Kavuklu İle Pişekar

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Kavuklu: Dün hekime gittim.

Pişekar: Sonra ne oldu?

Kavuklu: Baktı, etti.

Pişekar: İlaç verdi mi?

Kavuklu: Vermedi.


Pişekar:
Demek ki bir derdin yokmuş.

Kavuklu: Bir derdim yok, iki derdim var.


Pişekar:
İki derdin mi? Senin ne derdin var ki?

Kavuklu: Tarla, bahçe, inek, öküz.


Pişekar:
İki dediydin. Dert dörtmüş.

Kavuklu: Yok iki. İnek tarlaya, öküz bahçeye girmiş.

Pişekar: Devam et.

Kavuklu: Bulduğunu yemiş, zarar vermişler.

Pişekar: Kimin davarı bunlar?

Kavuklu: Muhtarın.

Pişekar: Muhtarla konuşsaydın, zararı öderdi.

Kavuklu: Konuştum, zararı öderim, dedi.

Pişekar: Tamam işte.

Kavuklu: Yarısını peşin verdi, yarısı yarın, dedi.

Pişekar: Helal be muhtar!

Kavuklu: Yarın oldu, yarısını daha verdi.

Pişekar: Yani çeyrek kaldı.

Kavuklu: Kalan iki gün sonra, dedi. Dün süre doldu.


Pişekar:
Süre dolmuşsa ne olmuş? İki gün daha bekle.

Kavuklu: Ama süre dolmuştu. Sözünü tutmadı.

Pişekar: Canım eli sıkışıktır. Para bulunca öder.

Kavuklu: Ben de kızdım, hekime gittim.

Pişekar: Hekime değil, hakime gidecektin. Sorun çözülürdü.


Serdar Yıldırım
 
Üst