Risalet Sohbetinin Tesirinden Dolayı Sahabeler Geçilemezler

Dine

Özel Üye
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Risalet Sohbetinin Tesirinden Dolayı Sahabeler Geçilemezler

Evet, Rasulüllahın kendileri ile sohbet etmesi noktasından onlara yetişilemez Çünkü Rasulullahın (SAV) nübüvvet sohbeti, nebi olmayan hiç kimsede bulunmayan bir özellik taşır Rasulüllahın sohbeti bir iksirdir Bir dakika o sohbeti dinleyen ona mazhar olan bir kimse, o iksirle değişir ( Bk Tefsîrul-Kurânil-Azîm, IV, 305; Hayatus-Sahâbe III, 141, 279, 281, 282 (Nitekim Rasulüllah (SAV) iyi kimseyi misk satana benzetmiş, kişinin dostunun dini üzerinde olduğunu belirtmiştir Sahabeler onun dostu, Nübüvvet miskinden koklanan, onun sohbeti ile iksirlenen kimselerdir) Ayrıca bk Cevâhirul-Buhari s 231; Şerhul-Akidetit-Tahâviye II, 691-692; Rasulüllahla sohbet imtiyazının, ilk sahabeleri bile diğerlerinden öne çıkardığı belirtilmektedir Çünkü bu hususta ilkler ikincilerle müşterek değillerdir Hiç Onun sohbetinde bulunmayanların durumu ise daha açıktır) sahabe olmak, sohbet, arkadaşlık dostluk, mülazemet, itaat gibi manalara gelir el-Kâmûsul-Muhit, I, 93; es-Savâikul-Muhrika s 212; Şerhul-Makâsıd, V, 319) Sahabeleşir Kömürken elmas olur Senelerce seyr-u sülûkla kazanılacak hakikat nurlarına mazhar olur Nübüvvet Güneşinin nuru ile renklenir Çünkü her sohbette renk vurucu bir özellik vardır Rasulüllahın talebeleri olan sahabelerine, manevi rütbe bakımından, velayeti ve Peygamberliği ciheti ile, peygamberlerin en büyüğünün manevi boyası vurulmuştur Bu cihetten o manevi boya, o tarzda ve o özellikte risalet asrından sonra vurulamaz Daha sonra gelenler mümin ve Müslüman da olsalar o özellikte olamazlar (İbn-i Abbas (ra) onların-peygamberle birlikte bir saati sizden birinizin kırk yılından hayırlıdır der bk Şerhul-Akidetit-Tahâviye II, 693) O özellikle kazanılan fazilette onlara yetişemezler

Ayrıca Rasulullahın sohbeti onların kalp aynalarında aksetmiş, O Güneş, perdesiz onlara, onların kalplerine, manevi latîfelerine sirayet etmiştir Burada ilki yansıyan, ikincisi kendisinde yansıma tezahür eden iki taraf vardır Yansıyanın özellikleri mazhar ve aynalarına geçmiştir O Şems-i Risaletle onlar da bir nevi güneşleşmişler, peygamberlik güneşinin ışıklandırması ile aydınlanan yıldızlar, hakikat ışıkları haline gelmişlerdir Bu mazhariyetle, ayinedarlıkla, ona yüzünü dönüp tabi olmakla, Nübüvvetin en büyük nuru ile, sahabeler en büyük mertebelere çıkmışlardır

Şimdi büyük bir sultanla bir şahı düşünelim Sultanın bir memuru, bir hizmetkârı ona tabi olmakla, ona bağlanıp ve itaatle onun vasıtası ile, şâhın çıkamadığı mertebelere çıkar Sahabeler, Sultan-ı Levlâkın memurları ve hizmetkârlarıdırlar Ona ittiba ile nübuvvet güneşine intisabla en büyük mertebelere çıkmışlardır İşte bu sırdan dolayı en büyük veliler sahabe derecesine çıkamazlar Çünkü sahabeler Nübüvvet nuru ile Rasulullahla bizzat sohbet etmişlerdir Ona mazhar olmuş, bizzat vasıtasız ona tabi olmuşlardır

Rasulüllahın vefatından sonra, Celaleddin Suyûti gibi bazıları uyanık halde Rasulüllahı görmüşler, onunla konuşmuşlardır Fakat bu konuşmaları nübüvvet itibarıyla değil, velayet-i ahmediye cihetiyledir Rasulüllah onlara velayeti ciheti ile temessül etmiş, görünmüştür Çünkü Rasulüllahın ölümü ile vahiy bitmiş Nübüvvet sona ermiştir Ölümün sonra onu Nübüvvetle görmek, sahabe olmak mümkün değildir Şu halde Nübüvvetin derecesi velayetin derecesinden ne kadar yüksekse, bir nebi ile sohbet ile, bir veli ile sohbet arasında da o kadar fark vardır

Peygamberlik sohbetinin nasıl bir iksîr olduğu şöylece de anlaşılır: Kendi kızını, küçük yaşta, suçsuz, bizzat elleri ile toprağa gömebilecek bir vahşilik, barbarlık içindeki adam, gelip Rasulüllahla bir saat görüştükten sonra sanki yepyeni ve bambaşka bir insan olur, karıncaya ayağını basamaz hale gelirdi Bu derece merhametsizlikten bu derece şefkati çıkaran Nübüvvet sohbetinin gücünden başka birşey değildir Yine cahil, vahşi, merhametsiz bir insan Rasulüllahla bir zaman görüşür, sohbetine mazhar olur, sonra uzak diyarlara gidip, herkese hakikat rehberliği yapabilirdi



Murat Sarıcık (ProfDr)
 
Üst