Risale-i Nur Külliyatı Hakkında Bilgi

#1
Sponsorlu Bağlantılar
RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI, dili ve muhtevasıyla olduğu kadar, telif tarzı ve tertibiyle de orijinal bir eserdir. Ekseriyetle dağlarda, kırlarda, yahut zindanların amansız şartları altında telif edilen bu eser, telif şartlarından hiç beklenmeyecek bir şekilde, en ağır, en derin, en muğlâk ilmî meseleleri incelemekte, en çetin soruları ele almakta, yüzyıllar boyunca tartışma konusu teşkil edegelmiş problemler için çözümler ortaya koymakta, çağın tereddütlerine cevap getirmekte, üstelik bütün bunları, tamamen kendisine has bir üslûp ve metod içerisinde gerçekleştirmektedir.
Risale-i Nur, yaygın bir şekilde, “çağdaş bir tefsir” olarak tarif edilegelmiştir. Doğrudan doğruya Kur’ân’a dayanması ve bilhassa imana dair bir kısım âyet-i kerimeleri geniş şekilde açıklaması sebebiyle, bu tarif bir hakikati aksettirmektedir. Ancak, gerek tertip itibarıyla, gerekse açıklama tarzıyla Risale-i Nur alışılagelen tefsirlerden ayrıldığı gibi, Külliyatın bazı parçaları (On Dokuzuncu Mektup, Yirmi Dokuzuncu Lem’a, On Dokuzuncu Söz, umumiyetle lâhikalar ve müdafaalar gibi) daha başka ilim dalları içinde mütalâa edilebilecek eserleri teşkil etmektedir. Meselâ İşârâtü’l-İ’câz ile Sünuhat’ın aynı tasnif içine girecek eserler olmadığı, ilk bakışta kolayca anlaşılacaktır.
Risale-i Nur’un en az tefsir kadar önem taşıyan bir diğer cephesi, kelâm ilmiyle ilgilidir. Belki de Külliyatın ekseriyetini kelâm ilmi içinde mütalâa etmek daha doğru olacaktır. Başta lâhikalar olmak üzere geri kalan bölümlerde ise, hizmet metodları ile ilgili bahisler önemli bir ağırlık teşkil etmektedir.
Kelâm tarihi ve klâsik kelâm eserleri ile mukayese edildiğinde, Risale-i Nur’un bu sahada yep yeni bir tarz geliştirdiğini, hattâ bir çığır açmış olduğunu görmek hiç de zor olmayacaktır. Zaten Risale-i Nur Müellifi, eserlerinin çeşitli yerlerinde bu hususu açıkça dile getirmektedir. Ne var ki, kelâm ilminde yeni arayışlar içinde olan günümüz ilim dünyasının bu iddiaya yeteri kadar ilgi göstermiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunda, Risale-i Nur’un kendisine has tertip tarzının da bir rol oynamış olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Risale-i Nur’da kelâm ilminin hemen hemen bütün meseleleri ele alınmakta, ancak bunların hiçbiri, ilm-i kelâm eserlerinin alışılagelmiş tertibi içinde yer almamaktadır. Meselâ, “kulların fiilleri” ile ilgili bahsin nerede yer aldığını bulmak için, Risale-i Nur Külliyatının binlerce sayfasını tek tek taramaktan başka bir yol yoktur.
İlim ehli olan veya olmayan herkesin karşısındaki bu güçlüklerin yanı sıra, bir de uzman olmayan okuyucunun karşılaştığı problemler de vardır ki, bunların başında Arapça ibareler gelmektedir. Bu ibarelerin hangisi âyet, hangisi hadis, hangisi kelâm-ı kibardır? Âyet ise Kur’ân’daki yerini bulmak ve mânâsını öğrenmek, hadis ise kaynağına inmek, başka bir söz ise kimin olduğunu ve ne mânâya geldiğini bilmek, okuyucu ekseriyetinden beklenemeyeceği gibi, beklense dahi her bahiste tekrar tekrar katlanılabilecek bir külfet olamayacağı aşikârdır.
Böyle bir eserin istifade dairesi, Risale-i Nur’u çok iyi bilen ve sürekli olarak onu okuma ve tekrarlama alışkanlığını kazanmış olanlarla sınırlı kalmamalıdır.

İşte bu ihtiyacın bir neticesi olarak bütün Risale-i Nur Külliyatı önce iki cilt altında toplandı. Şimdi de Internet ortamına aktarılmaktadır. Bu çalışmanın belli başlı özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Eserler, Risale-i Nur Müellifinin kendisi tarafından tayin edilen sıra içinde yer almıştır.
2. İndeksten yararlanabilmek için, gerek Risale-i Nur Müellifinin sağlığında, gerekse daha sonra muhtelif mecmualar halinde tertip edilen ve Asâ-yı Mûsâ, Zülfikar, Lâtif Nükteler adlı eserlerde yer alan parçalar, ait oldukları yerlerde verilmiş, daha sonra tekrarlanmamıştır. Aynı şekilde, makam münasebetiyle çeşitli bahislerin arkasına Müellif tarafından eklenen bahisler de, zaten Risale-i Nur'un bütününde, ait olduğu yerde mevcut olduğundan tekrarlanmamış, ancak buralardan ilgili yerlere linkler konularak ayrı bir pencerede gelmesi sağlanmıştır.
3. Risale-i Nur’un metnine hiçbir surette müdahale edilmemiştir. Her ne kadar Risale-i Nur Müellifinin, talebelerine bazı hususlarda tashih için izin, hattâ vazife verdiğine dair, eserlerin muhtelif yerlerinde sarih ifadeler bulunsa da, Müellifin sağlığında böyle birşeyin yapılmamış olması ve eserlerin mevcut şekliyle tarihe mal olmuş bulunması sebebiyle ifadelere herhangi bir şekilde dokunulmamıştır.
4. Bununla beraber, Lâtin harfleriyle yayınlanan risalelerdeki noktalama, imlâ ve paragraf tanzimleri Müellifin kendisine ait olmadığı için, bu hususlarda zarurî veya faydalı görülen tasarruflar yapılmıştır. Sadece noktalama işaretindeki bir tercih sebebiyle sekiz on cümlenin tek bir cümle halini aldığı durumlarda bu cümleler birbirinden ayrılmış; çok uzun cümleler ise, ifadeye hiçbir surette dokunulmaksızın, bazı pratik işaretlerle daha kolay anlaşılır bir şekilde dizilmiştir. Paragraflarda ise, konunun akışı ve bütünlüğü dikkate alınarak, daha ferah ve kolay anlaşılabilecek bir tarz ihtiyar edilmiştir.
5. Âyet-i kerimelerin kısa bir meâli, sûre isim ve numarası ve âyet numarası, sayfanın altına konularak numaralandırılmıştır. Bu numaralar birbirlerine linklidir.
6. Hadis-i şeriflerin kaynakları ve mealleri de aynı şekilde, sayfanın altına gelecek biçimde tanzim edilmiştir. Mânâ itibarıyla nakledilen, ancak belirtilen kaynaklarda lâfız farklılıkları görülen hadislerde ise herhangi bir zorlamaya gidilmemiş, kaynakta ne varsa o gösterilmiştir.
7. Tarafımızdan eklenen dipnotları, numaralandırılmak suretiyle, Müellif veya talebeleri tarafından eklenen HAŞİYE'lerden ayırd edilmiştir.
8. Müellifin kendisine ait olan Arapça ibarelerin eğer Müellif tarafından yapılmış tercümesi eserlerin diğer yerlerinde varsa bu tercüme aynen alınmıştır. Bu gibi yerlerde, tercümenin daha detaylı oluşu dikkati çekecektir. Diğer yerlerde ise, yine Müellifin Türkçede kullandığı tabirler ve üslûp esas alınarak, tercümenin, Risale-i Nur’un ruhuna mümkün mertebe yabancı düşmemesi için gayret gösterilmiştir.
9. Aslı Arapça telif edilen Yirmi Dokuzuncu Lem’anın sadece bir kısmı Türkçe Lem’alar’da mevcut olduğu halde, burada bu Lem’anın tamamının tercümesi konulmuş. Aslı ise, www.resailinnur.com sitesinde olduğu için buraya konulmamıştır.
10. Bu çalışmanın en önemli yönünü ise, indeks bölümü teşkil etmiştir. Konu, esmâ-i İlâhiye, mekan ve şahıs indeksleri gibi ayrıntılı indekslerle, Risale-i Nur’da aranan herşeyin en seri bir şekilde bulunabilmesi için bir imkân sağlanmıştır.
11. Ayrıca, sözlük bölümü de yaklaşık 60 bin kelimeden oluşmuştur.
12. Risale-i Nur üzerinde yapılan akademik çalışmalar da sitenize ilâve edilmiştir.
Böyle bir çalışmanın, bu sahada sadece bir başlangıç teşkil edeceği inancındayız. Niyazımız, bu memleketin bağrından çıkan ve bütün ilim dünyası için bir iftihar vesilesi teşkil edecek Risale-i Nur Külliyatı gibi dev bir eserin beklediği ve lâyık olduğu ilmî araştırmaların, bu çalışmayı sür’atle takip etmesidir.
 
Üst