Antalya resimleri, şehir merkezi, tarihi yerleri, camiler, şehir tiyatroları, geçim kaynağı

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Antalya resimleri, şehir merkezi, tarihi yerleri, camiler, şehir tiyatroları, geçim kaynağı, üniversAntalya Antalya resimleri, şehir merkezi, tarihi yerleri, camiler, şehir tiyatroları, geçim kaynağı, üniversiteler, devlet kurumları, hastaneler, türbeler, antalya ili şarkıları, türküleri, halk oyunları, şiirleri, sanatçıları, ozanları, ve daha fazla bilgiler.


İlgi Çekici Yerleri:

Kaleiçi
Tarihi Kaleiçi evleri ve konaklarının büyük bölümü restore edilerek otel, pansiyon, bar ve dükkan olarak kullanılıyor. Dükkanlarda çoğunlukla turistlere yönelik hediyelikler satılıyor. Kaleiçindeki otellerin, lokanta ve barların çoğunun bir iç avlusu vardır. Surların üzerinden limanı gören çok sayıda kafeterya, bar ve lokanta bulunuyor. Antalya’nın tarihi limanı 80’li yıllarda restore edildi ve bu restorasyon Avrupa Konseyi Altın Elma ödülü aldı. Limandan hareketle gerçekleştirilen büyük ve küçük şelale turlarına katılmak için dolmuş ya da kiralama usulü çalışan teknelere binebilirsiniz. Limanda ayrıca günübirlik ya da daha uzun süreli yat gezintileri için de tekneler bulunmaktadır. Seyahat acenteleri ve yat işletmelerinden bu konuda bilgi alabilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz. (Seyahat acenteleri ve yat işletmeleri için Antalya rehberi’ne bakınız)
Kaleiçi’nde geceler de renklidir. Sokak aralarından yükselen müziğin davetine uyabilir, geç saatlere kadar açık olan bar ya da diskoteklerde eğlenebilinir.

Hadrianus Kapısı
Hadrianus Kapısı’nın, Hadrian döneminde (M.S. 117-138) Antalya kent kapısı olarak yapıldığı bildiriliyor. Kapı tüm ihtişamıyla ayakta. Mutlaka görmelisiniz. Evliya Çelebi’ye göre tarihi kent, uzunluğu yaklaşık 4.5 km. olan surlarla çevriliymiş. Kale duvarları ve burçlar Selçuklular döneminde onarılıp sağlamlaştırılmış. Surlar limanı çepeçevre sarıyor. Surların güneydoğu ucundaki Hıdırlık Kulesi iki katlı ve 14 m. yüksekliğinde. Hıdırlık Kulesi, Hadrian Kapısı’nın hemen önünden Kaleiçi’ne girildiğinde Hesapçı sokağı izleyip deniz kenarında indiğinizde karşınıza çıkıyor.

Yivli Minare
Kaleiçi’ne girildiğinde hemen gözünüze çarpacak bir başka yapı olan Yivli Minare Antalya’nın simgesi sayılıyor. Adını 37 metreye ulaşan kırmızı tuğlayla örülü minaresindeki 8 yivden alır. Selçuklu sultanı 1. Alaattin Keykubat tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Kaleiçi’ndeki bir başka ilginç yapı da Kesik Minare’dir. 5. yüzyılda Meryem Ana adına kilise olarak yapılan, daha sonra II. Beyazıd’ın oğlu Korkut tarafından camiye çevrilen yapının ahşap minaresi 1986’da yanmış ve Kesik minare olarak anılmaya başlanmış.

Antalya Müzesi
Antalya Müzesi, Türkiye’nin en zengin müzelerinden biridir ve Avrupa Konseyi 1988 yılı "Yılın Müzesi Jüri Özel Ödülü"ne sahiptir.Side, Perge, Karataş-Semahöyük, Arykanda, Xanthos Lmyra, Patara, Elmalı Bayındır Tümülüsleri kazıları buluntuları müzenin başlıca eserlerini oluşturuyor. Antik çağ oyuncaklarının sergilendiği bir Çocuk bölümünün de bulunduğu müzenin "Tabiat Tarihi ve Prehistorya (Tarih öncesi), Frig Çağı eserleri, Tanrılar, Küçük Eserler ve Sualtı buluntuları, İmparatorlar, Mezar Kültürleri (lahitler), Mozaik, Sikkeler, ikonalar ve Etnografya salonlarında tematik ve kronolojik bir tasnifle eserler sergileniyor.

Plajlar
Antalya’nın hemen her yerinden, falezlerin geçit veren basamaklarından inerek denize girebilirsiniz ama plaj ve kumsal arıyorsanız, batıda Kemer yolu kenarındaki Konyaaltı ve doğudaki Lara plajlarını öneririz. Her iki kumsalın da gerisinde çok sayıda lokanta, kafe ve büfe bulunuyor.
Biraz daha uzaklaşmayı göze alırsanız, Kemer yolunda plaj ve piknik alanları olduğunu hatırlatalım. Bunların ilki, şehir merkezinden 11 km. uzaklıktaki Topçam günübirlik piknik ve plaj alanıdır. Küçükçaltıcak (13. km), Büyükçaltıcak (15. km), Kargıcak (18. km) ve Kargıcak 2 (20. km) diğer günübirlik piknik ve plaj alanlarıdır. Olympos-Bey dağları Milli Park alanı içinde bulunan ve yapılaşmaya izin verilmeyen bu alanlar çam ormanı ile çevrilidir.
Kemer yolunda 22. kilometreden sonra Kemer-Beldibi tatil köyleri başlıyor.

Saklıkent ve Geyik pınarı
Antalya’ya kış ve bahar aylarında giderseniz eğer, kayak da yapabilirsiniz. Antalya’ya kar yağmaz ama, 1.5 saat uzaklıkta ve 2200 metre yükseklikteki Saklıkent zirvesinde kar yılın üç ayı kayak yapabilecek kalitededir.
Saklıkent kayak merkezinin denizden yüksekliği 1900 metre. Kayak merkezinde biri 750, diğeri 850 metre uzunluğunda iki teleski hizmet veriyor. Pist uzunlukları ise 750 ile 3000 metre arasında değişiyor ve farklı zorluk derecelerine göre ayrılıyor. İsteyenler kayak kiralayabilir, kayak hocalarından ders alabilirler.
Kayak merkezinde teleskilerin hemen yanında bir kafeterya bulunduğunu, konaklama imkanlarının ise sınırlı olduğunu belirtmekte yarar var.

Düden Şelalesi:
Antalya çevresindeki önemli mesire alanlarından biri de Düdenbaşı’dır. Düden Şelalesi ve çevresindeki piknik alanı, gerek Antalyalıların, gerekse dışarıdan gelen ziyaretçilerin her zaman yoğun ilgisini çeker.
Bıyıklı düdeninden kaybolan su 14 km. kadar yerin altından gittikten sonra Varsak çukurunun bir ucundan çıkar ve çok kısa bir akıştan sonra tekrar batar. Varsak’ta kaybolan su 2 km. kadar tekrar yeraltı akışından sonra Düdenbaşı’nda yer yüzüne çıkar. Bu su Düdenbaşında alttan, sifonlu olarak bir nehir halinde çıkan sudur. Şelale yaparak akan su ise Kepez hidroelektrik santralından gelen sudur.
Düdenbaşından sonra çok dağılan ve birçok kola ayrılan Düden çayı, en sonunda Antalya’nın doğusunda 40 m. yüksekliğindeki traverten eşikten şelale yaparak Akdeniz’e dökülür.
Düdenbaşı’nın keyfi sadece şelale değildir. Dar bir merdivenle inilen mağara ve çevrenin yeşilliği etkileyecektir sizi. Fotoğraf makinanızı almayı sakın unutmayın. Suyun ve yeşilin serinliğinde birşeyler yemek ve içmek için dere kenarında lokantalar olduğunu not edelim.

Kurşunlu Şelalesi:
Antalya’dan 24 km. uzaklıktadır. Çam ormanı ve yoğun bitki örtüsüyle kaplı vadi boyunca akan derenin yarattığı irili ufaklı şelaler, gölcüklerden oluşan, seyir terasları, yürüyüş patikaları ile milli park olarak düzenlenmiş bir dinlenme yeridir. Kentin sıcağından bunaldığınız bir gün gidin Kurşunlu’ya. İçinde nilüferlerin, balıkların yüzdüğü gölcükleri gezin. Sonra şelalenin arkasındaki mağaraya girip önünüzden düşen serin suları, güneşin altın ışıltılar attığı parlak su damlacıklarını seyredin. Ardından vadi boyunca akan dereyi çepeçevre saran patika yollara atın kendinizi. Sık bitki örtüsünün altında yürüyün, gövdeleri suyun üzerine uzanmış ağaçlara tırmanın, köprülerden geçin ve eğer tüm bunlarla yetinmiyorsanız derenin aktığı vadi boyunca uzun yürüyüşe çıkın. Dönüşte, şelale çevresindeki kır lokantaları ve kahvelerinde oturmak da bu gezinin ikramiyesi.

Perge
Perge, Antalya’ya çok yakın ve önemli antik kentlerin başında geliyor. Bir Pamphylia kenti olan Perge’nin M.Ö. 12-13. yüzyılda kurulduğu tahmin ediliyor.Lidya ve Pers egemenliklerinin ardından Perge M.Ö. 334’te İskender’e teslim oluyor.
Kentin en parlak dönemi, Roma imparatorluğunun egemenliğine rastlıyor. (M.S. 2-3. yüzyıl) Kentte bugün görülebilecek kalıntıların tamamı bu döneme ait. Antik ören yerinde kazılar Türk arkeologlar tarafından sürdürülüyor. Kentin dışında kalan ve ören yerine karayoluyla girişte karşılaşılan ilk yapılardan biri olan tiyatroda restorasyon çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı ve ziyarete yeniden açıldı. Tiyatronun 15.000 kişilik olduğu tahmin ediliyor. Hemen arkasındaki stadyum büyük ve görkemli. Antik çağın en iyi korunmuş stadyumlarından birisi ve Aphrodisias’tan sonra ikinci büyüklükte.

Aspendos
Antalya-Alanya karayolu üzerinde, Antalya’dan 48 km, Aspendos tiyatrosu bulunuyor
Aspendos çoğunlukla tiyatrodan ibaret sayılır. Aspendos, içinde tiyatrosu da olan koca bir antik kenttir. Aspendos, Mopsos’un egemenliği altında Argos’tan gelen kolonistler tarafından kurulmuştur. M.Ö. 5 ve 4. yüzyıl paraları üzerinde kentin adı Estvediya olarak geçer. Bu kent adı, Adana yakınlarında Karatepe’de bulunmuş olan ve M.Ö. 8. yüzyıl sonuna tarihlenen Hitit yazıtlarında Asitawada olarak bahsedilen kralın adından alınmıştır.Şimdi de konser ve benzeri etkinliklerde kullanılan çok iyi durumdaki tiyatro 30,000 kişiliktir. Auditorium(seyirci sıraları) ile sahne bölümünün uyumlu bir biçimde birleştirilmesini başaran Romalı mimarların görkemli bir eseridir. Auditorium’un en üst bölümü sütunlu galeriyle örtülmüştür. İzleyiciler sahnenin her iki yanındaki galeriler aracılığıyla üsk sıralara çıkarlar.

Aspendos opera ve bale festivali
Günümüzde Antalya bir festivaller şehri, en önemli iki festivalden biri, her yıl Haziran’da düzenlenen Aspendos Opera ve Bale Festivali, digeri ise Ekim’de yapılan Altın Portakal Film Festivalidir. Tükkiye’de en iyi korunmuş Roma anfitiyatrosu olan ve daha sonra (13. YY.da) Selçuklu Sarayı olarak kullanılan Aspendos Tiyatrosunun insan yapımı muhteşemliği ve yakın çevresinin doğal güzelliği, bir müzik şöleni ile birleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Opera ve Balesi tarafından düzenlenen bu festival, çok sayıda Türk ve dünyanın her tarafından gelen yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. İzlenmesinde kıyafet zorunluluğu olmayan festival her yaştan insan grubuna hitab ediyor.
 
Üst