Sponsorlu Bağlantılar
Çifte Minareli Medrese
Erzurum’un sembolü haline gelen Çifte Minareli Medrese’nin kitabesi olmadığı için yapılış tarihi kesin olarak bilinemiyor. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceğine atfen Hatuniye Medresesi adıyla da anılıyor. 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilen Medrese, bir dönem tophane bir dönem de kışla olarak kullanılmış.
35x46 m. boyutlarındaki Medrese’nin zemin katında on dokuz, birinci katında ise on sekiz oda bulunuyor. Dört yandan revaklarla çevrili 26x10 m. ölçülerindeki avlunun batı yönündeki kare alanın döneminde mescid olarak kullanıldığı düşünülmekte.
Medrese’nin bezemesinde kullanılan geometrik motifler, Selçuklu taş süslemesinde çokça kullanılan bitki motifleri ile bezeli Medrese’nin en önemli yanı figürleri. Taçkapının her yüzünde süslemelerle kuşatılmış dört adet pano var. Panoda hayat ağacı, iki başlı kartal ve altta iki ejder figürü yer alıyor.
Çifte Minareli Medrese, oyma taşlı kapısı ve görkemli çifte minaresi ile büyüleyici etkiye sahip. Anadolu Selçuklu mimari geleneğinde açık avlulu, iki katlı ve iki minareli eğitim kurumu olan Çifte Minareli Medrese, Anadolu'nun en büyük medresesi.
Üç Kümbetler
Üç Kümbetlerden sekiz köşeli plan üzerine oturtulmuş olan kümbetin Saltuklu Devleti'nin kurucusu Emir Saltuk'a ait olduğu sanılıyor. Tamamiyle kesme taştan yapılmış olan kümbetlerin diğer ikisini kimlerin yaptığı bilinmiyor. Kümbetlerin genel olarak 13. yüzyıl sonu ve 14. yüzyıl başına ait oldukları kabul ediliyor.
Erzurum Kalesi
Kale, Erzurum’a 79 km. uzaklıktaki tarihi İpek Yolu üzerinde yer alıyor. İlk inşa tarihi kesin olarak bilinmeyen Erzurum Kalesi'nin M.S. 5.yüzyılın ilk yarısında Bizanslılar tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor.
İç kale mescidine minare olarak yaptırılan Saat Kulesi, Tepsi Minare ve Kule diye de adlandırılıyor. Şehre hakim bir tepe üzerinde kurulu bulunan Erzurum Kalesi'nin surlarındaki Saat Kulesi her taraftan çok rahatlıkla görülebiliyor.
Erzurum Kalesi’nin içinde yer alan Tepsi Minare, Saat Kulesi adıyla da tanınıyor. Şerefe kitabesinde Saltuklu Emirlerinden Muzaffer Gazi Bin Ebü’l Kasım tarafından XII. yüzyılın ilk yarısında yaptırıldığı yazılı.
Yakutiye Medresesi
Medrese taçkapısında bulunan kitabeye göre, İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Gazanhan ve Bolugan Hatun adına, Cemaleddin Hoca Yakut Gazani tarafından 1310 yılında yaptırılmış. Türkler'in Anadolu'ya gelişlerinden hemen sonra başlayan Anadolu'yu değişik amaçlı mimarî eserlerle donatma çabası bütün tarihi olaylara rağmen devam etmiş ve Selçuklu Dönemi geleneksel mimarî tarzı Yakutiye Medresesi'nde de sürdürülerek anıtsal bir yapı ortaya çıkarılmış. Yapı dört eyvanlı kapalı avlulu medreseler grubundan. Eyvanlar arasında hücreler yer alıyor. Batı eyvanı değişik bir tarzda ele alınarak iki katlı inşa edilmiş. Güney eyvanı mescit olarak planlanmış ve bu eyvanın her iki duvarında mermer vakfiye kitabesi yer alıyor. Orta avlunun üzeri mukarnaslı bir kubbeyle örtülü. Doğu eyvanın bitiminde kümbet yer alıyor. Kümbette mezar bulunmuyor. Medresenin dışa taşkın taç kapısı ve iki köşesindeki minareleriyle kurulan denge, yapının bütününde de cepheye karşılık kümbet yerleştirilerek sağlanmış. Bu da mimarlığın Selçuklu Döneminde bilimsel metotlarla yapıldığının en önemli göstergelerinden biri. Ancak köşelerdeki minarelerden biri şerefeye kadar, diğeri kaideye kadar yıkılarak üzeri konik külâhla kapatılmış. Cephede yer alan bitkisel, geometrik motifler ve sembolik tasvirlerde de denge ve simetriye önem verilmiş. Gerek taç kapısındaki ve hücre kapılarındaki süslemeler gerekse minaredeki çini süslemeler o dönemde, sanatta gelinen noktayı ve sanata verilen önemi göstermekte...
Erzurum’un sembolü haline gelen Çifte Minareli Medrese’nin kitabesi olmadığı için yapılış tarihi kesin olarak bilinemiyor. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceğine atfen Hatuniye Medresesi adıyla da anılıyor. 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilen Medrese, bir dönem tophane bir dönem de kışla olarak kullanılmış.
35x46 m. boyutlarındaki Medrese’nin zemin katında on dokuz, birinci katında ise on sekiz oda bulunuyor. Dört yandan revaklarla çevrili 26x10 m. ölçülerindeki avlunun batı yönündeki kare alanın döneminde mescid olarak kullanıldığı düşünülmekte.
Medrese’nin bezemesinde kullanılan geometrik motifler, Selçuklu taş süslemesinde çokça kullanılan bitki motifleri ile bezeli Medrese’nin en önemli yanı figürleri. Taçkapının her yüzünde süslemelerle kuşatılmış dört adet pano var. Panoda hayat ağacı, iki başlı kartal ve altta iki ejder figürü yer alıyor.
Çifte Minareli Medrese, oyma taşlı kapısı ve görkemli çifte minaresi ile büyüleyici etkiye sahip. Anadolu Selçuklu mimari geleneğinde açık avlulu, iki katlı ve iki minareli eğitim kurumu olan Çifte Minareli Medrese, Anadolu'nun en büyük medresesi.
Üç Kümbetler
Üç Kümbetlerden sekiz köşeli plan üzerine oturtulmuş olan kümbetin Saltuklu Devleti'nin kurucusu Emir Saltuk'a ait olduğu sanılıyor. Tamamiyle kesme taştan yapılmış olan kümbetlerin diğer ikisini kimlerin yaptığı bilinmiyor. Kümbetlerin genel olarak 13. yüzyıl sonu ve 14. yüzyıl başına ait oldukları kabul ediliyor.
Erzurum Kalesi
Kale, Erzurum’a 79 km. uzaklıktaki tarihi İpek Yolu üzerinde yer alıyor. İlk inşa tarihi kesin olarak bilinmeyen Erzurum Kalesi'nin M.S. 5.yüzyılın ilk yarısında Bizanslılar tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor.
İç kale mescidine minare olarak yaptırılan Saat Kulesi, Tepsi Minare ve Kule diye de adlandırılıyor. Şehre hakim bir tepe üzerinde kurulu bulunan Erzurum Kalesi'nin surlarındaki Saat Kulesi her taraftan çok rahatlıkla görülebiliyor.
Erzurum Kalesi’nin içinde yer alan Tepsi Minare, Saat Kulesi adıyla da tanınıyor. Şerefe kitabesinde Saltuklu Emirlerinden Muzaffer Gazi Bin Ebü’l Kasım tarafından XII. yüzyılın ilk yarısında yaptırıldığı yazılı.
Yakutiye Medresesi
Medrese taçkapısında bulunan kitabeye göre, İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Gazanhan ve Bolugan Hatun adına, Cemaleddin Hoca Yakut Gazani tarafından 1310 yılında yaptırılmış. Türkler'in Anadolu'ya gelişlerinden hemen sonra başlayan Anadolu'yu değişik amaçlı mimarî eserlerle donatma çabası bütün tarihi olaylara rağmen devam etmiş ve Selçuklu Dönemi geleneksel mimarî tarzı Yakutiye Medresesi'nde de sürdürülerek anıtsal bir yapı ortaya çıkarılmış. Yapı dört eyvanlı kapalı avlulu medreseler grubundan. Eyvanlar arasında hücreler yer alıyor. Batı eyvanı değişik bir tarzda ele alınarak iki katlı inşa edilmiş. Güney eyvanı mescit olarak planlanmış ve bu eyvanın her iki duvarında mermer vakfiye kitabesi yer alıyor. Orta avlunun üzeri mukarnaslı bir kubbeyle örtülü. Doğu eyvanın bitiminde kümbet yer alıyor. Kümbette mezar bulunmuyor. Medresenin dışa taşkın taç kapısı ve iki köşesindeki minareleriyle kurulan denge, yapının bütününde de cepheye karşılık kümbet yerleştirilerek sağlanmış. Bu da mimarlığın Selçuklu Döneminde bilimsel metotlarla yapıldığının en önemli göstergelerinden biri. Ancak köşelerdeki minarelerden biri şerefeye kadar, diğeri kaideye kadar yıkılarak üzeri konik külâhla kapatılmış. Cephede yer alan bitkisel, geometrik motifler ve sembolik tasvirlerde de denge ve simetriye önem verilmiş. Gerek taç kapısındaki ve hücre kapılarındaki süslemeler gerekse minaredeki çini süslemeler o dönemde, sanatta gelinen noktayı ve sanata verilen önemi göstermekte...