Med-cezir

#1
Sponsorlu Bağlantılar
İplik iplik akan yağmurun altında kalacaktım seninle, ellerim avucunun içinde kenetli, ‘geldim...’ işte deyip köşeden çıkacak sana selam çakacaktım. Kocaman kocaman açılmış gözlerine bakarken muzipçe kahkaha atacak ve sımsıkı sarılacaktım boynuna. Çocuk gülüşlerin, aldırmaz edan, sabırsız anlarınla med-cezirsin yine.

Hadi uyan artık!
Umut dolu yüreğinin kapılarına kilit vurmayasın bilesin.
Sabırsız yüreğinle eşitiz, ne bir fazla ne bir eksik, dolu doluyuz ikimizde.
Bir çelişki sürmekte, uzadıkça uzayan, uzak kalınamayan, yakın olunamayan.
‘Hadi gel’ diyen sesini dinle! Sen misin söyleyen, yüreğin mi söyleten.

Yoksa deniz misali değişmekte mi ruhun?

En azgın dalgalardasın; Zorluğa göğüs geren, koşsan tutacak olan, yüreğini verdikçe veren, sarılmalarının en nadidesine hasret, özleyen, özleten.

Masmavi dalgaların en mavisi, en umudu; Gündüzün ilk ışıkları ile umut var kocaman yüreğinde, her kulakçığı ayrı atan, heyecanı sardıkça saran, güneş yansır en mavisinden.

Bir an dalgakıran; umut en dibinde, karamsar ruh halinle boşveren herşeye. Çelişkiler içinde, gri bulutlar sarmakta yüzeyini.

Bir bakarım en masum hali denizin ; herşey sütliman, ses yok, soluk yok, uysal çocuk misali, mahçup, muzip gülümsersin gizlice.

Med-cezir hallerin uzun sürecek mi... diye dalmışım ufuğa. Masmavi denize selam durmuşum karşında.

Yağmur ne zaman yağar bilemem...

alıntıdır
 
Üst