Sponsorlu Bağlantılar
Yukarıda izahına çalıştığımız gibi, başlangıçtan bu güne muhaddisîn-i izâm’ın gösterdikleri o takdire şâyân cehd, gayret ve hadîs mevzûunda sergiledikleri hassasiyet sayesinde neyin sahih, neyin mevzû’ olduğu apaçık ortaya çıkmış olmasına ve Kur’ân gibi, onun tefsiri, mühim bir buudu ve hikmet-i televvünü olan sünnet de:
«“Şüphesiz, Zikri (Kur’ân’ı) biz indirdik; ve onun koruyucuları da elbette biziz”(Hicr, 15/9)
âyetinin şümulü içine girmekle İlâhî sıyânet altında bugünlere gelmiş bulunmasına rağmen, günümüzde maalesef bu mevzû, müsteşrikler ve onların tesiri altında kalan bazı talihsizlerce tenkid mevzûu haline getirilmiş ve pek çok sahih hadîse ve sünnete dil uzatılır olmuştur Bu sebeple, şimdi biraz da mevzû’ hadîslerden bazılarına temas edecek ve dile dolanan bazı sahih hadîsleri ele alacağız
Mevzû’ Hadîsler
Meselâ, hadîs diye rivayet edilen bir sözde: “Ebû Hanife, ümmetimin kandilidir” denmektedir Vâkıa, Ebû Hanife, ümmet-i Muhammed (sav) için gerçek bir kandil olmuş ve ashâb-ı kiramdan sonra onun ayarında dine hizmet eden pek az kişi çıkmıştır Ama gel gör ki, Allah Rasûlü’nden (sav) böyle bir söz şerefsüdûr olmamıştır Zannediyorum bu, mezhep taassubuyla uydurulmuş bir sözdür
Hadîs diye uydurulan bir diğer söz de: “Beyaz horoz edinin'' dir Horoz, hele beyaz horoz halk tarafından pek sevilir ve kerâmeti vardır, denilir Fakat, hadîs nakkâdı zatlar, bu sözün kezzablar tarafından rivayet edildiğini tespit edip, hadîsle alâkasının olmadığını ortaya koymuşlardır Bu da, her halde horoz ticareti yapan bir yalancının uydurduğu sözdü
Halk arasında yaygın olan bir başka söz daha vardır: “Kendisine iyilikte bulunduğun kişinin şerrinden sakın” Bir defa bu sözün hadîs olamayacağı bir yana, mantığa ve akla uygunluğu da yoktur Eğer, uydurma caiz olsaydı ben: “Şerrinden korktuğun kimseye iyilikte bulun” derdim Çünkü iyilik, insanı yumuşatır ve iyiliği yapana köle eder Nitekim, bu hakikati ifade eden bir sözde: “İnsan, ihsânın kölesidir” denmiştir Diğeri ise, Efendimiz’e (sav) isnadı mümkün olmayan korkunç bir yalandır
Yukarıdaki sözün akla ve mantığa uygun olmadığından da bahsetmiştim Evet İslâm, aklîdir, mantıkîdir; ancak onun aklî ve mantıkî olması ile akla ve mantığa dayanması farklı şeylerdir İslâm, insanüstü bir hakikattir Bu hakikat, Allah ve Rasûlü’nün tayin ve tespit ettiği şeydir İnsana düşen, bu hakikati bulmaktır; yoksa tek tek her akıl, hiçbir zaman hakikatin kaynağı olamaz Hakikat bu iken, bugün maalesef bir kısım ilim mahfillerinde bu husus da ayrı bir mecraya çekilerek sû-i istimal edilmek istenmektedir Mesela: “Bendendir diye bir söz naklettiğinizde, onu kendi aranızda müzakere edin Eğer o söz hakka muvafıksa, tasdik edin ve dininize bir esas olarak kullanın Ben, onu konuşmuş olayım olmayayım, farketmez; yeter ki, söz hakka muvafık olsun” Bu söz, kesinlikle hadîs değildir ve olamaz da Çünkü, yukarıda ifade ettiğimiz gibi, hakkı tayin ve tesbit eden Allah ve Rasûlü’dür; yoksa, kişilerin ölçü ve değerlendirmeleri, Rasûlullah’ın sözleri için asla kıstas olamaz Tam aksine, insanlar, kendi söz ve davranışlarını Rasûlullah’ın sünnetine, yani söz ve davranışlarına uydurmak mecburiyetindedirler
Bunun gibi hadîs diye uydurulmuş bir diğer söz de: “Ben,adil bir melik zamanında doğdum”ifadesidir Bu, bizim “Nûşirevan”, İranlılar’ın ise “Enûşirvan” dedikleri kişiyi yüceltmek için uydurulmuş bir sözdür Allah Rasûlü’nün, bir başkasının kazandıracağı şerefe aslâ ihtiyacı yoktur; bilakis, Allah Rasûlü (sav), zamana ve mekâna şeref getirmiştir Zamana ve mekâna şeref verdiği zamanda âdil bir hükümdarın yaşamış olması, O’nun şerefine şeref katmaz; zaman ve mekânın etekleri, O’nun dünyaya teşrifleriyle şerefle dolmuştur
Akıl ve mantığa çok ters düşmemekle birlikte halk arasında çok meşhur olmuş, kitaplarda görüp, minberlerden dinlediğiniz, hadîs diye rivayet edilen bir başka söz de: “Temizlik imandandır” ifadesidir Bu sözün manâsı doğrudur ama, böyle bir söz, asla ve kat’a Rasûlullah’tan sâdır olmamıştır “Manâsı doğrudur” dedim; çünkü sahih hadîste Allah Rasûlü (sav): “Tuhûr, (yani, maddî temizlik ve tevbe, istiğfar, münâcât, murâkabe, muhasebe ve ubûdiyetle gerçekleştirilecek manevî temizlik) imanın yarısıdır, ‘elhamdülillâh da, mizanı doldurur” buyurmuştur
Bir diğer aldatan söz de: “Akikten yüzük takının” Allah Rasûlü’nden böyle bir söz sadır olmuş değildir Şu kadar ki, Âişe Validemiz’den rivayet edilen: Akik’te çadır kurun” hadîsi vardır Akik, Medine’den ayrılıp da Mekke’ye giderken kendisine uğra-nılan bir vadinin adıdır İlk dönemlerde yazıda nokta kullanılmadığından, olmuş ve Akik, akik taşı ile karıştırılmış ve ortaya hadîs diye uydurma bir söz çıkmıştır Bir de bunun sonuna: “çünkü o, fakirliği giderir”yalanı eklenmiştir
“Güzel yüze bakmak, ibadettir” sözü de, hadîs diye uydurulmuş sözlerdendir “Güzele bakmak sevaptır” şeklinde, Türk halkının ağzında çok yaygındır Halbuki bu söz, bir dalâlettir, bir sapıklıktır
Bunun gibi, yukarıda geçtiği üzere: “İlim, Çin’de de olsa taleb edin” sözü de,günümüzde ilim adına yeni bir şeyler söylemek ve İslâm’ın ilme verdiği değeri güya ortaya koyma adına ne kadar söylenirse söylensin yalandır, uydurmadır ve asla hadîs değildir İlme ait Kur’ân’da ve hadîste o kadar senâ, terğip ve teşvik vardır ki, kâhinlerin secalarına benzeyen böylesi sözlere ihtiyaç yoktur Meselâ, Kur’ân-ı Kerim’de:
“Kullarından ancak âlim olanlar Allah’tan haşyet duyar” (Fâtır,35/28)
buyrulmuştur; yine Kur’ân-ı Kerim’de: “
De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 39/9)
âyeti vardır Ayrıca sahih hadîste: “Melekler razı olmalarından dolayı ilim taleb edenlerin (ayaklarının altına) kanatlarını gererler” buyrulmuştur Böyle onlarca âyet ve hadîs varken, hadîs diye uydurulmuş sözlere hiç ihtiyaç yoktur
«“Şüphesiz, Zikri (Kur’ân’ı) biz indirdik; ve onun koruyucuları da elbette biziz”(Hicr, 15/9)
âyetinin şümulü içine girmekle İlâhî sıyânet altında bugünlere gelmiş bulunmasına rağmen, günümüzde maalesef bu mevzû, müsteşrikler ve onların tesiri altında kalan bazı talihsizlerce tenkid mevzûu haline getirilmiş ve pek çok sahih hadîse ve sünnete dil uzatılır olmuştur Bu sebeple, şimdi biraz da mevzû’ hadîslerden bazılarına temas edecek ve dile dolanan bazı sahih hadîsleri ele alacağız
Mevzû’ Hadîsler
Meselâ, hadîs diye rivayet edilen bir sözde: “Ebû Hanife, ümmetimin kandilidir” denmektedir Vâkıa, Ebû Hanife, ümmet-i Muhammed (sav) için gerçek bir kandil olmuş ve ashâb-ı kiramdan sonra onun ayarında dine hizmet eden pek az kişi çıkmıştır Ama gel gör ki, Allah Rasûlü’nden (sav) böyle bir söz şerefsüdûr olmamıştır Zannediyorum bu, mezhep taassubuyla uydurulmuş bir sözdür
Hadîs diye uydurulan bir diğer söz de: “Beyaz horoz edinin'' dir Horoz, hele beyaz horoz halk tarafından pek sevilir ve kerâmeti vardır, denilir Fakat, hadîs nakkâdı zatlar, bu sözün kezzablar tarafından rivayet edildiğini tespit edip, hadîsle alâkasının olmadığını ortaya koymuşlardır Bu da, her halde horoz ticareti yapan bir yalancının uydurduğu sözdü
Halk arasında yaygın olan bir başka söz daha vardır: “Kendisine iyilikte bulunduğun kişinin şerrinden sakın” Bir defa bu sözün hadîs olamayacağı bir yana, mantığa ve akla uygunluğu da yoktur Eğer, uydurma caiz olsaydı ben: “Şerrinden korktuğun kimseye iyilikte bulun” derdim Çünkü iyilik, insanı yumuşatır ve iyiliği yapana köle eder Nitekim, bu hakikati ifade eden bir sözde: “İnsan, ihsânın kölesidir” denmiştir Diğeri ise, Efendimiz’e (sav) isnadı mümkün olmayan korkunç bir yalandır
Yukarıdaki sözün akla ve mantığa uygun olmadığından da bahsetmiştim Evet İslâm, aklîdir, mantıkîdir; ancak onun aklî ve mantıkî olması ile akla ve mantığa dayanması farklı şeylerdir İslâm, insanüstü bir hakikattir Bu hakikat, Allah ve Rasûlü’nün tayin ve tespit ettiği şeydir İnsana düşen, bu hakikati bulmaktır; yoksa tek tek her akıl, hiçbir zaman hakikatin kaynağı olamaz Hakikat bu iken, bugün maalesef bir kısım ilim mahfillerinde bu husus da ayrı bir mecraya çekilerek sû-i istimal edilmek istenmektedir Mesela: “Bendendir diye bir söz naklettiğinizde, onu kendi aranızda müzakere edin Eğer o söz hakka muvafıksa, tasdik edin ve dininize bir esas olarak kullanın Ben, onu konuşmuş olayım olmayayım, farketmez; yeter ki, söz hakka muvafık olsun” Bu söz, kesinlikle hadîs değildir ve olamaz da Çünkü, yukarıda ifade ettiğimiz gibi, hakkı tayin ve tesbit eden Allah ve Rasûlü’dür; yoksa, kişilerin ölçü ve değerlendirmeleri, Rasûlullah’ın sözleri için asla kıstas olamaz Tam aksine, insanlar, kendi söz ve davranışlarını Rasûlullah’ın sünnetine, yani söz ve davranışlarına uydurmak mecburiyetindedirler
Bunun gibi hadîs diye uydurulmuş bir diğer söz de: “Ben,adil bir melik zamanında doğdum”ifadesidir Bu, bizim “Nûşirevan”, İranlılar’ın ise “Enûşirvan” dedikleri kişiyi yüceltmek için uydurulmuş bir sözdür Allah Rasûlü’nün, bir başkasının kazandıracağı şerefe aslâ ihtiyacı yoktur; bilakis, Allah Rasûlü (sav), zamana ve mekâna şeref getirmiştir Zamana ve mekâna şeref verdiği zamanda âdil bir hükümdarın yaşamış olması, O’nun şerefine şeref katmaz; zaman ve mekânın etekleri, O’nun dünyaya teşrifleriyle şerefle dolmuştur
Akıl ve mantığa çok ters düşmemekle birlikte halk arasında çok meşhur olmuş, kitaplarda görüp, minberlerden dinlediğiniz, hadîs diye rivayet edilen bir başka söz de: “Temizlik imandandır” ifadesidir Bu sözün manâsı doğrudur ama, böyle bir söz, asla ve kat’a Rasûlullah’tan sâdır olmamıştır “Manâsı doğrudur” dedim; çünkü sahih hadîste Allah Rasûlü (sav): “Tuhûr, (yani, maddî temizlik ve tevbe, istiğfar, münâcât, murâkabe, muhasebe ve ubûdiyetle gerçekleştirilecek manevî temizlik) imanın yarısıdır, ‘elhamdülillâh da, mizanı doldurur” buyurmuştur
Bir diğer aldatan söz de: “Akikten yüzük takının” Allah Rasûlü’nden böyle bir söz sadır olmuş değildir Şu kadar ki, Âişe Validemiz’den rivayet edilen: Akik’te çadır kurun” hadîsi vardır Akik, Medine’den ayrılıp da Mekke’ye giderken kendisine uğra-nılan bir vadinin adıdır İlk dönemlerde yazıda nokta kullanılmadığından, olmuş ve Akik, akik taşı ile karıştırılmış ve ortaya hadîs diye uydurma bir söz çıkmıştır Bir de bunun sonuna: “çünkü o, fakirliği giderir”yalanı eklenmiştir
“Güzel yüze bakmak, ibadettir” sözü de, hadîs diye uydurulmuş sözlerdendir “Güzele bakmak sevaptır” şeklinde, Türk halkının ağzında çok yaygındır Halbuki bu söz, bir dalâlettir, bir sapıklıktır
Bunun gibi, yukarıda geçtiği üzere: “İlim, Çin’de de olsa taleb edin” sözü de,günümüzde ilim adına yeni bir şeyler söylemek ve İslâm’ın ilme verdiği değeri güya ortaya koyma adına ne kadar söylenirse söylensin yalandır, uydurmadır ve asla hadîs değildir İlme ait Kur’ân’da ve hadîste o kadar senâ, terğip ve teşvik vardır ki, kâhinlerin secalarına benzeyen böylesi sözlere ihtiyaç yoktur Meselâ, Kur’ân-ı Kerim’de:
“Kullarından ancak âlim olanlar Allah’tan haşyet duyar” (Fâtır,35/28)
buyrulmuştur; yine Kur’ân-ı Kerim’de: “
De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 39/9)
âyeti vardır Ayrıca sahih hadîste: “Melekler razı olmalarından dolayı ilim taleb edenlerin (ayaklarının altına) kanatlarını gererler” buyrulmuştur Böyle onlarca âyet ve hadîs varken, hadîs diye uydurulmuş sözlere hiç ihtiyaç yoktur
Son düzenleyen: Moderatör: