Sponsorlu Bağlantılar
Risale-i Nur 'dan Dualar
Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inandım Hiç şüphesiz öldükten sonra diriliş haktır, Cennet haktır, Cehennem haktır, şefaat haktır, Münker ve Nekîr melekleri haktır Allah’ın kabirlerdeki ölüleri tekrar dirilteceğine İmân ettim Allah’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh olmadığına ve Muhammed’in (asm) Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet ederim
Allahım! Senin rahmet ağacının en latîf, en şerif, en mükemmel ve en güzel meyvesi olan, âlemlere rahmet olarak ve Senin rahmet ağacının âhiret yurdu üzerine sarkan en süslü, en güzel, en parlak ve en yüce meyvelerine, yani Cennete ulaşmamıza vesîle olarak gönderdiğin zâta salât ve selâm eyle
Allahım! Seçtiğin Peygamberinin hürmetine, bizi, anne ve babamızı Cehennem ateşinden koru Bizi, anne ve babamızı iyilerle beraber Cennete koy Duâmızı kabul buyur
Âmin!Sözler | Onuncu Söz | 88
Allah’ım! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum • Sen herşeyi yaratan Hâlık’sın, ben ise Senin bir mahlûkunum
Sen rızık veren Rezzâk’sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzûkunum • Sen mülk sahibi Mâlik’sin, ben ise Senin kölen olan memlüküm
Sen gerçek izzet sahibi olan Azîz’sin, ben ise âciz ve zelilim • Sen hazîneleri bitmeyen zenginlik sahibi Ganî’sin, ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim
Sen gerçek hayat sahibi Hayy’sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm • Sen varlığı ebedî olan Bâkî’sin, ben ise gelip geçici bir fânîyim
Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerîm’sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir leîmim • Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin’sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir âsiyim
Sen günahları bol bol bağışlayan Gafûr’sun, ben ise bir günahkârım • Sen sonsuz azamet ve büyüklük sahibi Azîm’sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakîrim
Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavî’sin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim • Sen bağış ve ihsanı veren Mu’tîsin, ben ise lûtuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim
Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emîn’sin, ben ise maddî ve mânevî korkular içinde biriyim • Sen cömertlik sahibi Cevâd’sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim
Sen kullarının duâlarına cevap veren Mucîb’sin, ben ise ise Sana yalvaran duâcıyım • Sen şifâ veren Şâfî’sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtelâ bir hastayım
Öyleyse ise Sen benim günahlarımı affet, hatâlarımı bağışla, hastalıklarıma şifâ ver, ey bütün kemâl sıfatlarla muttasıf olan Allah, ey her şeye bedel, her şeye yeten Kâfi, ey mahlûkatını besleyip büyüten ve mânilerini def’ eden Rab, ey va’dini mutlaka yerine getiren Vâfi, ey kullarına pek şefkatli olan Rahîm, ey maddî ve mânevî hastalıklara şifa veren Şâfî, ey ikram ve ihsânı bol olan Kerîm, ey belâ ve musîbetleri def’ edip âfiyet veren Muâfi! Benim bütün günahlarımı bağışla, her türlü hastalığa karşı bana âfiyet ver, beni ebediyen rızâna mazhar eyle Bunu rahmetinle ihsân eyle ey Erhame’r-Râhimîn
Onların duâları, "âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun" sözleriyle sona erer (Yûnus Sûresi: 10)
Âmin!Sözler | Otuz İkinci Söz | 595
Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inandım Hiç şüphesiz öldükten sonra diriliş haktır, Cennet haktır, Cehennem haktır, şefaat haktır, Münker ve Nekîr melekleri haktır Allah’ın kabirlerdeki ölüleri tekrar dirilteceğine İmân ettim Allah’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh olmadığına ve Muhammed’in (asm) Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet ederim
Allahım! Senin rahmet ağacının en latîf, en şerif, en mükemmel ve en güzel meyvesi olan, âlemlere rahmet olarak ve Senin rahmet ağacının âhiret yurdu üzerine sarkan en süslü, en güzel, en parlak ve en yüce meyvelerine, yani Cennete ulaşmamıza vesîle olarak gönderdiğin zâta salât ve selâm eyle
Allahım! Seçtiğin Peygamberinin hürmetine, bizi, anne ve babamızı Cehennem ateşinden koru Bizi, anne ve babamızı iyilerle beraber Cennete koy Duâmızı kabul buyur
Âmin!Sözler | Onuncu Söz | 88
Allah’ım! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum • Sen herşeyi yaratan Hâlık’sın, ben ise Senin bir mahlûkunum
Sen rızık veren Rezzâk’sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzûkunum • Sen mülk sahibi Mâlik’sin, ben ise Senin kölen olan memlüküm
Sen gerçek izzet sahibi olan Azîz’sin, ben ise âciz ve zelilim • Sen hazîneleri bitmeyen zenginlik sahibi Ganî’sin, ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim
Sen gerçek hayat sahibi Hayy’sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm • Sen varlığı ebedî olan Bâkî’sin, ben ise gelip geçici bir fânîyim
Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerîm’sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir leîmim • Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin’sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir âsiyim
Sen günahları bol bol bağışlayan Gafûr’sun, ben ise bir günahkârım • Sen sonsuz azamet ve büyüklük sahibi Azîm’sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakîrim
Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavî’sin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim • Sen bağış ve ihsanı veren Mu’tîsin, ben ise lûtuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim
Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emîn’sin, ben ise maddî ve mânevî korkular içinde biriyim • Sen cömertlik sahibi Cevâd’sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim
Sen kullarının duâlarına cevap veren Mucîb’sin, ben ise ise Sana yalvaran duâcıyım • Sen şifâ veren Şâfî’sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtelâ bir hastayım
Öyleyse ise Sen benim günahlarımı affet, hatâlarımı bağışla, hastalıklarıma şifâ ver, ey bütün kemâl sıfatlarla muttasıf olan Allah, ey her şeye bedel, her şeye yeten Kâfi, ey mahlûkatını besleyip büyüten ve mânilerini def’ eden Rab, ey va’dini mutlaka yerine getiren Vâfi, ey kullarına pek şefkatli olan Rahîm, ey maddî ve mânevî hastalıklara şifa veren Şâfî, ey ikram ve ihsânı bol olan Kerîm, ey belâ ve musîbetleri def’ edip âfiyet veren Muâfi! Benim bütün günahlarımı bağışla, her türlü hastalığa karşı bana âfiyet ver, beni ebediyen rızâna mazhar eyle Bunu rahmetinle ihsân eyle ey Erhame’r-Râhimîn
Onların duâları, "âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun" sözleriyle sona erer (Yûnus Sûresi: 10)
Âmin!Sözler | Otuz İkinci Söz | 595