Kuranda Geçen Hz Ali İle İlgili Ayetler

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Kuran'ı Kerimde Hz Ali
Hz Ali İle ilgili Ayetler
Kur'an da Geçen Hz Ali Hakkında Ayetler



Müminlerin Emiri ve Vasilerin Seyyidi Hz.Ali (as) hakkında yüzlerce ayet inmiştir. İslam alimleri, tefsir, hadis, tarih ve siyer kitaplarında bunları isnatlı olarak nakletmişlerdir. Hz. Ali'nin kendi diliyle Kuran' ın çeyreğinin Ehli Beyt hakkında olduğunu söylemektedir.

Asbağ bin Nebate'den Hz. Ali (as) şöyle buyurdu: "Kur'an dört çeyrek indi: Bir çeyrek bizim hakkımızda, bir çeyrek düşmanlarımız hakkında, bir çeyrek sünen ve örnekler, bir çeyrek de farzlar ve hükümler hakkında inmiştir."[1]

Kuranın çeyreği Ehl-i Beyt'i kapsamaktadır. Hz. Ali de Ehl-i Beyt' in reisi konumundadır. Yalnız Hz. Ali için özel olarak inen ayetler üç yüzün üstündedir.
Adullah bin Abbas dedi ki: "Ali hakkında 300 ayet indi."[2]
Yine Abdullah bin Abbas dedi ki: "Allah'ın kitabında Ali hakkında indiği kadar hiç kimse hakkında (Âyet) inmemiştir."[3]

Hz. Ali'ye has olarak inmiş ayetlerden bir kısmı

"Biz her şeyi apaçık bir imamda saymışız" (Yasin Süresi: 12. Âyet)

a) Hz. Hüseyin (as) buyurdu ki: "Biz her şeyi apaçık bir imamda saymışız" ayeti indiğinde Resulullah (s.a.v)'a sordular ki: Ey Resullullah, Kuran' da geçen bu imam Tevrat, İncil, Zebur veya Kuran mıdır? Resulullah (s.a.v): Hayır, dedi. O anda babam (Hz.Ali) Resulullah (s.a.v)'ın huzuruna gelir. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: İşte, Allahın her şeyin ilmini içinde saydığı imam şudur."[4]

b) Ammar bin Yasir hazretleri dedi ki: "Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) ile beraber giderken, karıncalarla dolu bir vadiye vardık. Ben ona: "Ey Müminlerin Emiri, Allah'ın yarattıklarından bu karıncaların sayısını, aralarında kaç erkek ve kaç dişi mevcut olduğunu bilen birini bilir misin?" diye sordum. Hz. Ali şöyle cevap buyurdu: "Evet, ben bir kişiyi tanırım ki bu karıncaların sayısını, aralarında kaç erkek ve kaç dişi olduklarını bilir." Ben dedim ki: "O kişi kimdir?" Buyurdu ki: "Ey Ammâr, Yasin süresindeki (12. Âyet) "Biz, her şeyi apaçık bir imamda saymışız" ayetini okumadın mı?" Dedim ki: "Evet ey mevlam." Bunun üzerine Müminlerin Emiri şöyle buyurdu: "İşte o apaçık İmam, benim. (Karıncaların sayısını, içlerinde kaç erkek ve kaç dişi olduklarını da ben bilirim.)"[5]

Hz. İmâm Cafer es-Sadık (as) şöyle buyurdu: "Biz, her şeyi apaçık bir imamda Saymışız" (Yasin Süresi 12.Âyet) ayeti Emir'ül Müminin Hz. Ali (as) hakkında inmiştir."[6]

2. a) "Sen ancak ve ancak bir uyarıcı-korkutucusun ve her kavmin bir hidayete eriştiricisi vardır" (Rad Süresi 7. Âyet)
Hz. Ali (as) bu ayet için şöyle buyurdu: "Uyarıcı-korkutucu Resulullah (s.a.v)'dır, hidayete eriştiren de benim."[7]

Abdullah bin Abbas dedi ki: "Sen ancak ve ancak bir uyarıcı, korkutucusun ve her kavmin bir hidayete eriştiricisi vardır" (Rad Süresi 7. Âyet) ayeti indiği zaman Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Uyarıcı-korkutucu benim, hidayete eriştiren de Ali'dir, ey Ali, hidayete varmak isteyenler, ancak seninle hidayeti bulurlar."[8]

a) "Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir." (Saffat Süresi 24. Âyet)
Resulullah (s.a.v) bu ayet için şöyle buyurdu: "Onlar, Ali bin Ebi Talib'in velayetinden sorguya çekileceklerdir."[9]

b) "Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir." (Saffat Süresi 24. Âyet) Bu ayet için Ebu İshak dedi ki: Onlar, Ali bin Ebi Talib'in velayetinden sorguya çekileceklerdir, Sırat köprüsünden ancak Ali bin Ebi Talib'in velayetini kabul edenler geçebilecek."[10]

a) "Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız." (Zuhruf Süresi 41. Âyet) Bu ayet indiği zaman Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Bu ayet Ali bin Ebi Talib hakkında indi. Kendisi benden sonra ahdi bozanlardan, adaletten sapıp zulmedenlerden ve dinden çıkanlardan intikam alacaktır."[11]

b) İsa ve Cabir' den dediler ki: Bu ayet "Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız" Resulullah (s.a.v)' a indiğinde buyurdu ki: "Ali bin Ebi Talib ile (intikam alırız)."[12]
"Ant olsun ki nimetlerden sorulacaksınız." (Tekasür Süresi 8. Âyet) Bu ayet için İmam Cafer es-Sadık şöyle buyurdu: "Nimetler, Emirül Müminin Ali bin Ebi Talib'in velayetidir."[13]

Ebu Said el-Hudri, Allah'ın bu buyruğu: "Allah gönüllerinde hastalık olanların kinlerini hiç meydana çıkarmayacak mı sandılar, dileseydik biz sana onları gösterirdik, sen de onları yüzlerinden tanırdın, ant olsun ki sen onları sözlerinden tanırdın." (Muhammed Süresi 29-30. ayetler) hakkında dedi ki: "Ali bin Ebi Talib'e buğzlarından dolayı (tanırdın)."[14]

"Bilmediklerinizi "Zikir Ehli"ne sorunuz." (Nahl Süresi 43. Âyet, Enbiya Süresi 7. Âyet)

Cabir el-Cufi dedi ki: "Bilmediklerinizi Zikir Ehli'ne sorunuz" ayeti indiğinde Hz. Ali şöyle buyurdu: "Zikir Ehli biziz."[15]

Hz. Ali şöyle buyurdu: "Bu ümmet yetmiş üç fırkaya bölündü, yetmiş ikisi ateşin içinde ve birisi -ki Allah haklarında şöyle buyurmuştur: "Yarattıklarımızdan hakka hidayet eden ve adaleti yerine getiren bir ümmet vardır" (A'râf 181. Âyet)- onlar ben ve benim tabilerim (benim yolumu takip edenler)'dir."[16]

"De ki: "Hak geldi, batıl yıkıldı, batıl zaten yıkılacaktı." (İsra Süresi 81. Âyet)

Hz. Ali Peygamber efendimizin omuzlarına çıkarak putları kırdığında bu ayet indi. (Bu ayete göre haktan maksat Hz. Ali, batıldan maksat da putlardır.)"[17]

a) "İman edip de salih ameller işleyenler yaratılmışların en hayırlısıdır." (Beyyine Süresi 7. Âyet) ayeti indiğinde Resulullah (s.a.v) Hz. Ali (as)'ye hitaben şöyle buyurdu: "Onlar sen ve senin şiandır ey Ali. Kıyamet gününde razı olmuş ve rıza görmüş olarak geleceksiniz, senin düşmanların ise gazap ve suç yüklü olarak gelecekler."[18]

b) İbn-i Asakir, Cabir bin Abdullah' tan şöyle tahric etti: "Resulullah (s.a.v)'ın yanındaydık. Ali (a.s) geldi. Resulullah şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin olsun ki bu gelen ve şiası (yandaşları) Kıyâmet gününde kurtulanlardır. Sonra şu ayeti şerife indi: "İman edip de salih ameller işleyenler yaratılmışların en hayırlısıdır." Yine bir ara Resulullah (s.a.v)'ın yanında ashabı olduğu bir sırada Hz. Ali (a.s) gelince ashab: "İşte yaratılmışların en hayırlısı geliyor" dediler."[19]

"Rabbin Adem oğullarından onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve "Rabbiniz değil miyim?" dedi, onlar da (Ruh âlemi): "Evet şahidiz dediler" (Kalü belâ) (Araf Süresi 172. Âyet)

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "İnsanlar, Ali bin Ebi Talib'in ne zamandan beri "Emir'ül Müminin" olarak adlandırıldığını bilselerdi, onun faziletlerini inkar etmezlerdi: Adem, ruh ve ceset arasındayken. Allah o zaman hazır bulunanlara şöyle buyurmuştu: "Rabbin Adem oğullarından onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve Rabbiniz değil miyim? dedi, onlar da (Ruh âlemi): Evet şahidiz (Kalü belâ) dediler." (Araf Süresi 172. Âyet) Allah da onlara şöyle buyurdu: Ben Rabbinizim, Muhammed peygamberiniz, Ali de Emir'inizdir."[20]

"Ve aralarında bir müezzin (münadi), Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır. " (Araf Süresi 44. Âyet)
a) el-Hâkim el-Haskani kendi senediyle Muhammed bin Hanefiyye'den, o da babası Hz. Ali'den şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ve aralarında bir müezzin (münadi), Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır" ayetindeki müezzin (münadi) benim."[21]

El-Hakim el-Haskani kendi senediyle Ebu Salih' ten, o da İbn-i Abbas kanlıyla Hz.Ali (a.s)'dan şöyle nakletmiştir: "Benim Allah'ın kitabında insanların bilmediği isimlerim vardır. Onlardan biri şudur: "Ve aralarında bir müezzin (münadi), Allahın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır." Onlar (yalancılar) velayetimde yalanlama yapanlar ve hakkımı hafife alanlardır."[22]

13. "Önde gidenler, öne geçmişlerdir" (Vakia Süresi 10. Âyet)
İbn-i Abbas dedi ki: "Bu ümmetin önde gideni Ali bin Ebi Talib'dir."[23]
14. "Senden önceki peygamberlere sor" (Zuhruf Süresi 45. Âyet)

İbn-i Abdül Birr dedi ki: "Resulullah (s.a.v) isra gecesinde miraca çıktığında Allahu Teala onunla birlikte peygamberleri bir araya topladı ve şöyle buyurdu: "Ey Muhammed, 'Senden önceki peygamberlere sor,' ne üzere gönderildiniz?" Peygamber efendimiz sorunca dediler ki: Biz, Lâ ilâhe illallâh şehadeti, senin peygamberliğinin ikrarı ve Ali bin Ebi Talib' in velayeti üzerine gönderildik. "[24]

"Aralarında perde vardır, Araf'ın üzerinde onları yüzlerinden tanıyan adamlar vardır." (A'râf Süresi 46. âyet)

el-Menakıb senedinde Zadan' dan, o da Selman-ı Farisi' den, dedi ki: Resulullahın, Hz. Ali'ye on kereden fazla şöyle buyurduğunu duydum: Ey Ali, sen ve senden sonraki vasiler Cennet ve Cehennem arasındaki Araf'sınız. Cennete, sizi tanıyıp, sizin de kendisini tanıdığı kimseden başka kimse geçmeyecek. Cehenneme de sizi inkar eden ve sizin de kendisini inkar ettiği kimseden başka geçmeyecektir. "[25]

b) el-Hakim senedinde Asbağ bin Nebate' den, dedi ki: Hz. Ali'nin yanındaydım, İbn' il Kevva onun yanına geldi ve ona bu ayeti "Araf üzerinde onları yüzlerinden tanıyan adamlar vardır." (A'râf Süresi 46. âyet) hakkında sordu. Hz. Ali ona şöyle buyurdu: Ey İbn'il Keva, Kıyamet gününde Cennet ve Cehennem arasında duracaklar biziz. Bizi seveni yüzünden tanıyıp onu Cennete geçireceğiz, bizi buğzedeni de yüzünden tanıyacağız ve Cehenneme geçecek. "[26]

"De ki: Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan yeter" (Ra'd Süresi 43. Âyet)

a) Abdullah bin Selem dedi ki: Resulullah (s.a.v)'a Allahın bu buyruğunu "De ki, benimle sizin aranızda tanık olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan yeter." hakkında sordum, buyurdu ki: Ali bin Ebi Talib' dir."[27]

b) İbn-i Abbas dedi ki: "De ki, benimle sizin aranızda tanık olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan yeter." O Ali (as)'dir. Çünkü kendisi tefsirde, tevilde, nesih ve mensuhta alimdir."[28]

c) Fudayl bin Yesâr'dan, İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu: "De ki, benimle sizin aranızda tanık olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan yeter." ayeti Hz. Ali (as) hakkında indi. O, bu ümmetin alimidir."[29]

d) İmam Musa bin Cafer (as)' den, Zeyd bin Ali' den, Muhammed bin Hanefi' den, Selman-ı Farisi' den, Ebu Said el-Hudri' den, dediler ki: "De ki, benimle sizin aranızda tanık olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan yeter." Ayeti Hz. Ali hakkında indi."[30]
Muhammed bin Hanefiyye dedi ki: "Babam Hz. Ali'nin yanında ilk ve son kitabın ilmi vardır."[31]

"Allah müminlere kifayet etti" (Ahzap Süresi 25. Âyet)
a) Ebu Naim el-Hafız senedinde, Abdullah bin Mesud dedi ki: "Hz. Ali Hendek gününde Amr bin Abdeved'i öldürdüğünde Allah-u Teala şu ayeti indirdi: "Allah müminlere Ali ile kifayet etti."[32]

Celaleddin es-Suyuti rivayet eder ki: "Allah müminlere Ali ile kifâyet etti" ayeti Abdullah bin Mesud'un mushafındandır." (Elimizdeki Kuran'da "Ali ile" (Bi Ali) sözcükleri bulunmamaktadır. Elbette Ali kelimesinin söz konusu mushafta tefsir mahiyetinde bir açıklama mahiyetinde olması muhtemeldir.)[33]

c) Abdullah bin Mesud "Allah müminlere kifayet etti" ayetini şöyle okurdu: "Allah müminlere Ali ile kifayet etti."[34]
İbn-i Abbas ve Mücahit dediler ki: Ali'nin dört dirhemi vardı, birini gece birinigündüz, birini gizli, birini de açık olarak nafaka verdi. Sonra şu ayeti şerife indi: "Mallarını gece, gündüz, gizli ve açıkta harcayanlar yok mu, onların ödülleri Rableri yanındadır, onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." (Bakara Süresi 274. Âyet)[35]

19. "Sizin veliniz ancak ve ancak Allah'tır, Resulü'dür ve iman edip de namaz kılıp da rüku halinde zekat veren müminlerdir." (Maide Süresi 55. Âyet) Bu ayet Ali bin Ebi Talib hakkında indi. Mescitte namaz kılarken rüku halinde olduğu anda parmağındaki yüzüğünü sâile sadaka olarak vermişti. "[36]

20. Abdurrahman bin Kesir dedi ki: "İmam Cafer-i Sadık (a.s)' a Allah'ın bu buyruğu: "Onlar birbirlerine neyi soruyorlar, o büyük haberi mi? Onda ihtilafa düşmüşlerdir." (Nebe Süresi 1., 2. ve 3. Ayetler) Ve şu buyruğu: "Velayet hak olan Allah içindir." (Kehf Süresi 44. Âyet) hakkında sordum. Buyurdu ki: Emir'ül Müminin Hz. Ali (a.s)'ın velayetidir. (Ayette velayetin Allah için olduğu ile bu hadiste söz konusu velayetten maksadın Allah için olduğunun açıklanması arasında bir çelişki yoktur çünkü Hz. Ali'nin velayeti Allah Teala'dan kaynaklandığı ve onun emriyle gerçekleştiği için bu velayeti Allah'a ve Hz. Ali'ye isnat etmenin arasında bir çelişki yoktur.) Kendisi şöyle diyordu: Allah'ın benden daha büyük bir haberi ve daha büyük bir ayeti yoktur."[37]
 
Üst