Paraşüt Nasıl Çalışır - Paraşüt Hakkında Bilgi

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
paraşüt nedir - paraşütün donanımı - paraşüt nasıl yapılır - ilk paraşüt tasarımı - paraşütün tarihi

Havadaki bir cisim yere doğru düşerken Dünya'nın yerçekimi kuvvetinin etkisiyle giderek hızlanır. Ama cismin hızı arttıkça havanın direnci de artar ve bu durum, havanın direnci cismi etkileyen yerçekimi kuvvetine eşit olana kadar sürer. Düşen cismi etkileyen bu zıt yönlü iki kuvvet eşit olunca birbirini dengeler ve artık düşüş hızı değişmez. Cisim sabit bir hızla düşüşünü sürdürür. İşte bu hıza, o cismin son hızı denir. Bir cismin yoğunluğu ne kadar büyükse son hızı da o kadar büyük olur. Oldukça yoğun olan insan vücudunun son hızı yaklaşık olarak saatte 190 kilometredir {bak. Hız; Yerçekimi). Ama bir insan, kütlesini fazlaca artırmadan, karşılaşacağı hava direncini büyük ölçüde artıracak bir donanım kullanarak son hızını düşürebilir ve yere güven içinde, yumuşak biçimde inebileceği atlayışlar gerçekleştirebilir.

İşte bu amaçla yapılmış olan donanımlara "paraşüt" denir.
İlk paraşüt tasarımını büyük İtalyan sanatçı Leonardo da Vinci (14521519) yapmıştır. Da Vinci'nin bu konuda çizdiği taslakta, bir adamın piramit biçimindeki keten bir çadırın altına dört iple bağlanmış olduğu görülür. Ama sonraki 250 yıl boyunca paraşütle ilgili pratik bir gelişme olmamıştır. Sonunda paraşütü bulanlar güneş şemsiyesinden esinlendiler. 1770'lerde Fransız baloncu Joseph Montgolfier paraşüte bağladığı canlı bir koyunu yüksek bir kuleden aşağı attı; Montgolfier'nin yurttaşı JeanPierre Blanchard 1785'te benzer bir denemeyi, bir köpeği paraşüte bağlayıp balondan aşağı atarak yaptı. LouisSebastien Lenormand 1783'te bir kuleden paraşütle atladı; ama paraşütle düzenli ve başarılı atlayışlar gerçekleştiren ilk kişi başka bir Fransız, AndreJacques Garnerin oldu. Garnerin 22 Ekim 1797'de Paris'in üzerinde bir balondan paraşütle atladı. Balondan paraşütle atlamak 19. yüzyılda çok sevilen bir eğlence türü oldu.

İlk başarılı paraşütlerin tümü şemsiye biçimindeydi. Kubbe adı verilen ve şemsiyeye benzeyen bu yapı, sert gergi çubuklarının üzerinin ipek dokuma ya da çadır beziyle kaplanmasıyla yapılmıştı. Yumuşak kubbeli ilk paraşütler 1880'lerde ortaya çıktı. Basık bir disk biçimindeki bu paraşütlerde diskin çevresine bir dizi askı ipi bağlanmıştı. Daha öncekiler gibi bu paraşütler de atlayıştan önce ya açık durumda olurdu ya da paraşütçünün atlamasıyla çekilerek balonda bulunan kutusundan çıkıp açılırdı. 1908'de ABD'li A. L. Stevens, paraşütçünün bir torba içinde yanında taşıdığı ve balondan atlayıp göze alabildiği sürece paraşütsüz olarak serbestçe düştükten sonra ipini çekerek açtığı bir paraşüt türü geliştirdi.

Uçaktan paraşütle ilk başarılı atlayışı 1912'de ABD'li yüzbaşı Albert Berry gerçekleştirdi. I. Dünya Savaşı'nda balon mürettebatına ve pek ender olarak da pilotlara paraşüt verilirdi. Savaşın ancak son birkaç ayında ve yalnızca Almanya'da uçak mürettebatına paraşüt verilmeye başlandı. Kullanılan paraşütler, uçak ya da balondaki kutulara yerleştirilen türdendi. Paraşütçünün üzerinde taşıdığı ve atlayıştan sonra ipini çekerek açtığı çantalı paraşütlerin, yara alan ya da yanan bir uçaktan kurtulma aracı olarak kullanılması ancak 1918'de düşünüldü. ABD'li Floyd Smith bu tür bir paraşütün patentini 1918'de aldı, ama daha sonra paraşütlerin dünya çapında gelişmesini başka bir ABD'li, Leslie Irvin sağladı.

Günümüzde kullanılan paraşütler genellikle naylondan yapılır ve açıldığı zaman kubbe çapı 56 metre kadar olur. Paraşütün kubbesi askı ipleriyle kuşam donanımına bağlıdır. Paraşütü kullanacak olan havacı, kemer ya da yelek biçimindeki kuşam tertibatını donanımını uçuş elbisesinin üzerine takar. Paraşütün kubbesi ve askı ipleri de belirli bir düzenle katlanıp Özel çantasına yerleştirilmiş olarak havacının sırtı ya da göğsü üzerine takılır. Paraşütün ağırlığı genellikle 9 kg ile 15 kg arasındadır.

Havacı uçaktan atladıktan birkaç saniye sonra paraşüt açılır. Paraşütün açılması ya havacının elle çektiği bir iple ya otomatik bir zamanlama aygıtıyla ya da uçağa bağlı bir ipin gerilmesiyle sağlanır. Gerilen esnek ipler paraşüt çantasının açılıp yaklaşık 75 cm çapında küçük bir "kılavuz paraşütsün çıkmasını sağlar. Havayla dolan bu paraşütün çekmesiyle ana paraşüt çantadan çıkar. Paraşüt kubbesinin katlan açılırken hızla bunların arasına dolan hava paraşütü bütünüyle açar. Saniyede yaklaşık olarak 6 metrelik bir hızla düşen paraşütçü, askı iplerini şu ya da bu yana çekerek paraşüte dolan havanın bir bölümünün kaçmasını sağlayabilir; bu yolla iniş açısını ve iniş yerini belirli bir ölçüde denetleyebilir. Yere inişin kolay olması için paraşütçünün yüzü sürüklenme yönüne dönük olur.

Kuşam donanımında bulunan bir çabuk ayrılma düzeneği, yere inen paraşütçünün paraşütten hemen ayrılabilmesini sağlar.
II. Dünya Savaşı'nda binlerce havacı paraşütle atlayarak yaşamlarını kurtarmışlardır. Ama, 1945'e gelindiğinde uçaklann hızı öylesine artmıştı ki, artık pilotların o hızdaki bir hava akımı karşısında uçaktan çıkabilmesi çok güçtü. Uçak alçaktan uçarken de paraşütü açmak için yeterli zaman yoktu. Bu sorunları çözmek için Almanlar bazı avcı uçaklarında yaylı bir mancınık düzeneğinden yararlandılar; ama en iyi çözüm, ateşlenen fişekler yardımıyla pilot koltuğunun uçağın dışına fırlatılmasıydı.

Bu tür koltuklar ilk kez İngiltere'de geliştirildi. Gerektiği zaman pilotu uçaktan ayıran bu sistem günümüzde bütünüyle otomatik olarak çalışır. Pilot koltuk fırlatma kolunu çektiği zaman pilot kabininin kapağı yerinden çıkıp uçaktan ayrılır; pilot koltuğu uçaktan dışarı fırlar; acil oksijen tüpü açılır; uygun bir yükseklikte koltuk pilottan ayrılıp düşer ve paraşüt açılır.
Paraşütçülük çok sevilen bir spor dalıdır. Verilen bir hedefin tam üzerine inebilmeyi yardımıyla yavaşlatılabilir.

sağlayan özel paraşütler geliştirilmiştir. Bu tür paraşütler paraşütçünün öne doğru bir hız kazanmasını, bundan yararlanarak yönünü düzeltebilmesini ve rüzgânn etkisine karşı koyabilmesini sağlar. Günümüzde naylondan yapılmış, kıvrık kanatlan andıran yeni paraşüt türleri de kullanılmaktadır.

Günümüzde uçaklann iniş hızları öylesine büyüktür ki, tekerlekleri yere değdikten sonra duruncaya kadar uzun bir yol almaları gerekmektedir. Bu yolu kısaltmak için, bazı uçaklar inişte açılan ve fren görevi gören paraşütlerle donatılmıştır. Dünya'ya dönen uzay araçlannın atmosfere girdikten sonra güvenli bir biçimde yere inebilmesi için de paraşütlerden yararlanılır.



alıntı
 
K

Kayıtsız Üye

#2
ya neden çok fazla bilgi var yhaa :( :( ben kısa bir bilgi istiyorum tamm mı yaw arkadaşlar eger bana kısa bir bilgi bulursanız linkini atarmısınız yaw lütfen benim beden performans ödevim var öğretmen ban bunu verdi yhhhaa :( :(
 

Siraç

Yönetici
Admin
Editör
#3
Paraşüt

Havada büyük bir şemsiye gibi açılan ve yüksek bir yerden düşen ya da inen bir cismin, bir insanın düşüşünü ağırlaştırarak yere inmesini sağlayan bir araçtır.



Paraşütlerin şemsiyesi vardır. Basit bir paraşütte bu şemsiye büyük ve yuvarlaktır. İpek yada naylon gibi hafif ve dayanıklı bir kumaştan yapılır. Ortasında küçük bir deliği vardır. Bu delik havanın bir bölümünün çıkması içindir. Eğer bütün hava, paraşütün içinde kalacak olursa paraşütçü aşağıya doğru değil yana doğru gider. Paraşütün şemsiyesi birkaç ipe bağlıdır. İplerin öbür uçları da paraşütçünün sırtındaki paraşüt bohçasına bağlıdır. Paraşüt bohçası, bir kayış sistemiyle paraşütçüye bağlanır. Bu kayışlar, paraşüt açıldığı zaman meydana gelen şoktan paraşütçünün en az şekilde etkilenmesini sağlayacak biçimde ayarlanmıştır. Paraşüt bohçası, içinde paraşüt şemsiyesinin ve iplerin bulunduğu küçük bir bohçadır. Bohçanın içinde ayrıca pilot paraşütü denilen daha küçük bir ikinci paraşüt vardır. Bohçadan önce bu paraşüt çıkar ve ana şemsiyeyi dışarı çekerek açılmasını sağlar. Paraşütçü atladığı zaman önce bu bohçanın içindeki bir ipi çeker. Paraşüt açılır açılmaz yavaşlar ve paraşütçü iplerini çekerek paraşütü yönetebilir. Paraşütçü yere varınca bacaklarını büker ve yerde yuvarlanır. Sonra kayışları çözer ve kendini paraşütten kurtarır. Ancak paraşüt özel bir eğitimden sonra kullanılmalıdır.
 
Üst