Diyarbakır'ın Tarihi Mekanları - Diyarbakır'ın Tarihi Yerleri Hakkında Bİlgi

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Diyarbakırın Tarihi Mekanları - Diyarbakırın Tarihi Yerleri Hakkında Bİlgi

Surların kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte, İ.S. 349 yılında Roma İmparatorlarından II. Constantinus zamanında kentin etrafının surlarla çevrilerek kalenin güçlendirildiği bilinmektedir. Diyarbakır Kalesi, “Dış Kale” ve “İç Kale” olmak üzere iki ana kısımdan meydana gelmiştir. Dış kale surlarının uzunluğu 5 km�den fazladır. Dış Kale, Dağ Kapı (kuzey), Urfa Kapı (batı), Mardin Kapı (güney) ve Yeni Kapı (doğu) olmak üzere dört kapı ile dışarıya açılır. Dış Kale�nin kuzeydoğu köşesinde ayrı bir sur ile çevrili İç Kale bulunmaktadır. İç Kale�de, Virantepe diye adlandırılan tepe üzerinde gerçekleştirilen kazılarda 13.yüzyılın başına ait bir Artuklu Sarayı ortaya çıkarılmıştır. Diyarbakır Kalesi üzerinde yer alan yazıtlar bize, kentin, Roma İmparatorluğu�ndan Osmanlı İmparatorluğu�na kadar olar tarihsel sürecinin belgelerini sunar. Yazıtlarla birlikte yer yer karşımıza çıkan kabartmalarda her dönemin estetik anlayışını ortaya koymaktadır.


DİYARBAKIR ULU CAMİİ



Türkiye�nin en eski camilerinden biridir. Saint Thoma kilisesine, çeşitli dönemlerde yapılan eklemelerle camiye çevrildiği bilinmektedir. Tarih boyunca pek çok değişikliğe uğramış olan camii kesme taştan inşaa edilmiş olup büyük ve gösterişli bir yapıdır. Diyarbakır Ulu Camii, planının yanı sıra bezemeleri ve mihrabı, şadırvanı, minaresi gibi mimari unsurları ile de Anadolu mimarisinde önemli bir yer tutmaktadır.


FATİH PAŞA CAMİİ
Şehrin doğusunda yar alan yapı 1516-1520 yılları arasında Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Diyarbakır�daki ilk Osmanlı camisidir. Kurşunlu Camii diye de anılan eser, renkli (siyah-beyaz) kesme taştan inşaa edilmiştir. Çinilerle kaplı iç duvarlarının yanı sıra mihrab ve mimberi bezemeleri ile dikkati çeken bölümlerdir.


MELEK AHMET PAŞA CAMİİ




Urfa Kapı yakınında yer alan cami, 1587-1591 yılları arasında Melek Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Renkli kesme taştan (siyah- beyaz) inşaa edilen yapının iç mekanı 16.yüzyıl Osmanlı çinileri ile bezelidir.


NEBİ CAMİİ
Harput Kapısı yakınında yer alan yapının yapım tarihi bilinmemekle birlikte, Akkoyunlular tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Osmanlı döneminde de bazı eklemeler yapılan eserin yapımında kesme taş kullanılmış olup içi zengin çinilerle bezenmiştir.


SEFA CAMİİ
Şehrin kuzeybatısında yer alan cami 15. yüzyılda inşaa edilmiştir. Nesih ve Kufi yazılarla süslü olan minaresi taş işçiliğinin en güzel örneklerini yansıtmaktadır. Ayrıca yapının iç mekanı çinilerle süslüdür.


ŞEYH MUATTAR CAMİİ
Şehrin ortasında yer alan bu cami, 1500 yılında Akkoyunlu Sultanı Kasım Padişah tarafından inşaa ettirilmiştir. Bu nedenle Kasım Padişah Camii diye de anılmaktadır. Yapının en ilginç bölümü minaresidir. Diyarbakır�daki minarelerin hiçbirine benzemeyen bu ilginç minare dört sütun üzerine oturmaktadır.


MESUDİYE MEDRESESİ
1198 yılında Artuk Melikül Mesut Kutbudin Ebu Muzaffer Sokman zamanında inşaa edilmiştir. Kesme taştan iki katlı olarak inşaa edilen yapı taş işçiliğinin güzel örneklerini barındırmaktadır.


CAHİT SITKI TARANCI MÜZESİ




Cahit Sıtkı Tarancı�nın doğduğu ev, Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmış ve 1973 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Müzede 19.yüzyıl Diyarbakır yaşantısını canlandıracak etnografik malzemeler ile yazara ait özel eşyalar, fotoğraflar ve belgeler sergilenmektedir.


DELİLER HANI



Hüsrev Paşa tarafından 1527 yılında inşaa ettirilmiştir. Yapım malzemesi olarak renkli kesme taş (siyah-beyaz) kullanılan han İki katlıdır. Her yıl İslâm ülkelerinden Hicaz�a gitmek üzere bu handa toplanan hacı adaylarını eşlik edecek delillerin (rehber, kılavuz) burada kalmaları nedeniyle, halk tarafından Deliler hanı olarak adlandırılmaktadır. Yapı, restore edilerek 120 yataklı turistik, modern bir otel olarak hizmete açılmıştır.


MALABADİ KÖPRÜSÜ



Diyarbakır-Batman karayolu üzerinde, iki ilin sınırında, Batman Çayı üzerinde yer alan muhteşem bir Artuklu eseridir. Yazıtından, 1147-1148 tarihinde Artukluoğullarından Timurtaş Bin İlgazi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Anadolu�daki taş kemerli köprüler içinde kemeri en geniş olan bu köprü, suyun iki yakasını düz bir çizgi üzerinden değil kırıklar yaparak birleştirmektedir. Kemerin iki yanında kervan ve yolcular için yapılan iki barınak odasına köprünün üzerinden inilmektedir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Üst