Ah Şu Gençler Tiyatro Metni

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Ah Şu Gençler Teksti - Ah Şu Gençler Tiyatro Oyunu - Ah Şu Gençler Oyunu - Oyun Ah Şu Gençler


( bir aile evi ve salonda aile bireyleri)

BABA(ağabey ile tavla oynamaktadır,zar atar)Yaladın bitirdin be zarları !

Ercan : Tuh!!!

BABA: Allaaaah şeşbeş.....Tezcan kızım koş bana bir bardak su getir.Heyecandan boğazım kurudu,ağabeyini mars ediyorum,mars.

TEZCAN:(Tezcan moda dergisi okur)Aman babaaaaa..

BABA:Kırk yılda bir şaşırdım da bir bardak su istedim be kızım.Hevesimizi kursağımızda bıraktın!

TEZCAN:Üffff babaaaaa....

ANNE:(önünde önlük,ellerinde bulaşık eldivenleri)Tezcan ,evladım,gel de şu bulaşığa yardım et....

TEZCAN:Aman anneeee....

ANNE:Ayol,yemeği yaptım,sofrayı kurdum,kaldırdım....Hiç olmazsa....

BABA:Yahu kadın sen deli misin? Babasına bir bardak su getirmeye üşenen,bulaşığa yardım eder mi hiç?

TEZCAN:Aaaayyyy babaaaaa......

BÜYÜK ANNE:(Uyanır)Tezcan,evladım,önlüğünü getir de eteğini dikeyim,sökülmüş, öyle geziyorsun.

TEZCAN:Öf ananeeeeee,ööööfff

BÜYÜK ANNE:Hayırdır inşallah,n’oldu şimdi?( uykuya dalar)

BABA:Babasına bir bardak su yetiştirmeyen çocuk.....

TEZCAN:Aman babaaaaa........

Ercan :Tezcan,bari zahmet olmazsa saati söyle de,babana saat kaçta mars oldum,tarihe geçsin.

TEZCAN:Bu evde yaşanmaz.(çıkar)

BABA:Bu kızın adını iyi ki Tezcan koymuşuz,ya yanılıp da Nazlı koysaymışız!!

TEZCAN:(İçerden)Aman babaaaaaa...... ( baba başını mindere vurur.)
Ercan : Hadi baba oyna ya…

Baba: Tavla oynayacak kafa mı bıraktınız adamda.

Ercan : Baba ya oyun bozanlık yapma mars edip kaçmak var mı?

( kalkar televizyonun başına geçer ayak ayak üstüne atar.)

Baba: Oğlum hadi bir bardak su getir.

Ercan: Ben niye getiriyorum ,Tezcan getirsin.

Baba:(sitem ederek) Eskiden büyüklere saygı gösterilirdi ,hürmet edilirdi.Hanımmm!!! bi bardak su getirsene!

Büyük anne :( uyuklamaktadır arada uyanır ve konuşmaya katılır.)
Eskiden büyüklerimizin karşısında konuşamazdık bile,şimdi öyle mi çatır çatır konuşuyorlar hem bir de büyüklerine çemkiriyorlar!!!

Baba: Hem de nasıl biz onlar için çalışıp çabalayalım

BÜYÜKANNE: Ne yapalım ( uyuklamaya devam eder.)

ERCAN :Baba ya fakir edebiyatı yapma.

BABA: Çocukları ve ailesi için çetin şartlarda mücadele etmek fakir edebiyatıysa alasını yaparım.

Ercan: Baba felsefe yapma.

Baba: Benim tek derdim sizlersiniz,sizlerin geleceği kendimi düşünüyorsam namertim.

Ercan: Baba acitasyon yapma.

Baba: Oda ne oğlum?

Ercan: Acındırma

BABA: Dilerlide pabuç ,pabuç, pabuç gibi

( baba başını bu sefer koltuğun kenarına vurur. O sıra anne girer içeri.)
Anne: Bey ne yapıyorsun?

Baba: Hııı ,ben ne yaptığımı biliyor muyum? Bu kokan su bana kokan su getirmiş, beni öldürmeye çalışıyor deli garıııı!!!

Büyükanne:(uyanır) Kızım kocanda nazar var , kurşun döktürelim.

Anne: Sahi mi anne, asabiyeti geçer mi?(baba kulak kabartır)

BÜYÜKANNE: Ne geçer mi?

Anne : asabiyeti ,asabiyeti

Büyükanne: Ne bağırıyorsun kızım anladım.Hem de hemen geçer, yumuşacık bir adam oluverir.

Baba:(sinirlenerek)Ya gidin işinize ben asabi falan değilim, ne asabiyetimi gördünüz ,şeker gibi adamım Allah Allah üç beş vazo ,üç beş bardak ,altı kişilik yemek takımı sadece bu kadar hem parasını ben vermiyor muyum?

Sen söyle canım evladım bugüne kadar ne asabiyetimi gördün,ne sayıyorsun oğlum?

Ercan: Üç buzdolabı, bir yemek takımı, iki televizyon ,bir laptop…

Baba: Ben mi !!? Sana sordum mu da cevap veriyorsun?

ERCAN :Anne beee... Kırk saat önce bir erik istemiştik.

ANNE:Ah affedersin oğlum,bende akıl mı kaldı,getiriyorum.

( televizyonda edebiyat programı vardır.)

KONUŞMACI’’Ağır ağır çıkacaksın, bu merdivenlerden “

Ercan:Galiba sağlık programı .Baba, teybi tamire vermiştin nooldu?

BABA:(kendi içinden ) Teyp ,tamir ,arabadan düştü puf oldu!!!heee!!Yarın akşam alacağım.

ERCAN :Dün de öyle demiştin.

BABA:Bitirememiş, ne yapayım?

ERCAN :Otur,başında bekle de bak nasıl yapar, tembel bunlar, yarın akşam uğra al ama gözünü seveyim üşengeçlik etme...Anneee erik nooldu?

ANNE: (İçerden)Yıkıyorum oğlum.

Ercan:Çabuk ol, maç başlayacak birazdan.

( edebiyat programı devam ediyordur.)

KONUŞMACI:’’Yaş otuz beş , yolun yarısı eder.’’

Ercan :Bitmedi gitti şu sağlık programı da.. Hala be,
halacığım, hadi şu süveterimi getir, n’olursun.Hava serinledi
galiba. (hala dışarı çıkar) Tezcan .Heyyyy. Sağır sultann..

TEZCAN : (İçeriden) Yine ne istiyorsun?

ERCAN :Yine demez mi? Gazeteyi getir haydi..Uyuşuk. Yerinden kımıldamıyor yahu, batık tanker gibi.

KONUŞMACI:’’Deli eder insanı bu dünya, bu gece, bu yıldızlar,bu koku…’’

ERCAN:Kalp,yaşlılık derken şimdi de deliliğe geçti,amma yutturmaca program yapıyorlar haa,değil mi baba?

Baba ( baba elinde tespih ile) Kule kule kalkış için izin istiyorum,önümde belirsiz cisimler gözüktü kule iniş için izin istiyorum.

Ercan: Değil mi baba?

Baba: Hııı, öyle oğlum öyle!

Ercan: Hala,ne oldu bu suya yahu?

HALA:( Elinde süveterle girer.)Ne suyu, sen benden süveterini istedin.

Ercan :Hadi bir bardak su getir.. büyük bardakta olsun Soğuk olsun ama.. (Hala su almaya gider)Büyük bardakta..anneeee,tuzu unutma.

BABA:(sinirlenerek)Tuzu da kalk sen al.

Ercan :Anladım.

BABA:Tuzu da kalk sen al, kös kös oturuyorsun. 12 saat uyu, 12 saat kös kös otur.
Ercan :Allah,Allah.. Ne olmuş yani çalışsınlar biraz..İşleyen demir ışıldar..Yuvarlanan taş yosun tutmaz..tembele iş buyur,sana akıl öğretsin..

Baba: Ben biraz balkonda kafa dinleyeceğim, yoksa fıttırabilirim, zaten beyin hücrelerimin yarısı iflas etmiş,nasıl bir ailem var ya benim.

Büyükanne: Ne oldu şimdi ?( tekrar uykuya dalar)

Ercan: Babacığım ruh sağlığınıza dikkat ediniz,sonra alim Allah eniştem gibi göle yansıyan yıldızları toplarken bulmayalım seni de.

Baba: Korkma oğlum kimse bana kafayı yedirtemez.( Dışarı çıkar sinirli halde ayağına kedi yapışır)pissst ,pist!!!

Ercan: Seviyorum bu adamı asabi falan ama şeker gibi adam.

Tezcan: ( gazeteyi getirir.)Bana bak abi bir daha benden bir şey isteme.Senin kölen yok burada!!!

Ercan: Aman istemeyiz bundan sonra.Hem sen ne yapıyorsun iki saattir odanda cetleşiyon de mi o entel oğlanla. Babama diyeceğim seni!!

Tezcan:(Sinirlenir) Pis ispiyoncu…

Ercan: Benim istediklerimi yapmazsan tarihi aşka son noktayı koyarım ona göre .Şimdi git bana Fenerbahçe bayrağımı getir. Koş,koş…

Tezcan:Şantajcı sarı kafa!!!
( sinirli sinirli dışarı çıkar.)

KONUŞMACI: “ Dur yolcu..”

Ercan :Durursam şerefsizim, bi türlü başlamadı şu maç.
( televizyon kanallarını değiştirir)

Tezcan: ( Tezcan sinirli sinir içeri girer.)Al bayrağını ve ömür boyu beni rahatsız etme.

Ercan: Öyle çabuk kurtulmak var mı? Aa!! şapkamı unutmuşum ,hadi canım kardeşim bir zahmet getiriver.

Tezcan: Abi sen çok oluyorsun ama!!

Ercan: Bak o entel oğlanla çıtır kafede buluştuğunuzu söylerim babama.

Tezcan: Abim olduğundan utanıyorum ,sen benim abim olamazsın kesin seni cami avlusunda bulmuşlardır.

Ercan: Biraz daha seviyeli espri yapmaya çalış bence o oğlanla çetleşeceğine.

Tezcan: Ama senin bir gün açığını bulurum, o zaman görüşürüz abi.

Ercan: Hadi maç başlamak üzere çabuk ol.( şapkayı getirmek için gider)

Tezcan:(sinirli sinirli içeri girer) Al şu soytarı şapkasını ,tam sana uygun bir şapka.

Ercan: Hadi buharlaş ,yeterince kafa ütüledin.

Tezcan: Gıııccıııkkkk……..

Anne: ( Tezcan’la karşılaşırlar ve salona girer.)Oğlum yine kavga mı ettiniz?

Ercan : Ne kavgası anne, iki iyi anlaşan kardeş gibi konuştuk.

Anne: (inanmayarak)Bilirim sizin konuşmalarınızı.

Ercan: Aman anne maç başlıyor ses istemiyorum.Gel şöyle yanıma, tak şu şapkayı da.



Hala: (elinde suyla içeri girer) Ercan suyunu getirdim.

Ercan: Aman hala Türkiye’deki su sorunu bile çözüldü,göller barajlar suyla doldu sen suyu yeni getiriyorsun.

Hala : Eniştenle çektirdiğimiz fotoğrafa bakıyordum.( hala ağlamaya başlar)

Ercan: Aman hala ağlamaya başlama şimdi. Halacığım ya ayakkabılıkta uğurlu atkımla terliklerim var bii getirsene. ( ağlayarak gider giderken mırıldanarak)

Hala: Atkıyla, bardak…

Ercan: Atkıyla, terlik…

Hala: Şemsiyeyle, bayrak…

Ercan: Atkıyla, terlik…

Anne: Oğlum halanı yorma, zaten bu aralar hiç iyi değil.

Ercan: Bir şey olmaz, bir şey olmaz ,aha maç başlıyor.Hala çabuk koş gel ( hala içeri girer.)Hala nereye(suyu farklı yere götürür)

Hala: Al Ercan.

Ercan: Hala gel şöyle otur, şunu da tak.

Hala: Kimin maçı?

Ercan: Fener bostanın hala!!

Hala: Enişten beni de götürürdü maçlara.

Ercan: Aman hala ne olur ağlamaya başlama şimdi.
( hala ağlamaya başlar)

Anne: Oğlum sesini çok açma, büyük annen uyanacak.

Ercan: Ramazan topu patlasa bile o uyanmaz.

Anne: Oğlum baban şimdi gelip kızacak sana zaten bu aralar gergin.

Ercan:Bir şey olmaz!!! Hadi Carlos ver pası , hadi Semih çak kafayı ,yapma oğlum,niye topu oraya atıyorsun, yuh hakem bu nasıl faul,hadi Volkan çık şu topu al,bu ne ya apaçık ofsayt hakem kesin sattı bu maçı .Zaten bizi kimse sevmiyor.
Kıskanıyorlar bizi.Tabi kedi ulaşamayacağı ciğere mundar dermiş.Hadi Carlos kes ortayı ,çok güzel ,Daivid hadi ver pasını gol geliyor ,hadi ver pası Alex vur köşeye gollllll….( ışıklar kesilir) tam da gol atacaktık tuhh be!!! Bi ağız tadıyla maç izletmiyorlar.”TEK” bile feneri sevmiyor.Tam gol atıyorduk elektriği kestiler!!!

Büyükanne: Ne oldu oğlum?

Ercan: Elektrik gitti elektrik.

BABA: ( Elinde mumla içeri girer.) Tüm şehir karanlığa gömüldü, içimin ışıkları da bir anda söndü sanki .Bir dinginlik oldu kalbimde hiç ışıklar yanmasa kimse konuşmasa ,evren sükut içinde olsa.Hah hah hah ( herkes korkar birbirine sarılır)

Ercan: Anaaaaam babam kafayı üşüttü .

Anne: Bey gel otur şöyle

Baba:Işığı sen mi söndürdün deli garııı!!!Rahmetli annem demişti alma bu karı diye,anne ,anne annem ölmemiş ki,niye anneme rahmetli diyon sen susun kimse konuşmasın kainatım sesini dinleyin.( nine horlar)

Tezcan: (korkarak ) Alllah evde birileri var!!!

Baba: Pisiktir o pisik…

Tezcan: Valla değildi baba.

Baba : Açma şu şom ağzını ne zaman açsan 10 dakika içinde bir şey olur zaten,şom ağızlı…

Teczan: Ayak seslerini duydum.

BABA: Kızım panik yapma faredir, fare… Bu sükuneti bozma.

Tezcan : Valla baba ayak seslerini duydum, evde geziyorlardı.

Büyükanne: ( uyanır)Ne oldu,ne var?

Ercan: Hırsız ziyarete gelmiş.

Büyükanne:Kim gelmiş?

Ercan:(bağırarak) Yok bir şey sen uyu ,uyu…
( hırsızlar el lambasıyla içeri girerler, ev ahalisi korkar.)

Hırsız 1: Kimse kımıldamasın!!! ( Baba koltuğun altına saklanır) çık ordan çık!!!

Baba : Benim yerim iyiydi.

Hırsız1: Çık çabuk !!!

Hırsız 2: Kimse nefes dahi almasın!!!

Büyükanne: Oğlum nefes almadan nasıl duracağız.

Hırsız1: Bunak sen konuşma!!!

Büyükanne: Ne yapıyım?

Hırsız 2 : Konuşmaaaaa

Baba: Lütfen hırsız beyler , yaşlı kadın ne dediğini bilmiyor!!!

Hırsız1: Kes lavuk…
Baba: (Şaşırarak) Bana lavuk mu dediniz?

Hırsız 2 : Evet! Lavuk dedi beğenemedin mi?

Baba: Çok şakacısınız…

Hırsız 1: Seni uyarmıştım baba müsvettesi(elindeki silahı göstererek)

baba: Hıııı…

hırsız 1: Git şu elektrik şartelini kaldır.

Hırsız2 : Tamam Mahmut abi.

Hırsız1:(Kızarak ) Oğlum ismimi kaç defa söyleme dedim sana.

Hırsız2: Tamam Mahmut abi, bir daha söylemem.

Hırsız1: Tek hücreli yaratık, git ve aç şu elektriği.

Ercan: Abi ya… tam Fenerbahçe gol atmıştı ki elektrik kesildi, golü tam izleyemedim.

Hırsız 1: Kusura bakma küçük, hiç düşünemedim senin maç izlediğini bilseydik girmezdik, bugün size başka bir gün ziyaret ederdik.

( elektrik gelir, birbirlerini görüp şaşırırlar)

Ercan:(gözlerine inanamayarak) ovvvv…

Baba : (korkarak )Seri katiller mi yoksa?

Ercan: (sevinçle) Maskeli beşler, abi sizin bütün filmlerinizi izledim,abi ne olur!!! (yalvararak)beni de sizin gruba alın hayranım abi size.

Hırsız 2: Alacak mıyız abi?

Hırsız 1: ko-nuş –ma

Ercan : Abi bu evde zulüm görüyorum,ancak size katılırsam kurtulabilirim bu kötü hayattan.

Hırsız 1: Kes sarı kafa.

Tezcan: Abi sana inanamıyorum!

Anne: Ben de…

Baba : Ben hiç inanamıyorum,yıllarca koynumuzda koca bir panda beslemişiz.

Hırsız 1: Siz nasıl ailesiniz girdiğime gireceğime pişman oldum,otur lan yerine.

Ercan: Abi maçın sonucunu çok merak ediyorum,bir bakıp kapatayım.

Hırsız 1: Allahım(kendi kafasına vurarak)

Hırsız 2:Kimin maçı?

Ercan: Fenerbahçe’nin…
Hırsız 2: Hadi ya ben de hastasıyımdır,Mahmut abi açalım ne olur.

Hırsız1: Oğlum,susssss…!

Hırsız 2 : Ne olur abi.

Hırsız 1: Bu evde 100 temel eser varmış.

Baba: Ne varmış?

Hırsız 1: Çok değerliymiş,onu bana verirseniz canınız kurtulur.

Baba: Ne 100 temel eser mi, o da neymiş?

Hırsız 2 :Size soruyorum nerde diye?

Baba:Bak ben çözdüm olayı. Bak burası kaç numara hemşerim?

Hırsız1: 9 herhalde…

Baba : 9, siz ne arıyorsunuz?

Hırsız1: 100 temel eser…

Baba : Bizim bi yaşlı komşu var, 8 numara ,pek çirkin çok yaşlı,puf desen uçacak şeylere dünyanın parasını verir, gidin onu soyun rahat edin.

Hırsız1: Geç lan otur yerine, sizi soyduktan sonra oraya da gideriz.

Baba: Deli midir nedir ,sanki altın gününe gidiyor?


hala : İçerde içerde ,sağdaki küçük odada.

(herkes hayretle halaya bakarlar)

Hırsız 1: Ben içeriye bakacağım, sen bunları kımıldatma ,tamam mı?

Hırsız2 : Göz açtırmam abi!!!

( hırsız içeri odalara gider )

Tezcan : Ne yaptın hala, orası benim odam orada yok ki!!!

Büyükanne : Misafirler gitti mi?

Hırsız 2 : Yatıya kaldık teyze.

Büyükanne: Yat mı aldınız?

Hırsız : Sen uyu daha buradayız ,sen keyfine bak ,bunamış bunamış!!!

Ercan : Abi yeni planlarınız var mı?

Hırsız 2 : Olmaz mı devamlı plan yapıyoruz.

Ercan : Abi bayılıyorum size.

Hırsız 2 : Oooo tavla varmış burada,bey amca geç karşıma.

Baba : Ben tavla özürlüyüm, ben bilmem.

Ercan : Niye yalan söylüyorsun baba, biraz önce beni mars etmedin mi?

Baba : Sorduk mu, sorduk mu sana?

Hırsız 2: Beni mars edersen bey amca, silahımı sana vereceğim.
(silahı sehbanın üstüne koyar)

Baba: Aman yakına koyma ,şeytan doldurur.

Hırsız : Hadi oyna bey amca.

Baba : Tamam…

Hırsız 2 : Ne şanslısın ya hep çift atıyorsun.

( hepsi oyun oynayanların etrafına toplanır oyunu izler )

Tezcan: Hadi baba…

Ercan : Hadi maskeli beşler

( hepsi Ercan’a bakarlar )

Ercan : Tamam ya şaka yaptık.

Baba : Kapıları da aldık,sıra koridorlarda espri yaptık.

Hırsız 2 : Off ya!!!

Baba : Mars geliyor,

Ercan :Hadi baba…

Tezcan : Hadi baba…

Baba: (zarı sallar durur )Elim otamatiğe bağlandı atmıyor.

Anne : Hadi bey!!

Baba : ve mars!!!

Ercan ve Tezcan : oleyyyy!!!

Baba: Oleyyy!!! Beni sizler yarattınız ,şimdi geldik takı törenine.

Hırsız 2 : Çok şanslısın bey amca.

Baba : Silahı alalım.

Hırsız 2 : Olmaz beni aptal mı sandınız?

( hırsız 1 girer içeri )

Hırsız 1 : Ne oluyor burada herkes yerine çabuk,sen nasıl adamsın maymun musun nesin?

Baba: Yok ben şempanze türündenim.

Hırsız 1: (kızarak )Geç yerine çabuk.

Büyükanne : Ne oldu deprem mi oldu?

Hala: Bir şey yok anne.

Büyükanne : iyi iyi…

Hırsız 2 : İddiasına tavla oynadık abi.
Hırsız 1: Neymiş iddia?

Hırsız 2 : silah…

Hırsız 1 : Aptal!!!(bağırarak) git bir de sen bak şu 100 temel esere.

Hırsız 2 : Abi kızma mars oldum ama silahı vermedim.

Hırsız 1:(yine kızarak ve bağırarak) çabuk içeri git ve bul şunu bulmadan da gelme!!!
( hırsız 2 içeri gider )

Hırsız1 : Adamımı kandırmaya çalıştınız öyle mi!!!

Baba: Kendisi zaten zeka özürlü.

Hırsız1:Sen sarı kafa gel buraya.

Baba : Sen sen…

Ercan: Ben mi ?

Hırsız1: sen…

Baba: Senden başka sarı kafa var mı? Alın götürün şunu,bizi de serbest bırakın!!!

Ercan: Abi kurtar beni bu hayattan(ayağına sarılır)

Hırsız 1: Bir şartla şu 100 temel eserin yerini söylersen.

Ercan : Abi valla bilmiyorum, bilsem bir dakika bile tereddüt etmem söylemek için, yemin billah abi!!!

Hırsız 1: Tamam tamam…

Ercan : Abi ekibin diğer elemanları nerde?

Hırsız1 : Hangi ekip?
Ercan: Abi siz maskeli beşler değil misiniz?

Hırsız 1 : Ya bu evde normal adam yok mu?

Baba: Seviyeli olalım biraz!

Hırsız 1 : Kes dümbük…

Baba: (hayret ve sitemle )Baba dümbük…

Büyükanne : ( uyanır)Bekçi düdük mü çaldı?

Hırsız 1: Bir şey yok nine, sen uyu uyu…

Büyükanne : Tamam oğlum sağ ol.

( Hırsız 2 içeri girer elinde bir büyük kutuyla)

Hırsız 2 : Abi buldum buldum 100 temel eseri( SEVİNÇLE)
Hırsız 1 : Aferin getir bakıyım.

Ercan: Bu nerden çıktı.

Tezcan: Valla bilmiyorum kim aldıysa.

Ercan: Hayin!!!
Hala: Durun durun ben aldım . Adam: “100 milyon” dedi. Ben 200 milyona aldım. İyi pazarlık etmişim de mi?

Ercan: Ne pazarlık ama bee!!!

( açık kapıdan içeri Tezcan’ın arkadaşı Kırçıl girer ,herkes oraya bakar,şaşırır.Kırçıl parmağıyla sus işareti yapar. )

Kırçıl: Savrulun adiler, üç buçuk atın korkaklar en korkusuz kız Kırçıl geldi.(elindeki biber gazını hırsızlara sıkar) Bu biber gazını yiyen bir daha kolay kolay kendine gelemez.

(Hırsızlar yerde acılarından kıvranırlar.)
Hırsız 2 : Camdan abi!!!
( hırsızlar camdan atlarlar)

Ercan: Oyyyy!!! Bu da kim?

Kırçıl : Kurtarıcı meleğin!!!

Ercan: Kurtarıcı meleğim mi?(Ercan Kırçıl’a ilk görüşte hayran kalır.)

Kırçıl: Haaaah hah!!! Kendine gel sarı kafa!!!

Tezcan:Benim yeni okul arkadaşım Kırçıl.

Ercan:(Büyülenmişçesine) Niye söylemiyorsun böyle iyilik sever arkadaşların olduğunu Tezcan.

Tezcan: Abi ağzını siler misin?

Ercan: ( koşar erik tabağını getirir) Eriiiik yer misiniz? Kırçıl Hanım,isminizle hitap ediyorum kızmıyorsun değil mi?

(Baba erik almaya çalışır,Ercan vermez)sen alma!

Baba: Kızım teşekkürler az daha geç kalsan , adamlar az daha bizim…(elini kaldırarak)

Ercan: Kırçıl sen gelmeseydin ben zaten adamları yakalıyordum,sen benden önce…

Tezcan: Abi rezil ettin beni lütfen konuşuma, gördük senin ne yaptığını hırsızlardan taraf oldun.

Ercan: Ben onu bilerek yaptım.Onlardanmış gibi gözüküp adamları yakalayacaktım.

Baba: Kızım bi izletmedin televizyon(kapalı televizyona bakar)

Tezcan: Televizyon kapalı baba!!!

Baba: Ben olağanüstü görüşümle televizyonun şeyindeki şeyinin şeyini izliyordum.

Ercan: Ben de Fenerbahçe maçını izliyorum.

Baba: Oğlum kapalı televizyon izlenir mi, deli misin nesin? Ya kime çektin sen ya…

Ercan:(GÜLEREK) sana…

Tezcan: Baba…

Baba: Hıııı…

Tezcan: Kırçıl var baba.

Baba: Heee, şu geçen kuleden paraşütsüz atlayan geri zekalı!!!

Tezcan: Baba…

Baba: Heee ha tamam…

Tezcan: Baba kırçıl çok iyi bir dansçı.

Baba.: Hiç yarışmalara katıldın mı?

Kırçıl : Türkiye birinciliğim,Avrupa gençler ikinciliğim,olimpiyat üçüncülüğüm ve birçok önemli derecem var.

Ercan: Hadi ya…

Kırçıl: Yaaa…

Ercan : Bayılırım dans etmeye.

Tezcan : ( şaşırarak) Abi iyi misin sen?

Ercan : Çok iyiyim.


Tezcan : Abi lütfen sus ,rezil ettin beni arkadaşımın yanında.

Kırçıl : Ya abin çok hoş ya!!!

Tezcan: Senin hareket ettiğini hiç görmedim ki dans etmekten bahsediyorsun.

Kırçıl : Hangi dans tarzından hoşlanıyorsun?

(ayağa kalkar ,ayak parmaklarının uçlarına basmaya çalışır ve ellerini şaklatarak)

Ercan : Valla hani şu kırmızı kıyafetli , yüksek topuklu bir kadın oluyor ya…

Kırçıl : hıı…

Ercan : Böyle eliyle ritim tutuyor ya.

Baba: Yalan ,yalan benim hiç dans eden çocuğum olmadı ki
ben nacıların babasıyım.

Ercan: Nayır n’olamaz!!!!

BABA:Kızım ben 60 doğumluyum ,50 yaşındayım ,60 senedir hiç canlı,cansız,yarı canlı ,yarı cansız,havada ,karada,suda hatta buzda dans izlemedim.Şöyle tosunumla çıkıp bir dans etseniz. Bir de şuradan bir müzik kanalı açayım.(televizyondan müzik kanalı açar.)

( Kırçıl oynaması gerekirken onu oynatmazlar .Bütün aile bireyleri dans etmeye çalışırlar.)

Kırçıl : (bağırarak) Yeter ya dans ettirmediniz beni.(Ercan’a
vurur)

Baba: Oğluma niye vuruyorsun seni öldürürüm, tosunum benim ne güzel dans edermiş ya!!!(Ercan’a sarılır.)


Kırçıl: Siz nasıl ailesiniz ya?!!!

Baba: Sus sus beceriksiz, dans etmeyi de bilmiyor boşuna vermişler o madalyaları pis kılçık!!!

Tezcan: Baba o benim arkadaşım.
( kırçıl ağlamaya başlar)

Baba: Halası niye kızıyorsun misafirimize?
Hala: aaaaıııı( hala ağlamaya başlar)

Baba: Hepsi senin başının altından çıktı deli garı!!!

Anne: aaaıııı( anne ağlamaya başlar)

Baba: Hep senin yüzünden!!!

Tezcan: Ben bir şey yapmadım( o da ağlamaya başlar)

Kırçıl : Ya sus hep senin yüzünden ağlıyorlar.

Baba: aaaaıııı (o da ağlamaya başlar )

(açık kapıdan içeriye kapıcının kızı Itır girer.)

KIZ:(Tepinir.) İsterim , isterim,isterim...

Baba : Bu da kim ?

Anne : Kapıcının kızı Itır.

Baba : Bir sen eksiktin yani!!!

BABA:Ne istiyor bu? Söylede bilelim bilmemek değil öğrenmemek ayıp evladım.

ANNE: Lastik pabuç.

KIZ:( Tepinir.)Değil,deği,değil...

BABA:Ya ne?

KIZ:Konvers…

BABA:Buyur?

KIZ:(Tepinir)Konvers,konvers,konvers..

BABA:hıııı

KIZ:Daha konversin ne olduğunu bilmiyor.(Tepinir.)Ölmek,ölmek,ölmek istiyorum.

BABA:Ne olduğunu ne bileyim evladım kuş mu, çiçek mi,söyle de öğreneyim.

ANNE:(Yine sakin.) Lastik pabuç…

KIZ:(vurgular.)Konvers…

ANNE:Senin ağlayacağın söylediği marka lastik pabuç.

KIZ:İsterim,isterim,isterim.

Baba: Benim alnımda enayi,enayi ,enayi mi yazıyor senin annen baban yok mu?

Kız: varrrrrr…..

Anne : Bey hani geçen Pazar erkenden kapıda sebze satan sebzeciyi kovalarken Itır’ın ayakkabısını adamın arkasından fırlatmıştın sonra bi kamyonun altında kalmıştı ya ayakkabı!!!

Baba : hıııı…

Anne: Sonra sen söz vermiştin sana en güzelinden bir ayakkabı alacam diye.

Kız : Aynen öyle teyzenin özet geçtiği gibi.İsterim isterim isterim….

BABA:Emme basma tulumba gibi niye tepiniyorsun a!!! canım kızım,madem o marka pabuç gerekiyor,başüstüne bugün aylığımı zamla aldım zaten.Allaha bin şükür,tam ....418...lira 50 sent, 5 paunt 1 kuruş,yaa...ben saçmalamaya başladım galiba kaçaymış bu papuçlar?

ANNE:.....100 lira..

BABA:yuh be !!Düzüne ile satıyorlar mereti?( daralır ,kravatını gevşetir)

ANNE:Bir çifti 100 lira…

Baba : Tamam hadi annene babana selam söyle alırım yarın.

Kız :( parmağıyla işaret ederek)Yarın yine geleceğim ona göre!!!

Baba :Durrrrrr!!!! Hem sen eve nasıl girdin?

Kız : Kapınız ağzına kadar açıkkk!!!

Baba : Hadi kaybolll( eline ne geçerse fırlatır)

Kırçıl : Evet ben gelirken de kapı açıktı.

Baba: Sorduk mu?

Kırçıl : Sordun…

Ercan : hırsızlar açmıştır

Tezcan : Biz odama gidiyoruz.

Baba:(sevinerek) Valla mı doğru mu duydum. Ne olur gidin önünüze güller serperim yeter ki gidin. Ne olursunuz gidin yalvarıyorum. Evlenince gel, hatta ölünce gel. Hayır ölürsem kabrime gelme istemem. Hadi evladım …

Ercan : Daha yeni ısınmaya başlamıştık birbirimize.

Baba : Tamam kızım, hadi gidin.

Ercan : Ben de kitap okumaya gidiyorum.
(herkes garip garip Ercan’a bakarlar)

Tezcan :Hıı kitap mı, sen kitap okur musun da?

Ercan : Yeni başlangıçlar için güzel bir gün fikrimce.

( çıkarlar )

Anne : Bir sürü ütü var, onları ütüleyim bari.

Hala : Ben de albüme bakıyım.

Baba: Anne senin işin yok mu?

Nine : Ne dedin oğlum?

Baba : Yok yok bir şey sen uyu diyorum uyu!!!

( çıkarlar )

Baba :Kurtulduk!! Ne yaparsanız yapın oh!! ya şöyle biraz kendimizi dinleyelim. Bu ne ya havadan sudan haberler habere bak ünlü şarkıcı bilmem neyin tekeri patlamış bana ne sanki parayı ben kazanıyorum.

Ercan : ( girer )Selamın aleyküm ,nasılsın, iyi misin, halin vaktin nasıl, çoluğun çocuğun nasıl, paranın durumu nasıl, iyi mi baba? Yarın kitap alacam para bırak.

Baba :(sinirlenerek) Ne diyorsun sen?

Ercan : Paraların durumu nasıl ?

Baba : Sana ne?

Ercan: Biraz para alacam da üzerinde peribacalarından olan.

Baba: Yuh!!! ellilik mi ?Hııı! oğlum ne yapacaksın biz zaten Nevşehirliyiz!!!

Ercan : Ne Nevşehir’i baba ,ben doğdum doğalı Ankaralıyım.

Baba: Senin dedenin dedesinin, babasının oğlunun, torununun torunu Nevşehirliymiş. Ta dinozorlar döneminden bu ne demek biz de Nevşehirliyiz demek.

Ercan : Şaka yapma baba. Artık ben birikimli bir insan olmaya karar verdim.

Baba : Senin sosyalin kaç ?

Ercan: Şey bir…

Baba : Bak sen Piri Reisi öğren. Madem ki sosyalin bir…

Ercan: peribacaları

Baba : piri reis

Ercan: peribacaları

Baba : piri reis

Ercan: peribacaları

Baba : piri reis

Ercan: peribacaları

Baba : piri reis

Ercan: peribacaları

Baba : piri reis
Ercan: Ömer Seyfettin, Şevket Rado ,Gülten Dayıoğlu,Hande Yener’in kitaplarını alacam.

Baba : Bana ne!!

Ercan : Baba ya!!

Baba : Hande Yener iyi onu oku. Bak çok güzel kitapları var. Romeo diye bir kitabı var, Villim Şaksprin amcasının oğlunun kızını anlatıyor.

Ercan: Ben gidiyorum, şuradaki gazete var ya onun arasına koyarsın parayı.

Baba : piri reis mı

Ercan: peribacaları

Ercan : parabacaları

Baba : para reis

Ercan : valla olmaz

Baba : Yakarım bak!!!

Ercan: Daha Ömer Seyfettin,Şevket Rado ,Gülten Dayıoğlu ve Serdar Ortaç’ın kitaplarını okuyacağım. Hangisini daha önce okuyum baba.

Baba : Serdar Ortaç mı? Hem o teknik direktör yardımcısı Arif Peçenek’in ne cahil adamsın ya …

Baba: Tamam yürü lenn…
( Ercan çıkar anne girer )

Baba : Habere bak adamın biri ailesi yüzünden cinnet geçirmiş. Bakırköy’e kaldırılmışlar, yazık acı çekiyordur şimdi. O da ne lan yaptığı röportaja göre burada çok mutluyum dediği belirtilmiş.

Burası neydi ya Bakırköy mü, Altınköy müdür nedir? Haaaa!!!! hatırladım. Kemal Sunal’ın filmindeki kapısında bir adam vardı.Şöyle günlerce duruyor ha deliler hastanesiydi neyse düşünsenize oraya gittiğimi ne güzel herkes deli bi ben akıllıyım.Erken rezervasyon yaptırmam lazım sonra yer kalmaz adresi alayım.
( anne sessizce ve pişmanca içeri girer.)
Anne : Bey…!!

Baba : Ne varrrrr!!!

Anne : Bey kızmayacaksın ama!

Baba : Söylesene kadın deli etme adamı.

Anne : Kızmayacaksın ama!

Baba : Tamam kızmayacağım. Gerçi ne zaman böyle cümleye başlasan kesin 100-200 lira zararda olurum.

Anne : Hani senin en sevdiğin…

Baba: hıı…

Anne :çizgili …

Baba: hıı….

Anne : zengin duruşlu….

Baba: hııı…

Anne : çok değer verdiğin …

Baba: hııı…

Anne : maaşının yarısını verdiğin…

Baba : Haaaa!!! ,sen benim uğurlu ceketimden bahsediyorsun.
Bütün iş görüşmelerime onunla gittim.

Anne : Bey sen topu topu bir kere iş görüşmesine gittin.

Baba : olsun…

Anne : Senin en sevdiğin o ceketini yakıtım.

Baba: Canın sağolsunına ( önce farkına varmaz) neeeeeeeeeeeee!!!( çıldırır eline ne geçerse eşinin üstüne atar)

(anne kaçar gider)

Baba : Sen benim ceketimi nasıl yakarsın,seni deli garı seni.
Siz beni öldürecek misiniz!! Rahmetli annem çok demişti, bu garıdan sana eş olmaz diye. Bana kalp krizi geçirtecekler yaaa her şey üstüme üstüme geliyor nasıl bir gün ya çıldıracağım fena oluyorum. Aha evin baş delisi geliyor!

Hala : (hala içeri girer) Abi beni eniştenin mezarına götür.

Baba : Nerden çıktı şimdi bu.

Hala: Çok özledim onu. Onsuz duramıyorum gözünü seviyim abi şimdi gidelim.

Baba : Akşamın köründe ne işimiz var mezarlıkta yarın olsun ,götürürüm söz.

Hala: ( çıkar ) Yarın için hazırlanayım bari.

Baba : Bu gün nasıl bir gün kabus gibi herkes üstüme geliyor ;iyicene arızaya geçtim ben.

Ercan : ( girer )Baba Tezcan ile Kırçıl makyaj yapıyorlar!

Baba : Ne makyaj mı?
Ercan: Valla baba yanakları al al , dudakları pespembe gözleri de kedi gözü gibi olmuş. İnanmıyorsan gel de kendi gözünle gör.

Baba : Tamam ben uyarırım. Sen çabuk odana git ve bir daha beni rahatsız etme.

Ercan : Senin için zor bir durum babiş ama evin ikinci erkeği olarak vazifemi yapmalıydım.(çıkar)

Baba : Kaybol lüzumsuz adam ,neymiş evin ikinci erkeğiymiş de vazifesiymiş de deli olacam bu evde ya bugün kesin bir musibet var.

Tezcan : ( girer )Baba Ercan bizi anahtar deliğinden dikizliyor.

Baba : Ne dikizlemek mi!?!

Tezcan: Evet baba iki dakika bizi rahat bırakmadı.

Baba : Kızım sen makyaj mı yaptın?

Tezcan : Yok baba , sıcaktan kızardım da ondan.

Baba : İyi tamam ,ben onunla konuşurum.

Tezacan : Umarım konuşursun (çıkar)

Baba :(tansiyonu yukarı fırlar) Bana bir şeyler oluyor ,daralıyorum. Bir şeyler sıkıyor beni , fena oluyorum. Biraz dinlenmem lazım uyuyabilir miyim acaba.Hemen de uyuyamam ki ( hemen uyur,rüya görmeye başlar )

Ercan: Tezcan büyük kadın dergisi okuyor babaaa!!!

Tezcan : Ercan traş oluyor baba.

Anne : Bey ceketini yaktım.

Hala : Kocama götür beni abiii.

Tezcan : Ercan kokunu sürüyor baba.

Ercan : Baba kapıcının kızı geldi ayakkabısını istiyor.

Anne : Bey elektrik parası gelmiş; 50 lira.

Hala : Abi ben iyi değilim.

Tezcan : Baba, Ercan e-maillerimi okumuş.

Ercan : Baba ben yakışıklı mıyım?

Anne : Bey alışverişe gitmek lazım.

Hala : Abi köyümüze gidelim.

Tezcan : Baba, Ercan arabayı trafik lambasına vurmuş.

Ercan : Baba ,sen kafanı takma arabayı ben ucuza yaptıracağım.

Anne : Bey taksitlerin günü geldi.

Tezcan : Baba, Ercan teşekkür almış.

Baba : Ne? ( bir ara uyanır gibi olur)

Tezcan : Şaka şaka hepsi bir derslerinin.( tekrar dalar)

Ercan: Baba, Tezcan bir entel oğlanla çetleşiyor.

Baba : yeteeeeeeeerrrrrrrrrrrrrrr
( bağırarak uyanır )

Baba : O ne rüyaydı , gerçek diye ödüm koptu , çok şükür!

Ercan : Babacığım…

Baba : Dur bir şey söyleme!

Ercan : Baba teşekkür aldım.

Tezcan: Baba takdir ve onur belgesi aldım.

Anne : Bey harçlıklarımı biriktirdim ve sana hediye bir takım elbise aldım.

Hala : Abi ben okumaya karar verdim.

Itır : Kendi konversimi kendim aldım.

Kırçıl: Çok anlayışlı bir babasınız.

Hırsızlar : Bir daha sizin eve girmeyeceğiz.
Büyükanne: Ben de işitme cihazı aldım.
Baba : Ben de siziçokseviyorum. ( birbirlerine sarılırlar) SON
OYUNCU KADROSU:
BABA: 50 yaşlarında devlet memuru
ANNE: 45 yaşında ev hanımı
HALA:40 yaşında kocasını kaybetmiş ruhsal dengesi bozuk biri.
BÜYÜKANNE:75 yaşında sürekli uyuyan ve az işiten biri.
ERCAN: 17 yaşında tembel, ağırkanlı ve vurdumduymaz bir genç.
TEZCAN: 14 yaşında kendi halinde bir çocuk.
KIRÇIL: Tezcan’ın sınıf arkadaşı.
ITIR: 10 yaşında kapıcının kızı.
HIRSIZ1:35 yaşında uyanık bir dolandırıcı.
HIRSIZ2:35 yaşında saf bir dolandırıcı.

DEKOR: Bir ev salonu.

Not : Turgut Özakman’ın “Ah Şu Gençler “tiyatro oyunu benim tarafından ilköğretim öğrencilerinin sahneleyebilmesi için eklemeler ve budamalar yapılarak ilköğretim seviyesine uygun hale getirilmiştir.


YAZAN: TURGUT ÖZAKMAN(AH ŞU GENÇLERDEN ALINTI)VE ERHAN ŞİBİK - 2008 ANKARA
 
Üst