Peygamber Efendimizin Çalışmakla İlgili Hadisleri

Eylül

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Peygamberimizin çalışmakla ilgili söylediği sözler
Peygamberimizin çalışmakla ilgili hadisler


"İki günü birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır." (6) buyururken O, her türlü başarı, gelişme ve ilerlemenin zamanı en iyi, en plânlı bir şekilde kullanmanın gereğini ifade etmiştir.

Hangi işte olursa olsun zamanı iyi kullanmayanın başarı elde etmesi, hedefine ulaşması imkânsızdır. Elbette başarının elde edilmesinde birçok faktörler vardır. Ancak bunların en önemlisi zamandır. Zaman süreklidir, bölünmez. Hz. Peygamber:

"Zamana sövmeyiniz, çünkü Allah zamanın ta kendisidir." (7) sözüyle buna işaret buyurmuştur.

Her olay iki ortamda cereyan eder; mekan ve zaman. Birincisi ceset, diğeri ise ruh makamındadır. Zaman ve mekândan münezzeh olan sadece Allah Teâlâ'dır.

"Bütün oluşlar ve dirilişler zaman tezgâhında dokunur ve kesilir. Herkesin hamuru bu tezgâhta yoğrulur." Hem dünya hem de ahiretimizi kazandırması bakımından zaman çok değerlidir. Dünya işlerinin zamanlamasını iyi yapamayan, madde plânında çok şey kaybedecektir ki, bunların telafisi mümkün değildir. Kur'an-ı Kerîm'in ve Hz. Peygamber'in öngördüğü şekilde, kendisine emânet olarak verilen ömür sermayesini gerektiği gibi harcamayan insan ise, süreklilik bakımından bir yerde dünyanın devamı olan ahiret hayatını da kaybetmiş olacaktır ki, bu gerçekten büyük bir kayıptır, ebedî hüsrandır. Hatta bu hususta "vakit nakittir" atasözü vaktin önemini belirtme konusunda yetersiz kalmaktadır. Çünkü vakit nakit kazandırır ama nakit vakit kazandırmaz.

Bilhassa eğitim ve öğretimlerini sürdüren gençler, gerektiğinde bütün sıkıntılara, fedakârlıklara göğüs gererek zamanlarını çalışarak değerlendirme hususunda katiyen taviz vermemelidirler.

Ve ileride verim elde etmek isteyen herkes şunu iyi bilmelidir: "Sen bugün zamanını nerede ve nasıl kullanırsan, zaman da seni yarın orada ve aynı şekilde kullanacaktır."

Bir İngiliz şairi olan Milton: "Saatler kanatlıdır ve zamanın sahibine uçarlar" der. Zamanın sahibi Allah'tır. Bütün organlar da olduğu gibi o da Allah katında bizim kendimizi nerede ve ne şekilde geçireceğimizi haber vererek, bu konuda şehadet edecektir. Yaşanan ve giden zamanı geri getirmek imkânsızdır. Öyleyse Resûlüllah'ın bu hadisini göz önünde bulundurarak, bize emanet olarak verilen zamanı en iyi ve dengeli şekilde kullanarak, en verimli çalışmalarla değerlendirerek, geçirmek ve en güzel haberlerle uğurlamak her Müslümanın görevi olmalıdır. Bir hadîs-i şerifte buyurulduğuna göre Allah, ihlâs ve samimiyetle yapılan işlerin, çalışmaların ve iyilik yapılarak geçirilen zamanın ürünlerini, biriktirme ve üretme konusunda, bir seyisin pek narin ve nazik olan tayları koruma ve büyütmede gösterdiği ihtimamı gösterecektir.

Hz. Peygamber zamanı meşru kazançla geçirmeyi nafile ibadet kabul etmiştir. Ama bu gerçeği sahâbe arasında yerleştirmesi de kolay olmamıştır.

Bir gün sahâbîlerle oturmuş sohbet ediyorlardı. Bu sırada bir genç erkenden kalkmış biraz ileride elinde kazma kürek çalışıyordu. Ashabdan bazıları: "Yâ Resûlallah! Ne olurdu şu genç burada sohbette bulunsa da Allah yolunda mesai sarfetmiş olsa" dediler.

Resûlüllah bunun üzerine şöyle buyurdu: "Böyle söylemeyin, eğer o genç insanlara el açmamak, onlardan müstağni olmak, çoluk çocuğunun nafakasını kazanmak için çalışıyorsa Allah yolundadır. Yaşlı ve zayıf düşmüş anne-babasına yardımcı olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa Allah yolundadır. Ancak o, din kardeşlerine karşı mal çoğaltmak ve övünmek için çalışıyorsa şeytan yolundadır." (8)

Allah'ın bize yüklemiş olduğu her türlü dünya ve ahiret işinin, O'nun emri olduğu için yine O'nun rızasına uygun olarak yapılmasının daima nafile birer ibadet olduğu bilinen bir husustur.
 
Üst