Evlilikte İlk Adım Tanışma Adabı

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Eşler birbirinin rızkı gibidir. Bu rızık da Levh-i Mahfuz'a yazılmıştır; zamanı gelince, sahibini bulur. Ancak yine de bizler bu rızkı edebine uygun aramakla yükümlüyüz.

Evlilik, ilahi takdirle belirlenmiştir ve kimin kime nasip olacağını ancak Allah bilir. Eşler birbirinin rızkı gibidir. Bu rızık da Levh-i Mahfuz'a yazılmıştır; zamanı gelince, sahibini bulur. Ancak yine de bizler bu rızkı edebine uygun aramakla yükümlüyüz. Bu nedenle evlenme niyetinde olan her müminin bu edepleri öğrenmesi gerekir. Aksi halde hem mesul hem de mutsuz olur.

Öncelikle evliliğin bir eğlence aracı olmadığını bilmeliyiz. Bir ömrü kapsayan bu sünnetin asıl hedefi, helalinden yuva kurmak, haramlardan korunmak, nesil yetiştirmek, hayat nimetine fiilen şükretmek ve nefsi terbiye etmektir. Zaten aileyi özel ve değerli yapan şey de ondaki niyet ve hedef değil midir? Hedefi edep ve cennet olmayan evlilikler, oyun ve eğlenceden ibaret olur. Böyle bir evlilik üzerine aile kurulamayacağı gibi, onunla insan terbiyesi de gerçekleşmez.


Evlenecek kimselerin görüşmesi

Erkeğin evlenmek istediği kızı, kızın da erkeği görmesi sünnettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) evlenmek isteyenlere, alacakları kızı önce görmelerini tavsiye ederek şöyle buyurur: "Allah, bir erkeğin kalbine, bir kadınla evlenme düşüncesi koyarsa, ona bakmasında bir günah yoktur." Dinimize göre evlenme niyetinde olan kız ve erkek ancak kızın ailesi veya yakın akrabalarından birinin yanında özel gösrüşme yapabilir, tanışıp konuşabilir. Bir defa görüşmek yeterli olmadı ise aynı şartlarda, yani aileden birinin eşliğinde gerektiği kadar görüşme yapabilir.

Erkek evlenmek istediği kızın yalnız yüz ve ellerine bakabilir. Zira yüz ve ellerin görülmesi kadının güzelliğini ve bedenin durumunu anlamak için yeterli sayılır. Her iki taraf için aranacak en önemli özellik ise akıl ve güzel ahlak olmalı. Damat ve gelin adaylarının tanınması için aile çevresi de yardımcı olmalı. Adaylar hakkında doğru bilgi verilmeli, erkek ve kadının evliliğe mani olacak ve ileride sorun çıkaracak bir durumları varsa, bu önceden belirtilmeli.

Yuva kurulurken damat ve gelin adayları hakkında bilinen kusurların söylenmesi gıybete girmez. Her iki tarafta yuvanın huzurunu bozacak, güzel geçime mani olacak ne tür kusur varsa onları söylemek haram olmaz, gerekli görülür. Özellikle eşleri birbirinden neftret ettirecek bedeni hastalıklar ve ruhsal bozukluklar varsa, tanışma safhasında açıkça söylenmeli. Çünkü önceden saklanan bu durumlar daha sonra pişman olunacak bir evlilik yapılmasına neden olabilir. Evliliği zora sokacak ciddi aldatma ve yalan beyan durumunda, her iki taraf için de boşanma yolu açılır.


Usulsüz görüşmeler

Evlenmek ile eğlenmek ayrı şeylerdir. Hiçbir yabancı kadın ya da erekle eğlenme yahut vakit geçirme için görüşüp konuşma, dertleşme, gizlice buluşma ve arkadaş olmanın helal olmadığını bilmeliyiz. Bu tür işler nefse hoş gelse de biraz ötesi düşünüldüğünde gereksiz ve zararlı olduğu anlaşılır. Zamanımızda flört denen bu ilişki başta kadın olmak üzere her iki tarafı da yıpratacak sonuçlar doğurur. Evlenme niyetinde olan kişilerin, telefon ve benzeri iletişim araçları ile görüşmesi de ihtiyaç kadar olmalı, nikah kıyılmadığı müddetçe adayların birbirine yabancı olduğu unutulmamalı. Görüşülen kimse ile gönüller kaynaşmaz, diller anlaşmaz ve zevkler uyuşmaz ise, şartlar zorlanmamalı. Çözümü olanaksız bir durum varsa iş ilerlemeden ayrılmalıdır.

Evlenecek erkek veya kadın, anne ve babasının duasını almayı da ihmal etmemeli. Çünkü anne babayı haksız yere üzüp de yüzü gülen kimse yoktur. Ancak ebeveynler dinen haram bir şey istiyorlarsa, o zaman kendilerine uyulmaz. Bir kızı, hiç tanımadığı veya tanıdığı halde sevmediği bir erkeğe zorla vermek de dinimizde helal değildir. Babanın böyle bir hakkı yoktur.


Allah için bak!

Mugire b. Şu'be (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber'e (s.a.v) bir kızla evlenmek istediğimi söyledim; Rasulullah Efendimiz (s.a.v), "Gidip istediğin kızı gör; böyle yapman aranızda muhabbeti temin için daha uygun" buyurdu. Ben de kızın ailesine giderek, durumu haber verdim ve kızlarını görmek istediğimi söyledim. Kızın anne babası bunu hoş karşılamadı. O sırada kız perde gerisinde bizi dinliyordu. Benim kendisiyle görüşmeden geri döndüğümü görünce, anne babasına, "Şu adamı bana çağırın!" dedi. Beni geri çağırdılar. Kız perdenin dışına çıkarak bana "Eğer Allah Rasulü (s.a.v) senin beni görmeni emrettiyse, bana bak; yoksa allah için söylüyorum, ben bu işi hoş görmem" dedi. Ben de kıza baktım ve kendisini beğendim. O da bana razı oldu ve evlendik. Kendisiyle huzurlu bir hayat sürdüm."
 
Üst