Sponsorlu Bağlantılar
BORÇ (SKEÇLER)
ŞAHISLAR: Zişan, Orhan, Fehiman, Fikret, Güzin, Zühal.
Zişan:Orhan bey bu kadar düşünme. Allah bir kapı açar.
Orhan: (Mustafa abi,önce şöyle bir içinizi çekin) Allah bir kapı açar mı dedin?…Yaa şimdi de kapıcımız mı olacak?
Zişan:Hasbünallah,Orhan bey ne dediğinizin farkında mısınız?
Orhan:Ben farkındayım da acaba siz farkında mısınız Zişan hanım?
Zişan: Ne dedim Orhan? Allah bir kapı açar dedim. O da mı suç?
Orhan
uç ya,ben;‘Bu kadar para senetsiz,sepetsiz verilir mi?’ deyince (biraz Zişan’a öykünün) “ Aa olmaz ayıptır” diyen sen değil miydin?
Zişan:Nereden bileyim Orhan? Alnında yazmıyordu ki ‘borç verilmez’ diye.
Orhan: (Biraz yüksek sesle)Ama ben sana,Kuran’ı Kerim’de“borçlandığınız zaman yazışın” diye bir kural var demiştim. Ne zaman bunu söylesem, “Ayıptır,canım bu çok yakınımız,bu kadarcık para için gerekmez” deyip duruyorsun. Hem Allah’ın koyduğu sınırları gözetme,hem de Allah’tan habire yardım bekle.
Zişan:Zaten sıkıştın mı hepsini benim üstüme atarsın. Hamdi beye verme,o borcuna sadık değil demiştim. Ona niye verdin? O da mı benim suçum?
Orhan: (İyice sinirlenir) Hepsi benim suçum,hepsi.Allah’ın sözüne değil (TELEFON ÇALAR,bırakın çalsın siz devam edin) senin sözüne uymak işime geldi. Hamdi bey de , Ahmet’te, Engin’de, Nurhan’da hepsi farkında bu zaafımın. (bakın artık telefona) (AHİZEYİ KALDIRMA SESİ) Aloo,efendim…Haa Aleyküm Selam…Napalım…Akşam sefası yapıyoruz…Tamam olur…Güle güle, görüşürüz…
Zişan: Erhan mıydı? Ne diyor?
Orhan: Bizi çaya çağırıyor. Kalk hadi,gidelim.
(FON)
Fikret:N’olacak abla?Bu durumda ben hiç kitap alam artık.
Güzin:Ben de alamam. Güya bu ay bana ayakkabı da alınacaktı.
Fehiman:Boşuna heveslenmeyin. Unutun artık onları. Babam gittikçe batıyor.
Güzin:Napacağız? Fikret,ne dedin amcama telefonda?
Fikret: (Endişeli)Babam farkına varmadı değil mi benim aradığımın?
Güzin:Hayır,çok sıkıntılıydı. İyi ki aradın amcamı.
Fikret:Amcama dedim ki;bizim evde tansiyonlar yükseliyor.Çaya davet ederseniz düşer. Allah’tan ki müsaitlermiş.
(FON) (ZİL SESİ)
Fehiman:Kimoo?
Zühal:Benim Fehiman. Açar mısın?
(KAPI AÇMA SESİ)
Zişan:Buyuuur Zühal,hoş geldin.
Zühal:Zişan abla sırf yeni elbisemi görmen için geldim. Nasıl, yakışmış mı?
Zişan:Bütün giydiklerin gibi bu da yakışmış Zühal.Güle güle giyin.
Zühal:Eşime de aldık. İkimiz çift giyiniyoruz. Yarın da bunlara uygun çanta,ayakkabı bakacağız.
Zişan:Zühal n’oldu,mirasa mı kondun? Daha yenilerde borçtan yakınıyordun.
Zuhal:Amaan Zişan abla,borçtan kurtuluş mu var?
Zişan:Zühal böyle davranırsan nasıl kurtulacaksın?
Zühal:O kadar büyütme canım.Nasılsa hem taksitle,hem de kredi kartıyla. Gözüme kestirdiğim bir kıyafet daha var. İndirimi bekliyorum,hiç kaçırmam onu da.
Zişan:Zühal inan seni hiç anlamıyorum. Borçluyken nasıl böyle rahat olabilirsin?
Zühal:Alıştım Zişan abla. Ne var sanki,borçluyum diye her şeyden mahrum mu olayım? Ha sahi sizin alacaklarınız ne oldu? Verdiler mi?
Zişan:Ne vermesi,Orhan beyin sinirleri iyice bozuldu. Hastalanacak diye endişeleniyorum. Kendinin senetleri olmasa neyse. Alacaklarına güvendi borçlandı. Ne yapacak bilmiyorum.
ŞAHISLAR: Zişan, Orhan, Fehiman, Fikret, Güzin, Zühal.
Zişan:Orhan bey bu kadar düşünme. Allah bir kapı açar.
Orhan: (Mustafa abi,önce şöyle bir içinizi çekin) Allah bir kapı açar mı dedin?…Yaa şimdi de kapıcımız mı olacak?
Zişan:Hasbünallah,Orhan bey ne dediğinizin farkında mısınız?
Orhan:Ben farkındayım da acaba siz farkında mısınız Zişan hanım?
Zişan: Ne dedim Orhan? Allah bir kapı açar dedim. O da mı suç?
Orhan
Zişan:Nereden bileyim Orhan? Alnında yazmıyordu ki ‘borç verilmez’ diye.
Orhan: (Biraz yüksek sesle)Ama ben sana,Kuran’ı Kerim’de“borçlandığınız zaman yazışın” diye bir kural var demiştim. Ne zaman bunu söylesem, “Ayıptır,canım bu çok yakınımız,bu kadarcık para için gerekmez” deyip duruyorsun. Hem Allah’ın koyduğu sınırları gözetme,hem de Allah’tan habire yardım bekle.
Zişan:Zaten sıkıştın mı hepsini benim üstüme atarsın. Hamdi beye verme,o borcuna sadık değil demiştim. Ona niye verdin? O da mı benim suçum?
Orhan: (İyice sinirlenir) Hepsi benim suçum,hepsi.Allah’ın sözüne değil (TELEFON ÇALAR,bırakın çalsın siz devam edin) senin sözüne uymak işime geldi. Hamdi bey de , Ahmet’te, Engin’de, Nurhan’da hepsi farkında bu zaafımın. (bakın artık telefona) (AHİZEYİ KALDIRMA SESİ) Aloo,efendim…Haa Aleyküm Selam…Napalım…Akşam sefası yapıyoruz…Tamam olur…Güle güle, görüşürüz…
Zişan: Erhan mıydı? Ne diyor?
Orhan: Bizi çaya çağırıyor. Kalk hadi,gidelim.
(FON)
Fikret:N’olacak abla?Bu durumda ben hiç kitap alam artık.
Güzin:Ben de alamam. Güya bu ay bana ayakkabı da alınacaktı.
Fehiman:Boşuna heveslenmeyin. Unutun artık onları. Babam gittikçe batıyor.
Güzin:Napacağız? Fikret,ne dedin amcama telefonda?
Fikret: (Endişeli)Babam farkına varmadı değil mi benim aradığımın?
Güzin:Hayır,çok sıkıntılıydı. İyi ki aradın amcamı.
Fikret:Amcama dedim ki;bizim evde tansiyonlar yükseliyor.Çaya davet ederseniz düşer. Allah’tan ki müsaitlermiş.
(FON) (ZİL SESİ)
Fehiman:Kimoo?
Zühal:Benim Fehiman. Açar mısın?
(KAPI AÇMA SESİ)
Zişan:Buyuuur Zühal,hoş geldin.
Zühal:Zişan abla sırf yeni elbisemi görmen için geldim. Nasıl, yakışmış mı?
Zişan:Bütün giydiklerin gibi bu da yakışmış Zühal.Güle güle giyin.
Zühal:Eşime de aldık. İkimiz çift giyiniyoruz. Yarın da bunlara uygun çanta,ayakkabı bakacağız.
Zişan:Zühal n’oldu,mirasa mı kondun? Daha yenilerde borçtan yakınıyordun.
Zuhal:Amaan Zişan abla,borçtan kurtuluş mu var?
Zişan:Zühal böyle davranırsan nasıl kurtulacaksın?
Zühal:O kadar büyütme canım.Nasılsa hem taksitle,hem de kredi kartıyla. Gözüme kestirdiğim bir kıyafet daha var. İndirimi bekliyorum,hiç kaçırmam onu da.
Zişan:Zühal inan seni hiç anlamıyorum. Borçluyken nasıl böyle rahat olabilirsin?
Zühal:Alıştım Zişan abla. Ne var sanki,borçluyum diye her şeyden mahrum mu olayım? Ha sahi sizin alacaklarınız ne oldu? Verdiler mi?
Zişan:Ne vermesi,Orhan beyin sinirleri iyice bozuldu. Hastalanacak diye endişeleniyorum. Kendinin senetleri olmasa neyse. Alacaklarına güvendi borçlandı. Ne yapacak bilmiyorum.