İtalyanca Türkçe Film Replikleri

NeslisH

Özel Üye
#1
Sponsorlu Bağlantılar
Molti di quelli che vivono meritano la morte e molti di quelli che muoiono meritano la vita. Tu sei in grado di valutare, Frodo?"
( Il Signore degli anelli- La Compagnia dell'anello)


" Yasayanların çogu ölümü hakediyorlar ve ölenlerin çogu yasamayı hakediyorlar. Sen degerlendirebilecek düzeyde misin Frodo?" (Yüzüklerin Efendisi- Yüzük Kardeşliği)



" Ho mentito solo quando ho detto di non essere un ladro, ma adesso non lo faccio piu'."
"Rubare?"
"Mentire."
(Oceans Eleven)


"Sadece hırsız olmadıgımı söyledigimde yalan söyledim, ama simdi bunu yapmıyorum artık"
" Hırsızlıgı mı ? "
"Yalan söylemeyi."



"Hai un grande nome, dovra' uccidere il tuo nome prima di uccidere te!"
(Gladitore)


"Büyük bir ismin var, seni öldürmeden önce ismini öldürmek gerekecek"



"Io ho visto cose che voi umani non potreste immaginarvi.."
(Blade Runner)


"Öyle seyler gördüm ki siz insanlar hayal edemezsiniz.."



"Alcune delle cose piu' tremende che si possano mai immaginare sono state fatte con le migliori intenzioni" ( Jurassic Park III)


"Asla hayal edilemeyecek en korkuç seylerin bazıları en iyi niyetlerle yapılmıstır."



"E' solo dopo aver perso tutto che siamo liberi di fare qualsiasi cosa." (Fight Club)


"Ancak her seyi kaybettikten sonra istedigimiz herhangi bir seyi yapmakta serbestiz."



"-In chiesa dicono che bisogna perdonare."
"-Il perdono é una cosa fra loro e Dio, io provvedo a organizzare l'incontro." ( Man on Fire)


"-Kilisede affedilmek lazım diyorlar"
"- Af onlarla Allah arasında bir sey, ben bulusmayı organize etmeyi saglıyorum."



La grande avventura della nostra vita che cosa significa, morire quando si puo' vivere fino alla fine del mondo? E che cosa é la "fine del mondo", se non un modo dire, perche' chi sa anche soltanto cosa é il mondo stesso? Ormai ho gia' vissuto due secoli e ho visto le illusioni dell'uno completamente distrutte dall'altro, sono stato eternamente giovane ed eternamente vecchio, senza possedere illusioni, vivendo attimo per attimo come un orologio d'argento che batte nel vuoto: il quadrante dipinto, le lancette intagliate, che nessuno guarda, e che non guardano nessuno, illuminate da una luce che non era luce, come la luce alla quale Dio creo' il mondo prima di aver creato la luce: tic-tac, tic-tac, tic-tac, la precisione dell'orologio , in una stanza vasta come l'universo".
Interview with a vampire)


"Büyük hayat maceramız ne ifade ediyor, sonsuza dek yasamak varken ölmeyi mi? ve "dünyanın sonu" nedir, bir söyleyis tarzı degilse, çünkü kim bilir ki sadece dünyanın kendisi nedir? simdiye kadar iki asır yasadım ve birinin hayallerinin baskaları tarafından tamamen yok edildigini gördüm, ebediyen genç ve ebediyen yaslı oldum,hayallere sahip olmadan, anı anına yasayarak boslukta çarpan gümüsten bir saat gibi : kadranı boyalı, yelkovan ve akrebi oymalı,kimsenin bakmadıgı ve kimseye bakılmayan, bir ısık tarafından aydınlatılan ki Allah'ın ısıgı yaratmadan önce dünyayı yarattıgı ısıga benzemeyen bir ısık: tik-tak,tik-tak,tik-tak, saatin kesinligi, kainat gibi genis bir odada."
 
Üst