Bingöl Hakkında Bilgi

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Bingöl Genel Bilgi


Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl ili, doğuda Muş, kuzeyde Erzincan ve Erzurum, batıda Tunceli ve Elazığ, güneyde ise Diyarbakır ili ile çevrilidir. İl toprakları, Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek platoları ile batıdaki engebeli alan arasında kalan bir geçiş bölgesinde yer almaktadır. Güneydeki doğu-batı doğrultulu Murat Irmağı vadisi ve vadi boyunca uzanan küçük düzlükler dışında, il hemen hemen bütünüyle dağlıktır. Kuzey ve orta kesimlerini Erzurum ili sınırları içindeki Palandöken Dağlarının ve Erzurum-Muş-Bingöl sınırlarının birleştiği yeri belirleyen Bingöl Dağlarının uzantıları engebelendirir. Yükseklikleri 2000 m. nin üzerinde olan, yer yer 3000 m. ye yaklaşan bu dağların başlıcaları; Karagöl, Şeytan, Karaboğa ve Şerafettin Dağlarıdır. İlin güney ve güneydoğusunu Muş Güneyi Dağları, güneybatısını da Akdağlar engebelendirir.
Bingöl'ün en önemli akarsuyu, Fırat'ın başlıca kollarından biri olan Murat Irmağı'dır. Genişliği zaman zaman 70 m.yi bulan Murat Irmağı, ilin güney kesiminde doğu-batı doğrultusunda akar. Göynük Suyu, Yiğitler Deresi, Kılıçdere ve Ardıçlıdere ırmağın başlıca kollarındandır. İlin kuzey kesiminde önce doğu-batı yönünde akan, sonra güneybatıya yönelen Peri Suyu da Bingöl'ün önemli su kaynaklarındandır. Ayrıca İl sınırları içerisinde çok sayıda büyüklü, küçüklü göl bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Bahri Gölü'dür.
Ovalar, il alanı içerisinde çok az bir yer tutmaktadır. Bunlardan en büyüğü Bingöl kentinin güneydoğusunda 80 km2 kadar bir alan kaplayan Bingöl Ovası'dır. Murat Irmağı'nın güney yakasında geniş bir vadiyle Bingöl Ovası'na bağlanan Genç Ovası ile Karlıova ve Göynük Suyu çevresindeki Göynük ovası da diğer bellibaşlı düzlüklerdir. Bingöl'ün belli başlı yaylalar ise; Bingöl Yaylası, Şerafettin Yaylaları, Genç’te Çötele (Çotla) Yaylası, Karlıova’da Hırhal ve Çavreş Yaylası, Kiğı’da Kiğı Yaylası ve Dağın Düzü Yaylaları, Adaklı’da Karer Yaylası’dır. İlin yüzölçümü 8.125 km2 olup, toplam nüfusu 255.395'dir.
İlin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Hayvancılıkta ağırlık canlı hayvan yetiştiriciliğidir. En çok koyun, kıl keçisi ve sığır yetiştirilir. Arıcılık ve bal üretimi de yapılmaktadır. Bingöl'ün en önemli ticari ürünü cevizdir. Bunun yanı sıra elma ve armut da yetiştirilmektedir.Ormancılık ve madencilik de yapılmaktadır. Hayvancılık nedeniyle yün işi ve dokumacılığıda ekonomisinde büyük yer tutmaktadır. Bingöl halı ve kilimleri çok ünlüdür. Ayrıca yünden giyecek, çuval, battaniye, heybe, koşum takımları ve at süsleri de yapılmaktadır. Bingöl'de ağaç işçiliği de gelişmiştir. Tahta kaşık, yağ ve bal tekneleri, çey,z sandıkları üretilmektedir.
Bingöl'de pek çok küçük göl vardır. Bunlar dağlık alanların yüksek yerlerinde meydana gelen buzul gölleridir. Bingöl'ün adı da yaylalarda “göze” denilen bu göllerden gelir. Dağlara , binlerce göl olduğu için Bingöl Dağları adı verilmiş, zamanla bu isim Bingö'e dönüşmüş, şehrin adı da Bingöl olmuştur.
Bingöl'ü de içine alan bu bölge, MÖ.1300'lerden başlayarak çeşitli uygarlıkların, kavimlerin göçlerine ve burada yerleşmelerine sahne olmuştur. Yöre tarih boyunca sırası ile Hitit, Urartu, per, Makedonya, Seleukos, Roma, sasani ve Bizans egemenlikleri altına girmiştir. Hititler , MÖ 2000 yıllarında Fırat kenarında Urfa Mardin dolaylarında "Vasukani" şehrini kurmuşlardır. Bu tarihlerde Bingöl ve çevresi Hurrilerin egemenliği altındaydı. Hititlerin yeni krallık döneminde Kral olan "Şuppililuma"nın "Hurri" prensini damat edinmesi üzerine MÖ 1360 yılında , Harput , Bingöl ve Muş, Hitit egemenliği altına girmiştir. Roma İmparatorluğu'nda iç kavgaların başlamasından faydalanan Partlar , Küçük Asya'nın doğusunda yitirdikleri etkinliği yeniden kazanmaya başladılar. Bunun üzerine doğuya sefer yapan İmparator Tiberius burayı bir prens yönetiminde Roma İmparatorluğu'na bağlamıştır (MÖ 20). Yöre , MS:VII.yüzyıla, Arap akınlarına kadar, Bizanslıların koruduğu Ermeni Prensleri'nce yönetilmiştir. Malazgirt Savaşı (1071) sonrasında Selçuklu yönetimine giren Bingöl, İl sınırları içerisinde en yeni yerleşim biri ve küçük bir köy durumunda idi. 1080-1121 Yıllarında bölge Artukoğullarının eline geçmiştir. Akkoyunlu Uzun Hasan Trabzon Rum İmparatoru'nun Kızı Despina ile evlenince Genç İlçesi'nin yakınlarında ona bir saray yaptırdı. 1474 Otlukbeli Savaşında Uzun Hasan , Fatih Sultan Mehmet'e yenilince Bölge Osmanlı hakimiyetine girdi. Fatih'in ölümünden kısa bir süre sonra Şah İsmail Bölgeyi ele geçirdi. Ancak 1514 Çaldıran Savaşında Yavuz Sultan Selim'e yenilince Bölge yine Osmanlılar'ın eline geçti. 1515'te tamamen Osmanlı topraklarına katıldı.
Eski adı Çapakçur olan yerleşim 1848'de Diyarbekir sancağına bağlandı. 1880'de Bitlis'in vilayet olması üzerine bu vilayetin Genç sancağına bağlı bir kaza oldu. 1924'te Genç'in il merkezi yapılmasıyla, Çapakçur buraya bağlı bir ilçe durumuna getirildi. 1925'te geniş bir bölgeyi içerisine alan Şeyh Said Ayaklanması'nın önemli merkezleri Çapakçur, Kiğı, Genç ve Solhan'dı. Çapakçur, 1927-1929 yılları arasında Genç'in ilçe yapılıp Elazığ'a bağlanmasıyla Elazığ'a, 1919'da da yeni oluşturulan Muş vilayetine bağlanmıştır. 1936'da Bingöl adı ile il merkezi yapılmıştır.
Bingöl'de bulunan eserlerin çoğu Urartılara aittir.Günümüze çok harap durumda gelebilmiş olan eserlerden en önemlisi, Bingöl'e 20 km. uzaklıktaki, Murat Vadisinde yer alan ve Urartuların yöreyi denetlemek amacıyla yaptıkları üç kaleden biri olan Seritarius Kalesidir. Perslerden kaldığı sanılan Genç İlçesi'ndeki Kral Kızı Kalesi (Dara-Hini) ile Bizans Dönemine ait olduğu sanılan Kiğı İlçesindeki Kiğı Kalesi'nden günümüze sadece duvarlarından bir parça ulaşabilmiştir. 1400'lerin başında yapılan Kiğı Camisi de ildeki en önemli Türk-İslam eserlerinden biridir. Ayrıca Genç İlçe merkezine 3 km.uzaklıktaki tepenin yamaçlarında iki kümbet kalıntısı bulunmaktadır.
 
#2
Bingöl Gezgin Gözüyle


YÜZEN ADA: Solhan İlçesine 5 km. uzaklıkta, Hazarşah Köyü Aksakal mezrasında bulunmaktadır. Ada şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir doğa harikasıdır. Gölün üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilmiş düz arazi üzerinde bulunan krater göl durumundadır. Gölün şimdiki alanı 300 m2 nin üzerinde olup sözkonusu gölün etrafının ıslahı halinde gölün alanı 600 m2'ye kadar çıkabilir. Gölün akıntısı ve çıkıntısı henüz belli olmayıp yaz kış su seviyesi aynıdır. Ada göl içinde bağımsız olup, üzerine çıkıldığı takdirde kıyıdan destek alınarak sağa sola hareket ettirip sal gibi suyun üzerinde gezdirilebilir. Bingöl-Erzurum karayolu üzerinde, Bingöl çıkışının 20.km.'sinde, gür bir orman ve etrafı dağlarla çevrili Ilıcalar mevkiinde bulunan, doğanın tüm güzelliklerini bütün ihtişamıyla yansıtan şirin bir beldemizdir. Şifalı suları, romatizma ve pek çok hastalıklara iyi gelmektedir
GÜNEŞİN DOĞUŞU: Dünyanın ilginç yerlerinden biri olan, Bingöl ili Karlıova ilçesinde bulunan 3250 m. yükseklikteki Bingöl dağlarında güneşin doğuşu olan mucize oluşmaktadır. Her yıl 15 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında en iyi şekilde seyredilebilir. Dünya'da güneşin doğuşu en güzel ve kendisine has renkleriyle tabii olarak Bingöl İli Karlıova ilçesi Kale tepesinde doğar. Bu güzelliği görebilmek için Temmuz ve Ağustos aylarında gruplar halinde yerli ve yabancı turistler akın akın Karlıova ilçesine gelirler. Dağa çıkabilmek için, arabayla kargapazarı yaylasına gidildikten sonra, zirveye yarım saat kadar yay çıkılır. Etraf soğuk sularla ve yeşilliklerle süslenmiştir. Güneşin doğuşu değişik şekillerde, normal halinden çok farklı heyecan ve ürperti verici bir şekilde gerçekleşmektedir.
KRAL KIZI KALESİ: Genc ilce Merkezinden 2 km. uzakliktadir. Bir tepenin üzerinde bulunan bu kalenin ancak yikintilarina ve kalintilarina raslanabilmektedir. Bu kaleyi pers hukumdari Dara Gencte uzun yillar kalmis ve bu kaleyi kizi icin yaptirmistir. Genc ilcesi eski ismini bu kaleden almistir. Bugun mesire yeri olarak kullanilmaktadir.
KAYAK EVI: Bingol - Elazig karayolu uzerinde yolcati koyunde olup, Bingole 22 km uzakliktadir. Kayak Evi Bingol Genclik ce Spor il Mudurlugune baglidir. Bina iki katli, kaloriferli ve 50 yatak kapasitelidir. Ayrica lokantasi, banyosu ve dinlenme yeri mevcuttur. Teleski 44 askilidir. Kayak arabasi ve kayakla yuruyus alani mevcuttur. Pistin uzunlugu 950 m. olup 100 m. genisligindedir. Her turlu kis sporlarina elverisli olup, kis sezonu boyunca halkin hizmetine aciktir.
SEBETERİAS KALESI : Murat vadisi uzerinde, Bingol Il merkezinden 18 km. uzakliktadir. Urartu kralinin Bingol yaylalarini elinde tutabilmek icin yaptirdigi uc kaleden birisi olup Bugün ancak kalintilari ortada kalmistir.
CIR SELALESI: Uzundere köyünün adini aldigi derenin, Cir tasi adi verilen 100 m. yukseklikteki kayaligin ortasindan gecen güzel gorunumlu bir selaledir. Su 50 m. yukseklikten alt tarafi kayalik olan dere yatagina duserken guzel bir gorunum arz etmektedir. Ilica bucagi merkezine 8 km. uzaklikta olan selaleye iki ayri yoldan gidilmektedir. Cir tasinin oldugu bolgede ayrica kayaliklar ve magaralar bulunmaktadir. Bu kayaliklarda daha cok yirtici kuslar yasar.
ICMELER :
Bingol- Genc karayolunun 9. km.sindedir Kis mevsismi haric diger mevsimlerde yerli ve yabancilar sabahtan aksama kadar su uzerinde buyuk bir kalabalik olusturmaktadir..Sozkonusu suyun, Kronik romatizma, kadin hastaliklarinda ve böbrek taslarini dusurmeye yaradigi tesbit edilmistir.
MESIRE YERLERI : Bingolun en onemli mesire yerlerinden baslicalari sunlardir; Soguk cesme, Erentepe köyünde bulunan Arzek cesmesi, Celal cesmesi, Kurtulus, Sismanturk cesmesi, Solhanda Hamit cesmesi, Balpinar cesmesi, Seyh Ahmet deresi, Gayt Deresi, Birlik tesisleri, Capakcur vadisi ve Mirzan köyüdür.
ATA PARK: Bingol'e 10 km. uzaklikta olup Bingol-Elazıg karayolu uzerindedir. Cevresi gur mese agaclariyla kaplidir -. Yolun 500 m. alt tarafinda bogazdan akan Gayt cayi gorunume ayri bir guzellik verir. Cok ferahlatici, ic acici bir yer olup, suyuna ve havasina doyum olmuyor. Kaynak suyu cesme haline getirilmistir. Parkin bitisiginde bulunan vadinin sol yaninda lokanta ve bir cesme vardir. Gür ormanlar icinde banklar kurulmus, cocuklar icin salincaklar yapilmistir. sehire yakin oldugundan dolayi yaz aylarinda yerli ve yabancilar icin mükemmel bir dinlenme ve mesire yeridir.
KIGI KALESI : Kigi Ilcesinin kuzeydogusunda olup, Bizanslilar zamaninan kalmistir. Saglam bir yapi oldugu ve asirlardan beri hayatiyetinin devam ettirdigi görülür. Cevresinde bir cok bina olup bugun icin terkedilmis durumdadir.
 
#3
Bingöl Sözlü Tarih

Kral kızı söylencesi:Efsaneye göre kralın kızı Bingöl’ün Koğ Tepesi’nde günümüzde yıkınıtı olarak duran kaleyi ,nişanlısı için ölen kızı için yaptırmıştır.Üzüntüden dünyadan elini eteğini çeken kız ,iki hizmetçisi ile yiyeceğini alarak,kaleye kapanmıştır.Kışın Bingöl dağlarının fırtına sesinden,uğultusundan ürken kız ölmüş.Bıraktığı yazıda:"Baba bilesinki ben açlıktan susuzluktan değil,dağların korkunç uğultusundan ölüyorum."der.Diğer bir söylence ise:
Sofi Selim’in ineği ortadan kaybolmuş,Selim ineği araya araya dağlara çıkmış.derken bir tepede karşısına bir kale çıkar.Kapı açıktır,Sofi Selim kaleye girer.İneğini avluda geviş getirirken görür.Meraklanıp kaleyi gezmeye başlar.Tüm odalar boştur son bir odaya girince şaşırır.Burası çil çil altınlar la doludur,alabildiği kadarını alır.Buraya geldiğine neden olan ineğine borçluluk duyar.Kaleden çıkıp gitmek isteyince açık olan kapıların kapandığını görür.Uğraşır ama açamaz.İçinden bir ses bunun altınlar yüzünden olduğunu söyler.Geri döner altınları yerine bırakırken birini dilinin altına saklar fakat yine kapılar açılmaz.Onu da bırakır bakarki kapılar açılmış.İneğini alarak oradan ayrılır.
Karakoyun söylencesi: Anadoluda yaygın olan bu söylenceye göre Olayın Bingölde geçtiği söylenir.Çoban ağanın güzel kızı Peri’ye vurulur.Bir süre sonra da Peri de çobana tutuluır ve iki genç sevişirler.Ağa kızını isteyen çobanla alay eder.yoksulluğun bakmadan kızını istemesine kızar.Çobandan olmayacak bir iş isteyerek alaya devam eder.derki:"susamış sürüyü suya indirip damla su içirmeden geri getirirsen kız senindir." Gün gelir, ağa devamlı kara koyunabol bol tuz verir.Çoban halkın önünde sürüyü suya indirir.Kara koyun suya yönelir.Çoban karakoyunun su içmesini engellemek için sürekli yalvarır.Çobanın duygulu kaval çalışı karakoyunu etkiler ve suya eğilmişken başını kaldırıp geri döner.Ağa kızını çobana vermek zorunda kalır.Suyun adıdaa Peri suyu kalır.
Uzun Hasan
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan ,ordusuyla Mik-Bulak (Bin-Pınar) denen göller başında konaklamış.Hizmetçilerden biri göllerden birinde kesilmiş bir ördeği yıkarken ördek canlanıvermiş ve ucup gitmiş.Böylece gölün ab-ı hayat olduğu anlaşılmış,ancak göllerin sayısı çok olduğundan Uzun Hasan hangisinin ab-ı hayat olduğunu anlıyamamış burayada Bingöl adını vermiş.
 
#4
Bingöl Cami ve Mescitleri


Cumhuriyetin ilanından sonra Eski Bingöl’ün bulunduğu Çapakçur Deresi’nin kenarına bir cami yapılmıştır. Bundan sonra Bingöl’ün yerleşiminin gelişmesiyle birlikte yeni camiler yapılmaya başlanmışsa da bunların mimari ve sanat tarihi yönünden bir özelliği bulunmamaktadır. Öncelikle Hacı Hıdır Efendi kendi ismini taşıyan bir cami yaptırmıştır. Bunun ardından Hükümet Konağı’nın bulunduğu alana modern bir cami yapılmıştır. Bunu Hafız Behçet Akbulut’un Kiğı Zermek (Yel Değirmeni), Şeyh Cemal Sinan’ın Dimlek (Karaçubuk) Köyü’nde yaptırdığı camiler izlemiştir.

Halkın maddi katkıları ve devletin de yardımıyla Karlıova,Genç, Solhan ve Kiğı ilçelerine yeni camiler yapılmıştır. Depremler sonunda yıkılan bu camilerin yerine yenileri yapılmıştır.



Kiğı Camisi (Kiğı)

Kiğı ilçesinin en eski eserlerinden Kiğı Camisi, minaresi üzerindeki bir yazıttan Bayındırlı (Akkoyunlu) Fahreddin Kutluk Bey’in oğlu Pir Ali Bey tarafından l401-1402 yılında yaptırılmıştır. Eski bir kaynakta da yıkılan minarenin Hacı Hasan tarafından onarıldığı,Pir Ali Bey oğlu Pirtan Bey tarafından yenilendiği yazılıdır.

Caminin minberini Hacı Recep Bey isimli bir sanatçı yapmıştır.

Dikdörtgen planlı cami çeşitli onarımlar nedeniyle günümüze orijinal durumu ile gelememiştir. Taş temelli,tek katlı, kerpiç duvarlı caminin üzeri düz bir damla örtülmüştür.İçerisinde önemli bir mimari bezeme bulunmamaktadır. Köşedeki temk şerefeli minare yuvarlak gövdeli,taş külahlıdır.

Cami l734’de Hacı Süleyman,1767’de Halil Bey,1794 de Kiğı Mirlivası Mehmet Paşa onarmıştır.

Caminin avlusunda Kiğı eşrafından Hacı Mehmet Efendi’nin mezarı bulunmaktadır. Bu kişi ilminin yanı sıra biniciliği ve silahşorluğu ile de tanınmıştır. Hacı Mehmet Efendi, Şeyh Hacı Yusuf Efendi aracılığı ile Palulu Şeyh Mahmudi Samini Efendi’den icazet almış ve konağının yanına bir mescit ile kütüphane yaptırmıştır.
 
#5
Bingöl Kaleleri


Kığı Kalesi (Kığı)

Bingöl, Kiği ilçesinin güneydoğusunda yer alan Kiği Kalesi kayalıklar üzerinde, Peri Suyu’na bakan yamaçlarda kurulmuştur. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Roma döneminde, Bitlis’e akınlar düzenleyen Araplardan Ebu Zubeyde’nin komutanlarından Halit Bin Velit burasını Romalılardan almıştır. Büyük olasılıkla, stratejik yönden önemi olan bu kalenin Urartular zamanında yapıldığı,sonraki dönemlerde de büyük değişikliğe uğradığı sanılmaktadır.

Erzincan Tarihinde bu kalenin İranlıların hücumlarına uğradığı, kaleyi ele geçiren İranlıların burada yaşayan halka eziyet ettikleri, evlerini yıktıkları, erkeklerin çoğunun öldürüldüğü yazlıdır. Bu nedenle halk Kığı’lı Kalesini terk ederek bugünkü Kaleli Mahallesini kurarak buraya yerleşmişlerdir.

Kığılı Kalesi içerisinde yapılan kazılarda , sur duvar kalıntıları, çeşitli ev kalıntıları ile çeşitli süs eşyaları ve günlük yaşamda kullanılan kap kaçak parçaları bulunmuştur.

Bingöl Sebitarius Kalesi (Merkez)

Sebitarius Kalesinin kesin olmamakla beraber Urartular zamanında yapıldığı söylenmektedir. Murat Vadisi’nde,Bitlis’e 20 km uzaklıkta olan bu kaleden ,yalnızca pek az kalıntı günümüze gelebilmiştir.


Kral Kızı Kalesi (Dara-Hini) (Genç)

Kral Kızı Kalesi’nin Pers hükümdarı Daraus tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Bu nedenle de kaleye Darahini ismi verilmiştir. Bu sözcük Dara’nın çeşmesi anlamına gelmektedir. Nitekim kale yakınında doğal bir kaynak bulunmaktadır. Kale Diyarbük Çayı ile Konsper Çayının birleştiği yerde bir tepenin üzerindedir.

Günümüze pek az kalıntısı elen kalenin yöreye hakim bir kralın kızı adına yapıldığı sanılmaktadır.
 
#6
Bingöl Mağaraları


Çiçektepe Köyü Mağarası (Kiğı)

Bingöl, Kiğı ilçesinin Çiçektepe köyünde, Sivri Dağı'nın eteğinde, eğimli bir arazide Çiçektepe Köyü Mağarası bulunmaktadır. Mağaranın içerisinde iki oda, atlara ayrılan bir bölüm bulunmaktadır.Bu mağarada bulunan izler Kiğı’nın eski çağlardan beri yerleşime açık olduğunu göstermektedir. Söylentiye göre de mağara önündeki bir yol ile Erzincan'a gidiliyordu.


Zağ Mağarası

Bingöl, Murat Nehri kıyısında, Gökçeli ve Yenidal köyleri arasında sarp bir kayalıkta bulunan Zağ Mağarasının, Murat Nehri'ne bakan tarafı yerden 200-300 m. yükseklikte olup kayalar oyularak meydana getirilmiştir.

Mağara, üç katlıdır ve her katında 26 oda bulunmaktadır. Katlar arası geçiş yuvarlak bacalarla, odadan odaya geçişler ise kapılarla sağlanmıştır. Birinci katta Zahire deposu olarak kullanıldığı sanılan kuyular, alt katta oturma odaları, en üst katta iki oda vardır. Mağara büyük zarar görmüşse de yine de 17 odası iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.


Kalkanlı Köyü Mağaraları

Bingöl, Yayladere ilçesine bağlı Kalkanlı Köyü yakınlarında bulunan Kalkanlı Mağaraları doğal kayaların oyulmasıyla ilginç bir görüm kazanmıştır. Kalkanlı Köyü Mağaraları ile yanındaki şelale turistik yönden önem taşımaktadır.


Kübik Mağarası (Karlıova)

Bingöl, Karlıova ilçesinin Kübik Köyü yakınlarındaki Kübik Mağarasıınde Paleolitik ve Neolitik ve Tunç Çağına ait izler bulunmaktadır.
 
#7
Bingöl Türbe ve Kümbetleri


Bingöl merkezi ile Kiğı,Karlıova ve Solhan ilçelerine bağlı köylerde türbeler bulunmaktadır. Bunların başında Şeyh Ahmet Efendi (Çan),Şeyda Efende (Merkez),Şeyh Ebubekir Efendi (Melekan),Şeyh Alaettin Efendi (Lotan)Şeyh Ahmet-i Can (Merkez), türbeleri gelmektedir.

Kümbet (Genç)

Bingöl Genç ilçesinde, 3 km. Uzaklıktaki tepenin yamacında bulunan iki künbetten biri yıkılarak günümüze gelememiştir.Diğeri kaide üzerinde,dikdörtgen planlı olup içerisine küçük bir kapı ile girilmektedir. Ancak bu yapı da yıkıldığından üst örtüsü hakkında yeterli bir bilgi bulunmamaktadır.
Dıştan sekizgen planlı türbe içten yuvarlak bir plan göstermektedir. Günümüze gelebilen kalıntılardan kesme taştan yapılmış olan olan kümbetin iç örtüsü moloz taştandandır. Üzerinin piramidal bir külahla örtülü olduğu çevredeki kalıntılardan anlaşılmaktadır. Baklavalı ve yıldız motifleriyle süslü girişin üzerinde kitabesi bulunuyorsa da bu kitabe günümüze gelememiştir. Türbenin altında ölünün gömüldüğü bir mumyalık vardır.
 
#8
Bingöl Kaplıca ve İçmeleri


Bingöl Kaplıcaları
Bingöl, Karlıova ilçesine 20 km. uzaklıkta kaplıcalar bulunmaktadır. Burada 16 motel,10 pansiyonu, ikisi kapalı biri açık olmak üzere üç yüzme havuzu, lokanta, çay bahçesi ve araç parkı bulunmaktadır. Çeşitli hastalıklara şifa olan kaplıca,çevre illerden büyük ölçüde rağbet görmektedir.Kaplıcanın suyu bikarbonatlı, karbondioksitli ve karbongazoz sular grubundandır. Bunun yanı sıra klor, sülfat ve silikat gibi anyonlar ile demir alüminyum katyonları da sularda bulunmaktadır. Bu suyun deri ve böbrek hastalıklarına faydalı olduğu söylenmektedir.

İçmeler

Bingöl’ün Genç ilçesinde karayolunun 9. km.sinde bulunan içmeler 1971 Bingöl depreminde yer tabakalarının sıkışması neticesinde ortaya çıkan maden suyudur. Bu kaynaktan çıkan su bol karbondioksit içerdiğinden oldukça iyi görünen gazlı karbon sular grubundandır. Hazmı artırıcı olan suyun hafif ekşimesi, gazozu andırıcı, soda ve asitli, buruk bir tadı vardır.Ayrıca bu su böbrek ve mide ağrılarına şifalı olup, böbrek taşlarını ve kumlarını düşürmekte etkili olduğu da kimyevi tahliller sonucu anlaşılmıştır.
 
#9
Bingöl Kiliseleri


Bingöl Kiğı ilçesinde iki kilise kalıntısı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra ilçenin çevresindeki Açıkgüney, Güngörsün, Yazgünü, Bağlarpınarı, Akbinek, ve Yel Değirmeni köylerinde de kilise kalıntılarına rastlanmaktadır. Bu kiliselerin hangi dönemden kalmış oldukları anlaşılamamaktadır. Mimari yönden incelendiğinde kesme taştan oldukları görülmektedir.Çevrelerinde rastlanılan Hz.İsa, Hz.Meryem ve aziz kabartmaları Bizans döneminde yapılmış olduklarına işaret etmektedir.
 
#10
Bingöl Mürsel Paşa Anıtı


Kiğı İlçesi’nin Çanakçı Köyünde bulunan Mürsel Paşa anıtı Osmanlı-Rus savaşı sırasında Karlıova yöresinde Bingöllü milis şehitleri anısına dikilmiştir. Kare bir kaide üzerinde dört köşe bir dikilitaş konumundadır.




Bingöl Çeşmeleri


Bingöl Çeşmeleri

Adaklı Çeşmesi (Adaklı)

Adaklı ilçesindeki çeşmenin Akkoyunlu’lar zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Akkoyunlular’ın diğer çeşmelerinde olduğ gibi bu çeşmenin de üzerinde bir koyun kabartması bulunmaktadır. Bunun dışında mimari yönden fazla bir özeliliği olmayan basit bir çeşmedir.
 
#11
Bingöl Doğal Güzellikleri


Bingöl Yüzen Ada (Solhan)

Bingöl Solhan ilçesi’nin Hanzarşah Köyü, Aksakal Göl Mezrasındaki adanın turizm yönünden büyük önemi vardır.Buradaki krater gölünün üç tarafı dağlarla çevrilidir. 300 m2’lik bir alanı kaplayan gölün derinliği 50 m.den fazladır. Sürekli akıntısı olduğu tespit edilen gölün suları alttan çevredeki dereleri beslemektedir.Yaz ve kış ayları aynı seviyede olan gölün suları tatlı dır ve madensel tuzları ihtiva etmemektedir.Gölün en ilginç yanı ortasında hareket eden üç adanın bulunuşudur. Adanın üzeri bitki kökleri ile kaplıdır.


Sülbüs Dağı (Yaylıdere)

Bingöl,Yaylıdere ilçesinin kuzey batısında bulunan Sülbüs Dağı volkanik bir dağdır. Sivri koni görünümündeki Sülbüs Dağı, dağ turizmi yönünden oldukça önemlidir. Ayrıca bu dağda avcılık da yapılmaktadır.

Sülbüs Dağı’nın ismi çeşitli söylentilere karışmıştır. Söylentiye göre Sülbüs adındaki genç bir delikanlı, starı adındaki güzel bir kıza aşık olmuşsa da araya giren bir cadı bunların evlenmesine mani olmuştur. Bunun üzerine delikanlı aşkından verem olarak ölmüştür. Bu üzüntüye dayanamayan kız da çok geçmeden ölünce, vasiyeti üzerine sevgilisinin yanına gömülmüştür. Ne var ki, cadı mezarlarının arasına dikenli bir ağaç şeklinde girerek onları mezarda da ayırmıştır.


Çır Şelalesi (Uluca)

Bingöl ,Uluca ilçesi Uzundere Köyü’nün ismini aldığı derenin, Büyük Çır Taşı adı verilen ve 100 m. yükseklikteki kayalığın ortasından geçen şelaleye Çır Şelalesi ismi verilmiştir. Şelalenin suyu 50 m. yükseklikten kayalık dere yatağına düşmektedir . Ayrıca yörede kayalıklar ve mağaralar bulunmaktadır.
 
Üst