Sponsorlu Bağlantılar
mikroplardan korunmanın yolları - mikroplardan korunmak için yapılacaklar - hastalıklardan korunmak
Mikroplardan korunmanın başında temizlik, aşılanma gelir. Mikropların salgın yapmasında kötü beslenmenin, pisliğin, hava ve mevsim şartlarının önemli payı vardır. Bunun için yaşama ve sağlık şartlarının’ düzeltilmesi, mikroplar hakkında halkın aydınlatılması hele okullarda yeni yetişen gençliğe geniş bilgi verilmesi, aşıların, serumların yapılması, mikroplara karşı korunmada alınacak başlıca tedbirlerdir.
Hele salgın yapan mikropların meydana getirdikleri hastalıkları derhal ilgili makamlara haber vermek gerekir. Kolera, veba, tifo, tifüs, çiçek, difteri, salgın menenjit, ruam, kızıl, şarbon, çocuk felci, kızamık, cüzam, kuduz, kuduz şüphesi vakaları ihbarı mecburi hastalıklardandır.
Bugün için aşı, serum gibi koruyucu maddelerin yanında sülfamit antibiyotik gibi mikropları öldüren, ya da çoğalmalarını durduran ilâçların bulunması mikroplara karşı savaş imkânlarımızı artırmıştır.
Sülfamitler ilk defa olarak 1935’te Domag’ın “Prontosilin’i keşfiyle tedavi alanına girmiştir. Sülfamitler mikroplar üzerinde öldürücü olarak değil de çoğalmalarına engel olacak şekilde etki yapar. 1929’da Fleming tarafından keşfedilerek 1938’de Folrey tarafından etkili maddesi bulunan “Penisilin” ise mikropların çoğalmasını önlediği gibi, onları öldürücü, eritici etkisi de vardır.
Penisilinden sonra daha birçok antibiyotikler bulunmuş, artık mikroplu hastalıklar önemlerini oldukça kaybetmişlerdir. Antibiogram denen denemeyle, bir mikrobun hangi antibiyotiğe karşı hassas olduğunu tes-bit etmek de mümkündür. Bunun için çeşitli antibiyotiklerin bulunduğu bir mikrop üretme kutusuna hastalık etkeni ekilir, hangi antibiyotiğin bulunduğu yerde mikrop üremiyorsa tedavide o antibiyotik kullanılır.
Şunu unutmamalıdır ki mikroplardan, dolayısiyle hastalıklardan korunmak için alınacak tedbirler, hastalandıktan sonra karşılaşılacak tehlikenin, çekilecek sıkıntıların yanında hiç kalır. Onun için, mikroplardan korunmayı hayatımızın en başta gelen ilkelerinden biri olarak benimsemeliyiz.
Mikroplara karşı savaşta çocuklara da daima bilgi vermeli, dikkatsiz davranışlariyle, ihmalleriyle kendilerini ne büyük tehlikelere attıklarım onlara küçük yaştan öğretmeliyiz. Sokaktan gelince elini, yüzünü yıkıyan bir çocuk üzerindeki mikropları hiç olmazsa bir dereceye kadar atmış, böylece birçok hastalıklara uğramak tehlikesinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
alıntı
Mikroplardan korunmanın başında temizlik, aşılanma gelir. Mikropların salgın yapmasında kötü beslenmenin, pisliğin, hava ve mevsim şartlarının önemli payı vardır. Bunun için yaşama ve sağlık şartlarının’ düzeltilmesi, mikroplar hakkında halkın aydınlatılması hele okullarda yeni yetişen gençliğe geniş bilgi verilmesi, aşıların, serumların yapılması, mikroplara karşı korunmada alınacak başlıca tedbirlerdir.
Hele salgın yapan mikropların meydana getirdikleri hastalıkları derhal ilgili makamlara haber vermek gerekir. Kolera, veba, tifo, tifüs, çiçek, difteri, salgın menenjit, ruam, kızıl, şarbon, çocuk felci, kızamık, cüzam, kuduz, kuduz şüphesi vakaları ihbarı mecburi hastalıklardandır.
Bugün için aşı, serum gibi koruyucu maddelerin yanında sülfamit antibiyotik gibi mikropları öldüren, ya da çoğalmalarını durduran ilâçların bulunması mikroplara karşı savaş imkânlarımızı artırmıştır.
Sülfamitler ilk defa olarak 1935’te Domag’ın “Prontosilin’i keşfiyle tedavi alanına girmiştir. Sülfamitler mikroplar üzerinde öldürücü olarak değil de çoğalmalarına engel olacak şekilde etki yapar. 1929’da Fleming tarafından keşfedilerek 1938’de Folrey tarafından etkili maddesi bulunan “Penisilin” ise mikropların çoğalmasını önlediği gibi, onları öldürücü, eritici etkisi de vardır.
Penisilinden sonra daha birçok antibiyotikler bulunmuş, artık mikroplu hastalıklar önemlerini oldukça kaybetmişlerdir. Antibiogram denen denemeyle, bir mikrobun hangi antibiyotiğe karşı hassas olduğunu tes-bit etmek de mümkündür. Bunun için çeşitli antibiyotiklerin bulunduğu bir mikrop üretme kutusuna hastalık etkeni ekilir, hangi antibiyotiğin bulunduğu yerde mikrop üremiyorsa tedavide o antibiyotik kullanılır.
Şunu unutmamalıdır ki mikroplardan, dolayısiyle hastalıklardan korunmak için alınacak tedbirler, hastalandıktan sonra karşılaşılacak tehlikenin, çekilecek sıkıntıların yanında hiç kalır. Onun için, mikroplardan korunmayı hayatımızın en başta gelen ilkelerinden biri olarak benimsemeliyiz.
Mikroplara karşı savaşta çocuklara da daima bilgi vermeli, dikkatsiz davranışlariyle, ihmalleriyle kendilerini ne büyük tehlikelere attıklarım onlara küçük yaştan öğretmeliyiz. Sokaktan gelince elini, yüzünü yıkıyan bir çocuk üzerindeki mikropları hiç olmazsa bir dereceye kadar atmış, böylece birçok hastalıklara uğramak tehlikesinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
alıntı