İngiliz Tiyatrosu Hakkında Bilgi

SeLeN

Yönetici
Editör
#1
Sponsorlu Bağlantılar
İngiliz Tiyatrosu

İtalyan Rönesansı'nın etkisi İngiltere'de daha geç ve daha zayıf hissedildi. Bu yüzden, Elizabeth dönemi (1558- 1603) yalnızca tiyatroda değil, genel olarak edebiyatta özgün İngiliz geleneğinde kurulduğu yıllar oldu. Aslında bu dönemde İngiliz tiyatrosu karşıt etkilere açık durumdaydı: Bir yandan Protestan kilisesinin nüfuzunu kırmak için Corpus Christi Yortusu'nu kutlamak yasaklanmış, bu da gizem ve ibret oyunlarının gerilemesine yol açmıştır. Öte yandan , saray tiyatroyu İngiliz ulusak kimliğini pekiştirmek içinde kullanmak istiyordu. Bütün bunlara karşı, Avrupa'daki düşünsel, ahlaki ve dinsel çatışmaların özgürleştirici etkisi de 16. yüzyılın sonuna doğru şiddetlendi. Bunun sonucunda ortaya tiyatro da bu gerilimli, yeniliklere açık ruh halini yansıtıyordu. İngiliz tiyatrosu, kendi özgün ortaçağ geleneğinden aldığı mirası kara Avrupa'sının daha incelmiş buluşlarıyla kaynaştırarak, saray tiyatrosunun sınırlarını aşan, toplumun her kesimine seslenebilen bir sanat türü yarattı.
Marlovu'un, Shakespeare'nin, Beaumant ve Fletcher'in oyunlarını herkes izleyebiliyordu. İngiltere'de de ilk tiyatrolar, 1576'dan başlayarak Elizabeth döneminde kuruldu. Bu ilk tiyatrolar, daha önce oyunların sahnelendiği han avlularının biraz daha geliştirilmiş biçimiydi; seyirciler, üstü açık bir yapı içinde, yükseltilmiş bir tahta platformdan oluşan sahnenin üç yanında bulunan sıralarda oturuyordu. İzleyicilerle oyuncular arasındaki alış veriş, İtalyan tiyatrosundan daha fazlaydı. Buna karşılık biletler de daha ucuzdu. 1590'larda her tiyatro soylu bir kişinin desteğiyle işletiliyordu. İtalyan tiyatrosundan bir farkı da, kadın oyuncuların olmamasıdır. Kadın rollerini çoğu zaman erkek oyuncular üstleniyordu. Elizabeth'ten sonra gelen James döneminde (1603-25), tiyatro içerik olarak klasikçiliğe daha çok yaklaşırken, konu zenginliğini ve ufuk genişliğini de yitirmeye başladı. Bu dönemde, Ben Janson, John Ford, John Webster ve John Lyly gibi yazarlar zaman, mekan ve eylem birliği kurallarına önem verirken, trajedi ve komediyi de birbirinden daha kesin çizgilerle ayırdılar. 17. yüzyılın ortalarına doğru İngiliz tiyatrosu, maske ve dekor gibi görsel öğelere daha çok yer vermeye başlamıştı. 1642'deki burjuva devriminden sonra tiyatrolar kapatıldı ve sahne sanatı çok uzun bir süre eski canlılığına kavuşamadı.

İngiltere’de tiyatro, 10. yy'da kilise oyunlarıyla başlamış, oyunların kilise dışına çıkmasıyla laikleşme sürecine girmiştir. 13.yy'dan 15.yy'a kadar, gizem oyunları, (25’lik Chester, 48’lik York, 32’lik Towneley ve 44’lük Coventry gizem oyunları dizileri) geliştirilmiş, içinde güldürü ve fars öğeleri taşıyan alegorik ibret oyunları yer almış; 16. yy’ın başlarında 15. yy Fransız farsları olan fabliaux uyarlamaları yapılırken, İtalya yolu ile gelen Terentius ve Plautus komedyalarının çevirileri yapılmış; Seneca örneğinde ilk İngiliz oyunu olan Gorboduc (1562, T. Sackville) yazılmıştır.
16. yy'ın sonları, yalnızca İngiliz Tiyatrosu’nun değil, ama dünya tiyatrosu tarihinin de en önemli bir evresi olarak Elizabeth dönemine tanıklık eder; İngiliz tiyatrosunun temelini oluşturan bu dönemde Marlowe, Lyly, Kyd, Peele, Greene, Shakespeare, Ben Jonson, Beaumont, Fletcher, Webster, Tourneur, Massinger, Middleton, Ford, Chapman, Dekker, Heywood, Marston ve Sherley gibi yazarlar ortaya çıkmış; bu yazarlarla çalışan Admiral’s Men ve Chanberlain’s Men gibi tiyatro toplulukları kurulmuş, İngiliz Oyuncuları Avrupa’yı dolaşmaya başlamış; başta Ph. Henslowe’un girişimciliği ile ilk önemli tiyatro yapıları (The Theatre, Rose Theatre, Fortune Tjheatre, Globe Theatre, Blackfriars) kurulmuş; I. Jones gibi tiyatro mimarı ve sahne tasarımcıları ortaya çıkmıştır.
17. yy'da Püriten egemenliği sırasında tiyatro etkinlikleri yasaklamaya uğradıktan sonra (1640’lar) 1660’da Restorasyon’la birlikte tiyatroların açılmasına izin verilmiş (1661) ve Danevant ile Sir T. Killigrew bu izni alarak, tiyatro toplulukları kurabilmişler ve ilk kez kadınlar oyuncu olabilmişlerdir. Restorasyon dönemiyle yeni bir evreye giren İngiliz Tiyatrosu’nun başlıca yazarları arasında Dryden, Otway, Etherege, Congreve, Wycherley, Shadewell ve Cibber yer alır.
18. yy'ın başlarında Shakespeare Rönesans’ı ve klasik Fransız örneklere dönük yeni bir tragedya anlayışı başlarken (Rowe), Restorasyon döneminin aristokrasiye yönelik dramasının yerini orta sınıfa yönelik drama almaya başlamış; evcil tragedyalarıyla (burjuva oyunuyla) Lily öne çıkarken, komedyada Farquar öne çıkmış; bu arada, İtalyan operasına ve yergiye yöneliş Gay’le birlikte ilk kez balad opera türünün ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu dönemde Goldsmith, Garrick dolayısıyla, gözyaşlı komedyaya karşı çıkarken; Sheridan, Restorasyon komedyası geleneğini sürdürmüş, Fielding’in eleştirel oyunları ise yasaklamaya uğramıştır. 19. yy İngiliz Tiyatrosu daha önceki dönemlere benzemez olarak, tiyatro ve edebiyatın (drama) birbirinden kopmasına ve Wordsworth, Coleridge, keats, Sheley, Byron ve Browning gibi şairlerin oyun yazarları olarak öne çıkmasına tanık olur. Fransız romantikçiliğinin etkilerini taşıyan bu evrede (Victoria Dönemi), melodramlar, burlettalar, pandomimler, korku oyunları ilgi görmüş; başlıcalıkla da melodram yanısıra, Gilbert-Sullivan müzikli tiyatrosu geniş beğeni kazanarak ticari tiyatronun yerleşmesine yol açmıştır. Bu dönemin sonlarında Pinero’nun farsları tiyatroyu duygululuktan kurtarmadığı gibi, Oscar Wilde’ın daha çok kendi romanlarından aldığı oyunları da melodram çerçevesini aşmaya yetmemiştir.
19. yy'ın sonları ve 20. yy başlarında, tiyatrolarda reform hareketlerine rastlanır; İndependent Theatre (1891) ve 1911’de Liverpool ve 1913’de Birmingham’da kurulan repertuvar tiyatroları yanısıra Old Vic (1912), edebi repertuvar tiyatroları olarak önem kazanırken; G. Craig gibi sahne tasarımcısı tiyatro adamları da tiyatroya yeni boyutlar kazandırırlar.
20. yy, İngiliz Tiyatrosu’nda gerçekçi tiyatronun başı çektiği evredir; bu evre, Shaw’un eleşetirel gerçekçi toplumsal ve sorunsal oyunlarına ve aynı bağlamda Galsworthy ile Granville-Barker’ın oyunlarına tanıklık eder. Bu dönemde Maugham, siyasal ve toplumsal tiyatrodan uzaklaşan psikolojik oyunlara yönelirken; N. Coward, ticari eğlence tiyatrosu doğrultusunda çok sayıda güldürülü oyunlar üretmiş; Rattigan, toplumsal komediler ele alırken, Priestley alt tabaka insanların sorunlarına seslenmiştir. Auden ve İsherwood’un 1930’larda başlattığı koşuklu oyun eğilimi, Eliot’ta ciddi bir sav haline gelerek, Fry tarafından sürdürülmüştür.
1945’ten sonra İngiliz Tiyatrosu’nda yenileşme etkinliklerine rastlanır: Art Council’ın tiyatrolara ödenek sağlamasıyla birlikte, Stratford’daki Shakespeare anma tiyatrosu, 1960’da Londra’da Royal Shakespeare Company olarak etkinliğe başlarken, 1963’de (Laurence Olivier’in yönetiminde) National Theatre etkinliğe başlamış; öte yanda, 1958’den sonra Devine yönetiminde English State Company, Londra’da Royal Court Thatre’da çağdaş uygulamalara geçerken J. Littlewood’un Theatre Workshop’ı deneysel tiyatro çalışmalarına yönelmiştir. West End’de ticari tiyatronun ağırlık kazandığı bir dönemde, Osbourne’un Öfke oyunuyla, 1956’da yeni İngiliz drama sanatı (öfkeli genç kuşak) kendini göstermiştir. Saçma tiyatrosundan Brecht’e kadar çağdaş tiyatronun etkilerini taşıyan, ancak İngiliz toplumunun sorunları açıkyüreklilikle sergilemeye çalışan ve son dönem İngiliz Tiyatrosu’nu temsil eden bu karşıçıkıcı kuşak oyun yazarları toplu olarak şöyle sıralanabilir: Pinter, Arden, Wesker, Stoppard, Brenton, Barker, Griffiths, Edgar, Bond, Whiting, Poliakoff, Hare, McGrath, Ayckbourne, Barnes, Orton, Hampton.
 
Üst