Devlet Tiyatroları'nda 'Klasikler' Geçidi.

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Sezona başlamanın tatlı koşuşturmacasının yaşandığı Devlet Tiyatrolarında (DT) bu yıl, Türk edebiyatının klasikleşmiş eserlerinin bir bakıma ''geçit töreni'' yapılacak. ''Saatleri Ayarlama Enstitüsü'', ''Asilzadeler'', ''Üç Kağıtçı'' ve ''Felatun Beyle Rakım Efendi'' gibi nadide eserler, tiyatro sahnesinde ete kemiğe bürünecek.

DT Genel Müdürü Lemi Bilgin, televizyonların Türk edebiyatının klasik romanlarından uyarlama dizilere yönelmesinde tiyatronun etkisi olduğunu belirterek, ''Tiyatro, bu tür eserleri repertuvarına alıp, seyirciyle buluşturup, seyircinin de ilgisini çekince, televizyonlar da böyle bir yöne saptılar. Mutluluk verici bir şey'' dedi.

DT'de bugünlerde rejisöründen oyuncusuna, ışıkçısından kostüm tasarımcısına yeni sezona başlamanın heyecanı yaşanırken, seyircilerle buluşacak 57 yeni oyun şimdiden merak edilmeye başlandı. Bu yılki repertuvarda özellikle Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ''Saatleri Ayarlama Enstitüsü'', Ömer Seyfettin'in ''Asilzadeler'', Orhan Kemal'in ''Üç Kağıtçı'', Ahmet Mithat Efendi'nin ''Felatun Beyle Rakım Efendi'', Vasıf Öngören'in ''Asiye Nasıl Kurtulur'', Suat Derviş'in ''Fosforlu Cevriye'', Refik Halit Karay'ın ''Çankaya'' ve Adalet Ağaoğlu'nun ''Çok Uzak Fazla Yakın'' gibi Türk edebiyatının önemli eserlerinin sayıca fazlalığı dikkati çekiyor.

DT Genel Müdürü Bilgin, ''Biz çok çaba gösterdik, rejisörlerimiz çok çaba gösterdi, oyuncularımız şu anda en heyecanlı dönemlerinde. Yeni dönemde de tüm bu emeklerimizin seyirciyle buluşmasını, hoş, güzel bir beraberlik olmasını diliyorum'' diye konuştu.

Bu sezonki repertuvarı ''renkli ve çeşitli'' olarak tanımlayan Bilgin, yerli ve yabancı klasiklerden uyarlamalar ile yeni yazılmış oyunlara ağırlık verdiklerini, aynı zamanda geçen sezonda çok başarılı olup seyircinin beğenisini kazanan ve ödül alan oyunların da yine bu dönem seyirci karşısına çıkacağını anlattı. Bilgin, ''Şu anda 132 eserimizle başlıyoruz, giderek daha da zenginleştirmeye çalışacağız'' dedi.

''TİYATRODA İLGİ ÇEKİNCE...''

Bilgin, repertuvardaki klasik eser uyarlamalarının önceki yıllara göre fazlalığıyla ilgili soruyu yanıtlarken, geçmiş dönemlerde de bu tür eserleri sahnelediklerini ama bu yıl konuya biraz daha ağırlık verip, dikkat yönelttiklerini ifade etti.

Klasik eserlerin değerini hiçbir zaman kaybetmediğini dile getiren Bilgin, ''Bizim çok değerli eserlerimizin tiyatro yoluyla tanıtılmasını, seyirciyle paylaşılmasını amaçladık'' dedi.

Son dönemde, televizyon dizilerinde de Türk edebiyatının klasikleşmiş romanlarından esinlenildiğinin hatırlatılması üzerine Bilgin, şunları söyledi:

''Dizilerde de görüldü ki tiyatroda oynanan bu eserler çok seyirci yapıyor. Gerçi onlar biraz modernleştiriyorlar, günümüze getiriyorlar, biraz konuyu alıp, daha renklendiriyor, genişletiyorlar ve dizi tuttukça bölüm uzadıkça, biraz daha büyüyor.

Ama sanıyorum bunda tiyatronun etkisi oldu. Çünkü, tiyatro bu tür eserleri repertuvarına alıp, seyirciyle buluşturup, seyircinin de ilgisini çekince, onlar da böyle bir yöne saptılar. Böyle bir şeyi tercih ettiler. Mutluluk verici bir şey. Çünkü görülüyor ki değerli yazarlarımızın yazmış olduğu, Türk edebiyatının köşe taşı bu eserler, öyle sanıldığı kadar eskimiş şeyler değil. Onlar her zaman değerini koruyan şeylerdir. Dizilerde biraz buraya yönelinmesi, doğrusu beni de mutlu ediyor. Hep böyle, vurdulu kırdılı, mafyalı ya da hep ağalı dizilerden, bu tip sanatsal ağırlığı olan dizilere geçmek de güzel bir şey.

Ama burada tiyatronun da çok nemli bir katkısı var. Çünkü tiyatro bunu uzun yıllardır yapıyor ve her defasında başarılı sonuçlar elde ediyor. Bu şekilde belki biz onlara bir yol göstericilik yapmışsak ne mutlu... Biz hiç yanılmıyoruz. Her yıl repertuvarımıza baktığınızda bu tip eserler vardır ve gerçekten başarıyla sergilenmiş, seyirci de çok beğenmiştir.''

Bilgin, Türk edebiyatının klasik eserlerinin gençlere tanıtılması açısından tiyatronun önemine değinirken, bilgisayar, internet gibi teknolojik gelişmelerin iyi yönlerinin yanında ''zaten çok fazla alışkanlık edinilemeyen okumayı, daha fazla geri plana attığını'' vurguladı. Bilgin, ''Bu bakımdan, özelikle gençlerimize -ki bizim seyircimizin büyük bir oranı gençlerden oluşuyor- kaybolan tüm insani değerleri hatırlatmanın en güzel yolu klasik eserlerdir. Onlara Türk ve dünya edebiyatının klasik eserlerini tanıştırmak, o lezzetinden, o tadından onlara sunmak önemli'' diye konuştu.

MANEVİYAT VURGULANACAK Bu yılki oyunlarda, kaybolan bazı insanı değerlere dokunarak, onları tekrar hatırlatmayı amaçladıkların belirten Bilgin, artık bir çok şeyin maddiyatla ölçüldüğüne işaret etti. Bilgin, şunları kaydetti:

''Günümüzde ne yazık ki insanlığın ana, temel değerlerinin biraz kaybolmaya, her şeyin ekonomik anlamda karşımıza çıkmaya ve ekonomik olarak ölçülmeye başlaması, bizi repertuvar oluştururken, bu insanlık onuruna, erdemine, sevgiye, belki paylaşıma önem verme konusunda biraz yönlendirdi.

Dünya, her şey çok fazla ekonomik, maddi, para olarak ölçülmeye başlanıldığı zaman yaşanılası bir yer olmaktan uzaklaşır diye endişemiz var. Zaten sanatın herhalde birinci görevi burada başlıyor diyorum. İnsanları bencillik, maddiyat duygusundan uzaklaşıp, insanı değerlere çekmesidir sanatın görevlerinin başında gelen. Repertuvarı oluştururken böyle bir anlayışla hareket ettik.''

YABANCI KLASİKLER DT'de, yeni dönem, dünya edebiyatının seçkin örnekleri de tiyatroda seyirciyle buluşacak. Aristophanes'in eseri ''Barış'', William Shakespeare'in ''Fırtına'' ve ''Macbeth'', Carlo Goldoni'nin ''İki Efendinin Uşağı'', Henrik İbsen'in ''Yaban Ördeği'' ve ''Hortlaklar'', Gogol'ün ''Müfettiş'' ve ''Evlenme'', John Steinbeck'in ''Gazap Üzümleri'', Cengiz Aytmatov'un ''Mankurt Efsanesi'' ve Jean Paul Sartre'nin ''Troyalı Kadınlar'' gibi eserlerdeki karakterler tiyatro sahnelerinde canlanacak.
 
Üst