Bediüzzaman Bir Ehl-i Sünnet Büyüğüdür

Dine

Özel Üye
#1
Sponsorlu Bağlantılar
BEDİÜZZAMAN BİR EHL-İ SÜNNET BÜYÜĞÜDÜR
Bediüzzaman Bir Ehl-i Sünnet Büyüğüdür
KALBİNDE İslâm, İman, Kur’ân, Ümmet, Şeriat, Sünnet, Mukaddesat sevgisi olan her Müslüman Bediüzzaman Said Nursî hazretlerini sever ve sayar, onu minnet ve teşekkürle anar Çünkü bu muhterem zat, bütün ömrünü bu saydığım değerlere hizmet ile geçirmiştir ve Cenâb-ı Hakk’ın lütfuyla büyük fütuhata nail olmuştur

Yakın tarihimizde Müslümanlar çok kara günler gördüler, çok ağır zulüm ve baskılara maruz kaldılar, çok eziyetler ve işkenceler çektiler İşte o karanlık zulüm devrinde Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bu halkın imanını kurtarmak için hasbeten lillah çalışıp çabalamıştır

Ne kadar esef edilse azdır Zamanımızda böyle mübarek bir zatın aleyhinde bulunan birtakım Müslümanlar görülmektedir

Onlar merhum Üstad hazretlerini karalamak için çeşitli iftiralara baş vuruyor, yanlış yorumlar yapıyor


Bendeniz bu yazımda elimden geldiği kadar Üstad hazretlerinin bazı özelliklerini anlatmak ve sıralamak istiyorum

Birincisi: O bir Ehl-i Sünnet büyüğüdür Kesinlikle hiçbir bid’atle, bozuk akide, fikir ve görüşle ilgisi yoktur İtikatta sünnîdir, amelde sünnîdir

İkincisi: Üstad hazretleri dinde reform, yenilik, değişiklik yapılmasına karşıdır İslâm’ı bir bütün olarak kabul eder, İslâm’ı Ehl-i Sünnet imamlarının anladığı ve anlattığı şekilde anlatır ve öğretir

Üçüncüsü: Üstad hazretleri tarih boyunca birkaç kişiye nasip olmuş keskin bir zekâya, harikulâde bir akla, derin bir firasete, akılları hayrete düşüren güçlü bir hafızaya sahipti Ondört yaşında şer’î ilimlerden icazet almıştır Mâneviyat ve tasavvuf sahasında da derecesi yüksekti Her gün ezkar ve evrad ile meşgul olurdu Son derece yüksek bir ahlâka sahipti Kötülükleri affeder, kendisine eziyet edenlerin hidayetine dua ederdi

Dördüncüsü: Üstad hazretleri dinde orta yolda cadde-i kübrada olmuş, cumhur-i ulemânın izinden gitmiştir

Beşincisi: Üstad hazretleri Kur’ân’ın temel prensiplerinden olan “Allah katında din İslâm’dır” inancına sımsıkı bağlıydı Onun bu inançtan ödün verdiğini iddia etmek büyük bir iftiradır

Altıncısı: Üstad hazretleri İslâm’a, imana, Kur’ân’a hizmet konusunda Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) ahlâkı ve metodu ile çalışmıştır İhlâs sahibi olmuş, Yaratan için yaptıklarından dolayı yaratıklardan ücret, maaş, hattâ hediye bile kabul etmemiştir

Yedincisi: Böyle bir zatın aşırılıklara kaçması, cumhur-i ulemânın yolundan ayrılıp çıkmaz sokaklara, dar patikalara sapması mümkün değildir

Vehhabî meşrebli, aşırı uçlarda bulunan, gulüvve sapan, ifrat veya tefrite kaçmış kimselerin Üstad hakkındaki yersiz tenkitlerine kesinlikle kulak verilmemelidir

27 Mayıs 1960’tan sonra bazı insî şeytanlar Üstad’ı karalamak için, merhum Şeyhülislâm Mustafa Sabri’nin yazmış olduğunu iddia ettikleri düzmece bir reddiye yayınlamışlardı Merhum Eşref Edib beyin gayretleriyle ve araştırmasıyla bu risalenin sahte ve düzmece olduğu kesinlikle isbat edildi Çünkü, içinde zikr edilen bir kaynağın basım tarihi, Mustafa Sabri’nin ölümünden sonrasına aitti!

Tekrar ediyorum: Bediüzzaman orta yolda giden, cumhur-i ulemâ cadde-i kübrasında yürüyen bir Ehl-i Sünnet büyüğüdür Onda, bu târife aykırı düşen bir özellik ve noksanlık yoktur

(Mehmet Şevket Eygi'nin makalesinden derlenmiştir)



Mehmet Şevket EYGİ​
 
Üst