Brothers In Arms: Hell's Highway (PC) İnceleme

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Brothers In Arms: Hell's Highway (PC) İnceleme

Üçüncü kez göreve çıkıyoruz!
İkinci Dünya Savaşı konulu oyunları çok sevmeme rağmen bu yapımlar geçmişte beni sürekli yüz üstü bırakmıştı. Medal of Honor: Allied Assault'u ilk yüklediğimde, grafik kartım oyunu açmamıştı bile. Call of Duty'nin demosu yayımlandığında, kendi makinem arızalı olduğu için demoyu bir arkadaşımda denemiştim, ama 32 MB kartın ürünü olarak tüm bölümü sadece beyaz renk olarak oynamıştım. Brothers in Arms: Road to Hill 30 çıktığında ise, 64 MB’lık MX440 sadece bana oyunun seslerini verebiliyor, görüntü olarak kocaman siyah bir ekran sunuyordu. İlginçtir oyunlarda karşılaştığım sistemsel sorunların büyük bir çoğunluğu hep İkinci Dünya Savaşı türü yapımlar karşıma çıktı. Geçmişteki tecrübelerimden ders çıkararak Hell's Highway'de bu tip sorunlarla karşılaşmayacağımdan emindim, ama bu sefer de bitmek bilmeyen ertelemeler sadece beni değil, oyunu bekleyen tüm oyuncuları canından bezdirmişti bile.

Pek sevilen bir konu olmayan “İkinci Dünya Savaşı”, Call of Duty ile yükselişe geçerken, ardından Gearbox tarafından hazırlanan Brothers in Arms ile farklı bir boyut kazanmış, oynanışa taktik unsurları da eklenmişti. 13 cesur adamın hikayesi olarak hazırlanan Road to Hill 30’dan sonra devam olarak Earned in Blood gelmiş, daha önce olmadığı kadar dramatik ve etkileyici bir savaş serisi doğmuştu. Derken Hell’s Highway duyuruldu, yıllar birbirini kovaladı ve nihayet beklenen an geldi. İlk yayımlanan muhteşem videosundan bu yana uzun yıllar geçen Brothers in Arms: Hell's Highway (BIA), sonunda bizlerle.

Savaş planı

Önceki operasyonlarda ölen askerler olsa da 101. hava indirme bölüğü, eklenen yeni takviyelerle beraber yine bir arada. İkinci Dünya Savaşı’nın en kanlı bölümlerinden olan Market Garden operasyonunda yer alıyoruz ve bir kez daha Matt Baker’i yönetmekle sorumluyuz. BIA sadece Baker’ı değil, John, Jasper, Franky ve hatta küçük Pieter’ı anlatıyor. Patlayan bombaların arasında çarpan minik bir yürek, kaosun ortasında yaşanan umutsuz bir aşk ve kendisiyle hesaplaşan bir adam.

Hells’ Highway’deki maceramıza başlamadan önce sinematik bir video ile karşılaşıyoruz. Remake olarak tabir edebileceğimiz bu videolar toplamında, önceki BIA oyunlarında yer aldığımız ve unutamadığımız önemli sahneler, yeniden düzenlenerek hazırlanmış. Genellikle bölüm aralarına bu tip oldukça kaliteli videolar serpiştirilmiş. Road to Hill 30’da öldürülen Kevin, Earned in Blood’ta da Matt’in aklından çıkmamıştı. Hikayenin devam niteliği olarak Kevin, yeni oyunda önemli bir yere sahip. Hafızasında canlandırdığı geçmişindeki sürekli eski günleri gören Baker, ayrıca zihninin ona oynadığı oyunlar nedeniyle bazı çatışma ortamlarında Kevin ve onun sergilediği hareketlerini görüyor, seslerini duyabiliyor. Üstelik sadece o değil.

Hayalleri bırakıp gerçeğe döndüğümüzde ise Hollanda’dayız. Yapımın ilk dakikaları, özellikle seriye ilk kez dahil olan oyuncular açısından bir nevi eğitim havasında geçiyor ve gerekli bilgileri aldıktan sonra asıl oyun başlıyor. Tekrar hatırlatmakta fayda var. BIA serisi; savaş esnasında belirli taktikler belirlemenize olanak sağlayan, bazen bir, bazen de iki-üç takımı birden kontrol edebildiğiniz bir FPS oyunu. Hell’s Highway, önceki oyunların temeline sadık kalmış, ama doğal olarak pek çok yönde geliştirmelere gidilmiş. Daha dinamik savaş ortamları ve daha eğlenceli oynanış, yeni oyunu diğerlerinden kolayca ayırt ediyor. Boşluk tuşuna basılı tutarak koşabiliyor, yine aynı tuşa basarak engellerin üzerinden atlayabiliyorsunuz. Bu sıradaki görsel yön oldukça güzel.

Tab tuşuyla takım seçebiliyorken, X tuşuna basarak da bulunduğunuz çevre ile ilgili her türlü bilgiyi elde edebiliyor, buna göre ilerleyişinizi belirleyebiliyorsunuz. Ayrıca Gears of War’da olduğu gibi E tuşuna basarak, çevrenizde sizin isteminiz dışında meydana gelen gelişmeleri an be an takip edebiliyorsunuz. Ek olarak oyun boyunca karşımıza sivil insanlar çıkabiliyor. Nazi zulmünden bıktıklarını söyleyen bu kişiler, düşman hakkında bize bilgi ve belgeler veriyor. Küçük Pieter ve babası, hikaye boyunca sürekli karşılaşacağımız insanlardan ikisi.

Taktiğini belirle ve yok et!

Yapımın askeri danışmanı John Antal, Hell’s Higway’in bir tanıtım videosunda “Onu bul, taktiğini belirle, yok et!” diye söylüyordu. Oyunun temelini, bu üç kavram oluşturuyor diyebiliriz. Nasıl bir taktik belirleyeceğiniz veya ne taraftan saldıracağınız tamamen size bağlı. Zaten savaş alanları, olabildiğince işlevsel hazırlanmış. Direkt saldırabildiğiniz gibi, düşmanın arkasından dolanma imkanınız da olabiliyor. Genellikle tek başınıza ilerlediğinizde pek şansınız yok. Mümkün olduğunca saklanarak ilerlemeli, takımınızı da buna göre konumlandırmalısınız. Bu aşamada, son dönemde yeni bir akım olan TPS moduna geçerek siper alma ve ardından hedef belirleyerek saldırıya geçmek, Hell’s Highway’de de yer almış. Q tuşuyla siper alabiliyor, ardından müsait zamanı belirleyerek saldırabiliyorsunuz. Nişan aldıktan sonra biraz beklerseniz, hedefin sabitlendiğini ve daha etkili atışlar yapabildiğinizi göreceksiniz. Tek atışta yaptığınız Head Shoot’larda, yavaş çekim modunda düşmanı nasıl vurduğunuzu görebiliyorsunuz. Ayrıca F tuşu yardımıyla attığınız bombalarda isabet kaydederseniz, yine yavaş çekimde bu kez parçaları etrafa savrulan düşman askerlerini görüyorsunuz. Eğer siz de miğferinize bir mermi alırsanız, miğferiniz kafanızdan düşüyor ve sonraki saldırılara karşı daha korumasız bir hal alıyorsunuz. Çevredeki bidon, kutu, çit gibi ahşap yapılar, kolay parçalanabilir olduğu için bunların arkasında fazla saklanamıyorsunuz. Bir başka yenilik de oyunun sağlık sistemi için. Artık yaralandığınızda, güvenli bir yerde saklanmalı ve kısa bir süre dinlenmelisiniz. Şüphesiz Brothers in Arms: Hell’s Highway, şiddet seviyesi en yüksek savaş oyunlarından birisi.

Adamlarımız için ister çok iyi yapay zekaya sahipler diyin, isterseniz çok güçlü. Önceki oyunlarda yedikleri kurşunlarla birlikte birer birer düşen adamlar, Hell’s Highway’de mevcut değil. Çok nadir ölüyorlar (Öldükten sonra, hikaye gereği tekrar takıma katılıyorlar) ve yaptıkları atışlarda isabet oranları da bir hayli yüksek. Saldırı timini seçerek düşmanları kevgire çevirebiliyorken, bazuka timini seçerek de makineli tüfek mevzilerini, sniper yuvalarını ve cephanelik gibi bölgeleri yerle bir edebiliyoruz. Kendiniz bir kenara çekilip biraz takımınızı izlerseniz; sistemli olarak hareket ettiklerini, bazıları ateş açarken diğerlerinin hazırlandığını, Jasper bazukayı hedefe yöneltirken diğer arkadaşının füze yerleştirdiğini göreceksiniz. Yani birbirleriyle koordineli bir işbirliği içerisindeler. Hataları da yok değil. Yakın bir mesafeden füze atışı yaptıklarında, füzeyi hemen önündeki barikata nişanlayabiliyorlar örneğin. Karşı tarafa baktığımızda, Nazilerin de yapay zekasının iyi olduğu söylenebilir. Sürekli saklanıyorlar, etrafa göz atarak hareket ediyorlar. Yanındaki arkadaşları öldürüldüğünde tek kalan bir Nazi askeri, yer değiştiriyor veya kaçmaya başlıyor. Onların da saçmaladıkları zamanlar, sizinle karşı karşıya geldikleri anlar aslında. Sizi bir anda karşılarında gördüklerinde, bazen nedense hemen saldırmayı akıl edemiyorlar. Yanındakini veya yakınındakini öldürdük diyelim, bazen bundan haberleri dahi olmayabiliyor.

Bu mevsimde Hollanda, çok güzel olur

Hell’s Highway, ilk görselleri yayımlandığında ağzım açık olarak izlediğim bir oyundu, fakat sürekli çıkış tarihinin ertelenmesi, oyunun grafiksel olarak ta geride kalmasına yol açtı denebilir. Yine de çok güzel grafiklere sahip bir oyun Hell’s Highway. Karakter tasarımları ve özellikle yüz çizimleri, bana göre mükemmel hazırlanmış. Tüm askerlerin üzerinde yer alan ekipmanları, birer birer detaylandırılmış. Hareket ettiğiniz taktirde ekipmanlarınız da hareket ediyor, yapışmışlık hissi vermiyor böylece. TPS moduna geçtiğinizde, tüm detayları görebiliyorsunuz zaten. Karakter hareketleri de gayet iyi. Kurşunu isabet ettirdiğiniz bölgeye göre savruluyorlar. Özellikle hareket halindeyken yaptığınız isabetli atışlarda, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Çevre tasarımları, ışık ve gölgelendirmeler, karakter tasarımlardan sonra oyunun görsel gücünün bir diğer yönü. İlerledikçe, oyunun isminin anlamının hakkını verdiğine şahit olacaksınız. Birkaç güneşli gün geçireceksiniz, ama sonrasında çevrenizi güneş değil alevler aydınlatıyor olacak.

Oynanışa bir etkisi olmasa da, görsel olarak oyunun belirgin bir eksisi var. Askerlerinize emirler verdiğinizde ve onların da size cevap verdiklerinde, seslerinin çıktığını, ama ağız hareketlerinin olmadığını fark edeceksiniz. Yapımcılar, neden bu konu üzerine eğilmemiş anlayamadım doğrusu. Diğer bir konu da, silahlar. Tasarımları güzel olsa da bazı silahların tutuş açıları, göze çok batıyor. Bu noktaya, Alman makineli tüfeği örnek olarak verilebilir. Ayrıca pencere önlerine geldiğinizde, çevrenin yansıdığını görüyorsunuz. Oldukça güzel, ama bir şey eksik, o da kendi askerinizin camda olmaması.

İyi bir ses sistemine sahipseniz oyun size çatışma duygusunu iyi veriyor. Ana menüde çalan güzel bir müzik dışında, oynanış süresince hiçbir müzik bulunmuyor. Özellikle Call of Duty’de arka planda çalan müzikler sayesinde oyuncular, daha heyecanlı bir atmosferde yer alabiliyordu. Brothers in Arms ise, gerçekçiliğe daha fazla önem verdiği için bu adımı atlamış sanıyorum. Sadece silah sesleri ve bağırışlar, bu oyun için daha ideal.

Toplamda 10 ana başlıktan oluşan tek kişilik senaryonun dışında çoklu oyuncu seçeneği olarak, 6 harita bulunduran ve 20 oyuncuya kadar destek veren yapımda, kendi bölgenizi savunuyor ve takım komutanı, tankçı veya uzman sınıflarından birisini seçerek düşman bölgesini ele geçirmek için mücadeleler veriyorsunuz.

Noel’de evde olacaktık…

İki yıldan uzun bir süredir geliştirilen Hell’s Highway, Epic Games’in ünlü grafik motoru Unreal Engine 3’ü lisanslayan ilk yapımlardan birisiydi. Piyasaya yeni çıktı, ama ilk açıklananlar yerine getirilseydi, çıkalı bir yıl olmuş olacaktı. Eğer ki çıksaydı, büyük bir yankı uyandıracağı ve grafik teknolojisi olarak çoğu oyunu geride bırakacağı da kesin gibiydi (Şu aşamada da bırakıyor, fakat önceden çıksaydı daha büyük ilgi görebilirdi). Her şeye rağmen oyunu çok beğendim. Taktik unsurları, bu oyuna çok yakışıyor. Serinin önceki oyunlarını oynadıysanız, mutlaka Hell’s Highway’i de denemenizi tavsiye ediyorum.

ARTILAR:
Grafikler, başarılı karakter modellemeleri, TPS sistemi, özgür oynanış, takımları kontrol edebilme.
EKSİLER:
Yapay zeka problemleri, karakterlerin konuşurken ağız hareketlerinin olmaması, bazı ufak tefek hatalar.
 
Üst