Tiyatronun Türleri - Tiyatronun Çeşitleri Nelerdir - Dram, Trajedi, Komedi

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
TİYATRO TÜRLERİ
Tiyatro için, konusuna ve sahnede sunuluş biçimine göre trajedi, komedi, dram, monolog ve müzikli tiyatrolar (opera, operet, opera komik, vodvil, bale) gibi özel adlandırmalar da kullanılır. Burada, aslında çağdaş tiyatro konu edilmektedir.

I- Klasik Tiyatro

Klasik Tiyatro Türleri




1- TRAJEDİ (TRAGEDYA)

Yaşamın acıklı yönlerini, kendine özgü kurallarla, sahnede yansıtmak; ahlak, erdem örneği göstermek için yazılmış manzum (şiir şeklinde olan) tiyatro eserine“trajedi (tragedya)” denir.

Antik (eski) Yunan’da Bağ Bozumu Tanrısı “Dionysos” adına yapılan törenlerde temsiller önceleri korolar tarafından verilmiştir. Korodaki kişiler değişik hayvanların maskeleriyle sahneye çıkıyorlardı. Bu maskeli oyunculara “satir” deniyordu. Koro oyuncuları, tanrı Dionysos’un muhafızları olan keçi ayaklı satirlerin kılığına girmek için teke derileri giyiyorlardı. “Trogoi” denilen bu deriler yüzünden bu oyun türüne “keçi şarkısı” anlamına gelen “tragedia” adı verilmiştir.

Daha sonra “Thespis (Tespis, MÖ. 6. yüzyıl)” adındaki bir kişi, koronun karşısına bir aktör çıkarmıştır. Böylece monolog halindeki törenler söyleşmeli tiyatrolar haline gelmiştir. Bu oyunlarda zamanla oyuncu sayısı artmıştır. Bu oyunlarda başka tanrıların da hayatları ve maceraları temsil edilmeye başlanmıştır.

Yunan trajedileri, 15–20 bin kişilik büyük tiyatro binalarında temsil edilirdi. Bu trajediler bugünkü literatürde perdenin karşılığı olan “epizot” adı verilen bölümlere ayrılırdı.

Epizotların değişmesi koronun araya girerek şarkı söylemesiyle belli edilirdi. Uzun süren temsiller aralıksız olurdu. Oyuncular seyirciler tarafından kolay fark edilmek için ön ve arka yüzüne biri ağlayan diğeri gülen iki çeşit maske takarak sahneye çıkardı.

Trajedi, seyircide korku ve acıma hisleri uyandıracak onu kötü duygulardan arındırmayı, iyi davranışlara yönlendirmeyi yani ona ders vermeyi amaçlar.

Trajedilerde işlenen trajik olay, iki yüksek değer arasındaki çelişkiyi yaşayan insanın durumundan doğar.

Trajedi, olayları acıklı yönleriyle verir; seyircide merak ve endişe uyandırır. İnsanların ruhsal zayıflıklarını kin, nefret, intikam, ihtiras ve kuvvetli yönlerini karşı karşıya getirir. Toplumun aristokrat kesimine hitap eder.

Hükümdarlar, soylular, tanrılar trajedinin temel kahramanlarıdır. Eser genelde bir faciayı canlandırır. Sonu genelde ölümle biter.

17. yüzyıl Fransız sanatçıları trajedinin kurallarını kesinleştirmişlerdir. Bu sanatçılar üç birlik kuralını benimsemişler, koroyu kaldırmışlar ve trajedileri beş perdelik oyunlar haline getirmişlerdir.

Trajedi Batı toplumunun seçkin ve soylulardan oluşan tabakasına hitap eder. Bu bağlamda trajedinin çok kesin kuralları vardır. Klasik trajedide bu kurallara sıkı sıkıya uyulmuştur.


Trajedinin temel özellikleri:


  • Amaç seyirciye erdemli davranışları yücelterek ahlak dersi vermektir. Bu amaçtan asla taviz verilmez. Konularını tarihten ve mitolojiden alır. 17. yüzyıla kadar yazılan trajedilerde konular Yunan ve Latin mitolojisinden alınmıştır. 17. yüzyıldan sonra Latin, İspanyol ve Osmanlı tarihinden de konular alınmış ve bu yüzyıldan sonra artık klasik tragedya yazılmamıştır.
  • Kahramanları konuya bağlı olarak krallar, kraliçeler, saray eşrafı gibi soylu kimseler veya mitolojideki tanrılar, tanrıçalar ve yarı tanrılardır. Trajedide sıradan insanlara, insan müsveddesi olarak nitelenen basit kişilere yer verilmez. Tarihsel kahramanlar trajedilerde karşımıza çıkabilir.
  • Üslubu sanatlıdır, işlenmiş, kusursuz ve seçkin bir dil kullanılır, ağır bir anlatımı vardır. Bu nedenle trajedilerde kaba sayılan sözlere, küfürlü ifadelere, argolara hiç rastlanmaz.
  • Manzum olarak (şiir şeklinde) yazılır.
  • Kavga, vurma, yaralama, öldürme, intihar gibi seyircinin kötü olarak göreceği, kaba bulacağı çirkin olaylar sahnede seyircinin gözü önünde canlandırılmaz. Oyunun içinde bu tür bölümler varsa bu bölümler sahne arkasından gelen yani kulisten gelen konuşmalarla canlandırılır. Seyirci ne olduğunu seslerden anlar ancak kötü sayılan olayı görmez.
  • Beş perdeden oluşur. Bir oyunun her bir bölümüne perde denir. Eser ara vermeden oynanır. Koro, perde görevi görür. Bölümler arasındaki geçiş, koronun araya girmesiyle sağlanır.
  • Birbiri arkasından sürüp giden “diyalog” ve “koro” bölümlerinden oluşur. Eserin dramatik bölümlerini diyaloglar oluşturur. Korolar ise şarkı ve dansla söylenen lirik bölümlerdir. Koro, kentin yaşlılarından ya da kadınlardan oluşur. Diyalog bölümündeki kişiler nasıl soyluysa veya doğaüstü niteliklere sahipse korodakiler de iyilik, kötülük, ahlak, din gibi konularda halkın görüşlerini yansıtan kimselerdir.
  • Üç birlik kuralına uyulur. Trajedide olayın bir günlük zaman dilimi içinde geçmesi ilkesi nedeniyle oyun yazarları sahnede canlandırılacak bölümü genellikle olayın sonundan seçerler. Olayın başlangıç bölümü ise sahnede bulunan koro tarafından toplu olarak şiir şeklinde söylenir.
  • Bu özellikleri içeren trajedi eserleri MÖ. 6. yüzyılda eski Yunan’da verilmiştir. Ancak 17. yüzyılda Fransa’da Klasisizm akımının etkisiyle bu türün niteliklerini içeren eserler verilmiştir.
  • Günümüzde, trajediye benzeyen tiyatro çeşidi "melodram”dır. “Melodram”; cinayet, hıyanet, felaket gibi ürkütücü, üzücü konulara ve beklenmedik olaylara yer vererek sonu ibretle bağlanan tiyatro eseridir.

Trajedi türünde eser vermiş en ünlü sanatçılar:


  • Trajedinin kurucusu Yunanlı Thespis'tir. (Kaynaklarda “Tepsis” olarak da geçer.)
Eski Yunan’da


  • Aiskhylos (Ayklos, MÖ. 6. yüzyıl)
  • Euripides (Öripides, MÖ. 5. yüzyıl)
  • Sophokles (Sofokles, MÖ. 5. yüzyıl)
  • Ennius (Enius, M.Ö. 3. yüzyıl)
Klasik Fransız edebiyatında


  • Corneille (Korneyl, M.S. 17. yüzyıl)
  • Racine (Rasin, M.S. 17. yüzyıl)
2- KOMEDİ

İnsanları güldürerek, eğlendirerek düşündürmeyi ve eğitmeyi amaçlayan tiyatro türüne “komedi (komedya)” denir. Komedya bireysel ve toplumsal aksaklıkları sergilerken güldürmeyi ve düşündürmeyi amaçlar.
Komedi aynı trajedide olduğu gibi Eski Yunan’da Bağ Bozumu Tanrısı Dionysos adına yapılan törenlerinden doğmuştur. Sicilya’da yapılan bu törenlerde “komos” adı verilen eğlence alayları kurulurdu. Değişik kılıklara giren halk “flüt” çalan birinin arkasında türlü taşkınlıklar yaparak sokaklarda, kırlarda dolaşırdı. İnsanlar aşırı alkolün de etkisiyle birbirlerine sataşır, şakalar yaparlardı.
Zaman içinde bu kaba saba sözler, şakalar bir düzene kondu ve bunlara “fars” adı verildi.
Daha sonra ise farsların etkisiyle sanat değeri taşiyan komediler yazıldı. Komedi terimi “cümbüş, alay” anlamına gelen “komos” sözcüğü ile “ezgi” anlamına gelen “ode” sözcüğünün birleşmesinden doğmuştur.
Bu tiyatro türünde, her gülünç şeyin altında ders alınacak acı bir gerçeğin olduğuna inanılır. Komedi türü tiyatrolar ise 17. yüzyıldan sonra yazılmaya başlanmıştır. İnsanların gülünç tarafları mizahi bir şekilde sahnede canlandırılır.

Aristoteles, komediyi “Poetika” adlı eserinde: “Komedi” ortalamadan daha aşağı, kötü olan karakterin taklididir. Bununla birlikte komedi, her kötü olanı taklit etmez; tersine gülünç olanı taklit eder. Bu ise soylu olmayanın bir bölümüdür. Çünkü gülünç olanın özü soylu olmayışa ve kusura dayanır.” sözleriyle açıklamıştır.

Kusuru ve gülünçlüğü toplumsal tabakanın en altında yer alan insanlara layık gören bir anlayışın ürünü olan komedide bu insanların zayıf yönleri olan korkaklık, riyakârlık, cimrilik, dalkavukluk, sinsilik gibi acayiplikleri seyirciyi güldürecek şekilde sahnede canlandırılır.
Komedya seyirciyi ahlak dışı eğilimler, kötü huylar, hatalı davranışlar, bozulmuş kurumlar üzerinde düşündürmeyi amaçlar. Böylece seyircinin bu gibi durumlara düşmemesi öğütlenir.
Trajedi genelde yüksek tabakanın eğlencesi olurken, halk kendi eğlencelerinden çıkan komedyayı daha çok sevmiştir.
Yunan tiyatrosunda komedyalar manzum olarak yani şiir şeklinde yazılmıştır. 17. yüzyıldan sonra ise mensur yani düzyazı şeklinde yazılan komediler ortaya çıkmıştır.

Komedinin temel özellikleri:
Komedi türü, trajedi türünün tamamen zıddı özelliklere sahiptir. Batı toplumlarında, soylular dışındaki sıradan halk tabakasına hitap eder. Şimdi komedinin temel özelliklerini sıralayalım:


  • Amacı seyirciyi güldürme yoluyla düşündürme ve doğru yola yöneltmedir.
  • Konusunu günlük hayattan, sosyal olaylardan, sıradan insanların birbirleriyle olan ilişkilerinden alır.
  • Kahramanları konuya bağlı olarak sıradan insanlar toplumun alt tabakasında bulunan eğitimsiz veya sonradan görme olarak nitelenebilecek kişilerdir. Komedide soylu kişilere, mitolojik kahramanlara yer verilmez.
  • Üslubu özenli değildir, üslupta kusursuzluk aranmaz. Halk arasında kullanılan, herkesin anlayabileceği bir dil kullanılır. Bu nedenle komedilerde kaba sayılan sözlere, şakalara, argolara hatta küfürlü ifadelere rastlanabilir.
  • Manzum olarak (şiir şeklinde) yazılır. Ancak 17. yüzyıldan itibaren bazı komediler nesirle (düzyazı şeklinde) yazılmaya başlanmıştır.
  • Vurma, yaralama, kan akıtma, öldürme, intihar gibi çirkin olaylar sahnede seyircinin gözü önünde canlandırılır.
  • Beş perdelik oyunlardır. Ancak birbiri arkasından sürüp giden “diyalog” ve “koro” bölümlerinden oluşur. Eser ara vermeden oynanır, perde arası yoktur.
  • Üç birlik kuralına uyulur. Ancak komedilerde daha sonları üç birlik kuralından vazgeçilmiştir. Klasik komedinin bu katı kuralı günümüzde modern tiyatrolarda uygulanmamaktadır. Komedideki bu değişim, Rönesans’tan beri devam etmektedir.


KOMEDİ TÜRLERİ

Komedi tiyatro türü, konularına göre kendi içinde üçe ayrılır.
a. Karakter Komedisi:


  • İnsan karakterinin gülünç ve eksik yönlerini, toplumun değer yargılarıyla çatışan aksak ve zayıf yanlarını anlatan komedilere “karakter komedyası” denir.
  • Moliere’in “Cimri”, Shakspeare’in “Venedik Taciri” adlı eserleri karakter komedisine örnek olarak gösterilebilir.

b. Töre Komedisi:


  • Toplumun gelenek ve göreneklerinden kaynaklanan gülünçlükleri anlatan komedilere “töre komedyası” denir.
  • Moliere’in “Gülünç Kibarlar”, “Bilgiç Kadınlar” Beamarchais’in “Sevil Berberi”, “Figaro’nun Düğünü”; Gogol’un “Müfettiş”; Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” adlı eserleri töre komedisine örnek olarak gösterilebilir.

c. Entrika Komedisi:
Olayların, seyircilerin merakını kamçılayacak, onları şaşırtıp güldürecek biçimde anlatıldığı komedilere “entrika komedyası” denir. Entrika komedilerine “vodvil” de denmektedir.

Bu türde temel amaç güldürmektir. Eleştirel bir yaklaşım ya da düşündürme söz konusu değildir.

Moliere’in “Scapin’in Dolapları”, “Zoraki Hekim”; Shakspeare’in “Yanlışlıklar Komedisi” adlı eserleri entrika komedisine örnek gösterilebilir.

Komedi türünde eser vermiş en ünlü sanatçılar:

Eski Yunan’da



  • Aristophanes (Aristofanes, MÖ. 5. yüzyıl)
  • Menandros (MÖ. 4. yüzyıl)
  • Terentius (MÖ. 3. yüzyıl)
Latin tiyatrosunda


  • Plautus (Platus, MÖ. 3. yüzyıl)
Klasik Fransız edebiyatında


  • Moliere (Molyer, M.S. 17. yüzyıl)
3- DRAM

Hem komik hem de acıklı olayları günlük hayatta olduğu gibi iç içe anlatan tiyatro türüne “dram” denir. Dram, trajedinin sıkı kurallarını yıkmak amacıyla trajediye bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Komediler, hayatın yalnız gülünç; trajediler ise yalnız acıklı yönlerini konu edinmiştir. Oysa hayat; acılarıyla, sevinçleriyle bir bütündür.
19. yüzyılda hayatı bir bütün olarak ele alan bu anlayış Fransa’da dram türünü ortaya çıkarmıştır. Böylece dram sayesinde artık sahnede hayatın hem acıklı hem de gülünç yanları birlikte işlenmeye başlanmıştır.
Dramlar nazım ve nesir olarak yazılabilir. Manzum olanlar, yani şiir şeklinde yazılanlar daha çok operalarda kullanılmıştır.
Dram türünün ilk örneklerini Rönesans’ın yetiştirdiği büyük İngiliz sanatçı Shakspeare (Şekspir) 16. yüzyılda vermiştir. İspanyol sanatçı Lope de Vega da bu türün öncülerindendir. Shakspeare, klasik tiyatronun zaman ve yer birliği kuralını yıkmıştır. Sanatçının şiiri ve düzyazıyı iç içe kullanarak yazdığı oyunlar önce Alman, sonra da Fransız romantiklerini etkilemiş, böylece de dramın temelleri atılmıştır.
Ancak dram türünün kurallarını belirleyen ve ona karakteristik özelliklerini kazandıran Fransız sanatçı Victor Hugo olmuştur.
Hugo, “Cromwel (Kromvel)” adlı eserinde dramın özelliklerini: “Dramın özelliği gerçektir. Gerçek yaratılışta yaşamda olduğu gibi dramda da karşılaşan iki tipin; yüce ile gülüncün birleşmesinden doğar. Doğada olan her şey sanatta da vardır.” sözleriyle açıklamıştır.
Dram, tiyatronun evrimleşerek ulaştığı modern biçimidir. Trajedi ve komedinin özelliklerini karma olarak içerir. Dramda insan hayatının keder, ümit, neşe, şüphe, komiklikler gibi birçok yönleri sahnede canlandırılır.
Dramda klasik tiyatroda yasak olan garip, hayali, sosyal, tarihi ve milli unsurlara bol bol yer verilmiştir. Bu bakımdan dram, klasik tiyatronun sonu ve yeni tiyatro akımlarının başlangıcı olmuştur.
Günümüzde dram hiçbir kurala bağlı değildir. Bu terim artık, konusunu hayattan alan bütün tiyatro eserleri için kullanılmaktadır. “Piyes, melodram, trajikomik, fantezi pastoral, feeri” dramın türleri arasında gösterilebilir.

Dramın temel özellikleri:


  • Dram türü, komedi ve trajedinin karma şekli gibidir.
  • Konusunu günlük hayattan veya tarihin herhangi bir döneminden alır. Klasik trajedi ve komedideki Eski Yunan mitolojisine yönelik değerler yerine ulusal değerlere yönelme görülür. Konular daha çok Orta Çağ Avrupa’sından alınmıştır.
  • Hem acıklı hem de komik olaylar aynı oyun içinde bulunur.
  • Kahramanlar hem soylu kişilerden hem sıradan insanlar arasından seçilir.
  • Şiir ve düzyazı karışık şekilde bulunur.
  • Her türlü olay seyircinin gözü önünde canlandırılır.
  • Perde sayısı yazarın isteğine göre değişir.
  • Yalın, anlaşılır ve halkın konuştuğu dil kullanılır.
  • Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur. Dramı, trajedi ve komediden ayıran önemli özelliktir bu.

Dram türünde eser vermiş en ünlü sanatçılar:

İngiliz Edebiyatı:


  • William Shakespeare (1564–1616)
İspanyol Edebiyatı:


  • Lope de Vega (1562–1635)
Alman Edebiyatı:


  • Herder (1744–1803)
  • Schiller (1759 – 1805)
  • Goethe (1749–1832)
Fransız Edebiyatı:


  • Victor Hugo (1802–1885)
 
Üst