Mevlid Kandiliyle İlgili İlahiler

Eylül

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Mevlid Kandili İlahileri
Mevlid Kandili İle İlgili İlahilerin Sözleri


Bir Güneş Doğdu

571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

Babasıydı Abdullah
Annesiydi Amine
Süt annesi Halime
Doğdu cennet evine

571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

Bastı 6 yaşına kaldı
Kaldı bir tek başına
Dedesiyle amcası
Hemen kanat gerdiler

571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

40 yaşına gelince
Peygamberlik verildi
Allah birdir deyince
Putlar yere serildi

571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet




14 Asır Evvel


Yâ Nebi...
Şu halime bak
Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın,
Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın.
Hârimi Pâkine can atmak istedim durdum,
Gerildi karşıma yıllarca ailem yurdum.
Tahammül et dediler, hangi bir zamana kadar,
Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var.
Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak,
Önümde durmadı artık ne hanuman ne ocak.
Yıkıldı hepsi, ben aştım diyar-ı Sudan’ı,
Üç ay tihame deyip çiğnedim beyebanı.
Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada,
Yetişmeseydin eğer Ya Muhammed imdada.
Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin,
Akarsular gibi çağlardı her tarafta sesin.
İradem olduğu gündür senin iradene râm,
Bir an olsun yollarda durmak bana oldu haram.
Bütün hayakil-i hilkat ile hasbihal ettim,
Leyâle derdimi döktüm, cibali söylettim.
Yanıp tutuşmadan yummadım gözümü,
Nücuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü?
Azab-ı Hecrine katlandım elli üç senedir,
Sonunda anlıma çarpan bu zalim örtü nedir?
Üç beş sineyi hicran içinde inleterek,
Çıkan yüreklere husran mı, merhamet mi gerek.
Demir nikabını kaldır mezarı pâkinden,
Bu hasta ruhumu artık, ayırma hakinden.
nedir o meşale, nurun mu ya Resulallah
Sükûn içinde bir an geçti, sonra kısa bir âh....




Seni Andım Dün Gece


Tomurcuklar açıyorken,başaklar bağlanmışken,
Titredim efendim seni andım dün gece...

Bu bahçeler O'nundu bazen uğrar dediler,
Bir gülün kokusunda seni duydum dün gece...

Biz hiç yazı görmedik,kışta doğdun dediler,
Nevbaharda geleni sensin sandım dün gece...

O'nun geçtiği sokaklar güller kokar dediler,
Ötelerden kokularla geldin sandım dün gece...




Necid Çöllerinde


Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!

Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!

Nerden görecekler, göremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,

Bir kerede, mamure-I dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.
Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi.

Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!

Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!

Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.

Dünya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O'na ferdi.

Medyûndur o mâsuma bütün bir beşeriyyet
Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.


 
Üst