Gelmeyeceğini Bile Bile Beklemek

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Birinin gelmeyeceğini bile bile beklemek nasıl birseydir bilir misiniz? Gelmeyeceğini bile bile beklemek. Gelmemesine inat beklemek belki de, o sana inat gelmezken, sende ona inat beklersin... Kendine inat beklersin belki de, sadece ona değil de. Neticede sende bilirsin gelmiyeceğini. Ama yine de beklersin. Hergün içinde aynı umutla, ya gelirse diyerek ve görünce gelmediğini içindeki umudun nasıl söndüğünü, kanının cekildiğini, hayallerinin suya düştüğünü görerek. Hergün biraz daha ölerek, her sabah yeniden doğarak. Sabahları doğup, içindeki umudu sevgiyi büyütüp, akşamları yeniden ölerek. Belki de ancak böyle yaşayabilerek. Eğer gelmiyeceğini bilerek beklemezsen yaşayamazsın ki zaten . Bitersin, işte asıl bittiğin an onun gelmediği an değil, senin beklemeyi bıraktığın andır.

Beklerken bazen dibe vurduğunuzu fark edersin. Bu acıyla yaşayamayacığını düşünürsün. Geri dönüp o enkazın altından çıkmaya çalışsan bile kurtulabilirmisiniz ki. ''İçim acıyor, kalbim acıyor'' serzenişlerine kim ne kadar çare olabilirki? Veya kimin umrunda olurki. Kim anlayabilirki.
Özlem düşer içine, öyle bir düşerki içine bilir misin? Düştümü insanın içine ateşe değmişin gibi bir acı kaplar göğsünün her bir bölümünü. Ezilir, erir, acır, sıkar, ve yakar. Nefes aldırmaz sana. Boşa yaşadığını hissedersin şu koskoca evrende. Dersin ki o yoksa ben niye varım. O yoksa ne anlamı var benim yaşamamım.
Bir sesine bir işaretine hasret öleceğinden korkarsın. Buram buram içinde yanar tutuşur. Oysa bilir mi ki ne kadar özlendiğinin kendisinin. Dünya' da hiçbir özlem bu kadar acılı olmamıştır, Dünya'da hiç bir kimse bu kadar özlenmemiştir. İnsan bunları hissederken, o ne kadarını bilir bunların? Ne kadarının farkındadır acaba ? Ben bunları yapmayı tek başına mı öğrendim diye sorarsın kendi kendine. şuan tek başına yaşıyorsun ve hissediyorsun tüm bu acıları dersin içinden.
Sevilen, özlenen sevgili ne zaman anlar bunları acaba? Ne zaman hisseder çektiğin bu acıları? Düşünürsün ve kendi kendine cevaplarsın ''Ta kiii kendi de yaşayana ve hissedene kadar'' fakat, kıyamazsın, için elvermez...
O' nun da bu kadar acılarla boğuşmasına, acı çekmesine ...

Bazen de beklemekten yorulursun, pes edersin. Hayata teslim olursun. İşte o an gerçekten dibe vurursun. Öyle ya tekrar başlamak için bazen iyice dibe vurmak gerekir. Bittim dersin ama aslında bitmezsin, yavaş yavaş yine hayata karışırsın. Hayat seni öyle bir başına bırakmaz asla. Üstüne arkadaşlar salar, işler salar, problemler salar. Önce nazikçe çagırır seni, baktı ki gelmiyorsun zor kullanmaktan çekinmez, öyle fazla naza falan gelemez. Araya aracılar koyar, ne yapar, ne eder ,sonunda istediğini elde eder. Yavaş ,yavaş. Sonra düzelirsin, iyi hissedersin. Sonuçta bitmek ayıp değildir artık senin için. Atlatmıssındır... Bir süre geçer, hayat bu durumdan memnun, etrafındakiler memnun, öyle ya madem herkes mutlu, memnun sen niye olmayasın ki diye düşünürsün. Aslında doğrusunu söylemek gerekirse pekte düşünmezsin. Kendi kendini kandırıyorsundur beklide. Korkarsın öyle çok düşünmekten. Gerekte yoktur zaten. Akıntıya bırakırsın kendini. Bu da başka türlü bir pes ediştir işte.
Ve beklediğin gelir. O gelir. öylece gelir, 'Ben geldim' der ve gelir. Hatta bazen öyle bir gelir ki sanki bekleten o değilmiş gibi, umursamaz. Zaten hep sen onu gözden çıkarmışken gelir. Gelir ve depremi de beraberinde getirir. Yakar, yıkar ortalıgı, senin yaptıklarını bozar, hatta öyle bir bozar ki taş taş üstünde kalmaz. İşte önemli olan bundan sonrasıdır. Eger etkilenmezsen, kendini kaptırmazsan hersey sağlamdır. Fakat içindeki aşk öyle güçlüdürki buna dayanamassın. Dayanacak gücünde pek yoktur zaten. Onun bozduklarına aldırış bile etmeden, onunla savrulmaya başlarsın. Zaten sen hiç beklemeyi bırakmamıştın ki. Kendini bile yalanlarınla kandırmış olduğunu anlarsın.
Hayat zaten beklemekten ibaret değil mi? Ömür boyunca birşeyleri beklemiyor muyuz?
 
Üst