Konya Hakkında Bilgi

#21
Sponsorlu Bağlantılar
Konya Mağaraları


Körükini Mağarası (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesine bağlı Çamlık beldesinin 500 m. güneybatısında Körükini Mağarası bulunmaktadır. Mağaranın uzunluğu 1.200 m. olup, içerisinden Uzunsu Deresi geçmektedir. Buradan çıkan su Değirmen Vadisi’ne, daha sonra da Değirmenini (Suluin) Mağarası’na girmektedir. Mağara içerisinde büyük kaya blokları arasında akan su, yer yer şelaleler meydana getirmektedir.


Balatini Mağarası (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesine bağlı Çamlık beldesi ile Derebucak ilçesi sınırlarında bulunan Balatini Mağarası’na Beyşehir-Üzümlü-Manavgat yolunun 45.km.sinden ayrılan yol ile ulaşılmaktadır. Mağara Derebucak’a 6 km., Çamlık’a da 5 km. uzaklıktadır. Körükini ile Suluin Mağaraları’nın da 3 km. kuzeybatısında bulunmaktadır.

Mağaranın uzunluğu 1.830 m. olup, iki ayrı girişi bulunmaktadır. Mağara üst üste iki farklı düzeyden oluşmuştur. Mağaranın üst katı mağara kili ile kaplıdır. Alt katta mağaranın içerisinde akan suyun bulunduğu geçitler vardır. Suyun derinliği 5 m.den daha fazla olup, içerisinde travertenler bulunmaktadır.


Değirmenini (Suluin) Mağarası (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesi, Çamlık beldesinin 500 m. güneybatısında bulunan Değirmenini Mağarası, Değirmen Vadisi’ndedir. Mağaranın içerisinde Uzunsu Deresi akmaktadır. Bu su mağara içerisinde şelaleler yaparak ilerler ve 150 m. sonra da büyük bir göle ulaşır.

Mağara oldukça geniş ve yüksek bir galeri görünümündedir.


Pınarbaşı Mağarası (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü’nün güneyinde Kızılova’nın güneybatı yamacında, Pınarbaşı Köyü’nün de hemen yakınında bulunmaktadır.

Pınarbaşı Mağarası kireç taşlarının belirgin bir fay hatlarının gelişmesi sonucu meydana gelmiş yatay bir mağaradır. Mağara içerisinde büyük bir karstik kaynaktan çıkan göller bulunmaktadır. Mağara içerisinde damlataşlar bulunmaktadır.



Büyük Düden Mağarası (Derebucak)

Konya Derebucak ilçesinde, Kembos Ovası’nın batı kıyısında bulunan Büyük Düden Mağarası 15 km. uzunluğunda ve 1 km. genişliğindedir. Mağara içerisinde kembos Deresi’nin toplanan suları bulunmaktadır. Ayrıca Feyzullah Düdeni ile Uzunsu Deresi’nin suları bu mağaradan geçerek Manavgat Çayı’na karışmaktadır.

Mağara içerisinde çok sayıda göller, cadı kazanları ve sifonlar bulunmaktadır.

Derebucak ilçesine 25 km. uzaklıkta, aktif özelliğini koruyan Feyzullah Düdeni bulunmaktadır.


Yerköprü Mağarası (Hadım)

Konya Hadım ilçesi yakınlarında, Göksu Vadisi’nde bulunan Yerköprü Mağarası’na Kayaağzı-Habiller köylerinin üzerinden ulaşılmaktadır.

Mağara traverten bir tüfün içerisinde yer almaktadır. Göksu Nehri’nin, bu traverten tüfünün altında oluşturduğu mağaranın uzunluğu 500 m.dir. Suyun bittiği yerde mağara sifonları bulunmaktadır. Göksu Nehri’nin bir bölümü bu mağaradan çıkmaktadır. Diğer bölümü de Yerköprü Şelalesi ile birleşerek derin mavi göller oluşturmaktadır. Yerköprü Şelalesi’nin suyunun cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.


Sakaltutan Mağarası (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesi yakınında, Süleymaniye Köyü-Mortaş yolu ile ulaşılan mağara, dikey bir mağara olup derinliği 303 m.dir.


Susuz Mağarası (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesi Susuz Köyü’nde bulunan bu mağaranın biri yatay, diğeri de dikey olmak üzere iki girişi bulunmaktadır. Mağaranın uzunluğu yaklaşık 2.000 m. olup, içerisinden yeraltı nehri akmaktadır.


Tınaztepe Mağarası (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesine 35 km. uzaklıkta bulunan Tınaztepe Mağarası’na Seydişehir-Antalya karayolunun 25. km.sinden sonra 350 m.lik stabilize bir yol ile ulaşılmaktadır. Bu mağara 1968 yılında Kaptan Custo tarafından gezilmiş ve “Dünyanın Harikaları” isimli kitabında da geniş yer vermiştir. Mağaranın 1968 yılında Michael Bakalowichz tarafından krokisi çizilmiştir. Daha sonra mağarabilimci Jeolog Dr. Temuçin Aygen mağara ile ilgili araştırmalarda bulunmuştur.

Tınaztepe’nin güneybatısındaki Tınaztepe Mağarası’nın uzunluğu 1.650 m., derinliği de 65 m.dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1.540 m.dir. Tınaztepe’nin güneybatı yamacında yer alan mağara fosil ve aktif olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Mağara içerisinde yer yer travertenler, sarkıtlar ve mineral tortulardan oluşmuş doğal bir doku bulunmaktadır. Balkon, köprü, uzantı ve havuzlarla da mağara içerisinde karşılaşılmaktadır. Ayrıca mağaranın altında Tınaztepe çukuru ile düdeni vardır. Buradaki düdenin uzunluğu 1.550 m., derinliği de 150 m.dir. Yüksekliği 20 m. olan çukura sular bir çağlayan olarak akar, bir gölet oluşturduktan sonra düdenden içeriye girerek kaybolur.

Fosil bölümünde sayıları beşi bulan göller bulunmaktadır. Bu göllerden beşincisinden sonra 30 m.lik bir inişle büyük bir mekâna girilmektedir. Burası büyük bir gölle de sona ermektedir.

Tınaztepe mağaralarının nefes darlığı, astım ve bronşit gibi hastalıklara iyi geldiği söylenmektedir.


Ferzene Mağarası (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinde bulunan Ferzene Mağarası Kalafat Tepe’nin batısında, Kuğulu Gölü Pınarı’nın güneybatısında olup, ilçeye 5 km. uzaklıktadır. Deniz seviyesinden 1.470 m. yüksekliğinde olan mağaranın uzunluğu 346 m.dir.

Mağara türleri arasında yatay mağara olarak isimlendirilen bu mağara Jura-Kretase denilen yaşlı kireçtaşındandır. Altında triyas denilen ince kil tabakaları ve yer yer de dolomitik kireçtaşları bulunmaktadır. Buradaki fay çatlakları mağaranın içerisinin şekillenmesinde ve oluşumunda büyük rolü olmuştur. Girişte ve içeride sarkıt ve dikitler görülmektedir. Ayrıca 4.00x4.00 m. ve 3.00x3.00 m. ölçülerinde, 1-3 m. derinliğinde su havzaları bulunmaktadır.

Mağaranın suyu aktif olmamakla beraber Kuğulu Göl’ün pınarlarının buradan çıktığı sanılmaktadır.
 
#22
Konya Kaplıcaları


Ilgın Kaplıcaları (Ilgın)


Konya Ilgın ilçesinin doğusunda, Ilgın-Akşehir yolunun 2.km.sinde bulunan kaplıcanın suyu Hipertermal, hipotonik ve radyoaktif bir maden suyudur. Bikarbonat, kalsiyum, sodyum, karbondioksit içermektedir.

Suyun sıcaklığı 42 oC’dir. İçme, banyo ve inhalasyon kürü olarak yararlanılmaktadır. Kaplıca suyunun kadın hastalıkları, cilt, romatizma, sinir, karaciğer ve safra yolları ile metabolizma hastalıklarının tedavisine iyi gelmektedir.

Bu kaplıca Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat tarafından ilk Türk hamamı olarak yaptırılmıştır. Döneminde şifa merkezi olarak nitelendirilmiştir.


Aşağı Çiğil Kaynak Suyu (Ilgın)

Konya Ilgın ilçesine bağlı Aşağıçiği kasabasının yakınında bulunan Kumdöken mevkiinde, çamlık içerisinde yeraltından kaynayan suyun böbrek hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.


Yerköprü Karasu Ilıcası (Hadım)

Konya Hadım ilçesi Yerköprü Hidroelektrik Santrali yakınında bulunan Karasu Ilıcası’nın suyu kükürt mineralleri içermektedir. Bu ılıcanın suyunun cilt hastalıkları tedavisine iyi geldiği bilinmektedir.


İsmil Kaplıcası (Karatay)

Konya Karatay ilçesi, İsmil bucağında bulunan bu kaplıca Ereğli-Karapınar yolu üzerindedir. Kaplıcanın suyunun fizik tedavisinde önemli bir rolü bulunmaktadır. Ayrıca burada çamur terapisi de yapılmaktadır. Kaplıcanın yanında tesisler, sağlık istasyonları, kür merkezleri ve termal havuzları bulunmaktadır.


Seydişehir Ilıcası (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinin 1 km. kuzeyinde, yüksek bir yamaçta farklı yerlerden kaynaklanan Ilıca Kaplıcası MÖ. Yıllarda da kullanıldığı sanılmaktadır. Ilıcanın suyu 32 C. Sıcaklıkta olup, hidrokarbonat, kalsiyum ve bromür içermektedir.

Kaplıcanın suyunun cilt, kadın hastalıkları ve kemik tedavisine iyi geldiği söylenmektedir
 
#23
Konya Krater ve Obruk Gölleri


Akşehir Gölü (Akşehir)


Konya Akşehir ilçesinin güneybatısında bulunan Akşehir Gölü ilçenin 8 km. kuzeyindedir. Gölün bulunduğu alan Sultan Dağları’nın kuzey eteği ile Emirdağ kitlesi arasında uzanan bir çöküntü alanıdır. Akşehir Gölü deniz seviyesinden 958 m. yüksekliğinde olup, 105 km2’lik yüzölçümüne sahiptir. Gölün en derin yeri 3 ile 5 m. arasında değişir.

Akşehir Gölü’nün bulunduğu çukurluk MÖ.2,5 milyon yıl önce IV.dönemin başlarında daha geniş bir göl olduğu sanılmaktadır. Burada yapılan jeomorfolojik araştırmalar göl çevresindeki düz ovanın eski bir gölün tabanı olduğunu da ortaya koymuştur. Nitekim göl çevresindeki ovalarda yapılan yüzey araştırmaları bazı kabuklu hayvan kalıntılarını ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra ölü falez alanları bu iddiaları doğrulamaktadır.

Yazları kuraklıktan etkilenen gölün çevresi küçülür ve derinliği azalır. Gölün kıyıları sazlık ve kamışlıklarla çevrilidir. Akşehir Gölü dışarıya akıntısı olmayan kapalı bir havza görünümünde olup, suları çok az tuzludur. Gölü besleyen tatlısu kaynakları göl suyunun tuzunu azaltmıştır. Afyonkarahisar yöresinden gelen Akarçayın döküldüğü Eber Gölü’nün ayağı ile Sultan Dağları’ndan inen küçük dereler Akşehir Gölü’nü beslemektedir. Çevresi çok fazla yağış almakla beraber gölün yeterli olarak beslendiği de söylenemez.

Akşehir Gölü balık yönünden çok fazla çeşit içermemekle beraber yine de balıkçılık göl çevresinde gelişmiştir. Göl kenarındaki kamışlık ve sazlık alanlarda kuşların korunması ve üremesi için elverişli bir ortam sağlamıştır.


Beyşehir Gölü Milli Parkı (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesi sınırlarında bulunan Beyşehir Gölü, jeomorfolojik yapısı, Toros Dağ sıraları arasında, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda teknonik Polye Çanağı içerisinde oluşmuş karstik kökenli bir göldür. Türkiye’nin en büyük tatlı su, Van ve Tuz Gölü’nden sonra üçüncü büyük gölüdür. Deniz seviyesinden yüksekliği 1.120 m., uzunluğu 45 km., genişliği kuzeyde en dar yerinde 15 km., güneyde en geniş yerinde de 25 km.dir. Derinliği konusunda uzmanlar çelişkili bilgiler vermektedir. Eski kaynaklarda en derin yerinin 70 m. olduğu yazılmışsa da yakın tarihteki ilgili kaynaklarda derinliğinin 3-8 m. arasında değiştiği belirtilmektedir. Bazı kaynaklara göre de en derin yeri 14 m.dir. Yüzölçümü 656 km2’dir.

Gölü yerüstü ve yeraltı su kaynakları beslemektedir. Bunlardan Adaköy’ün güneyinden çıkan Pınarbaşı menbaı gölü besleyen en önemli kaynaktır. Bunun yanı sıra Yenişarbademli’nin güneybatısında bulunan Dedegöl Dağı’nın kuzey eteklerindeki Pınargözü Mağarası’ndan çıkan yeraltı deresi de gölü besleyen önemli bir kaynaktır. Doğu kıyıları hafif ondüleli, kumlu, killi neojen araziden oluşur. Batı kıyılarında küçük koyların önünde irili ufaklı 22 ada bulunmaktadır. Bunların belli başlıları gölün kuzeybatı kıyıları yakınındaki Mada Adası’dır. Onun biraz güneyinde İğdeli Ada, Ortada, Aygır Adası, Keçi Adası, Eşek Adası, Kız Kalesi, Hacı Akif Adası, Küladası, Akburun Adası, Gülbent Adası ve Yılan Adası’dır.

Beyşehir Gölü’nden çıkan bir göl ayağı Seydişehir’in doğusundan geçerek Suğla Gölü’ne akar. Mavi Boğazı geçtikten sonra Apa Boğazına su verir ve Konya Ovası’na Çarşamba Çayı olarak girer. Gölün doğu ve kuzey kıyılarında göle karışan küçük dereler varsa da onların beslemesi çok fazla önemli değildir. Gölde buharlaşma yoğundur ve düdenlerle de çok fazla su kaçırmaktadır.

Gölün içerisindeki adalarda ve sazlıklarda pelikan, balıkçıl, karabatak ve martı gibi su kuşları bulunmakta olup, bunlar Beyşehir Gölü çevresinde kuluçkaya yatarlar. Bu nedenle de bölge kuşların balıkçıl türlerinin ve ördeklerin kışlama ve kuluçka alanlarıdır. Bu nedenle de göl doğal yaşamın devamlılığını sağlayan önemli bir ekolojik ortamdır. Gölün sularında sazan, alabalık, çiçek balığı, sarı balık ve tatlısu levreği ile su kaplumbağaları ile yılanlar yaşamaktadır.

Göl çevresi Milli Parklar kapsamında olup, burada karaçam, göknar, sedir, ardıç ve meşe türü ağaçlar bulunmaktadır. Bu ekolojik sistem aynı zamanda göle doğal bir güzellik kazandırmaktadır.

Göl çevresinde Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş ve burası önemli bir merkez konumuna gelmiştir. Kız Kalesi adacığı üzerinde kurulan Kubadabat Sarayı, Beyşehir’deki Selçuklu eserleri bunun en önemli kanıtlarıdır.


Meke Gölü (Karapınar)

Konya Karapınar ilçesinin güneydoğusunda, Karapınar’a 8 km. uzaklıkta, Karapınar-Ereğli karayolundan 2 km. içeride bulunan Meke Gölü iki zamanlı volkanik bir krater gölüdür. Göl I.zamanda 4 km. çapında, yuvarlak bir çöküntü alanı içerisinde oluşmuş, ikinci bir püskürtme ile göl içerisinden sekonder denilen yükselmeler meydana gelmiştir. Bu oluşumdan sonra da gölün ortasında, 1.500 m. genişliğinde, göl düzeyine göre 140 m. yüksekliğinde proklastik oluşumlu volkanik Meke Tepesi bulunmaktadır. Bu jeolojik oluşumlar bununla da tamamlanmamış, sonraki evrelerde çeşitli patlamalar meydana gelmiş ve burada Parazit Koni denilen yedi küçük tepe (meke) daha meydana gelmiştir. Jeomorfolojide bu tip oluşumlara Kaldera ismi verilmekte olup, iç içe gelişmiş volkan bacası anlamına gelmektedir. Tepenin ortası içeriye doğru obruk şeklinde çöküktür. Günümüzde bu tepe volkan küllerinin sönmesinden ötürü bakır rengini almıştır. Göl çevresinde ve tepenin üzerinde yanık volkan küllerinin renkleri, külleri açıkça görülmektedir.

Meke Gölü’nün derinliği 12 m.yi geçmemektedir. Deniz seviyesinden yüksekliği de 985 m.yi bulmaktadır. Gölün yüzölçümü 0.5 km2’dir. Gölün magnezyum ve sodyum sülfattan oluşmuş su kaynakları yeraltından kaynaklanmaktadır.

Tarih boyunca Meke Gölü ve çevresi Karamanoğulları’nın, Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tuz ihtiyacını karşılamıştır. O dönemlerde bu amaçla kullanılmış eski yapılara ait kalıntılar göl çevresinde görülmektedir. Yolun batısında Tekel işletmesinin eski tuz depoları, müştemilat yapıları bulunmaktadır. Gölün doğusunda 10-15 m. uzaklıkta tatlı su kuyusu bulunmaktadır. Gölün batı yakası ise oldukça dik ve keskin kayalıklarla kaplıdır.

Göl çevresinde angut kuşları ile nesli tükenmekte olan beyaz kuş türleri yaşamaktadır.


Ak Göl (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesinin 20 km. güneyinde bulunan Torosların uzantılarından sonra ovanın çukur yerindeki 6.787 hektarlık alandaki Ak Göl, deniz seviyesinden 957 m. yüksekliktedir. Akgöl ve çevresi alüvyal bir alandır. Çevresindeki alüvyal ovadan birkaç metrelik seki eşikleri ile ayrılır. Bu göl İvriz Deresi’nden gelen sularla beslenen eski bir göl tabanıdır. Çevresi sazlık ve kamışlık alanları içermekte olup, içerisinde kum ve çamur adacıkları bulunmaktadır.

Günümüzde Tabiatı Koruma Alanı kapsamı içerisindedir. Suları oldukça sığ olup, çevresindeki sazlıklarda 200’ün üzerinde kuş türü yaşamaktadır. Ormitolojik yönden son derece zengin olan, Ereğli Sazlığı başta olmak üzere yörede kuluçkaya yatan kuş türleri bulunmaktadır. Bunlar, flamingo türü batağan, kızıl boyunlu batağan, kara boyunlu batağan, karabatak, küçük karabatak, tepeli kutan, küçük balaban, gece balıkçılı, alacabalıkçıl, küçük akbalıkçıl, büyük akbalıkçıl, erguvan balıkçıl, kuğu, kaşıkçı, çeltikçi, angut, suna, Macar ördeği, yaz ördeği, Mısır akbabası, yılan kartalı, turna, dikkuyruk, uzun bacak, saz delicesi, kılıçgaga, batak kırlangıcı, puhu kuşu, boz dalağan, kıl ördek ve sakarmeke’dir.


Çavuşçu Gölü (Ilgın)

Konya Ilgın ilçesinde bulunan Çavuşçu Gölü tektonik bir oluşum sonucunda meydana gelmiştir. Gölün yüzölçümü 1.200 m2 olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1026 m.dir. Gölün bir ayağı Atlantı Ovası’nı sulamaktadır. Suyu tatlı olup, su ürünleri yönünden önemli bir göldür. Göl çevresinde bıyıklı sumru, Macar ördeği, su kuşu türleri yaşamaktadır.


Obruk Gölleri

Obruk Gölleri’nin varlığı yakın tarihlerde dikkati çekmiştir. Bu bakımdan da uzun süre yeterli ilgiyi görmemiştir. Bu göller Konya ili çevresinde görülmektedir. Obruk Gölleri yeraltı sularının bir bakıma penceresi niteliğindedir. Bu tür göllerin oluşumunda kalker içerisindeki çatlaklar, yarıklar ve boşluklardan dışarıya çıkan yeraltı sularının oluşturduğu göllerdir. Bu göllerde sular bir taraftan girer, öbür taraftan da yine yeraltında akarlar. Hareket halindeki sular aşağıdan yukarıya doğru erozyon ile yüzeylerde erime, aşağıya doğru seyreden aşınma ile birleşince topraktaki son tabaka çöker ve bunun sonucu olarak da yuvarlak veya elips şeklinde obruk gölleri meydana gelir.

Konya ilinin Karapınar ilçesinde, Konya’nın güneyinde, güneydoğusunda obruk göllerine rastlanmaktadır. Bu göller genelde 100-200 m. uzunluğundadır.


Kızören Obruğu (Karatay)

Konya’nın 70 km. kuzeydoğusunda Obruk bucağının 4 km. kuzeyinde Kızören Obruğu bulunmaktadır. Bu obruk gölünün en uzun yeri 180, en kısa yeri de 150 m.dir. Derinliği 145 m. olup, suyun düzeyi yüzeyden 20 m. aşağıdadır. Yeraltı deresinin akışı kuzeydoğu-kuzeybatı olup, suyu tatlıdır.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bu gölün sulamada kullanılıp kullanılamayacağı konusunda araştırmalar yapmış, buraya pompalama istasyonu kurmuştur.


Çıralı Obruk Gölü (Karapınar)

Konya, Karapınar ilçesi Akviran yaylası Obruk Gölleri bölgesinde bulunan Çıralı Göl, bir obruk gölüdür. Yaklaşık 250 m. çapında olan kalker tabakası içerisindeki bu gölün kenarları 80 m. yüksekliğinde dik bir çanak şeklindedir. Gölün derinliği 35 m.dir. Gölün çevresinde dik falezler üzerinde küçük mağara ve kovuklar bulunmaktadır.

Göl çevresinde Roma döneminde bir yerleşim olmuştur. Bunu gösteren Roma dönemine ait yerleşim kalıntıları ile kaya mezarları bulunmaktadır.


Gökhöyük Obruk Gölü (Timraş)

Konya-Karaman-Silifke yolunun 48. km.sinde bulunan Gökhöyük Obruk Gölü, elips biçiminde bir göl olup, en uzun yeri 325, en kısa yeri de 250 m.dir. Ovanın düzeyinden 20 m. aşağıdaki su yüzeyinde bu genişlik 260-200 m.yi bulmaktadır. Gölün derinliği 35 m. olup, suyu tatlı ve içilebilecek niteliktedir.


Apa-Saraycık Obruk Gölü

Konya Çarşamba Suyu vadisinde, Gökhöyük Obruk Gölü’ne 20 km. uzaklıkta bulunan bu göl 225x150 m. çapında elips biçiminde bir çöküntü alanıdır. Gölün derinliği 45 m.dir. Gölün suyu içilebilir nitelikte olup, içerisinde tatlı su balıkları yaşamaktadır.

Konya yöresinde bu önemli obruk göllerinin yanı sıra Kangallı Obruk, Potur Obruğu, Akobruk, Kızılobruk, Karain Obruğu, Çifte Obruk, Dikmen Obruğu ve Meyil Yaylası’nda Meyil Obruğu bulunmaktadır
 
#24
Konya Kervansarayları


Rüstem Paşa Kervansarayı (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesinde, Ulu Cami yakınında çarşı içerisinde bulunan Rüstem Paşa Kervansarayı Kanuni Sultan Süleyman döneminde Sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1552 yılında yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eseri olan bu kervansaray 1990’lı yıllarda yapılan onarım ile orijinal durumunu koruyarak günümüze gelebilmiştir.

Kervansaray Mimar Sinan’ın yapmış olduğu diğer kervansaraylarla karşılaştırıldığında, bu yapının değişik bir plan düzeninde olduğu görülmektedir. Dikdörtgen planlı kervansarayın revaklı bir avlusu, arkasında tonozlu odaları bulunmaktadır. Ana girişin önündeki alçak bölüm, ortada giriş eyvanı, sağında ve solunda daha küçük ölçüde bir eyvan bulunmakta olup, onu üçer oda izlemektedir. Kervansarayın büyük ahır bölümünün önünde bir sıra halinde konuk odası bulunmaktadır. Bu oda yapının geniş avlusuna açılmaktadır. Ahır bölümü yapının ortasındaki dört fil ayağının taşıdığı geniş mekândır. Burası mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. Bu plan şekli ile Rüstem Paşa Kervansarayı menzil hanları ile yakın benzerlikler göstermektedir. Tonozlu bölümler on iki adet olup, içlerinde ocakları bulunmaktadır.

Yapının ana duvarları kesme taştan yapılmış, kemerlerde yer yer tuğlalar kullanılmıştır. Kervansarayın iki giriş kapısı bulunmakta olup, bunlara Bağdat Kapısı ve Konya Kapısı isimleri verilmiştir. Kervansarayın tümünün üzeri iki bölüm halinde yekpare bir beşik tonozla örtülüdür.

Kervansaray Cumhuriyet döneminde askerlik şubesi ve kitaplık olarak kullanılmış, bir ara belediye buradan yararlanmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu onarımdan sonra içerisindeki dükkânlar kiraya verilmiştir.

Bayrampaşa Kervansarayı (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesinde XVI.-XVII. yüzyılların ortalarında Ekmekçizade Ahmet Paşa Bayrampaşa Kervansarayı'nı yaptırmıştır. Sultan IV.Murat'ın Bağdat seferine kadar süren Osmanlı-İran Savaşları sırasında Ereğli askeri bir üs olarak kullanılmıştır.
Ekmekçizade Ahmet Paşa bu kervansarayı kendi parası ile yaptırmaya başlamış, 1613 yılında ölümü üzerine yarıda kalan yapıyı Sultan IV.Murat'ın sadrazamlarından, Onun yerine atanan Bayram Paşa tarafından tamamlanmıştır.
Kervansaray uzun süre harap bir halde kalmış, 1950 yılında yıktırılmıştır. Bugün yerinde Kızılay ile PTT binaları bulunmaktadır.

Selimiye Külliyesi Kervansarayı (Karapınar)

Konya Karapınar ilçesinde, XVI. yüzyılda Mimar Sinan’ın yaptırmış olduğu Selimiye Külliyesi’nin bir bölümünü oluşturan kervansaray, yapı topluluğunun en önemli bölümlerinden birisidir.

Kesme taştan iki ana bölüm halinde yapılmış olan kervansaray her iki bölümü arasında bulunan iki kapı ile dışa açılmaktadır. Bu kapıların dışa dönük kemerleri, yayvan yuvarlak olup iki renkli taşın alternatif olarak sıralanmasıyla meydana gelmiştir. Kervansarayın her iki bölümü birbirine simetrik olup, dikdörtgen planlı, ince uzun bir koridor ile birbirinden ayrılmaktadır. Her iki bölümün ortasındaki dörder paye ve bu payelerin birbirleri ile ve duvarlarla yuvarlak kemerli bağlantıları sonucunda dokuzar bölüm meydana gelmiştir. Bu bölümlerin üzerleri beşik tonozlarla örtülmüştür.

Kervansarayın camiye bakan yönüne küçük ölçüde dokuzardan on sekiz dükkân yerleştirilmiştir. Aynı zamanda caminin dış avlusunda da aynı sayıda dükkân bulunmakta olup, böylece burası bir çarşı konumuna getirilmiştir.
 
#25
Konya Bedestenleri

Cağaloğlu Bedesteni (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesi çarşı içerisinde, çevresi dükkânlarla kapatılmış olan Cağaloğlu Bedesteni’ni Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rüstem Paşa yaptırmıştır. Kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber mimari yapısından ve Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış oluşu XVI. yüzyıla tarihlendirilmesinde etken olmuştur.

Kesme taş ve moloz taştan yapılmış olan bedesten 11.00x26.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı oldukça sade bir yapıdır. Üç kapısı ile içerisine girilen bedestenin avlu çevresinde sıralanmış bölümleri bulunmaktadır. Bölümlerin üzeri beşik tonoz, bütünü de çatı ile örtülmüştür.

Bedesten XX. yüzyılın başında kendi haline bırakılmış ve uzun süre belediye tarafından depo olarak kullanılmıştır. 1990 yıllarında Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce onarılmıştır.
 
#26
Konya Mesire Yerleri


Meram

Konya Meram ilçesindeki mesire alanından Evliya Çelebi 1648 yılında söz etmiştir: “Peçevi şehrinin Baruthane mesiresi, Kırım’ın Sudak Bağı, İstanbul’un 175'ten fazla bahçe ve yanında gülistanları, Tebriz'in Sehcihan Bağı, bu Konya’nın Meram Mesiresinin yanında bir Çemenzâr bile değildir.”

İl merkezine 8 km. uzaklıkta olan Meram’da Selçuklu döneminden kalma eserler bulunmaktadır. Meram’da Akyokuş Orman İçi Dinlenme Yeri ve Kızılören Orman İçi Dinlenme Yeri bulunmakta olup, yöre halkının piknik ve mesire yerlerindendir.


Alâeddin Tepesi Dinlenme Yeri (Karatay)

Konya’nın merkezinde bir höyük olan Alâeddin Tepesi tarihi eserlerinin yanı sıra kent halkının dinlenme ve mesire yeridir. Aynı zamanda burada çeşitli tesisler bulunmaktadır.


Çayırbağı (Merkez)

Konya il merkezine 20 km. uzaklıkta bulunan Çayırbağ Mesire Yeri, Çayırbağ Suyu çevresindedir. Bu mesire yeri Konya Valisi Avlunyalı Ferit Paşa tarafından h.1317 (1909) yılında şehre su getirilmek üzere tesisler yapılmıştır. O zaman burada bir turistik tesis kurulmamış, doğal güzelliği korunmuştur. Günümüzde mesire yeri olarak kullanılmaktadır.


Hatip Suyu Mesire Yeri (Merkez)

Konya il merkezine 17 km. uzaklıkta bulunan Hatip Suyu Mesiresi, çevresindeki bağ ve bahçelerle birlikte mesire yeri konumundadır. Günümüzde Konya halkı tarafından dinlenme ve piknik yeri olarak kullanılmaktadır.


Hıdırlık (Akşehir)

Konya Akşehir ilçesine 135 km. uzaklıkta bulunan Hıdırlık Mesire Yeri akarsuyu ve çevresindeki çamlığı ile yöre halkının dinlenme ve piknik alanı olarak kullandığı yerlerden biridir. Ayrıca burada Belediyenin Dağ oteli vardır.


Üzümlü Mesire Yeri (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesinde, ilçe merkezine 115 km. uzaklıkta Üzümlü mesire yeri bulunmaktadır. Burası çam ormanları ile tanınmıştır.


Beyşehir Gölü ve Çevresi Mesire Yerleri (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesinde bulunan mesire yerleri göl çevresinde bulunmaktadır. Buradaki tarihi eserler yörenin önemini daha da arttırmıştır. Beyşehir Gölü çevresinde doğal floranın bulunuşu yöre halkının buraya rağbet etmesine neden olmuştur.


İvriz Mesire Yeri (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesi, Aydınkent (İvriz) Köyü’nde bulunan İvriz Kaya Anıtı’nın çevresi ve buradan kaynayan İvriz Suyu’nun çevresi önemli bir mesire yeridir. Bu mesire yerinde çeşitli turistik tesisler ve alabalık çiftliği bulunmaktadır.


Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinde, Taraşçı Belediyesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Bölge Torosların kuzeye bakan eteklerinde bulunmakta olup, vejetasyon yapısına sahiptir. Ormanlık alanda Anadolu karaçamı, Toros göknarı ile meşe ve ardıç türleri bulunmaktadır. Ancak bu ormanlık alan yerel nüfusun baskısı nedeniyle de çeşitliliğini yitirmiştir.


Pınarbaşı (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinin güneyinde, dağların eteklerinde Pınarbaşı Suyu kaynamaktadır. Bu suyun çevresinde bulunan park 2001 yılında kamulaştırılarak belediye tarafından genişletilmiştir. Çevresinde halkın faydalandığı çeşitli tesisler bulunmaktadır.


Kuğulu Mesire Yeri (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesine 2 km. uzaklıkta Küpe Dağı’nın eteklerinden kaynayan Kuğulu Kaynak suyunun çevresinde büyük bir gölet ve çeşitli akarsular bulunmaktadır. Belediye tarafından düzenlenen bu yerin bir bölümü piknik ve mesire yeri haline getirilmiştir. Ayrıca burada Orman Bakanlığı’na bağlı bir de fidanlık bulunmaktadır.


Karabulak Çayı (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinin kuzeyinde, Karabulak Köyü’ndeki kanalın kenarı ve ağaçlık alan piknik ve dinlenme yeri olarak düzenlenmiştir.
 
Üst