzurum Sultaniye arasında Tebriz’i aldıktan sonra yerli ahaliye çok zulüm yaptı, servetlerini ellerinden aldı., halkı mezhep değiştirmeye zorladı. Doğu Anadolu ahalisi bölgeyi terk ederek iç bölgelere çekildi. Erzurum, Erzincan, Van ve Tebriz gibi kültür ve medeniyetin gözde şehirleri harabeye çevrildi.

Erzurum, Hasankale, Avnik, Kağızman ve Kars gibi yerler Yavuz Sultan Selim’in gelişine kadar (1514) Şah İsmail’in hakimiyeti altında kaldı. Çaldıran zaferi ile Yavuz Sultan Selim Erzurum, Bayburt, Kamalı, Erzincan taraflarını Osmanlı sınırlarına katmıştır.

Erzurum’da Dulkadırlı Mehmet Bey, Ferhatpaşa Beylerbeyliği ilklerdir. 1577’de başlayıp 12 yıl süren Osmanlı-İran harplerinde Erzurum, Osmanlı ordularının topladığı erzak ve mühimmatını yığdığı başlıca ihmal, hareket üssü olarak kaldı.Bu arada Erzurum’da bulunan yeniçeriler baskı, zulüm ve yolsuzlukla halkı bezdirdi.

Kanunsuz vergiler halkı İstanbul’a başvurmasına yol açtı.

1821’ de Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminde İran’lılar Erzurum’a yürümüş Pasin Ovasına kadar gelmişlerdi.

Rusya 1828’de Ruslar Erzurum’a kadar geldi., 1829’da Erzurum’u ele geçirdi. Erzurum Ermenileri ve gürcüleri Ruslara yardım etti. Edirne antlaşması ile Ruslar Erzurum’u Osmanlılara geri vermek zorunda kaldı, ancak 3 aylık Rus İşgali büyük zarar verdi.

Osmanlı devrinde Erzurum Eyaleti 14 sancaktan ibaretti.

1)Erzurum 2) Erzincan 3) Hınıs 4) Kelkit 5) Malazgirt 6) Tortum 7) Karahisar-ı Şarki 8) İspir 9) Karaçay10) Pasin 11) Mamervan 12) Kızuçan 13) Kığı 14) Mecingerd
 
Üst