Cinsel gelişim doğumdan ergenliğe
ÇOCUKLUK CİNSELLİĞİ
(CHILDHOOD SEXUALITY)
İnsanoğlunun cinselliği insan ırkı kadar eskidir Cinsel aktivite içgüdüye bağlı olmasına karşın, cinsel davranışlar politika, ekonomi, tıp, sosyal ve dini görüşlerden etkilenmektedir ABD’de cinselliğin ifade edilişi, nesillerin değişimi, medyanın şu andaki cinsellik hakkındaki betimlemeleri, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korkma (özellikle AIDS), kadınların statülerinin ve rollerinin değişimi, etkin doğum kontrolü ve invitro fertilizasyon gibi tıbbi gelişmelerden etkilenmektedir
Tarihçe
16 yüzyıl öncesinde Biritinya ve Batı Avrupa’da aile üyeleri, işçiler, ve hizmetçiler bir çatı altında çalışır, yemek yer ve uyurlardı Çocuklar yetişkinlere göre sosyal olarak alt sınıfta görülürdü Çocukların aile ekonomisine katkıda bulunmaları beklenir ve yaptıkları hareketlerden hukuki olarak sorumlu tutulurlardı Çocuklar yetişkinlerin seksüel davranışlarını serbestçe seyreder ve tartışmaları açıkça dinlerlerdi Mastürbasyon yapar ve diğer çocuklarla cinsel oyunlar oynarlardı Cinsel gelişim bir problem olarak görülmezdi
16 yy-19 yy arasında aileler işyerlerini yaşadıkları yerlerden ayırmaya başladılar Tek ve büyük odalar duvarlarla; çalışma, yemek ve yatak odalarına ayrıldı Cinsel ilişkiler kapalı kapılar arkasında olmaya başladı Dini etkilerle, belli bir çerçeve haricinde cinsellik günah olarak tanımlandı Cinsel ilişkiler gittikçe daha gizli hale geldi Cinsel meseleler yalnızca gizli yerlerde konuşuluyordu Ebeveynler çocuklarını sade, yalın ve cinsellikten uzak yetiştiriyorlardı Çocuklara vücutlarını örtmeleri ve cinsel objelere bakmamaları ve dokunmamaları anlatırdı (Elias 1978) Çocuklar vücutlarından utanır (Whitehurst 1971) Bacak, göbek (belly) gibi terimler yerine alttaki organ, alt kısım gibi terimler kullanılırdı (Lockwood 1978)
Mastürbasyonun deliliğe, laterji, tüberküloz, sfiliz, impotans veya kısırlık, şekil bozukluğu ve epilepsiye yol açtığına inanılırdı19 yüzyılda ebeveynler, mastürbasyon yapan çocuklarını korkutmuşlar Çocukların bu yolla zevk almalarını engellemek ve zararlardan korumak amacıyla penisin çevresine uygun sivri uçlu halkalar, çelik ve deri kılıflar, elektrik şoklar, ve kasık bandajları geliştirilmişti Bazı ebeveynler yatarken çocuğun 4 ekstremitesini ayrı ayrı yatağa bağlarlardı Bütün bu önlemlere rağmen mastürbasyon yapan çocukların penisleri veya klitorisleri, beyaz sıcak demirle koterize edilebiliyordu Kızlarda inatçı mastürbasyonlarda bistüri veya makasla klitorektomi yaygın bir tedaviydi (Schwartz 1973) Bir çok medeniyetlerde klitoris eksizyonu mastürbasyonun tedavi şekli olarak kullanıldı (Huelsman, 1976)
19 yüzyıl ortalarında edebiyat romantizmi altında çocuklara ve cinselliğe olan tavırlar yumuşamaya başladı Özgürlükçü iyi eğitilmiş ebeveynler çocukları masum, aseksüel ve korumaya muhtaç varlıklar olarak değerlendirmeye başladılar (Jackson 1993) Çocuklar incinebilir varlıklar olduğundan onların aileleri tarafından tehlikelere karşı korunmalıydı
20 Yüzyıl
Yüzyıllarda kontraseptif kullanımı şüpheli ve ahlak dışı sayılıyordu (Jackson 1993)Kayıtlı tarih boyunca ipek mendil, domuz bağırsağı gibi kontrasepsiyonun etkin olmayan formları kullanılmıştır 18 Ve 19 Yüzyıllarda, 18 ve 19 Çoğu kadın gebe kalma korkusu nedeniyle cinsel ilişkiden kaçınıyordu
Etkin doğum kontrol metotlarının bulunması kadınların özgürlüğe kavuşmasında büyük katkısı olmuştur (Pickett 1971) Kadınlar hizmetçilik ve çocuk yetiştirme haricinde roller araştırmaya başlamıştır Kadınlar ev işleri haricinde, dışarıdaki işlerde çalışmaya başladı
1930-1950’lerde çocuklukta cinsel oyunlara ve mastürbasyona karşı cezalarda anlamlı derecede azalma olmuştur (Wolfenstein 1953) Çocukları cinsel aktivite veya ilgilerinden dolayı cezalandırma veya azarlama yerine uyarma, vazgeçirme ve dikkatini başka alana çekme uygulanmaya başlanmıştır (Finkelhorn 1980) 1950’lerde yeni bir tema ortaya çıktı: ebeveynlerin çocuklarının cinsel ilgileri konusunda endişelenmemeleri gerektiği anlatıldı Her çocuğun vücudunu araştırması, vücudu hakkında bir şey öğrenmesi tamamen normaldir, bu meraktan öte bir şey değildir Bazı ebeveynler anormal olmayan cinsel oyunları oynamalarını da kabulleniyordu
Şimdiki Durum
1970’lerden 1990’lara kadar, çocuk cinselliği; çocuk cinsel kötüye kullanımı, tecavüz, istenmeyen ergen gebelikleri, homoseksüalite ve AIDS hakkında politik ve sosyal sorunlar nedeniyle artan bir problem olarak görüldü Bu sorunlar masum çocukları tehlikelerden koruma yönündeydi Çocuklar , hastalıklar, “yabancı tehlikesi” ve “kötü eller” konusunda uyarıldı Cinsel aktivite yönündeki olumlu referanslar atlandı ve çocukların cinsel aktivitenin olmaması sağlıklı ve kabul edilebilir sayıldı Şimdi, seksüel ilgi gösteren çocuklar sapkın veya anormal olarak görülmeye devam edilmektedir
Seksin çocuklara tehlikeli olduğu anlatılmaktadır, Buna karşın aynı zamanda çocuklar artan tarzda cinsel içerikli karmaşık, iştahlı TV programlarına maruz kalmaktadır Ayrıca cinsel istismar ve tecavüz sahneleri gösterilmektedir
Maalesef, bugünkü atmosferde bu mümkün olmamaktadırÇocukların cinsel gelişimi, gelişimin diğer yönleri gibi değerlendirilmeli ve izlenmelidir Çoğu anne baba çocuklarının cinsellik hakkında soru sormalarını istememektedir Ebeveynlerin tepkileri nedeniyle, okullar bu konuda araştırmalara izin vermemektedir (Yates 1993) Çocukların cinsellik konusunda kaygıları, yaşantılarının kafalarını karıştırma derecesi veya cinsel kötüye kullanımdan koruma programlarının etkileri çok az anlaşılmıştır Araştırma çalışmaları büyük ölçüde “ebeveynlerin çocuklarının cinsel davranışlarını gözlemleri” ve “erken cinsel deneyimleri olan erişkinlerin anıları” ile sınırlıdır Bu araştırma sonuçları da yanlış sonuçlara yol açabilmektedir Örneğin Friedrich ve arkadaşları (1991) ebeveynlerin çocuklarının cinsel davranışlarını gözlemlerine dayalı yaptıkları bir çalışmanın sonucunda çocukların cinsel aktivitelerin 4 yaşından 12 yaşına kadar azalma gösterdiği sonucunu çıkartmışlardır Bu o yaş çocukların cinsel aktivitelerini kısıtladığı anlamına gelmeyebilir, bu yaş çocukların onay görmeyen davranışların daha farkında olmaları ve seksüel aktivitelerini gizlemedeki büyük becerileriyle basitçe açıklanabilir
Kültürel Bakışlar
Medeniyet çocuk ve ergenlerin cinsel ilgi ve aktivitelerini engelleme ve yeniden yönlendirme konusunda büyük zaman ve efor göstermiştir Seksüel aktivitelere karşı yasaklar daha çok kızlara getirilmiştir (Elwin 1968)
Seksüel gelişim üzerine bakış, büyük ölçüde toplumlarda kullanılan görgü ve metodlara dayanmaktadır (Ford ve Beach 1951) Marshall ve Suggs (1971), Currier (1981) çeşitli kültürlerde cinselliğe yönelik 4 genel yaklaşım tarif etmektedir:
a Baskıcı (repressive)
b Kısıtlayıcı (restrictive)
c Müsade edici (permissive)
d Destekleyici (supportive)
Çocukların cinsel ilgi ve aktiviteleri yasaklanmıştır, formal seks eğitimi yoktur Bekarlık idealdirCinselliği baskıcı kültürler: Türkiye vs Bu tür kültürlerde cinsel aktivitenin tehlikeli olduğuna inanılır Cinsel ifadeler oldukça kısıtlanmıştır Erkek çocuklar erken dönemde kız çocuklarından ayrı tutulur, erotik ilgi ve aktiviteler şiddetle cezalandırılır
Cinselliği kısıtlayıcı kültürler: Sıklıkla gelişmiş ülkelerde gözlenir Örnek ABD Bu kültürlerde seks önemlidir fakat seksüel aktivitenin çıkaracağı sorunlar sebebiyle korkular vardır Çocukların cinsel ilgileri için cezalandırılmamalarına rağmen, başka yollarla inhibe edilir Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, tecavüz, ve istenmeyen gebelikler için seks eğitimi vurgulanır
Bu tip kültürler Afrika ve okyanus ülkelerinde vardırCinselliğe müsade edici kültürler: Çoğu cinsel ifade ve davranışlara hoşgörü ve göz yumucu olurlar Cinsellik; normal, doğal, ve insan varlığının değerli yönü olarak görülür Buna karşın cinsel aktiviteler için teşvik yoktur Evlilik öncesi seks yaygındır
Cinselliği destekleyici kültürler: Erken cinsel deneyimi gelişimin gerekli bir parçası olarak görürler Bu tür kültür Ekvator Afrika’sında, Güney Asya ve güney Pasifik’te gözlenir Burada çocukların seksüel duyguları hissetmesi ve aktiviteleri öğrenmesi için ortam sunulur
Bebeklerin bacaklarının iki yana açık olarak taşınması veya tutulması ile çocuklarda direkt olarak genital stimulasyon olurCinselliği müsaade edici ve destekleyici kültürlerde, bebek cinsel organları genellikle açıktadır (çıplaktır), yetişkinlerle cilt-cilt teması sıktır Bebekler huzursuz olduklarında, yetişkinler, genellikle kadın, onu yatıştırmak için cinsel organlarını uyarabilmektedirler Bu elle veya oral yolla olmaktadır
Gadpaille (1978) Çocukların cinsel oyunları yeterince oynamamışsa, daha sonraki cinsel yaşantıları için duygusal olarak hazır olamayacaklarını ileri sürmüştür Money ve Ehrhardt (1972) ise ergen çiftleşme provalarının yetişkin erotik yeterlilik için gerekli olduğunu ileri sürmüştür Bu araştırıcılar yasaklama ve cezalandırmanın sonuçları konusunda endişeli olup, daha müsaade edici toplumlarda yetişkin parafililerinin olmayacağına dikkat çekmişlerdir
Çoğu yetişkin, cinsel oyun oynayan çocuklarının daha ileri gidecekleri ve uygunsuz cinsel aktiviteler gösterecekleri konusunda endişelenirler Cinsel olarak müsaade edici toplumlardan Kibbutizm’de, cinsel oyunlar yordanabilen gidiş göstermektedir Bu kültürde Mastürbasyon ve arkadaş oyunları bebeklikte başlar, erken çocuklukta yoğunlaşır, fakat erken okul yıllarında şiddeti oldukça azalır (Shepher 1971) Cinsel konulardan utanma yaklaşık 9-10 yaşlarında gözlenir, aynı zamanda cinsiyetler arası ilişkiler azalır Bu gerginlik 13-14 yaşlarında kaybolur, sıcak, arkadaşça aseksüel ilişkiler olur
Bebekler bakım vericileri tarafından sık kucağa alındıkları ve taşındıkları zaman, büyük olasılıkla daha ilgili oldukları ve daha sonraları cinsel olaylara karşı rahat olduklarını ileri sürmüştür (Broude 1976) Broude ve Prescott (1975) fiziksel sevginin (kucaklama, başını okşama vs) az olduğu çocukların yüksek oranda şiddet gösterdiklerini saptamışlardır Bebekle bakım verici arasındaki fiziksel temas ABD’de oldukça değişkendir, fakat muhtemelen endüstrileşmemiş ülkelere göre daha azdır ABD toplumunda son yıllarda bebeğini memesiyle besleyen kadın sayısı armış, bu da fiziksel teması daha artırmıştır Diğer yandan, ev dışında çalışan kadın sayısında artış vardır, anneler bu sebeple bebeklerinden uzun süreli ayrı kalmakta sıklıkla bebek bakıcılarla kalmaktadır Bu anneler aynı zamanda ev işleriyle de uğraşmakta, işte olamayan streslerini evde göstermektedirler Bundan dolayı, çocuklarına şefkat ve fiziksel temasları için az zaman olmaktadır
Son Zamanlardaki Kültürel Değişiklik
ABD kültüründe son zamanlardaki değişiklikler çocukların cinsel gelişimini etkilemiştir Aileler sıklıkla çocuklarının omuzlarına aşırı yüksek beklentiler yüklemektedir Ebeveynler başarılarını artırmak için oldukça müdahaleci ve kısıtlayıcı olabilmektedirler Başarının aşırı vurgulanması çocuğun kabiliyetlerini bozmaktadır Bu çocuklar anne babalarının rüyalarını ve narsistik gereksinimlerini yerine getirmek için uğraşırlar, bu amaçların yerine getirilmesi imkansız olduğu zaman, depresyon, madde kötüye kullanımı, yeme bozuklukları ile neticelene bilmektedir Ebeveyn başarıyı aşırı vurgularsa, çocuğun seksüel gelişimi sıklıkla kısıtlanmış olur Bu sebeplerle çocuğun seksüel istek, veya diğer zevk almaları için yeterince zaman olmaz
Evde bile kendi kendine oynaması yönünde teşvik edilirKültürdeki ikinci büyük değişim bağımsız olmanın aşırı vurgulanışıdır (Yates 1991): Bu bağımsız oluş öncesinden kreş ve bakıcıya verilerek öğretilir Bu durumun sonuçları hakkında uzunlamasına çalışmalar yoktur Fakat kendi başına yeterliliğin yerini alan bu değer ve kavram, bağımsızlık konusunda endişeleri artırabilmekte ve birlikte yaşam kurma konusunda zorluklar çıkarabilmektedir
Cinsel Eğitim
Cinsel kötüye kullanım önleme programları sıklıkla anaokulunda başlar, seks eğitimi ise nadiren 5 Sınıftan önce başlar Seks eğitim programlarında hemen hemen her zaman cinsel zevk alma, mastürbasyon ve homoseksüalite gibi çelişkili konuları işlemez atlarlar Çoğu ebeveyn bu konuların çocukları için zararlı veya aşırı uyarıcı olduğunu düşünmektedir Müfredatlar “emniyet”, özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıkların tehlikelerinden bahsedilir
Cinsel eğitimde sınıflara göre uygun materyaller kullanılmalıdır Kullanılan kelimeler çocuklar tarafından yanlış anlaşılabileceği ve kafalarını karıştırabileceğinden ötürü dikkatle seçilmelidir: Yumurta dendiğinde, tavuk gibi kümes hayvanlarının ürettiği bir obje olarak zan edilebilir Tohum dendiğinde, annesinin mide duvarına bitişik toprakta yetişin bitkilerin tohumları olarak algılar, ve bunun babanın semeni ile zaman zaman sulandığını zannederler (Goldman ve Goldman 1981)
Bu kitaplarda mastürbasyon, vücudu tanıma ve cinsel oyunlardan bahsetmiyor, cinsel tacizin tehlikeleri üzerine odaklaşıyorduCampell (1986), son yüzyılda gençlere cinsel tavsiyelerde bulunan basılı 400’den fazla kitabı gözden geçirdiğinde; Bu kitapların içeriği sanki aynı ağızdan konuşuyormuş gibi, seksin tehlikelerinden, istenmeyen gebeliklerin sonuçlarından, cinsel yolla bulaşan hastalıkların zararlarından ve cinsel sapkınlık ve işlev bozuklukları gibi cinselliğin problemli alanlarından bahsetmektedir Zevk alma , doyum ile ilgili şeyler içermiyorlardı Son 10 yılda cinsel tavsiye kitaplarına cinsel taciz den korunmayı içeren bölüm ve broşürler eklendi Frayser (1993) bu tür programların normal cinsel oyunlar oynayan çocukları travmatize edecekleri konusunda uyarmıştır Prescott (1975) çocuklara verilen “kötü dokunma” mesajları çocuğun kafasını karıştıracağını ve ebeveynin dokunma ve kucağa almasıyla hoşnut oldukları duygulardan yoksun kalabileceklerini ileri sürmüştür Şanslıyız ki, birkaç olumlu cinsel eğitim programları mevcuttur (Krivacska 1990, Siecus 1991) Ancak anne babaların bu konudaki protestoları nedeniyle bu programların uygulanmasında bazı problemler açığa çıkarmıştır
NORMAL CİNSEL GELİŞİM
Bebeklik
Beslendiği zamanlarda memeye veya şişeye yaklaşır, organize olur, amaca yönelik aktiviteye başlar: o an bebek ağlamayı keser, avuçlarını kapatır, ağzını açar, memeyi arar ve kendini ona doğra ittirir, yakalar ve güçlü bir tarzda emerBebeğin meme emişini gözleyen herhangi bir kimse, bebeğin ilk cinsel deneyiminin birincil bakım vericinin meme ve meme çevresiyle olduğunun farkında olur Bebeğin yüzü kırmızıdır, bu onun anksiyöz durumunu tanımlayan bir mizaç vardır Süt azalmaya başladığı zaman, avuçlarında gevşeme olur, gözler açılır kapanır ve rahatlar Bir kaç dakika içinde anksiyöz durum geçer ve huzurlu ve zevkli hal alır Bebek doyduğu zaman bile emmeye devam eder, belirgin uykulu olmasına rağmen memeye tekrarlar tarzda diliyle dokunur Annenin kokusu, sıcaklığı, ve yakınlığı bu ilk ve güzel erotik deneyimin parçalarıdır
Bu ilgiler, ayrılma bireyselleşme süreci başlangıcında belirginleşirBebek büyürken memeden başka, annenin kendisine karşı cinsel ilgiler gelişir Haftasından sonra bebeğin otoerotik objesi olarak başparmak iş görebilir Memenin elverişli, hazır olduğu kültürlerde başparmak emme olmazken, birincil bakım vericinin elverişli olmadığı kültürlerde cinsel ilginin memeden parmağa erken dönüşü gözlemlenebilmektedir (Sarlin 1975) Yaşamın 12 Geçmişte parmak emme psikopatoloji ile ilişkili görülürken, şimdi bu durum bir problem ile ilişkilendirilmemektedir
Yaşamın ilk 4 ayı ile birlikte, her iki cinsiyetteki bebekler, altını bağlama ve cinsel organlarının temizlenmesi sırasında duyumlar ile cinsel organlarını fark ederler Bakım vericinin dokunuşlarından büyük zevk alırlar Yaşamın ilk yılında bebeklerin cinsel organları ile oynamaları nadir değildir, nadiren orgazm noktasına ulaşırlar Kız bebekler büyük olasılıkla bu yıllarda kendilerini uyarırlarken (Galenson 1993), erkek bebekler büyük olasılıkla bunu yaşamın 2 ve 3 yıllarında yaparlar Bebekler vücudunu araştırmak ve vücudunun sınırlarını belirlemek için vücuduna dokunmaya başlayabilir, fakat ardı sıra zevk alma birincil motif olur (Spitz and Wolf 1949) Kendini doyurma, çocuğun direktifleri altında, otonom aktivitedir Bu ona bağımsız kimlik duygusu verir, ayrılma ve bireyselleşme sürecine yardım eder (Sarlin 1975)
Erkek ve kız cinsel organları arasındaki anotomik farklılıklar, çocukların psikoseksüel gelişiminde çok önemli yere sahiptir (Gadpaille 1976, Kestenberg 1968) Erkek çocuklar ele geldiğinden dolayı, erekte penisten zevk alabileceklerini fark edebilir Penis görülebilir, sıklıkla bir isme sahiptir Bu nedenle, küçük erkek çocuklar kolaylıkla penisi vücudunun diğer parçalarıyla bütünleştirmeye meyillidir
Kızların cinsel organları gizli olduğundan dolayı, cinsel deneyimler içe almaya yönelik olduğundan, daha çok içe yönelik duyumları içermektedirKızlar klitorisi, dışkı ve kokunun olduğu bitişik “kirli” bölgelerinden ayırmakta güçlükleri olabilir (Yates 1978) Bunun tersine erkekler, seksüel yaşantıları dışa yönelimli ve fallik duyumlar üzerine odaklaşmıştır (Galenson 1974, Kestenberg 1968)
70 anne-bebek çiftinin 7’sinde sorunlu ilişki göstermişCinsel organlara erken ilgi, emosyonel sağlık ve olumlu bakımverici-çocuk ilişkisi ile ilişkilidir Spitz 248 bebekle yaptığı orijinal çalışmasında, ciddi yoksunluk yaşamış bebeklerin bulunduğu kimsesizler evlerindeki bebeklerde cinsel oyunların tamamen kaybolduğunu belirlemiştir, ayrıca sorunlu bakımın olduğu hapishane bakımevlerinde cinsel organlarla oynamanın nadir olduğu fakat ebeveynlik yönünden avantajlı bebeklerde cinsel organlarla oyunların genellikle var olduğunu belirlemiştir (Spitz and Wolf, 1949) Galenson (1974) aynı ilişkiye uzunlamasına bir çalışmasında işaret etmektedir Sorunlu ilişkinin olduğu bebeklerin iyi beslenmelerine karşın kendi kendilerini uyarmadıkları gözlenmiştir
Toddler (Yeni yürüyen bebekler)
Yaklaşık 18 ay civarında kızlar babalarına karşı erotik olarak davranmaya başlarlar Bu durum “anal erotizm” olarak adlandırılırBebek gözlem çalışmaları (Galenson 1993, Galenson and Roiphe 1976, Kleeman 1975) ; ikinci yılın başlangıcına doğru bebekler tuvaletlerine, başkalarının defekasyonunu izlemeye ve kendi barsak hareketlerini hissetmeye ilgi oluşur Aynı zamanda bu dönemde bebekler dik kafalı, inatçı ve negativist olurlar Eğer dışarıdan müdahale artarsa bu özellikler daha yoğunlaşır Üriner erotizm 12 –14 aylar arasında yüzeyleşir Kızlar, penisi olmadığı gerçeğini hissedebilirler 15 aya kadar, çoğu çocuk cinsiyetler arasındaki farklılıkları bilirler Bu süreç, eğer çocuğa karşı cinsin cinsel organlarını görme fırsatı olmuşsa çabuklaşır Cinsel organıyla övünme ve teşhir etme bu dönemde sıklıkla dikkati çeker (Glenson 1974, Kleeman 1976) Bu annenin cinsiyet rolü ile ilk özdeşime işaret edebilir Yetişkinin övücü ve hoşlanıcı tavırları küçük kıza güven verir ve dişiliğiyle övünür
Cinsel oyunlardan mastürbasyona değişim tedrici ve kesintisiz olarak 2 yaşına doğru olur 15 ve 24 aylar arasında bebeklerin cinsel organlarını farkındalığında artış olur, özellikle banyo ve bez bağlama sırasında (Galenson 1974, 1993) Bu dönemde kendini uyaran kız sayısı erkeklerden daha azdır, kızlar daha az sıklık ve yoğunlukta yaparlar (Kleema 1975) Kendini uyarma (self-stimulation) ile, buna eşlik eden kızarma, hızlı solunum ve artmış terleme olur Başlangıçta bebek kendini uyarırken bakım verici ile sevgi kontağı kurmaya çalışır ABD’deki yetişkinler bu tür temastan rahatsız olur ve daha ileri teması engellerler Bunun sonucu kendi kendini tatmin etmeye devam eden çocuklar, donuk ve sürekli bakış ile, anne babanın uzaklaşmasıyla bunu yaparlar
Kızlar kendilerini uyarmak için daha çok indirekt (dolaylı) teknikleri (bacakları, uylukları, ayak parmaklarını vsYaşamın ikinci yılında oluşan masturbatuvar aktivite paterni erkekler arasında sebat etmeye meyillidir, kızlar arasında ileri bir evrimleşme geçirir (Galenson 1973, Galenson and Roiphe 1976) Bu tepkiler şunlar olabilmektedir: regresyon, korkaklık, şevk ve heyecanın kaybı, üzüntü ve mastürbasyon ilgisinin vücudun başka bölgelerine veya cansız nesnelere (oyuncaklar gibi) kayması yani yer değiştirmesidir Hayal kırıklığı (frustration reactions) tepkileri sıklıkla yaygındır ve bazen 2 yılın ikinci yarısında kızlar arasında bu tepkiler şiddetli olmaktadır) kullanmayı öğrenirler Kızlar mastürbasyonu tamamen bırakabilir veya zevk almaksızın mastürbasyona devam edebilirler Bir kısım erkek çocuklarda benzer patern göstermektedir Psikoanalistler bunu preödipal kastrasyon tepkisi olarak adlandırlar (Roiphe and Galenson 1973) Bazı kızlarda babalarına erotik olarak ilgi artarken, diğerlerinde annelerine hostil bağımlılıkta artış olur Frustrasyon tepkileri kızların sembolik düşünce ve iç karmaşıklığında artış olarak gözlemlenir Buna karşın, çok aşırı etkilenmiş kızların imajinazisyonlarında kısıtlılık olur Erkek çocuklar daha az belirgin bozukluk gösterir
Bir kısım 2-3 yaşlarındaki kızlar imrenme bulguları gösterir Penise sahipmiş gibi ayakta işemekte ısrar ederler, cinsel bölgelerinde çubuk veya oyuncak tutarlar (Galenson and Roiphe 1976) Erkek çocuklar memelerinin büyümesi veya bebeklerinin olması tarzında arzular ifade edebilir (Edgcumbe 1976)
Okul öncesi Çocuk
4 yaşından sonra, kızlarda erkek çocuklardan daha azdır (Sears ve ark, 1957)Çocuklar büyürken erotik ilgileri kardeş ve arkadaşlarına kayar Çoğu 4 yaşındaki çocuklar “anne” veya”baba” gibi evcilik oyunları veya “doktorculuk” gibi oyunlar oynar Bütün okul öncesi çocukların yarısı cinsel oyunlar veya mastürbasyonla iştigal eder (Clower 1976, Newson and Newson 1962) 4-6 yaşlarında yaygın olarak gözlenen cinsel aktiviteler: teşhircilik, apışı kurcalama, cinsel organlara dokunma ve onları başkalarına gösterme, kadınların memelerine dokunma (Friedrich ve ark 1991), çıplak olmaktan hoşlanma veya çıplak kişileri gözetleme, vajina veya rektuma obje yerleştirmeyi denemedir (Johnson 1993) Bu davranışlar evde çıplaklık var olduğunda daha yaygındır Bu dönemde çocukların cinsellik kavramı primitiftir Çoğu çocuk, bebeğin annenin midesini kesilerek çıktığına veya annenin anüsünden doğduğuna inanır (Goldman and Goldman 1981)
Okul öncesi çocuklar, anatomik farklılıklar, cinsel ilişki ve üreme hakkında sık soru sorarlar (Robinson ve ark 1991)Ödipal yıllarda erotik ilgilerde artış olur, bu ilgi karşı cins ebeveyne odaklaşır Erkek çocuklar anneleriyle evlenmeyi ve birlikte uyumayı arzulayabilirler Kendilerini hoşnut hissettiklerinden dolayı annelerinin penisleriyle oynamalarını isteyebilirler 3-5 yaşındaki kızlar babayla ilişkilerinde son derece erotik olurlar Bununla birlikte çok az olasılıkla genital temas denerler, daha çok ilişkilerinde özellik isterler (Roiphe ve Galenson 1973)
BABANIN ROLÜ
1976)Babalar çocuğun bakımına az katılmasına rağmen, oyunlarına anneden daha fazla katılırlar (Flerx ve ark Babaların oyun paternleri, annelerin oyun paternlerine oranla oldukça daha uyarıcı ve daha farklıdır (Ablin 1971, Lamb 1980) Çocuğun bakımını her iki ebeveyn tarafından paylaşıldığı zaman, çocukların kafasında daha dengeli ve gerçekçi anne-ebeveyn imajları oluşur Maalesef, çocuğun bakımı , dışarıda bir işte çalışıp veya çalışmasın, büyük ev işleri yanında anneye kalmaktadır (Hochschild 1989)
Baba yokluğunda, erkek çocukların daha düşük maskülinite puanlarına sahip oldukları (Mead ve Rekers 1979) ve babasız evlerde büyüyen erkeklerin yetişkin yaşamlarında daha az başarılı heteroseksüel uyum gösterdikleri saptanmıştır (Cinch 1949)Eğiten, dominant, ve çocuk bakımına aktif katılan babalar, büyük olsalıkla maskulin oğullar ve feminen kızlar yetiştirirler (Spieler 1984) Genel olarak, erken dönemde baba yoksunluğu, erkeklerin psikoseksüel gelişimi üzerine derin tesirleri olmaktadır (Hetherington 1971)
Babalarına cinsel çekicilikle kendini kabul ettiren kızların, kendi dişiliklerini kabulleri daha kolay olmaktadırKızlar, feminen olmayı maskülen babaları ile olan olumlu ilişkileri yoluyla öğrenirler Babanın kızlarını red ettikleri durumlarda, belki de erkek çocuk tercihleri nedeniyle, kızların kendilik saygıları ve başkaları ile ilişki kurma yetileri bozulur (Spieler 1984) Cinsel çekiciliğini teyit ettirmesi ve anneyle olumlu özdeşimde olduğu durum var ise, daha bütünleşmiş kendilik duygusu geliştirecektir
Babasız büyümüş (veya babasıyla olumsuz ilişkiye sahip) ergen kızlar cinselliğe daha erken yaşta başlamakta ve ilişkilerinde sık partner değiştirmeye eğilimli olmaktadırlar (Hetherington 1971/2)Babasız büyüyen kızlarda feminen rolü öğrenmekte güçlüklerle karşılaşabilmektedir Buna ilaveten sık ailesi çatışması yaşamış ve anneyle yakın ilişkisi olmayan kızların da daha büyük olasılıkla gelişi güzel cinsel ilişkide bulunma gösterdikleri saptanmıştır Baba yokluğu kızların psikoseksüel gelişimi üzerine erkeklerden daha az zarar verici olduğu gözlenmektedir
Okul Yaşı Çocukları
Bu dönem latens dönemi olarak adlandırılır, 6 yaş ile ergenlik arası dönemi kapsar ki bu dönemde çocuklar daha az olarak açık cinsel aktivite gösterirlerOkula başlamakla çocukların cinsel aktivitelerinde göreceli bir azalma vardır (Kinsey ve ark 1948, Ramsey 1943) Puberte öncesinde erkek çocuklarla görüşüldüğünde, onların %70’i cinsel oyun bildirmektedir Bu durum, erken cinsel oyunlarının sıklıkla unutulduğu veya represe edildiğini düşündürmektedir (Kinsey ve ark, 1948) Seksüel olarak kısıtlayıcı toplumlarda bile, 6-12 yaş arası çocuklarda cinsel aktivite gözlenmektedir (Rutter 1971)
Okul yaşı çocukları memelere dokunmazlar veya cinsel organlarını göstermezler fakat buna karşın resim çizimlerinde insan figürleri üzerine meme veya cinsel organ çizme gibi, kendi cinsel organlarına dokunma ve cinsel organlarını arkadaşlarıyla kıyas etme, cinsel fıkralar anlatma, ve hayvanların yavrulamalarını seyretme gibi cinsel aktiviteler gösteririler (Johnson 1993) “Seks kirli veya kötüdür” kavramını yerini “seks hoştur” eklenir
Bu oyunlar ileride grup oyunlarına dönebilir (daha büyük okul çocukları arasında strip poker gibi)Okul dönemine kadar cinsel oyunların çok kötü bir şey yapmak olduğunu bilirler Bu dönemde cinsellik onları utandırır Buna rağmen, çoğu çocuk cinsel oyunlara devam eder Cinsel Sağlık (Genel)n veya yanlış yapan elbisesinin çıkarır (soyunma oyunu) Bu oyunlar genellikle erkek çocuklar arasında olur
Okula başlamayla, çocuklar kız erkek tuvaletleri ayrı olduğunu ve karşı cinsten birinin yanında çıplak görünülmemesini öğrenirlerKızların 4-6 yaş, erkeklerin 5-8 yaşlarında bazen çıplak oluşlarına ılımlı bakılır 4-5 Sınıfa kadar, alt giysilerinin (külot) görünmesinden aşırı utanırlar
8 yaşından büyük çocuklarıyla banyo yapan anneler, 9 yaşından büyük kızları ile banyo yada duş alan babalar nadirdir (Rosenfeld ve arkEbeveynler çocukları büyüdükçe daha makul olurlar Çocuklar anne babalarının bu tutumlarını, kendi vücutlarında kötü bir şey veya kirli olduğu tarzında yorumlayabilir (Rosenfeld ve ark 1987) 1984)
Anne Babalar
Babalar nadiren cinsel eğitime katılırÜst sosyoekonomik seviyedeki ebeveynlerin çoğu, çocuklarının cinsel aktivitelerini ikaz etme, ahlak dersi verme, azarlama gibi tepkiler gösterir ve nonverbal davranışlarda bulunurlar (görmemezlikten gelme, kapıyı kapama ve cinsel konuları konuşmaktan kaçınma) (Finkelhor 1980) Çocuklarını cinsel aktivitelerini yanlış tanımlarlar yada o davranışların cinsel olmadığını düşünürler Ergen erkekleri %64’ü, ergen kızların %33’ü ebeveynlerinin cinsellik hakkında kendileriyle konuşulmadığını bildirmiştir Seks hakkındaki konuşmalar sıklıkla kızlar ile anneler arasında olur, anne-kız arasındaki konuşmanın konusu sıklıkla adet görme ve evlilik öncesi cinsel ilişkinin olumsuz yönleri üzerine odaklanır (Gagnon ve Simon 1973) Ebeveynlerin %85-95’i çocuklara herhangi bir erotik davranıştan asla söz etmedikleri bildirmiştir (Gagnon ve Simon 1973)
Çocuklar büyük olasılıkla cinsel bilgileri kendi cinsiyetteki arkadaşlarından öğrenmektedirler (Gebhard 1977) Okuma materyallerinden ve öğretmenlerinden ebeveynlerinkinden daha fazla öğrenirler
Konuşsalar bile, aşk, gebelik, ve erkek-kadın arasındaki farklılıklar gibi güvenli konuları konuşmayı tercih etmektedirler1000’den fazla ebeveynle yapılan bir araştırmada, Gagnon (Gagnon ve Simon 1973) , hiç bir anne babanın küçük kızlarının klitorisinin ismini kızına söylemediği saptanmıştır Ebeveynler seks konusunda konuşmayı tekrar tekrar ertelemektedir Ebeveynler homoseksüaliteye karşı onaylamadıklarını nonverbal olarak göstermektedirler Masturbasyon, cinsel ilişki, ve homoseksüalite gibi riskli konularda hemen hemen her zaman kaçınmaktadırlar Erkek çocuklar, diğer erkeklere dokunma, öpme ve kucaklamalara karşı ikaz edilir Oyunlarda bu tür davranışlarda çocuklar birbirlerini “----” gibi sık çağırır
Profosyenel ve üst SES ebeveynler çocuk cinselliğine karşı nispeten açık ve kabul edicidirÇocuk yetiştirmede ebeveyn yaklaşımlarında sınıfsal farklılıklar gözlenir Üst SES anneler, çocukların ilgilerine açıklık getirerek nötralize etmeye eğilimli iken, işçi sınıfı aileleri bu ilgileri bastırmaya eğilimlidir
Ergen
9-13 yaşları arasında gonodotropin indükleyici hormonda keskin bir artış olur6-8 yaşlarında adrenal androjen sekresyon artışı başlar ve ergenlik ortasında pik dereceye ulaşır Erkeklerdeki yüksek androjen seviyeleri erotizmdeki büyük artışı tetikler (Money 1961) Serbest testesteron indeksi cinsel motivasyon ve davranışın tek güçlü belirleyicisi olur (Udry ve ark 1985, Udry ve Billy 1987): erkekler inatçı ve tekrarlayan cinsel düşünceler ve penil ereksiyondan dolayı yogun olarak utanmaya başlarlar
Kızlardaki menarş östridiol artışı ile belirginleşir, 19 yaşına kadar erişkinlerdekine benzerKızlar erkeklerden yaklaşık 2 yıl önce puberteye girerler Değişiklikleri 3 veya 4 yılda tamamlarken, erkeklerin 4 veya 5 yılını alır Puberte döneminde adrenal androjen artışları olur, kızlarda erotejeniktir fakat erkeklerden daha düşüktür Progesteron artışı daha sonraları olur, menarşın ilk 2 yılında sikluslar sıklıkla anovulatuvardır Ergen kızlarda hormonların seksüel davranış üzerine etkisi zayıftır fakat fakat motivasyon üzerine güçlü etkileri vardır (Smith ve ark 1985)
Bazıları memelerinin büyümesi gibi erken maturasyondan utanırken, bazı geç maturasyon gösterenler adetlerinin başlayıp başlamayacağı konusunda endişeler yaşarlar Kas yapıları, atletik görünüm ve cinsel açlık nedeniyle daha fazla kendilik değeri problemlerine sahip olma eğilimleri olurPuberteye ulaşan erkekler daha az toplum içine girmeye, iddiacı ve daha az güvenli olmaya eğilimlidir fakat hevesli, konuşkan ve dikkat çekmeye eğilimlidir (Sorenson 1973) Kızların değişime tepkileri daha çeşitli olur Pet kullanmaya başlamayla, vajinanın içinin veya dokunmanın ilk kez farkında oluyor olabilirler (Whisnant ve ark Adetlerin başlaması kızların yaşamında önemli yer taşır 1979)
Ergenlerde biyolojik değişiklikler ile birlikte gerçek bir kriz oluşur Ensestöz ve biseksüel karmaşalar, çatışmalar tekrar yaşanır ve cinsel yönelim ana mesele olur Çoğu erkek ve kız heteroseksüel yönelimlere rağmen homoseksüel davranışlar gösterebilirler
Çoğu zenci ergen beyaz ergenlere oranla 2 kat daha fazla olarak 15 yaş öncesi cinsel ilişkiye başlar ve bunların %61’i düşük SES zencilerdir (Zabin ve arkŞimdilerde ABD’de ilk cinsel ilişkiye başlama ortalama yaşı kızlarda 16 Kızlar ilişkiler konusunda erkeklere oranla daha ciddidir2, erkeklerde 157’dir (Wyatt 1990, Zelnik ve Shah 1983) 1986) Başlangıç cinsel ilişkiden sonra, kızlar sıklıkla uzun bir süre koitustan kaçınır Erkekler bir kaç partner bulmaya eğilimlidir (Sonnestein ve ark 1991)
Mastürbasyon yapan erkek ve kızların 2/3’ü yaptıklarından dolayı suçluluk ve utanma hissetmektedirCinsel aktif kızların sayısı 1971-1979 arasında artış gösterirken, 1982 de azalmıştır (Hofferth 1990) Cinsel ilişkiye girmiş çoğu kız bunun yanlış yaptığını, keşke evlenen kadar bekaretim sağlam olsun diye düşünmektedir (Coles ve Stokes 1985) Kötü, kirli ve ahlak zayıflığı olduğu görüşündedirler Onlar aktif olarak kendi kendilerini kısıtlamaya çalışmaktadırlar (Yates 1993)
Orta derecede katılık gösteren ebeveynlerin ergenlerinde daha az olasılıkla cinsel yaşantı olmaktadır (Miller ve arkAnne babalarını kendine yakın hisseden ve onlarla duygu düşüncelerini paylaşan ergenlerde erken yaşlarda cinsel ilişkiye başlama daha az olasıdır (Fox 1981, Shah ve Zelnik 1981) Flörtleri ebeveyn kontrolünde olduğunda, ergenler daha az olasılıkla cinsel ilişkiye başlamakta ve gebe kalmaktadır (Hogan ve Kitigawa 1985) 1986)
Erkeklerin çoğu kontrasepsiyonun kızların sorumluluğu olduğu görüşündedirler Ergenlerde cinsel ilişki sonrası gebe kalma olasılığı daha yüksektir (Jones ve arkAdolesan kontraseptif kullanımı geçen 20 yıla oranla iyileşmiştir fakat halen çoğu genç hiç veya nadir kullanmaktadır (Santelli ve Beilson 1992) 1985) Ergenlerin kontraseptif kullanmamalarının bir çok sebebi vardır: Erkekler için: sıklıkla kendilerini ispat etmeyle ilişkilidir veya fırsat olduğunda hemen yapma isteğidir Çoğu genç kız için seks yapmayı planlamak ahlaksız olduğu görüşü vardır Maalesef seks yapmayı planlamayan kızlar, ilk ilişkilerinde kontrasepsiyon kullanma olasılıkları düşüktür (Zelnik ve Shah 1983)
Ders başarısı düşük ergenlerde büyük olasılıkla daha erken sekse başlamaktadır (Abrahamse 1988, Hofferth 1987, Robbins ve ark 1985) Erken cinsel ilişkiye girme ile suç işleme, sigara içme, ve ilaç-alkol kötüye kullanımı gibi diğer risk davranışları ilişkili olduğu saptanmıştır (Rosenbaum ve Kandel 1990, Orr ve ark 1991)
Bütün abortusların 1/3’ü ergenlikte olmaktadır (Santelli ve Beilenson, 1992)
ADOLESAN EROTİZMİ
Mastürbasyon üst SES’te daha kabul görücü iken, sıklıkla suçluluk ve anksiyete eşlik etmektedir (Kinsey ve ark, 1948)Düşük SES’teki erkek ergenler mastürbasyonu kısırlaştırıcı olarak düşünür ve yüksek SES’ ergenlerine oranla daha az olasılıkla mastürbasyon sırasında fantazi kurarlar (Gagnon ve Simon 1973) 15 yaş öncesi erkeklerin %80’i , kızların %20’si mastürbasyon yapmıştır (Kinsey ve ark 1948, 1953) Ergenlikte, erkek çocukları kızlara oranla mastürbasyona çok daha açıktır Son zamanlardaki veriler ergen kızların %24’ü mastürbasyon yaptığına işaret etmektedir (Coles ve Stokes 1985)
Fantazinin içeriği bilinç dışı olabilir veya günlük rüya, oyunlar veya ilişkiler olabilir (Freud 1965)Mastürbasyonda cinsel ve agresif gerilimleri kişi kendi regüle ettiğinden dolayı, genital uyarılmaya sıklıkla fantaziler eşlik eder Fantaziler sıklıkla çocuk kalma arzularını ve yetişkin olama arzularını yansıtır (Moore 1975) Sağlıklı ergenler cinsel partner arayışını içeren mastürbasyon fantazilerine sahiptir
Erkeklerden farklı olarak kızlar genitallere odaklaşmazlar, genital öncelik flörtten daha sonra gelir (Lamb 1980)Erkek ergenlerin fantezileri dışa dönük ve agresif fantaziler olup, cinsel arzuları genitaller üzerine odaklaşmıştır Ergen kızlarda otoerotik aktivitelere daha az açıktırlar ve daha az olasılıkla bilinçli fanteziler eşlik eder Mastürbasyonla orgazma ulaşan kızlar bile kendi genitalleri zevk kaynagı olarak tanımlamazlar Kızların mastürbasyon fantezileri romantizm ve sevgi üzerine odaklaşmıştır ve sıklıkla pregenital teşhircilik, sadomazoşizm ve narsistik temalar içerir (Moore 1975)
Ergen kızların %60’I, erkeklerin %32’si fantezilerinde gerçek kendilerinden farklı olarak kendilerini hayal ettiklerini bildirmiştirHer iki cinsiyette yaşın artmasıyla fanteziler realistik ve dışa dönük olmaya başlar Kadınların fantezileri daha çok görünüşleri ile ilgilidir Kızların yarısı fantezilerinde kendilerini daha güzel olduklarını, %23’ü daha ince göründüklerini bildirmektedir (Kirkendall ve McBride 1990) Yetişkin kadınlarda da fantezilerin çoğu fiziksel görünüş ile ilgilidir
Cinselliğin Gelişimi Üzerine 4 teori vardır:
1 Kognitif-Gelişimsel Teori
2 Sosyal Öğrenme Teorisi
3 Analitik Teorisi
4 Biyolojik Teori
Analitik teori davranışları iç güçler yönünden açıklarken, bilişsel-gelişimsel teoriler davranışları kişinin bilişsel dünyası ile dış dünyadaki realitenin etkileşimi olarak açıklamakta, öğrenme teorileri uyaran-tepki ilişkisi ile açıklamakta, biyolojik teoriler genetik ve çevresel etkiler üzerinde durmaktadır Bireyleri seksüel olarak birbirinden farklı kılan şeyleri anlamada bu 4 teoride gereklidir
Tekrarlayan davranış serileri öğrenmeye yol açar ve sonrasında iç değişikliğe yol açarKognitif-Gelişimsel Teori: Piaget (1950) egosentrik düşünceden sosyalize olmuş düşünceye doğru öğrenme sürecini izlemiştir Gelişim içsel olarak motive olur ve etkileşim içindedir
Bu, 5 yaş civarında erkek veya kadın bilişsel kendini kategorizasyona yol açar Bu cinsiyet tipine bağlı ilgiler, tutumlar, ve değerler aynı cinsiyetteki ebeveyn dahil kendi benzeri kişilere spontan olarak yönelmeye başlarKognitif-gelişimsel teoriye göre (Kohlberg 1966, Piaget ve Inhelder 1958), çocuk, seksüel şemaların oluşmasıyla ilk önce erkek-kadın ayırımını öğrenir Daha sonra çocuk tanımladığı cinsel rolün belli stereotipi hareketlerini ayırt eder 8 yaş civarında çocuk selektif olarak ebeveynin özelliklerini internalize eder
Teni şeyler bir önceki üzerine kurulurSosyal Öğrenme Teorisi: Sears (Sears ve ark 1957) ve Mischel (1966) sosyal öğrenme teorisi: çocukların sürekli sosyal ortamla ilişki içinde olduğunu, gittikçe başkalarıyla iletişimi arttığı ve sosyalize davranışlardan doyum sağladığı görüşü vardır Ebeveyn cinsiyet tipine bağlı davranışları pekiştirmek amacıyla erkek ve kız bebeklere farklı tepkiler verirler Bu sürekli ilave olan şeyler çocuğun geleceğini şekillendirir Gelişim çocuk ve ebeveynin ilişkisinin niteliğiyle ilişkilidir Okul önceki yıllarda aynı cinsiyetteki ebeveynle özdeşim başlar Daha sonraları erkek ve kız olduklarını ve kendi cinsiyetleri gösteren farklı karakterleri öğrenirler Özdeşim süreci cinsiyet rolü stereotipilerini benimsemeye dayalıdır Öğrenilen rol stereotipileri sonraları güçlü ve saygın yetişkinlerin uygun davranışları ile pekiştirilir
Analitik Teori: Oral Faz, Anal faz, fallik faz, latenci diye psikoseksüel gelişim dönemlerine ayırmıştır Odipus kompleksi üzerinde ayrıntılı durulmuştur
Cinsel rol erkeği kadından ayıran kültürden etkilenen yönü vardır Cinsel Oryantasyon (Yönelim) özellikle cinsiyet yönünden bireysel erotik tercihini tanımlarBiyolojik Teori: Cinsel Kimlik bir cinsiyeti oluşturan bir bireyin birincil tanımıdır Bu üç boyutun birbiriyle uyum içinde olması gerekmez Erkeklik veya kadınlıkta varyasyonlar patoloji için gerekli değildir
Cinsel Kimlik
Dış genitallerin farklılaşması sistemik andrjoenin varlığına veya yokluğuna, daha spesifk olarak testesteronun 5-alfa redükte metaboliti dihidrotestesterona bağlıdırİnsan yavrusu belli bir cinsel kimliğe meyilli olarak doğar, genital ve anotamik olarak belli bir cinsiyeti karşılar haftasından önce gonadlar çıkarılırsa, embriyo dişi olarak gelişecektir Doğumda testesteron seviyeleri erkeklerde yüksektir, öströdiol seviyeleri hem erkek hemde kızda yüksektir Erkek cinsiyet farklılaşmasının ortaya çıkışı fötal gelişimin 6-12haftası sırasında hipotalamus, preoptik bölge ve amigdala üzerine fötal gonodal androjenlerin organize edici etkisiyle başlar Bu durum embriyonun testislerinin varlığına bağlıdır Eğer fötal gelişimin 8 Erkek çocuklarda, testesteron 6 Öströdiol doğumdan sonra çabukca düşeraydan prepubertal döneme kadar azalmaya başlar
Cinsiyet rol, cinsel kimlikle karşılaştırıldığında tipik olarak 4-5 yaşta kristalleşirİnsanlarda cinsel kimliğin gelişimi çevreden birincil olarak etkilenir Ana cinsel kimlik 2 yaş sonlanmadan oturur, 3 yaş sonrasından sonra cinsiyetin yeniden düzenlenmesi ciddi psikolojik bozukluklara yol açar Doğumdan sonra cinsel kimliğine karar verilemediği ambigous genitale durumlarında: genitallerin varlığı ve yeterliliği, beklenen sosyal ve cinsel işlev ve ebeveynin tercihi göz önünde bulundurulmalıdır Ambigous genitalı bir çocuk için kız cinsiyetin seçilmesi, bir cerrah için vajen yapmak, penis yapmaktan çok kolay olduğundan, önemli bir noktadır
Cinsel Rol
Bu özellikler, tipik veya atipik cinsiyet rol davranışlarına katkıda bulunurCinsiyete özgün özelliklerin varlığı ve devamında biyolojik faktörler rol oynar (Gadpaille, 1983) Erkekler hemen hemen her zaman dominanttır Erkek büyük olasılıkla daha büyük olasılıkla kıskanç ve sahiplenicidir Kadınların cinsiyete ait özelliklerinde kadınlar çocukların bakım ve eğitimini isterler
Kadınlarda sözel ve duygusal iletişim yoğunluğu daha fazla iken, erkekler mantık, analitik ve mekansal kavramlar daha gelişmiş olabilirErkek ve kadınlar çevreyi farklı tarzda algılar ve farklı modlarda bilgileri işlerler Kadınların modu ifade edici veya emosyonel iken, erkekler yardımcı ve amaca yöneliktir Bu erkeğin fötal gelişimi ile ilgili olabilir Erkek fetustaki daha yüksek testesteron seviyeleri daha büyük sol hemisferik spesifikasyonlu sağ hemisfer gelişiminde gecikmeye yol açar (Geschwind 1983)
Cinsel Oryantasyon (Yönelim)
Cinsel oryantasyon (yönelim), bir bireyin erkek ve/veya kadına bütün cinsel tepkilerini gösteriri Cinsel oryantasyon 4 komponente sahiptir:
İmagery (hayeller, mastürbasyon fantazileri vas)
b Erotika kullanımı (Magazinler gibi)
c Erotik çekicilik
d Gerçek partner ile yaşantı
Homoseksüalite bir cinsel kimlik bozukluğu değildir, Homoseksüalite genellikle bir oryantasyondur, fakat her zaman değildir
Homoseksüel erkek erişkinler erken çocukluktayken kendilerini diğer aynı cinsiyetteki arkadaşlarından farklı hissettiklerini belirtmektedirler Sıklıkla hanım evladı (Sissy) oluşla suçlandıkları, nispeten sporlara ilgisiz oluşlarıydı Homoseksüel erkeklerin 2/3’ü erken çocukluk dönemlerinde sandy bebek gibi oyuncak seçme, veya karşı cins gibi giyinme gibi cinsiyet atipik davranış öyküsüne sahiptir Üst sosyoekonomik düzeydeki ebeveynler, erkek çocukların penislerini adlandırmaya başladılar fakat kızların cinsel organlarını isimlendirmeden kaçınılmaya devam edildi Kablolu ve uydu televizyonları ile bir çok porno filmleri evlerde seyredilir olmaya başlanmış ve günün her anında bu filmlere ulaşılabilir olunmuştur Verilen bu mesajlar ile ebeveynin verdiği mesajlar arasında doğan bu çelişki çocukların kafalarını karıştırmaktadır Cinsel konuların tehlikeli ve kirli olduğu görüşü vardır (Yates 1978) Yüksek boşanma oranı, yüksek cinsel disfonksiyon oranı, ve tek başına yaşamanın artmış insidansı, bağımsızlığın aşırı vurgulanmasının yansıması olabilir Buna karşın, Kinsey ve arkadaşlarının örneklerinde (1953), erkeklerin %57’si, bayanların %48’i puberte öncesinde cinsel oyunlarını hatırladıkları, ve bunların çoğunun 8-13 yaşları arasında olduğunun bildirmişlerdir Erkek ergenlerin ulaştıkları testesteron seviyeleri kızlarınkinin 8 katıdır (Udry ve ark, 1986) Kızlarda kontrasepsiyon kullanılmaması plansız seks ile ilişkilidir Abortusu tercih eden kızlar: yaşları küçük, okulları iyi, gelecek için planları var ise, iyi eğitimli ebeveyni varsa, dini düşünceleri baskın değilse, gebeliğe karşı olumsuz tavırlı arkadaşları var ise (Hofferth 1987) Hemen hemen bütün kültürlerdir, erkekler kadınlara oranla daha agresif ve büyük olasılıkla birisiyle kavga eder (Piacente, 1986) Lezbiyen kadınlar daha az feminen ve daha az güzel olduklarını belirtmektedir