En Güzel Antalya şiirleri

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Antalyayla ilgili şiirler
Antalya şiiri

Antalya

Yatmış, uyumuşum sanki dizine
Sevdalıyım baharına yazına
Portakal düşlü güzellerin gözüne
Doyamıyor, doyamıyor, doyamıyorum...

Konyaaltın Beydağı' na yaslanır
Martıların yüreğime seslenir
Kıyıların gelin olur süslenir;
Pırlanta belini saramıyorum

Sıcağında yandım, neminde piştim
Aşkınla binlerce kedere düştüm
Kumsalında cananımla görüştüm
Hasretinle inan ki duramıyorum

Üç kapın var canevime açılan
Yeryüzünde Cennet diye seçilen
Şelalesin avuç avuç içilen
Vallahi bir başka yer, aramıyorum

Rab'bin en büyük nimetisin ülkeme
Sar beni bağrına, 'bana ne' deme!
Nakış nakış işlenmişsin gövdeme
Tam yetmişbin renksin, sayamıyorum


Ahmet Ünal


Sevgili Antalya

Tünek Tepesi nden seyrettim seni,
Afrodit misâli göz kırptın bana;
Masmavi sularla, altın kumlarla
Portakal bahçelerinde gezinen
Yosun gözlü kızlarla
Gel! Gel! diyordun...

Geyik Bayırı ndan seyrettim seni,
Nar çiçeği gibi gülümsedin bana;
Sihirli, ılık bir nefesin vardı,
Saçlarını yıkıyordun
Düden de, Kurşunlu da.
Zümrüt kıyılarınla, cam piramitinle
Ayna tutuyordun bana
Gel! Gel! diyordun...

Mazı Dağı ndan seyrettim seni
Gizlice Beni seviyor musun? dedin
Dağların denizlerin kadar güzel
Poyrazın meltemin kadar efsunlu,
Seni sevmemek mümkün mü?

İmkânsız seni bırakıp gitmek
Sensiz yaşamak ölüm, biliyor musun?

Kepez Varyantı ndan seyrettim seni,
Akşam oluyor, ışıklarımı yak! dedin
Çam kokan, muz kokan havanı soludum
Donattım ışıklarla her yanını
On dördünde bir ay ışığı
On binlerce parlak yıldızla
Bezedim gök yüzünü...
Parklarımda, bahçelerimde gezin
Haydi gel! Gel! diyordun...

Sonra,
Tutuştuk el ele
Yat limanında iki bira salladık
Konyaaltı Sahilinde taş attık denize,
Dans ettik kızlarla Lâra da,
Saklıkent ten gelen kar üstüne
Tatlı döküp yedik...
Sen beni, ben seni
Ölesiye sevdik
Ölesiye sevdik...


Mustafa Ceylan
 
#2
KALEİÇİ'NDE

Ağır ağır dolaşıyorum
Başım önde
Ellerim cebimde
Kale içinde
Bir an hayale dalıp
Gidiyorum çok çok
Eskilere
Bir tarih bir kültür
Bir yaşam biçimi
Kokuyor hala
Daracık sokaklarında
Bir devrin
Sesini duyuyorum
Dudak dudağa konuşan
Geniş sacakların altında
Kale içinde değil
Sanki dolaşıyorum
Tarihin derin sayfalarında.




Dalgalanan deniz değil tarihtir,
Eteğinde ormanın, dağın, taşın, kayanın.
Hem zor görmeyene Antalya'yı anlatmak,
Hem övgüye eyvallahı yok Antalya'nın.

***

Aman Tanrım! Bu nasıl bir büyü
Anladım cennetteyiz. Ama biz kimiz, neyiz?
Yağmurun çiçeğe, zamanın tarihe döndüğü
Bir güneş, deniz ve kar ülkesindeyiz.

Nüzhet ERMAN
 
Üst