Aksaray adının tarihçesi

#1
Sponsorlu Bağlantılar
IL HARITASI


İLİN ADININ TARİHÇESİ:

Tarihte kurulan her köyün, her şehrin adının ister gerçek olsun, ister rivayet, isterse efsane bir hikayesi vardır. Aksaray'in da adı hakkında bir çok rivayet, bir çok efsane anlatılır. İranlılar bölgeyi işgal ettiklerinde "Güzel Atalar ülkesi" manasına gelen "CAPPADOCIA" adını bu bölgeye vermişlerdir.

"Aksaray" adına dair rivayetler şöyledir.;

Dar-üs Zafer

Haçlı seferleri sırasında II. Kılıçarslan başkent Konya dışında askeri bir üs kurmayı düşünür. Bunun için de günümüzdeki Aksarayı seçer. Şehri sağlam surlarla, medrese,camii, hastane, bedesten v.b kamu yapılarıyla süsler. Her zafer dönüşünde Aksaray'a uğrar, şenlikleri burada başlatır. Şehre de " Zafer Yurdu" manasında "DAR-ÜS ZAFER" adını verir.


Dar-üs Süleha

Kılıçarslan burayı o kadar çok sevmektedir ki, kötü niyetli kişilerin bu kente giremeyeceğine dair bir ferman çıkartır. Suc işleyenin hemen başı vurulacaktır. Evliya Çelebi'nin anlattığına göre bu amaçla sarayın giriş kapısının iki yanına tunçtan iki arslan heykeli yaptırır. (Belediye Binasi girisinde bu Aslan Heykelleri halen bulunmaktadir. Tabi ki Kilicarslan zamanindan kalanlar degil. :)) Bunlar şehre gözcülük eder, kötün niyetli kişiler kente girdiklerinde aslanlar ağızlarından çıkardıkları alevlerle onları yakar, kül ederler. Bu yüzden iyilerin, doğruların, Salihlerin yaşadığı Aksaray'a "İyilerin yurdu" "Salihlerin yurdu" anlamına gelen "DAR-ÜS SÜLEHA" adı verilmiştir.

Ah Saray " Aksaray "

Bir zamanlar Selçuklu sultanlarından birinin çok sevdiği kızı hastalanır. Ülkenin tüm hekimleri saraya çağrılır, ama hastalığın sebebi anlaşılamaz. Kızın "Ah Saray" iniltileri odalarda yankılanmaktadır. O sırada saraya derviş kılıklı bir adam gelir. Sultandan izin alıp hastayı görür, konuşturur, nabzını dinler. Sevda kelimeleri geçtikçe kızın nabzının hızlandığını görür. Kızın kime sevdalı olduğunu, onun nerede yaşadığını öğrenir. Kız saraydan kurtulup sevdiğine kavuşamayacağını düşündükçe "Ah Saray" diye inlemektedir. Derviş, sultanın huzuruna çıkar. Sultana :

Sultanım gözdenizin kurtulmasını ister misiniz ? diye sorar. Sultan:
"Evet onun yaşaması, benim yaşamamdır." der. Derviş öğrendiklerini sultana anlatır, hastalığın dermanının iki sevdalının evlendirilmesi olduğunu söyler.

Rivayetlere göre delikanlıyı buldurtur, getirtir. Düğün, dernek kurulur. Bundan sonra "Ah Saray" iniltileri "AKSARAY" a dönüşür.

Halk arasinda Aksaray adinin İzzettin Kılıçarslan tarafından kentin ortasına aktaşlardan görkemli bir saray yaptırmıştır.Kente bu saraydan dolayı (Beyazsaray) Aksaray adı verildiği söylenmektedir


Hükümet Konagi'ndan eski bir foto...
 
Üst