Ekonomi Sözlüğü A dan z Ye Alfabetik Bilgiler

#1
Sponsorlu Bağlantılar
A


A Tipi Yatırım Fonu/ Ortaklığı

Fon içtüzüklerinde / esas sözleşmelerinde asgari sınırları belirtilmek kaydıyla, portföy değerinin en az % 25’ini devamlı olarak mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerdir.

AACB (African Association of Central Banks)
Afrika Merkez Bankaları Birliği. Afrika ülkeleri arasında para, bankacılık, maliye alanlarında işbirliğini geliştirmek amacıyla 1968'de oluşturulmuş bir kuruluştur. Birlik, Afrika merkez bankalarına ve finans kuruluşlarına ödeme politikalarının ve mali anlaşmaların oluşturulmasında yardımcı olmakta, ihracat finansmanı, bölge içi ödemeler sistemi konularında bilgi toplamakta ve aktarmaktadır.

AB (Aktielbolaget)
Limited şirket (İsveçce)

ABA (American Bankers Association)
Amerikan Bankacılar Birliği

AC (Account Current)
Cari hesap

Acenta
Acentalık sözleşmesi çerçevesinde, faaliyet gösterdikleri mahalde, sadece sermaye piyasası araçlarına ilişkin alım ve satım emirlerinin aracı kuruma iletilmesine ve gerçekleşen emirlerin tasfiyesine aracılık eden gerçek kişi veya ticaret şirketleridir.

Acentelik
Mümessillik; ticari temsilci. Daha çok hizmet sektöründe görülen acentelik kurumu, ana şirketle, ayrıntılı şekilde şartları belirlenmiş sözleşmelerle faaliyetlerini yürütür. Acentelik, belli bir yer veya bölge içinde vekil ve satış memuru gibi sıfatlara sahip olmadan ana şirketi ilgilendiren konularda anlaşmalara aracılık etmek ya da şirket adına anlaşmalar yapmaktır.

Aciz vesikası
Borçlunun kanuni yönden takip edilen alacağı ödemeye yeterli malı bulunmadığına dair İcra Dairesi tarafından verilen resmi belge. "Kesin" ve "geçici" olmak üzere iki çeşittir. Kesin aciz vesikası, borçlunun kovuşturulan alacağı tamamen veya kısmen ödeyemeyecek durumda olduğunu kesin şekilde gösteren belgedir. Geçici aciz vesikası ise borçlunun yeterli malı bulunmadığı hallerde haczedilmiş mallara takdir edilen kıymetle alacak miktarı arasındaki farkı gösteren tutanaktan ibarettir. Alacaklıya, borçlunun mallarına bu fark kadar haciz konulması hakkını verir ve malların satışından sonra bu vesika geçerli olmaz. Yerine kesin aciz vesikası alınır.

ACP (African Caribbean and Pacific) İlkeleri
Afrika, Karaib ve Pasifik ülkeleri. Ekonomik dayanışma örgütüdür. 28 şubat 1975'de AET ile Lome Sözleşmesi'ni imzalayan 46 ülkeyi tanımlar. Bu ülkelerin ortak özelliği, eski koloniler olmalarıdır.

ACU (Asian Currency Unit)
Asya Para Birimi, Uzak Doğu'nun mali piyasalarındaki dolarlar

Acyo
Para veya senedin üzerinde yazılı olağan değerden daha çok değer kazanması durumunda, eski değeri ile kazandığı değer arasındaki fark, para veya senedin gerçek değeri ile itibari değeri arasındaki fark.

Açık Artırma
Alıcılar arasında rekabet yaratarak satın alınacak nesneye en yüksek fiyatı verecek alıcıyı bulmak amacıyla uygulanan bir satış yöntemi. Ekonomik genişleme dönemlerinde bu uygulamada satıcılar yüksek fiyat bulabilirken, ekonominin daralma dönemlerinde bunun tersi olmaktadır. Tarihi ya da sanat değeri olan nesneler, bu yöntemle oldukça yüksek fiyatlarda satılabilmektedir.

Açık Ciro
Poliçenin ciro edilen şahsın adı yazılmaksızın imzalanması

Açık Ekonomi
Diğer ülke ekonomileriyle mal-hizmet ticareti, sermaye emek hareketinin serbest olduğu ekonomi; ithalat ve ihracat üzerinde herhangi bir sınırlamanın bulunmadığı veya faktör hareketlerinin karşılıklı olarak serbest olduğu ekonomi

Açık Hesap
Güvenilir bir banka yaptığın ticaret hacminin çok daha üstünde kredi alabilme ya da bankanın size kefil olabilmesi. Bu tür avantajlara sahip kişiler veya kurumlara uluslar arası ticarette çok rahat ederler.

Açık İşsizlik
Gayrı iradi işsizlik; kişinin çalışma istek ve yeteneğine sahip olduğu ve ayrıca geçerli ücret düzeyinde çalışmayı kabul ettiği halde çalışacak iş bulamaması

Açık Kapı Politikası
Bir ülkenin başka ülkelere kendi pazarlarında serbestçe ticaret yapma hakkı vermesi; yabancı kişi ve kuruluşların bir ülkenin vatandaşlarıyla eşit koşullarda ekonomik faaliyette bulunmasına imkan veren uygulamalar demeti. Karşılıklı olma şartı aranmazsa kapitülasyona dönüşür.

Açik Kredi
Bankaların herhangi bir güvence aramaksızın açtığı kredi. Burada güven unsuru, kişilerin ve firmaların ticari itibarlarıdır.

Açık Pazar
Alım-satım işlemlerine dış müdahalelerle herhangi bir sınırlamanın getirilmediği piyasa. Açık pazar terimi, uluslararası ekonomide daha çok tekelci durumdaki yabancı firmalardan yapılacak ithalata gümrük vergisi, kota gibi kısıtlamalar koymayan ülkeler için kullanılır.

Açık Piyasa İşlemleri (APİ) (Open Market Operations)
Merkez bankasının para veya kredi hacmini denetlemek için devlet tahvili, hazine bonosu ve döviz alıp satması işlemi. Durgunlaşmaya yüz tutmuş piyasayı harekete geçirmek, ekonomideki emisyon miktarını azaltmak, enflasyonist eğilimi önlemek amacıyla hazine bonosu veya döviz alım satımı yapılır. Merkez bankası piyasadan menkul değer veya hazine bonolarını nakit ödemek suretiyle satın alarak piyasanın para ihtiyacını karşılamış olur. Böylece toplam talep genişler, faiz hadleri düşer. Merkez bankası, menkul değer ve hazine bonoları satarak piyasadan para da çeker ve satın alma gücünün düşmesini sağlar


Açık Pozisyon (Short Position)
Vadeli işlem piyasalarında alınmış ve henüz kapatılmamış pozisyonara denir.
Döviz, altın, menkul kıymet gibi bir finansal araç üzerinden sahip olunan varlıkların aynı cinsten yükümlülükleri karşılayamayan kısmıdır. Örneğin 10 milyon USD yükümlülüğe karşı 5 milyon USD varlık bulunduruluyorsa aradaki 5 milyon USD, açık USD pozisyonunu ifade eder.

Açığa Satış
Sahip olunmayan menkul kıymetlerin ödünç alınmak sureti ile satılmasıdır.

Açık Sigorta Politikası
Deniz Sigorta firması her türlü aksiliği ödeyeceğine dair garanti veriyor, buna teslimatın geç yapılması da dahil.

Açık Tarla Sistemi
Avrupa'da iki bin yılı aşkın süreyle uygulanan toplu tarım sistemi. Buna göre köylülere ait topraklar dağınık haldedir ve dönüşümlü ekim, ortak otlatma usulü benimsenir. Ortak toprakların bir bölümü nadasa bırakılır. Toplumsal ilişkilerin karmaşık bir hal alması ve pazar ekonomisinin gelişmesi bu sistemin uygulanmasını daha sonra zorlaştırmış, yerini bireysel çiftçiliğe bırakmıştır.

ADB (Asian Development Bank)
Asya Kalkınma Bankası. Merkezi, Filipinlerin başkenti Manila'da bulunan ve bölge ülkeleri arasında iktisadi işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir kalkınma bankasıdır. Kaynakları, bölgedeki yoksul ülkelere, ağır olmayan koşullarda kredi sağlanmasında kullanılmaktadır. Açılan kredilerle tarım, enerji, madencilik ve sanayi alanlarındaki projeler finanse edilmektedir.

ADB (African Development Bank)
Afrika Kalkınma Bankası. 10 eylül 1964'de bağımsız Afrika devletlerinin ekonomik gelişmesine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş bölgesel bir bankadır. Merkezi Fildişi Sahili'nin başkenti Abidjan'dadır. Banka, kalkınma projelerinin değerlendirilmesi, koordinasyonu ve finansmanı ile ilgilenir.

Ad Valorem
Değere bağlı, değerine göre, değeri oranında ithal mallarına uygulanan gümrük vergisi. Bu tip vergilendirme ile gümrük vergilerinin enflasyon nedeniyle etkilerini kaybetmesi önlenir. Spesifik vergilerin, malların kalitesi arasında ayırım yapmaması nedeniyle ortaya çıkan adaletsizlikleri önler

Ademi-Merkeziyetçi Ekonomi
Bir ülkede çeşitli ekonomik birimlerin emredici bir devlet planına ve tek bir idari merkezin kararlarına uymak zorunda bırakılmadığı ekonomi tipi. Bu ekonomide piyasa ve para iktisadi birimlerin birbirinden ayrı olarak yaptığı bir çok planın uyuşmasını sağlar. Devlet uyguladığı para ve maliye politikasıyla iktisadi gelişimi etkilemekle yetinir.

ADF (African Development Fund) Afrika Kalkınma Fonu.
1972 yılında oluşturulmuş uluslararası bir kuruluştur. İyeleri arasında Afrika dışındaki ülkeler de yer alır. Afrika Kalkınma Fonu, sermaye ihracatçısı sanayileşmiş ülkelerden sağlanan kaynakların kullanımını denetlemekte ve üyelerine düşük faizli krediler açmaktadır. Amacı, Afrika Kalkınma Bankası üyesi ülkelerin ekonomik kalkınmasına ve işbirliğini geliştirme çabalarına yardımcı olmaktır.

Adi Hisse Senedi
Şirket ana sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmayan ve sahiplerine eşit haklar sağlayan hisse senedidir.

Adil Ücret
İşçiye toplumsal yaşam düzeyine göre ailesiyle birlikte geçimini sağlayacak ücret. 19. yüzyılda ilk kez papaz St Antonius tarafından tanımlanmıştır. Antonius, ücretin mal olarak ya da ayarı bozuk parayla veya eksik ödenmesini adalete aykırı saymıştır.

Adisyon
Hesapta toplam

AFL-CIO Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (American Federation of Labor and Congress of Industrial Organization).
Amerika Birleşik Devletleri'nde hem ulusal hem de uluslararası sendikaların birleşmesiyle oluşmuş gönüllü bir kuruluştur.

Agraryan
19. yüzyıl sonunda Almanya'da çiftçi taraftarı bir partinin kurulmasından sonra, tarımcıların çıkarlarını savunan partilere ve üyelerine verilmiş olan ad. Toprağın, bu topraklarda tarım yapanlar arasında bölüştürülmesini esas alır. Bu tip partiler İsveç ve Finlandiya'da çok etkili olmuştur.

Agrovil
Eski Sovyetler Birliği'nde mesken ve zirai işletme grubu. 1949'da hazırlanan ve zirai çalışma metodlarında reform öngören bir programa göre birleştirilecek bir çok kolhozdaki halkın biraraya toplanmasını amaçlar.

Ağırlıklı Ortalama Fiyat
Bir sonraki seansa ait baz fiyatın hesaplanmasına esas teşkil eden hisse senedinin miktar ağırlıklı ve küsüratsız fiyatıdır.

AID (Agency for International Development)
Uluslararası Kalkınma Ajansı. ABD Dışişleri Bakanlığı'na bağlı, özellikle gelişmekte olan ülkelere ekonomik açıdan yardım etmek üzere 1947'de kurulan birliktir. Hükümetin dış yardımlarını dağıtır.

Aile Ücreti
19. yüzyıl başlarında ücretlerin iyileştirilmesi için mücadele eden sendikaların hedef aldıkları ölçü. Buna göre alınacak ücret, eşe ve çocuğa bakmaya yetmelidir.

Akıcılık
Piyasa giriş ve çıkışların serbest olması. Böylece malların ya da hizmetlerin,arz ve talebinin kolaylıkla birbirine uyumu sağlanmış olur.

Akord Sistemi
İşçinin ürettiği mal birimi başına üretim kararlıştırılması ve ödenmesidir.

Akredite Etmek
İtimatnameyle memur etmek, bir kimseyi, herhangi bir yerden para tahsil etmesi ya da ticari işleri yürütmesi için temsilci olarak göndermek

Akreditif
Teminat mektubu; ticaret finansmanı olarak kullanılan kredi. İthalatçı firmaların kendi ülkelerinde başvurdukları bankaları yoluyla kendilerine mal satan yabancı ülkelerde ihracat firmaları lehine açtırdıkları vesikaya dayanan kredilerdir. Bir başka deyişle, alıcının satıcı ile yaptığı satış sözleşmesinin ifası için satıcıya bazı şartlar altında belirli bir paranın verilmesi konusunda alıcının bir bankayı aracı kılmasıdır.

Akselerasyon
Borçlunun mukaveleye uymaması yüzünden alacaklının vadeden önce alacağını isteyebilmesi, hızlandırma

Akseptans
Kabul edilmiş poliçe, bir poliçeyi ödeyecek kimse tarafından poliçe bedelinin vadesinde ödeneceğinin imza yoluyla taahhüt edilmesi

Aktarılmış Nakliye
Tazminat olarak ihraç malların nakliyesini yapan bağımsız bir iş koludur.

Aktif
Herhangi bir kurumun taşınabilir ve taşınamaz tüm varlığı ile üçüncü şahıslardan borç taleplerini içeren bilançosunun bir parçası

Aktif Karlılık Oranı
Aktiflerde yapılan yatırımın net karlılığını göstermektedir. Bu oranın yüksek olması şirketler için iyidir. Fakat şirketlerin aktif karlılık oranı kadar yapılan yatırımların finansmanından öz kaynak ya da yabancı kaynak kullanıldığı da önemlidir. Bu oran aşağıdaki formülle hesaplanır:
Aktif karlılık Oranı: Net Dönem Kar'ı / Aktif Toplamı

Aktif Nüfus
Bir ülkenin üretim faaliyetlerinde bulunabilecek nüfusu

Aktüer
Hayat sigortası istatistikleri uzmanı. Sigorta şirketlerine prim belirlemede ve ödeme güçlerine paralel olarak verebilecekleri tazminatların saptanmasında yardımcı olur.

Akümülasyon
Yığılma, birikme, sermaye birikimi; yatırım veya harcama amacıyla biriktirilen sermaye

Alacak Bildirim Formu (ABF veya NTR)
Satıcı firmanın (Müşteri) Factoring şirketi ile imzaladığı sözleşme kapsamında, temlik etmiş olduğu alacakların doğduğunu Factoring şirketine bildirmesi amacıyla doldurduğu form.Not : Aynı zamanda muhasebe işlemlerinde dekont yerine kullanılabilen bir belgedir.

Alameti Farika
İmal edilen mallar için saptanan işaret, yapımcıların ya da satıcıların mallarını başka mallardan ve rakip firmalardan ayırmak için kullandıkları marka. Sanayide, küçük sanatlarda, tarımda imal olunan veya ticarette satışa çıkartılan her nevi mala, diğerlerinden ayırabilmek için bu mal ve ambalajı üzerine konan, mal üzerine konmadığı takdirde ambalajlarına yazılan ve bu amaca elverişli bulunan işarettir. Bir işaretin marka olabilmesi için üç unsur taşıması gerekir: (1) İzerine konulduğu eşyanın sanayide, küçük sanatlarda, tarımda imal edilmesi, hazırlanması, üretilmesi ya da ticari eşya olarak satışa çıkarılması, (2) O güne kadar tescilli bulunan markalardan ayırıcı bir nitelikte bulunması, (3) Satışa çıkartılan eşyanın ya da eşya ambalajının üzerine konabilmesi.

Alıcı Acenta
Satın alan acenta

Alım Vergisi
İşletme vergisi; mubayaa vergisi; perakende satışlarda tahakkuk ettirilen vasıtalı vergi. Tüketimi etkilemek gerekçesine dayanır. Ancak asıl amaç, devletin gelir sağlamasıdır. Genellikle yiyecek ve zorunlu ihtiyaç malları bu verginin kapsamı dışında tutulur. Tüketimi zorunlu olmayan mal ve hizmetleri vergilendirme gerekçesine dayanır.

Alım Kağıtları
Nakliye ücretlerini tahsil etmek için alıcıya teslim edilen belgelerdir (ticari fatura, konşimento, vb.)

Alım Satıma Aracılık
Daha önce ihraç edilmiş sermaye piyasası araçlarının aracılık sıfatıyla ve ticari amaçla alım satımını ifade eder.

Alış (Bid)
Piyasa katılımcılarının, piyasada işlem gören değerleri (döviz, menkul kıymet gibi) almaya istekli oldukları fiyattır

Alış – Satış Farkı (Spread)
İşlem gören herhangi bir kıymetin, alış ve satış fiyatı arasındaki farkı ifade eder.

Alivre
Sonradan teslim edilmek kaydıyla yapılan satış. Mahsul henüz tarladayken ve yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden pay verilerek yapılan satış. Mukaveleye göre satıcının, satılan bir malı belli bir vade içinde teslim etmeyi yüklenmesidir.

Alman Okulu
İktisat biliminin , klasiklerin kullandığı soyut yöntemlerle incelenemeyeceğini, bunların tarihsel çerçeve içinde değerlendirilmesi gerektiğini savunan ve 1840-1860 yılları arasında etkin olan okul

Alonj
Bono, poliçe ve çeklerin arka yüzünde işlemler için yer kalmadığı zaman senede eklenerek üzerinde yapılan her tür işlemin senede yazılmış sayıldığı belge

Alt Yapı
Bir toplumun sosyal kurumları. Karayolu, demiryolu, teknoloji, iş gücü, enerji santralleri, eğitim ve sağlık kuruluşları gibi.

Altın
Kıymeti oranında kağıt paranın piyasaya sürüldüğü ticari değeri yüksek metal. Altının saflık ölçüsü "ayar" ile belirtilir. Saf altın 24 ayardır. 22 ayarın yüzde 91.66'sı, 18 ayarın yüzde 75'i ve 14 ayar altının da yüzde 58.33'ü saftır.

Altın Ankesi
Merkez bankalarının ihtiyat amacıyla kasalarında bulundurdukları altın stoku. Altın ankesi genellikle ulusal paranın değerini desteklemek ve dış ödemelerde kullanılmak üzere bulundurulur.

Altın Bloku
1934'de Belçika, Fransa, Hollanda ve İsviçre tarafından kendi aralarındaki ticareti geliştirmek ve paralarının değerini korumak amacıyla oluşturulmuş birliktir. Altın bloku ülkeleri sabit kur rejimi uygularken dış ülkelere karşı tarifeler ve nükleer kısıtlamalar gibi koruyucu önlemlere de başvurmuşlardır. Blok, 1935'de Belçika'nın devalüasyon yapmasından sonra varlığını sürdürememiştir.

Altın Çağ
İnsanların barış refah ve mutluluk içinde yaşadığı dünyanın ilk ve en iyi çağı. Bazı ekonomistler İkinci Dünya Savaşı sonrası zenginleşmenin başladığı 1950 yılı ile petrol krizinin başladığı 1973 yılları arasındaki dönemi de altın çağ olarak nitelemektedir.

Altın Havuzu
Altının fiyatındaki yükselmeyi belirli bir tavanla sınırlamayı amaçlayan ülkelerin 1961 yılında kurduğu bir organizasyon. ABD, İngiltere, Batı Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda ve İsviçre tarafından kurulan teşkilat, altının bir ons fiyatının 35.2 doları aşması halinde altın satarak belirlenen düzeyin üstüne çıkması engellenmiştir. Havuz, Fransa'nın ayrılmasından sonra 1967'de dağılmıştır.

Altın Kambiyo Standardı
Altın standardının özel bir türüdür. Bu standardı kabul eden ülkelerin merkez bankaları, kendi paralarını altınla değiştirmez, ancak değeri altın karşısında sabit ve altına konvertibl bir başka parayla değiştirir.

Altın Külçe Standardı
Paranın sadece külçe altına çevrilebildiği sistem. Altının, çıkarılan banknotların garantisi olarak külçe ya da çubuk halinde merkez bankalarında muhafaza edildiği, iç piyasada ise ödemelerin banknotla yapıldığı altın sisteminin bir türüdür. Altın külçe standardında para, altın külçe ya da çubuklar karşısında konvertibiliteye sahiptir.

Altın Rezervi
Merkez bankasında veya devlet hazinesinde kur istikrarı için külçe ya da madeni para olarak saklanan altın

Altın Sertifikası
Altına endeksli senet, ana para ve faiz ödemelerinin altınla yapılacağı senet. ABD hazinesi tarafından çıkarılan ve altını temsil eden sertifikalardır. 1933'de tedavülden kaldırılmıştır.

Altın Standardı
Mevcut altın miktarına uygun olarak banknotların altınla veya dövizle değiştirilmesi temeline dayanan para tedavül biçimi

Altın Tranşı
IMF üyesi ülkelerin bu kuruluştan sağlayabilecekleri ve "çekme hakları" adı verilen kredilerin ilk dilimidir. İye, bu kuruluşta bulunan mevduatının altın-konvertibl paralardan oluşan bölümünü, herhangi bir sınırlama olmaksızın istediği an kullanabilir.

Altın Zaman
Pazar ya da tatil günlerinde çalışanlara ek ücretlerin ödendiği dönemler

Ambargo
Ekonomik müeyyide; yaptırım; bir yasanın ya da antlaşmanın bozulması üzerine verilen cezalar; ticareti kısıtlama ya da yasaklama. Bir devletin limanlarında ya da karasularında bulunan gemilere bu sulardan çıkmamaları ya da belirli bir yükü taşımamaları emrinin verilmesidir. Sivil ve uluslararası olmak üzere iki türlü uygulanır. Sivil ambargo, bir devletin kendi gemilerini yabancı yağmasından korumak ya da malların belli bir ülkeye ulaşmasını engellemek amacıyla kendi limanlarında alıkoymasıdır. Uluslararası ambargo ise yabancı devlet gemilerinin ve mallarının alıkonulmasıdır.

AMF (Arab Monetary Fund) Arap Para Fonu;
Sandukul Maliyi Arabi. 1976'nın nisan ayında, Fas'ın başkenti Rabat'ta Arap İlkeleri Ekonomik Konseyi tarafından kabul edilen bir anlaşma ile kurulmuş, bir yıl sonra da fiilen çalışmaya başlamıştır. Merkezi Abu Dhabi'dedir.

Amortisman
(1) Borcun ana parasını taksitlerle ödeme, (2) amortisman, eskime veya aşınma payı, itfa, imha, her yıl kardan belli bir pay ayırarak sabit tesislerin aşınmasına karşılık tutma, (3) bir tesis için yatırılmış paranın yavaş yavaş kazançtan ayrılması

Analiz
Tahlil, doğrudan doğruya bir ekonomik olayı niteleyen sebep ve etki ilişkilerini, zaman ile süre ilişkilerini görev ve güç ilişkilerini aydınlığa çıkarmaya çalışma

Andlılar Grubu
26 mayıs 1969'da Bolivya, Kolombiya, Peru, Ekvador, Şili tarafından Cartagena Anlaşması ile kurulmuştur. Venezuela, 1973 yılında pakta katılmıştır. Amacı, üyeler arasında ortak bir pazar teşkil etmek, ekonomilerin uyumlu ve dengeli gelişmesini ve bunların entegrasyonunu sağlamak, dış ticareti gümrük tarifeleri, kotalar ve diğer kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılmasıyla serbestleştirmek, bölgesel sanayileri geliştirmektir.

Angarya
(1) savaş halinde bulunan iki devletten birinin, savaşın dışında bulunan üçüncü bir devlete ait ulaşım araçlarını, özellikle de ticaret gemilerini, ele geçirip bunlardan savaşçı amaçlarla yararlanması, (2) kölelik hukukunda, kölenin ve köylünün derebeyi hesabına mecburi ve ücretsiz çalışması, (3) devletin olağanüstü durumlarda vatandaşlara ait taşıt araçlarını kullanması, (4) usandırıcı, bıktırıcı işler

Ankara Anlaşması
12 eylül 1963 tarihinde Türkiye ile AET arasında imzalanan ve 1 aralık 1964'te yürürlüğe giren anlaşmadır. Türkiye Topluluğa ilk kez 31 ağustos 1959'da başvurmuştur. Gümrük birliğinin aşamalı olarak oluşturulmasını, tarafların iktisadi politikalarının üç aşamada birbirine yaklaştırılmasını hedefler. Bunlar hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve tam üyelik dönemidir.

Anklav
Yabancı toprakla çevrilmiş arazi, dört yanından başka bir ülkenin topraklarıyla çevrilmiş ve böylece denize açılacak limanı kalmamış toprak; az gelişmiş ülkelerde ihracata yönelik yabancı sermayenin denetiminde ve yönetiminde üretim faaliyetleri yapılan bölgesi. Ulusal ekonomi ile bağının çok az olduğu düşünüldüğünden iç büyüme üzerinde ciddi bir etki yapması da söz konusu olamaz.

Anonim Şirket
Bir unvan altında çalışmak üzere sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan kuruluştur. Anonim şirketlerde ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye paylarıyla sınırlıdır. Borçlar ve yükümlülükler yalnızca şirketin sermayesi ile sağlanır. Sermaye eşit paylara bölünmüştür. Anonim şirket kurmak için en az beş ortağa ihtiyaç vardır.
Antidamping Vergisi
Dış ticarette damping yaparak haksız rekabet uygulayan ülkelere karşı başvurulan bir yöntem. Damping uygulamasından gümrük tarifeleri etkinliğini kaybeder ve yerli üretim korumadan yoksun kalır. Bu durumda yerli üretimi korumak için dampingle gerçekleştirilen fiyat indirimine eşit bir gümrük vergisi konur.

Antitröst Yasaları
Piyasadaki haksız ya da tekelci sayılan uygulamaları kısıtlayan yasalar. Firmalar arası rekabet koşullarını çeşitli yasalar aracılığıyla korumaya yönelik en uzun ömürlü politika, ABD'de uygulanmaktadır. Bu tür yasaların ilki ve en ünlüsü ticareti kısıtlayan her birleşme ya da sözleşmeyi yasadışı sayan 1890 tarihli Sherman Antitröst Yasası'dır. Buna göre eyaletlerarası ticaret kurallara bağlanmış, hem iç hem de dış ticareti kısıtlayıcı her tür uygulama kanun dışı ilan edilmiştir.

Antrepo
Vergi ve resimleri ödenmiş gümrüğe tabi malların saklanması ve bazı tamamlayıcı işlemlerin yapılması için genellikle gümrüğe yakın yerlere kurulan ambar

Antrepo Rejimi
Yabancı malların tarife ödenmeksizin gümrük makamlarının denetimine bağlı kapalı yerlerde muhafaza edilmesine imkan tanıyan özel bir gümrük rejimidir. Buna göre söz konusu malların antrepolarda bekleme süresi genellikle 5 yıldır. Bu mallar ithal edilebileceği gibi sevkedilen ülkeye iade edilebilir ya da diğer ülkelere ihraç edilebilir.


ANZUS (Australia, New Zealand, USA)
Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD'nin 1 eylül 1951'de San Fransisco'da imzalayıp 1952'de yürürlüğe koyduğu güvenlik antlaşması. Merkezi Avustralya'nın başkenti Canberra'dadır. İyelerinden birine yapılan saldırıya karşılık vermeyi taahhüt eder.

APC (Average Propensity to Consume)
Bir ekonomide mal ve hizmet için yapılan harcamaların ekonomide ulusal gelire bölünmesi. Keynes'e göre gelir seviyesi ne kadar artarsa APC oranı o kadar düşük olur.

APEC (Asia-Pacific Economic Cooperation)
Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği. 1989'da kurulmuştur.

Apel
Pay bedelinin taksitle ödenmesinin sözkonusu olduğu durumlarda, ortaklık yönetim kurulu tarafından ortaklara yapılan çağrıya denir.

API (American Petroleum Institute) Amerikan Petrol Enstitüsü. ABD'de petrol sanayi araştırma ve normalleştirme kurumudur. Ham petrolün yoğunluğu API derecesiyle ifade edilir.

APS (Average Propensity to Save)
Mal ve hizmetlere harcanmayıp tasarruf edilen miktarın ulusal gelire oranı

Ara Mallar
Hammadde niteliğini kaybetmiş, yarı üretilmiş mallar. Elbise yapımı için kullanılan kumaş, astar, iplik ve düğmelerin bir ara mal olması gibi.

Aracı Kuruluş
Sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu’nca yetkili kılınmış bankalar ve aracı kurumlardır.

Aracı Kurum
Sermaye piyasası faaliyetinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aracılık yetkisi verilmiş anonim ortaklıklardır.

Aracılık
Sermaye piyasası araçlarının, yetkili aracı kuruluşlar tarafından, kendi nam ve hesabına, başkası nam ve hesabına, kendi namına ve başkası hesabına alım satımıdır.

Aracılık Yüklenimi
Halka arz edilecek sermaye piyasası araçlarının tamamının satılacağının aracı kuruluş veya kuruluşlar tarafından ihraçcı şirkete taahhüt edilmesidir. İki türlü olur: bakiyeyi yüklenim veya tümünü yüklenim.

Arbitraj
(1) karcılık; para işlemlerinde en elverişli faydalanma şekli, bir ülke parasının değişik ülkelerin serbest döviz piyasalarında farklı değerler taşıması halinde söz konusu değer farklarından net yarar sağlama, tahvil mübadelesi. (2) ticari ihtilaflarda hakeme gitme; tartışmalı sorunların hakem aracılığı ile çözülmesi. Uluslararası arbitraj, devletler arası anlaşmazlıkların barış yoluyla çözümlenmesi yollarından biridir.

Arşimet Prensibi
Bir şirketin ya da işadamının yaptığı son iş anlaşmasının, daha önce yaptığı tüm anlaşmaların toplamından daha büyük olması hali.

Artık Değer
Artık değer teorisi Karl Marx tarafından geliştirilmiştir. Üretilen malların değeri ile bu malların üretimi için ödenen ücret arasındaki fark artık değerdir

Arz
Satıcıların malı piyasaya sürmeyi düşündükleri miktar

Arz ve Talep
Fiyat değişimlerine karşı satıcı ve alıcıların birbirine karşıt tepkilerini belirleyen, fiyatlar yükselirken piyasada arzın yükselip talebin daralması, fiyatlar düştüğünde ise arzın daralıp talebin genişlemesi durumu; sunu ve istem

Arz Yönü Ekonomisi
Ekonomik genişlemenin düşük vergi oranlarından kaynaklanacağı teorisi; ülkenin toplam mal ve hizmet arzını artıracak resmi teşviklerin istihdamı kamçılayacağı, daha büyük talep yaratarak toplumu refaha götüreceği teorisi. Bu ekole göre daha büyük arz, enflasyonu düşürücü etki yapar. Düşük vergiler, vergi gelirlerinin azalmasına neden olmaz. Tam tersine artan refah nedeniyle daha çok kişi daha fazla vergi verir.

ASEAN Güneydoğu Asya İlkeleri Topluluğu (Association of South East Asian Nations).
Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland tarafından 1967 yılında Bangkok'da kurulmuştur. Daha sonra Brunei ve Vietnam da katılmıştır. İye ülkelerin ekonomik ve kültürel gelişmelerini hızlandırmak, siyasi işbirliğini artırmak, güneydoğu Asya'da barışı sağlamak için çalışır.

Asgari Geçim İndirimi
Bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılması. Uygulamada genellikle götürü bir indirim saptanmakta ve derinlemesine hesaplar yapılmamaktadır.

Asgari Ücret
Bir işçinin çalıştırılabileceği en düşük ücreti gösteren düzey. Çalışanların gelirinin belli bir düzeyin altına düşmesini engellemeyi amaçlar. Asgari ücretin belirlenmesine yol açan nedenlerin başında insani düşünceler gelir. İcret karşılığında çalışan bir kişi, salt insan olması nedeniyle uygun bir yaşam düzeyine hak kazanır.

Asıl Manifesto Gümrük Sözlüğü
Konşimentolara göre gemide tutulan yük defteri ve mahreç limanlardaki yetkili mercilerce tasdik edilmiş olan yük beyannamelerdir. Bu belgeler mahallindeki Türkiye Konsolosluklarına ilgilerce tasdik ettirilir. Manifestolarda eşyanın cinsi, kapların adedi, nevi markası, numarası ve gayrisafi ağırlığı ile konşimento veya yük senetlerini numaraları ve milletlerarası anlaşmalar ve gelenekler de göz önünde tutulmak suretiyle Gümrük Müsteşarlığının tespit edeceği diğer bilgiler gösterilir

Asit Oran
Cari oranın konsantre halidir. Dönen varlıklardan daha yavaş nakde çevrilebilen kalemler çıkartılır ve bu şirketin nakit pozisyonuna bakılır. Nakte en hızlı dönüşen kalemler ile yapılan bu likidite ölçüsü aşağıdaki formülle heseplanabilir: Hazir Değerler + Menkul Değerler Cüzdani + Tic. Alacaklar + Diğer Alacaklar / KV Borçlar.

Asli para
Merkez bankaları tarafından çıkarılan kağıt paralarla, hazine tarafından çıkarılan bozuk paraların toplamı

Asya Doları
Asya ve Pasifik havzasına yatırılmış olan Amerikan dolarları.

ASPAC (Asian and Pacific Council) Asya ve Pasifik Konseyi.
Komünist olmayan bölge ülkeleri arasında siyasal, kültürel ve ekonomik işbirliğini hedef alır. 1966'da kurulmuştur. Merkezi Bangkok'dadır.

AC (Asian and Pacific Council) Aşırı Değerlenmiş Kur Politikası
Bir ülke parasının değerinin, diğer ülke paraları karşısında bilinçli olarak değerli tutulması. Böylece ithalat ucuzlar ve hammadde ithalatı kolaylaşır.

Aşırı İstihdam
Bir ülkede ekonomik faaliyetlerin tam istihdam sınırını aşması

Aşırı Talep
Belirli bir piyasada belirli bir fiyat düzeyinden tüketicilerin almaya hazır oldukları mal miktarlarının üreticilerin satmaya istekli oldukları miktardan daha fazla olmasıyla ortaya çıkan durum. İlke ekonomisi düzeyinde de aşırı talep, toplam mal ve hizmet talebinin arzı aşan kısmını ifade eder. Bu durumda da sonuç fiyatlar genel düzeyinin yükselmesidir.

Atıl Kapasite
Firmaların kapasitelerinin altında üretim yapması

Atıl Para
Para piyasasının dışına çıkarak kullanılmayan paradır.

ATR Belgesi
Malların Türkiyeden Avrupa Birliği üyesi bir ülkeye veya Birlik üyesi bir ülkeden Türkiyeye ihraç veya ithal edilmesinde kullanılan bir belgedir.

ATM (Automatic Teller Machine) Otomatik Vezne Makinaları.
Elektronik fon transferi (EFT) sistemlerinden biridir. Önceleri sadece nakit para verebilen (cash dispenser) bu makinalar, bugün para çekmenin yanı sıra hesapların yazılı dökümünü çıkarmak, hesaba para yatırmak, hesaplar arasında para transferi yapabilmek, bazı kredi ve döviz işlemleri gibi çeşitli hizmetler sağlar.

Audit
Hesap tetkiki, hesap teftişi, bağımsız dış denetim, hesapları denetleme, şirket hesaplarının doğruluğunun dışarıdan yetkili bir şirket tarafından kontrol edilmesi. İşletmelerin mali tablolarının ve bunların dayanağını oluşturan bilgi ve belgelerin gerçekliği ve güvenirliği hakkında görüş bildirilmesi olarak anlaşılmaktadır.

Aval
Bir ticaret senedinin üzerine kaydedilmiş kefillik

Avans
Bir süre sonra geri alınmak veya mahsup edilmek üzere ödenen para, tahakkuktan önce ödenen, işlemeden ödenen, bankacılıkta belirli ve güvenceli kredi, ikraz, pey. Bankaların kısa vadeli kredi işlemleri de avans olarak adlandırılır.

Avarya
Gemiye veya yüke, kendi yıpranmalarından, buz, sis gibi doğa olaylarından, mürettebatın eylemlerinden veya savaş halinde uluslararası deniz ticaret hukukunun içerdiği özel kuralların ihlal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan maddi hasarlar ve olağanüstü giderler.(Gümrük ve dış ticaret terimleri sözlüğü-1999)

Avi
Bankada hesabı bulunanlara hesaplarından yapılan her türlü ödeme ile hesaplarına yatırılan paralar için bankalarca kendilerine gönderilen ödeme alma bildirgesi

Avista
Poliçelere "görüldüğünde" ödenmek üzere anlamında konan terim

Avrupa Birliği
Avrupa Topluluğu'nun, 1993 yılı kasım ayından sonra benimsediği adıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası birleşme ve ekonomik bütünleşme isteklerinin sonucu olarak ortaya çıkmış bir örgütlenmedir. Avrupa Birliği fikri ilk olarak 1943'de Londra'da toplanan sürgün hükümetleri tarafından görüşülmüş, önce Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında "Benelüks" adıyla bir gümrük bölgesi kurulmuştur. Daha sonra o dönemin en stratejik iki ürünü kabul edilen demir ve çeliğin, altı kurucu ülke (Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg) tarafından ortak biçimde işletilmesi ve bu iki ürünün üst düzey bir merci tarafından denetlenmesi amacıyla Demir Çelik Birliği kurulmuş, bu kuruluş daha sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Topluluğu olarak anılmıştır.

Avrupa Ekonomik Komisyonu
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nce 28 mart 1947'de Avrupa'nın ekonomik ve teknolojik sorunlarını ele alarak savaş sonrası Avrupa'nın kalkınması için yürütülmesi gereken çalışmalara ilişkin danışmalarda bulunmak üzere kurulmuştur. Amacı, Avrupa'nın ekonomik yönden geliştirilmesini ve ilişkilerin yoğunlaştırılmasını sağlamaktır.

Avrupa Hareketi
1947 yılında Avrupa'nın bütünleşmesini desteklemek amacıyla kurulmuştur. Birleşik ve demokratik bir Avrupa için çaba gösteren bütün hükümet dışı uluslararası kuruluşlar bu hareketin üyesidir.

Avrupa Para Yılanı
Ulusal paraların Amerikan doları karşısındaki dalgalanma marjını yükselten Smithsonian anlaşmasından sonra Avrupa Topluluğu ülkelerinin 1971 yılında kendi paraları arasındaki dalgalanma marjını yüzde 2.25 ile sınırlandırması. Amerikan dolarına karşı olan dalgalanma oranı yüzde 4.5 olmuştur.

Avrupa Sosyal Fonu
Avrupa Birliği içinde iş gücünün ve çalışma imkanlarının artırılması, istihdam olanaklarının artırılması, işçilerin yaşam standartlarının yükseltilmesi, gelir adaletinin sağlanması gibi amaçlarla oluşturulmuş bir finans kuruluşudur.

Avusturya Okulu
19. yüzyıl sonlarında geliştirilen ve ürün değerinin belirlenmesinde son tüketici açısından sağlanan faydanın önemini vurgulayan iktisat kuramlarının bütünüdür. Neo-klasik okulun Avusturya kolunu temsil eden iktisatçılar grubudur. Marjinal fayda teorisine taraftardır.

Ayı Piyasası
Gelecek hakkında karamsarlığın ve fiyatların düşeceği beklentisinin hakim olduğu piyasalardır. Bu piyasalarda kişiler ellerindeki hisse senetlerini gelecekte daha düşük fiyattan satın alabilecekleri düşüncesi ile satarlar.

Aylak Sınıf
ABD'de işveren sınıfı içinde gösterişçi bir biçimde tüketim yapan asalak kesim. Terim ilk kez, Thorstein Veblen tarafından 1989'da "The Theory of the Leisure Class'' adlı kitapta kullanılmıştır. Bu aylak elitin, modern işletmelerin, Amerika'nın sanayileşmesi sırasındaki rekabetçi mücadelesinin ürünü olduğu iddia edilir. Aylak kesimin içine girdiği bu süreç, servet ve mal israfını kapsayan hedonizmin bir biçimidir. Aylak sınıf bireyleri, halkın ilgisini çekebilmek için hem savurganca hem de herkesin izleyebileceği biçimde harcama yaparlar

Ayni Ücret
İretilen malın bedelinin yine malla ödenmesi

Az Gelişmiş Ülkeler
Kişi başına düşen reel gelir düzeyinin görece düşük olduğu ve üretim kapasitesinin çok yavaş arttığı ülkelerdir. Düşük tasarruf ve yatırım hacmi, ulusal gelirin yüksek bir yüzdesini tarımsal kesimin oluşturması, tarım kesiminde çalışan iş gücünün yüksek olması (yüzde 60-90 gibi), özellikle tarım kesiminde görülen gizli işsizlik, yetersiz alt yapı, bozuk gelir dağılımı, düşük okuma/yazma oranı, yetersiz beslenme ve yüksek çocuk ölümleri, hızlı nüfus artışı, azgelişmiş ülkelerin ortak özellikleridir.

Az Gelişmişlik
Sermayenin nüfusa ve mevcut gelir kaynaklarına göre yetersiz olması; bir toplumun siyasi ve sosyo-ekonomik açıdan, gelişmiş toplumların standartlarına göre geri bir konumda bulunması. Sanayileşmemiş, tarımdan makineleşmeye geçememiş, kentleşme ve genel nüfus içinde okuma yazma oranının düşük olduğu, bilimsel ve sanatsal etkinliklere fazla kaynak ayıramayan ülkeleri niteleyen özelliktir. Terim, ilk kez Birleşmiş Milletler Genel Kurulu«nda kullanılmıştır.

Azami Factoring Hacmi (AFH )
Factoring şirketinin satıcı ( müşteri ) firmaya tanıyacağı toplam işlem hacmi .

Azalan Marjinal Fayda
Arka arkaya tüketilmeye devam edilen bir malın belirli bir noktadan sonra onu tüketen kişiye gittikçe azalan miktarlarda fayda sağlayacağına ilişkin teori. Çok susamış birinin bir bardak suya ödemeye razı olduğu fiyatın, ikinci üçüncü bardaklarda azalması gibi.

Azalan Oranlı Vergi
Vergi matrahı büyüdükçe vergi oranlarının da azaldığı vergiler

Azalan Verimler Yasası
İretim faktörlerinden sadece birinin miktarının değiştirilip diğerlerinin sabit tutulduğu durumda firmanın toplam üretiminde meydana gelecek değişmeyi açıklayan yasa. Eğer belli zaman dönemi içinde gerçekleştirilen üretimde kullanılan faktörlerden birinin miktarı artırılırsa toplam üretimde artış görülür. Ancak belirli bir noktadan sonra artış tekrar azalma eğilimine girer.
 
#2
B

B Birimi

Barclays Bank tarafından 1974'de yaratılan bir para birimi. Amaç, ticari alışverişleri kolaylaştıracak ortak bir değer standardının gerçekleştirilmesidir. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve İsviçre'nin para birimleriyle tanımlanmıştır. Bu ülkelerden her birinin B Birimi içindeki payı yaklaşık yüzde 20'dir.

Bağımsız Dış Denetim
Ortaklıkların ve sermaye piyasası kurumlarının kamuya açıklanacak veya Kurulca istenecek mali tablolarının, genel kabul görmüş muhasebe kavram ilke ve standartlarına uygunluğu ile bilgilerin doğruluğunun ve gerçeği dürüst bir biçimde yansıtıp yansıtmadığı gösteren denetim

Bağlantılı Mallar
Bir üretim süreci sonunda birlikte elde edilmiş mallar

Bağlı Ortaklık
İşletmenin doğrudan veya dolaylı olarak en az % 50 oranında oy hakkına veya en az bu oranda yönetim çoğunluğunu seçme hakkına sahip olduğu iştiraklerdir.

Bağlı Talep
Birbirlerinden tamamen farklı olmalarına rağmen belirli bir ihtiyacın giderilmesi için her ikisinin de birlikte kullanılmasının zorunlu olduğu mallara olan talep. Mürekkep-dolmakalem, otomobil-benzin, plak-pikap ilişkisi bağlı talebe örnektir.

Baker Planı
Özel bankalarla çok taraflı bankaların borçlu ülkelere açtıkları kredileri, bu ülkelerin büyümeyi hızlandırıcı yapısal değişiklikler içeren makro-ekonomik politikalar uygulamaları karşılığında artırmalarını öngörmektedir. 1985 yılı ekim ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın, Güney Kore'nin başkenti Seul'de yaptığı yıllık olağan genel kurul toplantısı sırasında ABD Maliye Bakanı James Baker tarafından gündeme getirilen plan, tüm gelişme yolundaki ülkeleri değil, en borçlu 15 ülkeyi hedef alır. IMF'in eski modeli, dış borçları ödemeleri için ülkelerin ihracat yapmalarını, sık sık mini devalüasyonlar uygulamalarını, sıkı para politikası ile tüketimin kısılmasını ülkelerin küçük bir ekonomiye götürülmesini, bu şekilde de dengeler kurulmasını amaçlamıştır.

Bakiye Ödeme
Faturanın vadesinde ödenmesinden sonra sözkonusu faturayla ilgili ön ödeme kullanmış olan satıcıya , tüm masraflar düşüldükten sonra faturadan arta kalan meblağın ödenmesi .

Bakiyeyi Yüklenim
Sermaye piyasası araçlarının, aracı kuruluşlarca halka arz yoluyla satışında, satılmayan kısmın tamamının, bedeli satış süresi sonunda tam ve nakden ödenerek satın alınacağının satışı yapana karşı taahhüt edilmesini ifade eder.

Banka
Sermaye, para, kredi, yatırım, hizmet sunma gibi alanlarda her türlü işlemi yapan, toplumun kullanılabilir kaynaklarına egemen olan kuruluşlar. Toplumdaki parasal fonları kanalize etmek, kalkınma çabalarına hızlandırıcı doğrultuyu vermek bankaların başlıca sorumluluk alanlarıdır. Para ticareti yapmak, faizle para alıp vermek, ödemelerde aracılık etmek, ücret karşılığında kredi kambiyo gibi parasal işlemleri yürütmek, kasalarında para, değerli evrak ve eşya saklamak, doğrudan yatırımlara girişmek, tüccar ve sanayiciye kredi açmak, ithalat-ihracat işlemlerine aracı ve yardımcı olmak, hisse senedi tahvil alan, ev edinen, sigorta yaptıran müşterilerine yararlı önerilerde bulunmak, geziye çıkacaklara döviz sağlamak, çiftçiye kredi açmak ve kooperatiflerini desteklemek bankaların başlıca işlevleri arasındadır.

Bankalararası Para Piyasası
Bankalar arasında kısa vadeli fonların alınıp satıldığı piyasalardır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde aynı adla işlem gören piyasada bankalar kendilerine tanınan limitler çerçevesinde, önceden belirlenen vadelerde TL alım-satım işlemi gerçekleştirmektedirler. Bu piyasada, Merkez Bankası aracı konumu üstlenmekte olup (blind broker) alım-satımı gerçekleştiren taraflar birbirlerini bilmeden Merkez Bankası üzerinden (Merkez Bankasını taraf kabul ederek) işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Para politikası uygulamasında önemli bir fonksiyona sahip olan bu piyasada Merkez Bankası doğrudan faiz belirleyerek kısa vadeli faizleri yönlendirebilmekte ve son kredi mercii fonksiyonunu yerine getirmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dışında, bankaların kendi aralarında bu tür işlemleri gerçekleştirdikleri ikincil piyasalar da mevcuttur.

Banka Bonoları
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının borçlu sıfatıyla düzenleyip, ihraç ettikleri emre veya hamiline yazılı bir sermaye piyasası aracıdır.

Banknot
Devlet bankası tarafından çıkarılan kağıt para. Banknotun, altın, gümüş, döviz gibi menkul kıymetlerden teşekkül eden bir karşılığı bulunur. Eskiyen para tedavülden çekilerek imha edilir. Kağıt paraların eskime süreleri Türkiye'de 36 ay, ABD'de 18, Batı Almanya'da 55, İngiltere'de ise 10 yıldır.

Bankor
Uluslararası ödeme aracı olarak Keynes tarafından 1944'te önerilen para biriminin adı. Banka parası (kaydi para) niteliğindeydi ve altın temeline göre değerlendirilecekti. Bretton Woods Konferansı'nda kabul edilmemiştir.

Barem
İcret ve aylıkların derece ve miktarlarını gösteren kıdem esası üzerine kurulu cetvel, hesap cetveli, gelirlerin ne kadar vergisi olduğunu gösteren cetvel. 17. yüzyıl matematikçisi B.F. Bareme'in adını almıştır.

Barter
Para kullanmadan gerçekleştirilen mal veya hizmet mübadelesi, takas, trampa, sayışma; vereceğini alacağına saymak suretiyle ödeme, tek bir kontrat çerçevesinde iki taraf arasında sürekli mal değişimi, para aracılığı olmaksızın malı malla değiştirme, alacak ve borçların karşılıklı mahsubu, para kullanılmadan malların birbirleriyle değiş tokuş edildiği ticaret yöntemi

Basit Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi süresince sadece anaparasının kazandığı faiz oranıdır

Baş vergisi
Bireyler arasında ekonomik güç farklılıklarının bulunmadığı varsayımıyla kişi başına eşit miktarda alınan vergi. Verginin konusu ve matrahı, yükümlünün kendisidir. Zaman içinde nüfus artışı, toplumsal ilişkilerin gelişmesi sonucunda baş vergisinin gerçek ödeme gücünü temsil etmemesi, adil olmaması, vergiyi ilkel bir uygulama haline getirmiştir.

Başabaş Noktası
Bir firmanın ne kar ne de zarar etmesi durumu

Başlangıç Sermayesi
Kayıtlı sermaye sistemine tabi ortaklıkların sahip olmaları zorunlu asgari çıkarılmış sermayeleridir.

Başlangıç Teminatı
Vadeli işlem sözleşmesinde uzun veya kısa pozisyonalan yatırımcının pozisyon açarken yatırması gereken teminattır.

Batık Kredi
Şüpheli alacak, tahsili kabil olmayan alacak

Baz Fiyat
Bir hisse senedinin seans içinde işlem görebileceği üst ve alt fiyat limitlerinin ve fiyat adımlarının belirlenmesine esas teşkil eden fiyattır.

Baz Puan (Basis Point)
Faiz oranlarındaki değişimi ifade eden bir ölçüm birimidir. Noktadan sonraki 4 üncü haneye karşılık gelir (0.0001). Örneğin fazi oranının % 65.25’den % 66.75’e yükselmesi durumunda 150 baz puanlık bir artış söz konusudur. Diğer bir deyişle baz puan % 0.01’e karşılık gelmektedir

Bebek Endüstrisi
Gelişmekte olan ülkelerde, güçleninceye kadar dış rekabete karşı korunan yeni kurulmuş sanayi dalı. "Yavru Sanayi" de denir. Zengin ülkeler, tekstil, deri gibi yaşlanmış sanayi dallarını da gelişmekte olan ülkelerin rekabetinden korumaya çalışır.

Bedelsiz İthalat
Yurt dışına döviz transferi yapılmadan mal ithal edilmesi. Yurt dışında çalışan işçilerin ya da geçici görevle yurt dışına giden devlet memurlarının dönüşlerinde getirdikleri kişisel ya da mesleki kullanıma yardımcı nitelikteki mallardır.

Bedelli Sermaye Artırımı
Şirketlerin sermaye artırımı karşılığında çıkardıkları hisse senetlerini nominal değerinden veya daha yüksek bir fiyattan satmak suretiyle gerçekleştirdikleri sermaye artırımlarına denir.

Bedelsiz Sermaye Artırımı
Anonim ortaklıkların, iç kaynaklarından yaptıkları sermaye artırımı karşılığı çıkardıkları hisse senetlerini bir bedel almaksızın ortaklarına dağıtarak gerçekleştirdikleri sermaye artırımlarıdır.

Belgeler İçin Ödeme
Mal alımında transfer belgeleri için yapılan nakit ödemedir.

Belgesel Taslak
Belgelerin iliştirildiği taslaktır.

Benchmark (Ölçüt)
Ölçüm ve karşılaştırma kriteri anlamında kullanılmaktadır. Örneğin portföy yönetiminde, benchmak portföy, bu yapı dışında oluşturulan portföylerin performans (getiri ve risk anlamında) başarısının ölçümüne esas alınan portföydür. Diğer bir örnek; benchmark menkul kıymetler, piyasada yeterince likiditeye sahip, ihraç eden kurum tarafından bu özelliğinin devam ettirilmesi söz konusu olan ve piyasada benzer ihraçlar için bir referans teşkil eden kıymetlerdir.

Benchmarking
Tezgah çalışması; bir kuruluşun kendi sektöründen veya dışından başarılı bir kuruluşu referans alarak karşılaştırma yapması ve daha iyi olmaya çabalaması; aynı sektörde çalışan şirketlerin birbirlerinin ürünleri üzerinde yaptığı inceleme, piyasa araştırması, pazarlama taktiklerinin belirlenmesi gibi etkinlikler; bir şirketin rakiplerinin üretimden yönetim şekline kadar tüm yöntemleri detaylı olarak incelemesi ve kendi şirketine adapte etmesi

Benelüks
Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasındaki gümrük anlaşması. İlk kez 1921'de Belçika ve Lüksemburg birleşme girişiminde bulunmuş, bu birlik İkinci Dünya Savaşı'na kadar sürmüş, savaş sonrasında da Hollanda'nın katılımıyla 1 kasım 1960'da 'Benelüks Ekonomik Birliği' resmi nitelik kazanmıştır.

Bertran Çözümü
İki satıcının egemen olduğu bir piyasada satıcıların fiyat politikası uygulayarak nasıl dengeye geldiklerinin araştırılması

BES (Business Expansion Scheme) İş Genişletme Programı.
BSS (Business Start Up Scheme) kavramının yenileştirilmiş şeklidir. Girişimcilerin riskli yatırımlara girmelerini teşvik eder. Karşılığında vergi kolaylığı sağlar.

Beş Yıllık Plan
(1) ülkede orta vadede uygulanacak ekonomi politikalarının genel gelişme yönünü, hedeflerini, kaynaklarını, koşullarını öngören kararlar. (2) endüstriyi ve kollektif tarımı yaygınlaştırmak için Rusya'da Stalin yönetimi tarafından uygulanan plan. 1928-1932 dönemini kapsayan Birinci Beş Yıllık Plan, büyük çapta acı çekilmesine yol açmakla birlikte dev bir sosyal devrim niteliği taşımış, ağır sanayinin geliştirilmesine, merkezileştirilmiş bir tarımsal ekonominin kurulmasına zemin hazırlamıştır. 1933-1937 dönemini kapsayan İkinci Beş Yıllık Plan, daha çok tüketim malı üretilmesini amaçlamıştır. 1938-1942 tarihleri arasındaki İçüncü Beş Yıllık Plan, özellikle silahlanma ve savunma sanayine yöneliktir.

Beşeri Sermaye
Kişilerin üretken bir biçimde çalışmaları ve hizmetleri karşılığı gelir elde etmelerine imkan veren kazanılmış beceri ve kapasiteler

Beyan Sahibi
Kendi adına beyanda bulunan kişiyi veya adına beyanda bulunulan kişiyi ifade eder

Beyaz Yakalı
El emeğine dayanmayan bir iş yapan

Beyin Göçü
Az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere nitelikli iş gücü, bilim adamı ve araştırmacı göçü. Gelişmiş ülkeler arasında da olabilir. Ancak ekonomik ve sosyal etkileri açısından daha etkileyici olduğu için az gelişmiş ülkeler için önemlidir.

Bırakınız Yapsınlar
Ekonomik liberalizm; sınırsız dış ticaret politikası; ekonomik gelişmenin bireysel çıkarlara dayandığı ve bireylerin serbestçe davranmasına imkan verilmesi savı; devletin ekonomik etkinliklere, sanayi ve ticaret işlerine müdahale etmemesi prensibi; en az devlet müdahalesine dayalı politika

Bilanço
Envanterde gösterilen kıymetlerin değerleri itibariyle tasnifli ve karşılıklı olarak tertiplenmiş özeti; bir işletmenin belirli bir dönem sonunda, bütün varlıklarını, alacaklarını ve borçlarını göstermek üzere düzenlenen ve işletmenin ekonomik durumunu muhasebe diliyle ifade eden cetvel; işletmenin belli bir tarihte sahip olduğu aktif, pasif ve öz varlığını (kaynaklarını) gösteren tablo...

"Bir şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu, dönem sonunda hazırladıkları (31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık) ve yayınladıkları tablolardır. Şirketin portresini çizen bu tablolar muhasebe dilinde ""t tablosu"" olarak adlandırılır."

Bilateralizm
İki taraflılık; bütün dünyada ticari engellerin ortadan kalktığı bir dönemde daha önem kazanan ikili ilişkiler; iki ülke arasında yapılan, hükümleri başka ülkeleri bağlamayan, özellikle ticaret ve ödemelerle ilgili ikili anlaşmaları içeren sistem. Söz konusu ülkelerin, uluslararası ticarette diğer ülkelere tanımadıkları ayrıcalıkları birbirlerine tanımalarıdır. Bu ayrıcalıklar, kapsamlı ithalat kotaları ya da gümrük tarifesi indirimleri biçiminde olabilir. İki yanlılık, GATT ilke ve kurallarının onaylamadığı bir dış ticaret ilişkisidir. Bu ilişki biçimi, İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda AET ve EFTA gibi birçok ülkeyi bünyesinde toplayan ekonomik bütünleşmelerin doğmasıyla etkinliğini kaybetmişti

Bilgisayar Sistemi Gümrük idarelerinde gümrük işlemlerinin yürütüldüğü yerel veya geniş alan ağı ile birbirine bağlı entegre bilgisayar sistemini anlamına gelir.

Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikler (Bilge)
Eşyanın gümrük sahasına girişinden çıkışına kadar tüm gümrük işlemlerinin gerçek zamanlı olarak bilgisayar ortamında yürütülmesine ilişkin olarak kullanılan bir yazılımdır.

Bileşik Faiz
Bir yatırımın yatırım dönemi boyunca kazandığı faizin de yeni yatırım döneminde yatırıma tabi tutulması sonucu elde edilen getiriyi gösteren faizdir. Diğer bir deyişle faizin de faiz kazanmasıdır.

Bimetalizm Altın ve gümüşe dayalı para sistemi; çift maden sistemi.
Bu sistemde altın ve gümüş arasında belli bir değer oranı vardır. Oran, 16 ons gümüşün 1 ons altına eşit olmasıdır. Ancak bu yasal orantının, metallerin ticari değeriyle ilişkisi yoktur. Her iki maden de birlikte dolaşımda bulunur.

Bireyci Ekonomi
Fertlerin çıkarlarını amaç edinen ekonomik görüş. Bu görüşe göre toplum kişiyi alet olarak kullanmaz. Kendisi kişinin rahatını sağlayacak bir alettir. Ferdiyetçilik aşırı bir görüşe uyularak kişinin herşeyi kendine göre ayarlaması, her türlü bağdan sıyrılması olarak kabul edilmiştir. Karşıtı kollektivizmdir.

Birikmiş Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi içerisinde, ödeme tarihine kadar üzerinde biriken faizdir. Örneğin, 6 ayda bir dönemsel % 30 kupon ödemeli 100.000 TL ‘ den ihraç edilen bir devlet tahvilini almak için, piyasa oranının değişmediği varsayımı ile 3 ay sonra ödenmesi gereken fiyat yaklaşık 115.000 TL’ dir (dönem sonunda toplam 30.000 TL faiz kazanması için, bu durumda ikinci 3 ay için % 13.04’ lük bir getiri söz konusudur). Buradaki 15.000 TL yatırımın üzerinde biriken faizi ifade etmektedir

Birincil Piyasalar
Menkul kıymetleri ihraç eden şirketler ile tasarruf sahiplerinin doğrudan doğruya karşılaştıkları piyasalardır. Diğer bir anlatımla, menkul kıymetlerin ihraçcı kuruluşlarca tasarruf sahiplerine ilk kez satışa sunulduğu piyasalardır.
Benzer şekilde, devlet iç borçlanma senetlerinin, T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından ihale yöntemi ile satımı da bir birincil piyasa işlemidir. Bu senetlerin daha sonra yatırımcılar arasındaki alım-satımları ise ikincil piyasa olarak adlandırılan piyasalarda gerçekleşmektedir.

Birikmiş Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi içerisinde, ödeme tarihine kadar üzerinde biriken faizdir. Örneğin, 6 ayda bir dönemsel % 30 kupon ödemeli 100.000 TL ‘ den ihraç edilen bir devlet tahvilini almak için, piyasa oranının değişmediği varsayımı ile 3 ay sonra ödenmesi gereken fiyat yaklaşık 115.000 TL’ dir (dönem sonunda toplam 30.000 TL faiz kazanması için, bu durumda ikinci 3 ay için % 13.04’ lük bir getiri söz konusudur). Buradaki 15.000 TL yatırımın üzerinde biriken faizi ifade etmektedir.

BIS (Bank for International Settlements) Uluslararası Ödemeler Bankası.
Bütün merkez bankalarının bankası niteliğindedir. 1930'da kurulmuştur. Amacı, Alman savaş borçlarına ait hesapların ve ödemelerin tanzim edilmesidir. Günümüzde ise merkez bankaları arasındaki ilişkileri düzenlemek, işbirliğini geliştirmek, çeşitli uluslararası finans işlemlerinin kolaylaştırılmasını sağlamak, uluslararası mali operasyonlar için kolaylık temin etmektir.

Blankizm
Bir avuç devrimci komplocunun iktidarı ele geçirmesiyle kapitalist sömürüye son verilebileceğine inanan ünlü politik eylemci Louis Auguste Blanqui'nin (1805-1881) adıyla anılan 19. yüzyıl Fransız devrimci hareketi. Blankistler, işçi sınıfının kitlesel işçi hareketine dayanan politik bir parti içinde örgütlenmesinin zorunluluğunu reddetmişler ve kaçınılmaz olarak devrimi başarısızlığa mahkum etmişlerdir.

Blok Satış
Emir miktarı şirketin ödenmiş/çıkarılmış sermayesinin % 10’unu aşan satış işlemidir.

Blokaj
(1) Paranın harcanmasını yasaklama, bir varlığın, yetkili mercilerin izni olmadan sahibi tarafından kullanılamaması; yasal koşullara uygun olarak sahibinin tasarrufuna ve kullanmasına izin verilmeyen dondurulmuş değer. Bloke hesap uygulaması, icra veya vergi borçlarından veya dış politika nedenlerinden kaynaklanabilir. (2) Abluka; bir devletin bir başka devlete karşı uygulayabileceği çeşitli önlemlerdir.

Boğa Piyasası
Talebin arzdan daha çok olduğu ve borsada fiyatların tırmanışa geçtiği dönemi ifade eder.

Bolluk Ekonomisi
Bir ülkenin tüm bireylerinin hayat seviyesini üst düzeye ulaştıracağı ileri sürülen ekonomik düzen; bir ülkede mevcut satın alma gücünün tüketim malları sanayini tam kapasite ile çalıştırmaya yetecek kadar yüksek olması

Bologna Ekolü
Faizin yasaklanmaması gerektiğini savunan ekol. 12. ve 13. yüzyıllarda Bologna kentinin hukukçuları tarafından, faiz alınmasına karşı çıkan Katolik Kilisesi'ne tepki olarak ileri sürülmüştür.

Bon Marşe
1852'de Paris'te Aristide Boucicaut tarafından açılmış ve kısa sürede genişlemiş mağazalar zinciri. Satış hacmi, sekiz yıl içinde on katına, sahibi öldüğünde de yüz katına çıkmıştır.

Bonifikasyon
(1) Vergi muafiyeti, bir verginin kaldırılması, teşvik amacıyla bazı ihraç mallarının vergiden istisna edilmesi, (2) Müşterinin uğrayacağı zararı karşılamak amacıyla satıcının verdiği mal fazlası veya fiyat indirimi. Fiyat indirimi, çok miktarda mal satın alan müşterilere de yapılabilir

Bono Borç Senedi.
Bir bedelin kayıtsız şartsız ödeneceğini ifade eder. Düzenleyenin imzasını, düzenleme tarihini, alacaklının ismini, bono veya emre muharrer senet sözcüklerini içeren bir taahhüt senedidir. Taahhüt senedinin bono sayılabilmesi için bu şartları içermesi gerekir. Düzenleme yeri veya ödeme yeri ifadelerinden birinin bulunmaması bononun niteliğini değiştirmez. Ancak her ikisi de belirtilmemişse taahhüt senedi bono değil adi senet kabul edilir.

Bonservis
İşten ayrılan birine yöneticiler tarafından verilen, ilgilinin işini ve çalışmalarını özetleyen hizmet belgesi; tavsiye mektubu

Borç
Bir kişi veya kuruluşun diğerine karşı yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.

Borç/Servis Oranı
Dış borçların ana para, faiz ve diğer ödemelerin yıllık toplamının, cari ödemeler bilançosunda yer alan döviz kazançlarına (ülke ihracatına) oranı. Bir ülkenin borçlarını geri ödeme kapasitesini ortaya çıkaran göstergelerden biridir. Bu oran elde edilen dövizin ne kadarının borç ödemelerine ayrıldığını gösterir.

Borç Devir Hızı
"Borçların satışların maliyetine oranlanması; şirketin borçlarını ne hızda ödediğini gösterir. Bu oranın düşük olması şirket için o kadar iyidir."

Borç/Özsermaye Oranı
Şirket, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansman ihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye) karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanı genelde içsel kaynaklardan daha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olmasi tercih edilir.

Borçlanma Oranı
İşletmenin borçlanarak sağladiği yabanci kaynaklar ile, ortakların sağladığı ve faaliyet sonucu yaratılan özsermaye arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Borçlar Toplamı / Özsermaye formülü ile hesaplanır.

Borçlu / Alıcı
Vadesinde faturanın bedelini ödemekle yükümlü olan ve malların alıcısı konumunda olan firma.

Borçlu İşlem Hacmi (BİH )
Satıcı firmanın her borçlusu için ayrı ayrı tanınan azami işlem hacmi .

Borçlu Ödeme
Faturanın vadesinde alıcı tarafından ödenmesi .

Borsa
Mübadele konusu olan mal ve değerli maddelerin ortada olmadan kağıtlarla alınıp satıldığı Pazar

Borsa Eksperleri
Menkul kıymetlere ilişkin alım-satım emirlerinin ilgili iç yönetmelikte belirtilen esaslara göre karşılaştırılması ile fiyatların teşekkülünü izleme ve alım satım işlemlerinin sonuçlandırılmasını sağlamakla yükümlü olan görevlilerdir.

Borsa Emirleri
Müşteri emirleri, aracı kurum üye temsilcileri tarafından seans içinde borsa bilgisayar sistemine aktarıldığında borsa emrine dönüşür.

Borsa Fiyatı
Borsada belirli kurallara göre işleyen organize pazarlarda işlem gören menkul kıymetlerin, borsadaki arz ve talep koşullarına göre oluşan fiyatıdır.

Birikmiş Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi içerisinde, ödeme tarihine kadar üzerinde biriken faizdir. Örneğin, 6 ayda bir dönemsel % 30 kupon ödemeli 100.000 TL ‘ den ihraç edilen bir devlet tahvilini almak için, piyasa oranının değişmediği varsayımı ile 3 ay sonra ödenmesi gereken fiyat yaklaşık 115.000 TL’ dir (dönem sonunda toplam 30.000 TL faiz kazanması için, bu durumda ikinci 3 ay için % 13.04’ lük bir getiri söz konusudur). Buradaki 15.000 TL yatırımın üzerinde biriken faizi ifade etmektedir.

BIS (Bank for International Settlements) Uluslararası Ödemeler Bankası.
Bütün merkez bankalarının bankası niteliğindedir. 1930'da kurulmuştur. Amacı, Alman savaş borçlarına ait hesapların ve ödemelerin tanzim edilmesidir. Günümüzde ise merkez bankaları arasındaki ilişkileri düzenlemek, işbirliğini geliştirmek, çeşitli uluslararası finans işlemlerinin kolaylaştırılmasını sağlamak, uluslararası mali operasyonlar için kolaylık temin etmektir.

Blankizm
Bir avuç devrimci komplocunun iktidarı ele geçirmesiyle kapitalist sömürüye son verilebileceğine inanan ünlü politik eylemci Louis Auguste Blanqui'nin (1805-1881) adıyla anılan 19. yüzyıl Fransız devrimci hareketi. Blankistler, işçi sınıfının kitlesel işçi hareketine dayanan politik bir parti içinde örgütlenmesinin zorunluluğunu reddetmişler ve kaçınılmaz olarak devrimi başarısızlığa mahkum etmişlerdir.

Blok Satış
Emir miktarı şirketin ödenmiş/çıkarılmış sermayesinin % 10’unu aşan satış işlemidir.

Blokaj
(1) Paranın harcanmasını yasaklama, bir varlığın, yetkili mercilerin izni olmadan sahibi tarafından kullanılamaması; yasal koşullara uygun olarak sahibinin tasarrufuna ve kullanmasına izin verilmeyen dondurulmuş değer. Bloke hesap uygulaması, icra veya vergi borçlarından veya dış politika nedenlerinden kaynaklanabilir. (2) Abluka; bir devletin bir başka devlete karşı uygulayabileceği çeşitli önlemlerdir.

Boğa Piyasası
Talebin arzdan daha çok olduğu ve borsada fiyatların tırmanışa geçtiği dönemi ifade eder.

Bolluk Ekonomisi
Bir ülkenin tüm bireylerinin hayat seviyesini üst düzeye ulaştıracağı ileri sürülen ekonomik düzen; bir ülkede mevcut satın alma gücünün tüketim malları sanayini tam kapasite ile çalıştırmaya yetecek kadar yüksek olması

Bologna Ekolü
Faizin yasaklanmaması gerektiğini savunan ekol. 12. ve 13. yüzyıllarda Bologna kentinin hukukçuları tarafından, faiz alınmasına karşı çıkan Katolik Kilisesi'ne tepki olarak ileri sürülmüştür.

Bon Marşe
1852'de Paris'te Aristide Boucicaut tarafından açılmış ve kısa sürede genişlemiş mağazalar zinciri. Satış hacmi, sekiz yıl içinde on katına, sahibi öldüğünde de yüz katına çıkmıştır.

Bonifikasyon
(1) Vergi muafiyeti, bir verginin kaldırılması, teşvik amacıyla bazı ihraç mallarının vergiden istisna edilmesi, (2) Müşterinin uğrayacağı zararı karşılamak amacıyla satıcının verdiği mal fazlası veya fiyat indirimi. Fiyat indirimi, çok miktarda mal satın alan müşterilere de yapılabilir

Bono Borç Senedi.
Bir bedelin kayıtsız şartsız ödeneceğini ifade eder. Düzenleyenin imzasını, düzenleme tarihini, alacaklının ismini, bono veya emre muharrer senet sözcüklerini içeren bir taahhüt senedidir. Taahhüt senedinin bono sayılabilmesi için bu şartları içermesi gerekir. Düzenleme yeri veya ödeme yeri ifadelerinden birinin bulunmaması bononun niteliğini değiştirmez. Ancak her ikisi de belirtilmemişse taahhüt senedi bono değil adi senet kabul edilir.

Bonservis
İşten ayrılan birine yöneticiler tarafından verilen, ilgilinin işini ve çalışmalarını özetleyen hizmet belgesi; tavsiye mektubu

Borç
Bir kişi veya kuruluşun diğerine karşı yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.

Borç/Servis Oranı
Dış borçların ana para, faiz ve diğer ödemelerin yıllık toplamının, cari ödemeler bilançosunda yer alan döviz kazançlarına (ülke ihracatına) oranı. Bir ülkenin borçlarını geri ödeme kapasitesini ortaya çıkaran göstergelerden biridir. Bu oran elde edilen dövizin ne kadarının borç ödemelerine ayrıldığını gösterir.

Borç Devir Hızı
"Borçların satışların maliyetine oranlanması; şirketin borçlarını ne hızda ödediğini gösterir. Bu oranın düşük olması şirket için o kadar iyidir."

Borç/Özsermaye Oranı
Şirket, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansman ihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye) karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanı genelde içsel kaynaklardan daha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olmasi tercih edilir.

Borçlanma Oranı
İşletmenin borçlanarak sağladiği yabanci kaynaklar ile, ortakların sağladığı ve faaliyet sonucu yaratılan özsermaye arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Borçlar Toplamı / Özsermaye formülü ile hesaplanır.

Borçlu / Alıcı
Vadesinde faturanın bedelini ödemekle yükümlü olan ve malların alıcısı konumunda olan firma.

Borçlu İşlem Hacmi (BİH )
Satıcı firmanın her borçlusu için ayrı ayrı tanınan azami işlem hacmi .

Borçlu Ödeme
Faturanın vadesinde alıcı tarafından ödenmesi .

Borsa
Mübadele konusu olan mal ve değerli maddelerin ortada olmadan kağıtlarla alınıp satıldığı Pazar

Borsa Eksperleri
Menkul kıymetlere ilişkin alım-satım emirlerinin ilgili iç yönetmelikte belirtilen esaslara göre karşılaştırılması ile fiyatların teşekkülünü izleme ve alım satım işlemlerinin sonuçlandırılmasını sağlamakla yükümlü olan görevlilerdir.

Borsa Emirleri
Müşteri emirleri, aracı kurum üye temsilcileri tarafından seans içinde borsa bilgisayar sistemine aktarıldığında borsa emrine dönüşür.

Borsa Fiyatı
Borsada belirli kurallara göre işleyen organize pazarlarda işlem gören menkul kıymetlerin, borsadaki arz ve talep koşullarına göre oluşan fiyatıdır.
 
#3
C-Ç-D

C


CACM (Central American Common Market)
Orta Amerika Ortak Pazarı. 1960'da imzalanan anlaşma gereği 1961'de kurulmuştur. Merkezi Guatemala City'dedir. İyeleri: Costa Rica, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua.

Call Option
Opsiyon, sahibine, opsiyona konu olan kıymeti, kontratta yazan fiyattan, kontrat vadesinde herhangi bir yükümlülük doğurmadan alma hakkı verir. Bu tür bir mali araçta, vadede, opsiyona konu olan kıymetin fiyatı kontrat fiyatının altında gerçekleşirse opsiyon sahibi bu hakkını kullanmaz ve işlemini daha düşük olan piyasa fiyatından gerçekleştirebilir.

Cambridge Okulu
Cambridge İniversitesi'nden bir grup ekonomistin oluşturduğu topluluk. Okulun kurucusu, 1885-1908 arası Politik İktisat Kürsüsü Başkanlığı yapmış olan Alfred Marshall'dır. Keynes'in hocası olan Marshall, o zamana dek makro ekonomiye yönelik olan dikkatlerin mikro ekonomiye çekilmesini sağlamıştır. En büyük başarılarından biri mikro ekonomiyi arılaştırıp geliştirmesidir.

Cari Kur
Gerçek kur. Döviz piyasasında günlük olarak döviz alım, satım işlemleriyle oluşur.

Cari Varlıklar
Satılabilir pay senedi ve tahviller, alacaklar, stoklar, kasa ve öteki döner varlıklardın oluşan bütün.

CAMO (Common African and Mauritius Org.)
Afrika ve Madagaskar Ortak Grubu. 1965 yılının şubat ayında kurulmuştur. 1970'de Afrika, Madagaskar ve Mauritius Ortak Örgütü (OCAMM) adını almış, 1974'te de Madagaskar'ın örgütten çıkmasıyla yeniden eski adını kullanmıştır

CARICOM (Caribbean Common Market)
Karaibler Topluluğu ve Ortak Pazarı. Bölgesel ve uluslararası bir örgütlenmedir. 1973'de kurulan örgütün amacı, Karaib ülkeleri arasındaki işbirliğini ve bölgesel ticareti geliştirmektir.

Category Killer
Uzman mağaza; belli bir sektörde satış yapan mağaza. Amerika Birleşik Devletleri«nde ortaya çıkmış bir perakende satış şeklidir. Önce geleneksel ticaret ve perakendecilik anlayışının egemen olduğu bir pazar boşluğu belirlenir. Hayat tarzı ve talep analizleri yapılarak, hangi tür malların satış şansı olduğu araştırılır. İnsanların yoğun olarak yaşadığı ve on kilometre çapında bir alana hizmet verecek bir yerde mağaza açılır.

CE İşareti
"Bir ürünün Avrupa Birliği direktifleri ile belirlenen sağlık, güvenlik, çevrenin ve tüketicinin korunması gereklerine uygun olduğunu gösteren bir Birlik işaretidir. "

CEO (Chief Executive Officer)
Genel Müdür

CF
Fiyatın mal bedeli ve taşıma masraflarından ibaret olduğunu gösteren kısaltma

CFR Ticari
Mal bedeli ve navlun.

Chaebol
Güney Kore'nin holdinglerine verilen ad

CIF (Cost-Insurance-Freight)
Bir malın maliyet, sigorta ve navlun ücretlerini kapsayan fiyatı; müşterinin limanına teslim, malın ihraç olunan yere teslimi

CIO (Chief Information Officer)
Şirketin enformasyon sistemleri ve bunlarla ilgili kaynaklardan sorumlu üst düzey yönetici

Ciro
(1) çekin arkasını imzalama, (2) bonodan doğan hakların bir başka kimseye senet sahibi tarafından devredilmesi, (3) bir şirketin bir yıllık iş hacmi

Clayton Yasası
1914'de çıkarılan ve rekabeti büyük ölçüde azaltacak girişimleri yasaklayan yasadır. Piyasadaki toplam malın önemli bir kısmını üreten tekellerin gelişmesinin denetim altında tutulmasını hedeflemiştir.

Colbertism
Fransız Merkantilizmi, Sanayi Merkantilizmi; 1664-1681 arasında uygulanan, ülke sanayini geliştirerek ihracatı artırma politikası. Bu çabaya özel sektör kadar devlet de yoğun şekilde katılmalıdır. Devlet eliyle sanayileşmenin desteklenmesine, koruyucu dış ticaret politikasıyla ithalatın kısılarak ihracatın artırılmasına, ithalata yüksek vergiler uygulanmasına yönelik bir dizi politika düzenlenmesini içerir.

Colombo Planı
Güney ve güneydoğu Asya'daki Batı yanlısı ülkelere ekonomik yardım yapılması amacıyla 1950'de uygulamaya konan plan. Başta İngiliz milletler Topluluğu çerçevesinde gelişen bu örgütlenme, diğer Asya ülkelerinin de dahil olmasıyla genişlemiştir.

Comecon (Council for Mutual Economic Aid)
Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi; Doğu Bloku Ortak Pazarı. CMEA olarak da bilinir. Ekonomik amaçlı uluslararası bir örgütlenmedir. İye ülkelerin kalkınma planlarının koordinasyonuna ve ekonomik gelişmelerine ağırlık vermiş, bu amaçla öneriler hazırlamıştır.

COMESA
Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı. 1983 yılında açılan Doğu ve Güney Afrika Tercihli Ticaret Bölgesi, 1993 yılında 21 ülkenin ortaklığı ile bir ortak pazara dönüşmüştür. Amaç, üye ülkeler arasında gümrüksüz ticaret yapmaktır. İyeler: Angola, Burundi, Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Komor Adaları, Kongo, Madagaskar, Malawi, Mauritius, Mısır, Namibya, Ruanda, Seyşel Adaları, Sudan, Swaziland, Tanzanya, Uganda, Zambiya, Zimbabwe.

Çapa (Nominal Anchor)
Ekonomik karar alma süreçlerinde referans olarak alınan büyüklükleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin kur çapası kavramı, Merkez Bankasının kur için belli öngörüleri sonrasında, diğer ekonomik birimlerin de bu öngörüye güven duyması ile birlikte, alınan ekonomik kararlarda kurun, kurdaki artışın esas alınması ve fiyat, ücret artışı, yatırım gibi kararlarının kur politikası çerçevesinde şekillenmesini ifade eder. Bu tür bir çapaya (politikaya) güvenin olmaması halinde, seçilen büyüklükler bu özelliklerini kaybederler. Parasal büyüklükler, faiz oranları, enflasyon, büyüme oranları “çapa” olarak kullanılan büyüklüklerdir. Özellikle son yıllarda, kur ve faiz oranı gibi büyüklüklerin çapa olarak kullanımında ortaya çıkan güçlükler, enflasyonun bu amaçla kullanımını yaygınlaştırmıştır.

Çapraz İşlem
İşlemin alıcı ve satıcı tarafının aynı üye olması durumunu ifade eder. Bu şekilde işlem oluşturmaya yönelik emirler (Cross Orders), belirli kurallar dahilinde işlleme tabi olurlar.

Çapraz Kur
Bir ulusal paranın dışında iki yabancı paranın birbiri karşısındaki değiştirilme oranıdır.

Çek
Para yerine kullanılan değerli kağıt; herhangi bir kredi kurumunda hesabı bulunan bir kimsenin özel işaretli bir matbu kağıtla, söz konusu kişiye ya da kağıda sahip kişiye yazılı miktar kadar para ödenmesine ilişkin verdiği yazılı emir, bir bankada ticari hesap açtırmış olan kimsenin gerek kendisine gerekse de başkasına ödeme kolaylığı gösteren yazılı talimat.

Çekirdek Enflasyon (Core Inflation)
Tüketici ve Toptan Eşya Fiyat Endeksleri gibi genel kullanıma açık mal ve hizmet sepetlerinden oluşan enflasyon endekslerinin temel enflasyonist eğilimleri tam olarak yansıtmadığı varsayımı ile, bazı mal grupları ile fiyat değişmelerine yol açan bir takım unsurların enflasyon endeksinden çıkarılması sonucu ulaşılan bir enflasyon tanımıdır. Bu amaçla, dışsal etkilere (enerji fiyatlarında artış, mevsimsel koşullar, maliye politikası vs) daha açık olan ve geçici nitelikler taşıyabilen, enerji, temel gıda maddeleri fiyatları ve dolaylı vergiler bu tür enflasyon hesaplamaları içerisine katılmamaktadır. Amaç, fiyatlar genel seviyesindeki değişimi sürekli kılan unsurları tespit etmek ve bunlara yönelik daha gerçekçi politika kararları alabilmektir. Özellikle, enflasyon hedeflemesine yönelen ülkelerde bu türden alternatif endeks oluşumları değişik formları ile kullanılmaktadır. Türkiye’de Özel İmalat Sanayi Fiyat Endeksi "çekirdek enflasyon" olarak adlandırılmaktadır.

Çevre Ekonomileri
Geri bıraktırılmış ekonomi. Arjantinli ekonomi profesörü Raul Prebisch tarafından ileri sürülmüştür. Prebisch, gelişmiş ekonomilere de "merkez ekonomileri" demiştir. Merkezde olup bitenler çevreye daha geniş ölçüde yansır. Merkez ekonomilerde gelir düşmesi görülmeye başlamışsa çevre ekonomilerinde bu düşme daha büyük ölçüde olmaktadır.

Çevrilebilir Para Birimi
İstendiğinde alınıp satılabilen para birimidir.

Çıkarılmış Sermaye
Kayıtlı sermaye sistemine tabi ortaklıkların satışı yapılmış hisse senetlerini temsil eden sermayeleridir.

Çift Metal Kuralı
Para değerinin altın ve gümüşe göre saptanmasıdır. Güçlüğü, iki metal arasındaki değişim oranının belirlenmesindedir. 19. yüzyıl ülkelerinin genellikle kabul ettiği oran 15-16 ölçek gümüşün bir ölçek altına denkliğidir. Ne var ki, bu iki metalin değer oranı değiştiği zaman, değer kazanan metalden yapılan paraların halk tarafından saklandığı ve ortadan kaybolduğu görülmüştür. Bu kural, 1870'lerde terkedilmiş, yerine altın kuralı kabul edilmiştir.

Çift Vergileme
Bir vergi konusunun iki kez vergilendirilmesi

Çoğaltılabilen Mallar
Miktarı her zaman için üretimle artırılabilen mallar. Ekmek, peynir, otomobil gibi.

Çoğaltılamayan Mallar
Miktarının artırılması mümkün olmayan mallar. Tarihi ve antika eşyalar gibi.

Çok Fiyat-Sürekli Müzayede Sistemi
"Çok fiyat yöntemi; bir menkul değer için verilen alım satım emirlerinin fiyat ve zaman önceliği kurallarına uygun olarak teker teker karşılaştırılması sonucunda oluşan fiyatlarla alım satım işleminin gerçekleştirilmesidir."

Çok Uluslu Şirket
Birden fazla ülkede üretim ve pazarlama faaliyetleri olan firma. Genellikle dünya pazarları için üretim yaparlar. Gelişme stratejilerini global olarak saptarlar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaygınlaşmışlardır.
 
#4
D

DAC (Development Assistance Committee)

Kalkınmaya Yardım Komitesi. OECD bünyesinde özel bir komitedir. İyeleri: Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, ABD, Fransa, Japonya, Almanya, İngiltere, Hollanda, Kanada, İsveç, İtalya, AT Komisyonu.

Dağıtıcı
Bir üreticinin mallarını direk olarak satan ve hizmeti veren yabancı acentadır.

Dalga Etkisi
Bir ülkedeki ekonomik canlanmanın komşularına da yansıması

Dalgalı Borçlar
Devletin gelir ve giderleri arasında zaman açısından ortaya çıkan farkları gidermek amacıyla sağladığı kısa vadeli krediler

Dalgalı Döviz Kuru
Ulusal paranın değerinin serbest piyasada döviz arz ve talebine göre belirlendiği sistem. "Serbest döviz kuru sistemi", "yüzen kur sistemi", "esnek döviz kuru sistemi" gibi isimler de verilmektedir. Bu sistemde döviz kuru günlük olarak herhangi bir kamu müdahalesi olmadan belirlenir. Döviz piyasasındaki denge ve ödemeler bilançosu düzeltmeleri döviz kurundaki değişmelerle gerçekleşir.

Damping
Toptan ucuz fiyata satma, maliyetin altında satış, bir malı dış pazarlarda iç pazarlardan daha ucuza veya zararına satma, ihraç mallarının aynı zamanda aynı şartlar altında bir imalat memleketindeki alıcıya kendi ülkesinden daha ucuza sunulması

Darboğaz
Bir üretim sürecinde karşılaşılan arz ve talep dengesizlikleri

Dardanizm
Özellikle tarımsal ürün piyasalarında fiyatları yüksek tutmak ya da maliyetlerin aşağı düşmesini önlemek amacıyla malın çeşitli yollardan yok edilmesini sağlamak

Dayanıklı Mallar
Birçok kez kullanılmaya elverişli mallar. Toprak, ev, otomobil, beyaz eşya gibi.

Dayanıksız Mallar
Sadece bir kez kullanılmaya elverişli mallar. Gıda maddeleri gibi.

Dayanışmacılık
Dayanışmayı toplumun törebilimin politika ve ekonominin temel ilkesi sayan bireycilikle kollektivizm arasında yer alan görüş

Dealer
Alım-satım işlemlerinde kendi nam ve hesabına hareket eden kişi ve kurumlara verilen isimdir

Dealing Room
Bankaların döviz ve mevduat alışverişi yaptıkları bölüm. Bir şirket merkezindeki tüm yatırım uzmanlarının katılımı ile borsanın seansı boyunca borsa temsilcileriyle sürekli açık bir telefon sisteminin olmasıdır. Bu sistemde yatırımcı, emirlerini bir gün önceki fiyatlara göre değil piyasada oluşan fiyatlara göre anında verir. Böylece yatırımcı, borsadan ne kadar uzakta olursa olsun işlem yaptırabilir.

Deblokaj
Blokajın kaldırılması, bloke edilmiş bir bölge ya da değerin kurtarılması. Bir çeşit özel takastır. Dış ülkelerden alacağın tahsili için başvurulur. Alacağını uzun süre tahsil edemeyen ülkeler, borçlu ülkeye yeniden mal göndermekten kaçınırlar. Bu durum ihracat imkanlarını daraltır.

Deflasyon
Tedavüldeki paranın azaltılması, ekonomik daralma, deflasyon, emisyondaki azalma, paranın piyasada azalması üzerine satın alma gücünün artması, fiyatlar genel düzeyinin düşürülmesi. Enflasyonla değerini kaybetmiş olan paranın değerini tespite yarayan tedbirlerden biridir. Fakat para değerindeki düşüş çok fazla olduğu zamanlar deflasyon çok güç hatta imkansız olur.

Deflatör
Para darlığını destekleyici etkendir. Bu etkenlerin başında faizlerin yükseltilmesi, kredilerin daraltılması, para biriktirme, piyasadaki paranın geri çekilmesi gelir. Bir ülkede bir yıl içinde mal ve hizmetlerdeki ortalama fiyat artışını ifade eder. Parasal terimlerle ifade edilmiş olan bir faktörün değerinin gerçek değere çevrilmesinde kullanılan fiyat endeksidir.

Defter Değeri
İşletmenin aktif toplamından, borçlarının düşülmesi ile bulunan özvarlığının, çıkarılmış/ödenmiş hisse senedi sayısına bölünmesi ile bulunur.

Değer Paradoksu
Yaşamsal değeri düşük, marjinal faydası yüksek malların, yaşamsal değeri yüksek marjinal faydası düşük mallara olan avantajı. Doğada nadir bulunan elmasın, çok bulunan suya oranla değerli olması gibi. Ancak çölde suyun değeri elmastan çok daha fazladır.

Değer Zinciri
Üretim, pazarlama ve sevkiyat gibi şirketin faaliyetlerini oluşturan tüm fonksiyonların tek tek ve birbirleriyle ilişkisinin dikkate alınarak incelenmesi. Değer zinciri, şirketin iç operasyonlarının rekabetçilik açısından analiz edilmesi için kullanılır. Michael Porter tarafından incelenen kavrama göre bu yöntemle işletmelerin bazı faaliyetlerini rakiplerinden daha iyi ve ucuza gerçekleştirmeleri mümkündür.

Değişim Ekonomisi
Mal ve hizmetlerin değişimlerinin, tarafların serbestçe gerçekleştirebildiği piyasa örgütlenmesi

Değişken Faizli İhraçlar (Floating Rate Notes)
Getirisi, ihracı sırasında sabitlenmeksizin önceden belirlenen başka değişkenlere bağlanan kıymetlerdir. Gerçekleşen enflasyona veya LIBOR gibi uluslararası faiz oranlarının, örneğin geçmiş 3 aylık ortalamasına endekslenen ihraçlar bu türe girmektedirler. Getiri (faiz) oranlarındaki belirsizliğin arttığı ve fiyat oluşumlarının güçleştiği ortamlarda, hem ihraç eden hem de yatırımı yapan kişi ve kuruluşlar açısından riski daha düşüktür.

Değişken Faizli İşlemler
Factoring ücretinin piyasa koşullarına göre günlük değişken olduğu, müşterinin anapara geri ödemesini istediğinde yapabildiği işlemlerdir. Faiz ödeme dönemi o/n, ay veya dönem sonları olabilir.

Deming Ödülü
Japonya'da kaliteli ürünler üreten sanayi firmalarına verilen ödül. Ödüle adını veren yönetim teorisyeni W. Edwards Deming, 1950'ler boyunca Japonya'da kalite sistemleri üzerinde çalışmıştır. "Japonlara kaliteyi öğreten adam" olarak bilinen Deming, Batı'da ancak 1980'lerde keşfedilmiştir. Özellikle Japonya'nın toplam kalite temelinde yükselen sanayi gücü, Batı'yı telaşa düşürünce gözler Deming'e ve Japon yönetim tarzına çevrilmiştir.

Demografi
Nüfusun dağılım, yaş, meslek gibi özellikleriyle doğum, ölüm gibi hareketlerini konu alan bilim. "Demos" (halk) ve "Grapho" (yazma) kelimelerinden meydana gelmiştir. Demografik istatistikler ve araştırmalar, coğrafya, sosyoloji, ekonomik planlama ve diğer sosyal bilimlere veriler sunar.

Dengeli Büyüme
Ekonomide bütün sektörlerin uyumlu bir biçimde büyümelerini öngören plan. Bu planlar genellikle az gelişmiş ülkeler tarafından yapılır. Böyle ülkelerde dengeli gelişme, birbirini tamamlayan üretim zincirinin gerçekleşmesine bağlıdır. Örneğin demir-çelik sanayi kurulması öngörülüyorsa, bununla birlikte kömür, ulaştırma gibi diğer yardımcı sektörlerin oluşumu da dikkate alınır.

Dengesiz Büyüme
Bir ekonomide belli sektörlere ağırlık verilerek büyüme

Denetleme Sertifikası
Alınan malın nakliyesinden hemen önce iyi koşulda olduğunu gösteren sertifikadır.

Deniz Konşimentosu
"Gemi acentası veya kaptanı tarafından düzenlenerek yükletene verilen , malın teslim alındığını ve kararlaştırılan şekilde taşınarak gönderilene teslim edileceğini gösteren, malı temsil eden ve üzerinde tasarruf hakkı sağlayan kıymetli evrak niteliğindeki "

Depresyon
Ekonomik bunalım; ekonomik çöküntü; ekonomide gerileme; fiyatların düşük, işsizliğin yüksek ve satın alma gücünün hızla azalmakta olduğu, ekonominin küçüldüğü dönem. Büyüme oranının negatif değerlere düşmesi ve durgunluğun derinleşmesidir. Depresyon, resesyondan daha uzun sürer ve toplumun her alanında etkisini gösterir.

Depo Belgesi
Ürünün hangi koşulda nasıl saklandığını gösteren belge

Devalüasyon
Bir ülke parasının değerinin resmi olarak azaltılması, dolayısıyla yabancı paraların değerinin yükseltilmiş olması; paranın satın alma gücünün azaltılması, kıymetini kaybetme, devalüasyon. Ödemeler dengesi ciddi açık veren ülkeler tarafından bir dış ticaret politikası olarak uygulanır. Bu yönteme paranın nazari değeriyle piyasa veya kambiyo değeri arasındaki farkı kaldırmak için başvurulur.

Devlet Bankası
Sermayesinin tamamının ya da büyük bir kısmının devlete ait olduğu banka

Devlet İç Borçlanma Senetleri
Devletin cari yıl bütçe kanununa dayanarak, bütçe açıklarının finansmanı amacıyla çıkarmış olduğu borçlanma senetlerinin genel adıdır.

Devlet İç Borçlanma Senetleri
Bu tür menkul kıymetlere yatırım yapanlarının kıymetleri fiyat ve getirilerindeki gelişmeleri basit ve anlaşılabilir göstergeler yardımıyla izleyebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuşlardır.

Devlet Kapitalizmi
Devletin özel üretim üzerinde siyasi ve ekonomik kontrol uygulaması

Devletçi Ekonomi
Ekonominin devlet eliyle yürütülmesi, bir memleketin tarım ve sanayinin devlet eliyle yönlendirilmesi. Devletin her ekonomik etkinliğini devletçilik kabul etmemek gerekir. Yol, liman, köprü, baraj yapımı gibi bayındırlık işleri hükümete devletçi niteliği vermez. Ancak memleketin büyük üretim araçları, hükümet tarafından işletiliyorsa bu iktisadi tutum devletçilik sayılır. Devletçilik, liberalizmin karşıtı olarak gösterilmektedir.

Devletleştirme
Özel sektörün ekonomik kuruluşlarının kamu mülkiyetine geçirilmesi

Devlet Gelirleri

? Vergiler
? Borçlar
? Harçlar
? Para Basma
? Bağışlar

Destek seviyesi
Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyedir.

Dezenflasyon
Enflasyon beklenti ve belirtilerinin önlenmesi yoluyla ekonomik istikrarın korunması

Dış Borç
Alındığında bir ülkenin mevcut kaynaklarını artıran, ana para ve faiz ödemeleriyle birlikte ödendiğinde ise reel kaynaklarını azaltan borç. Dış borçlanmaya giden bir ülke iki açıdan yarar sağlar. Birincisi iç tasarrufların yetersizliği nedeniyle yatırım projelerinin finansmanına kaynak sağlamak, ikincisi ise döviz darboğazı nedeniyle karşılaşılan dış ödeme güçlüğünü hafifletmektir.

Dış Denge
Bir ülkenin dış ödemeler bilançosunun açık ya da fazla vermemesi

Devlet Tahvili
Devletin aldığı borçlar karşılığında özel ve tüzel kişilere verdiği ve tahvil sahibinin devletten alacaklı olduğunu gösteren belge:

? Hamiline yazılı tahviller
? İsme yazılı tahviller
? Hem isme, hem hamiline yazılı tahviller

Dış Ticaret
Bir ülkenin dış ticareti ile ilgili konuları arasında, aylık ithalat ve ihracat değerleri, yılbaşından itibaren toplam ithalat ve ihracat değerleri ve dış ticaret açığı gibi kalemler yer alır. İthalat ihracattan fazla ise dış ticaret açığı, ihracat ithalattan fazla ise dış ticaret fazlasından söz edilir. Açığın büyümesi döviz dengesini tehlikeye sokabilir. İhracatın ithalatı karşılama oranı, ihracatın ithalata bölünmesiyle bulunur. Dış ticaretin ana sektörlere göre dağılımında tarım, madencilik ve sanayi ürünlerinin ihracat ve ithalattaki payı incelenebilir. Dış ticaretin ana mal gruplarına göre dağılımında ise yatırım malı, tüketim malı ve hammadde ayrımı yapılır.

Dış Ticaret Sermaye Şirketleri
Dış ticari işlemlerdeki riskleri azaltmak, maliyetleri düşürmek ve uluslararası pazarlarda güçlü bir rekabet ortamı bulabilmek amacıyla kurulmuş şirketler

Dış Yardım
Genel olarak gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere sermaye ve teknoloji aktarımı. Yardımın en yaygın tanımı, "doğrudan hibe veya gerek nakit gerekse de mal transferi" şeklindedir. Ekonomist Hans Morgenthau'ya göre dış yardımları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür: (1) İnsancıl amaçlı dış yardımlar, (2) Varlığını sürdürmek için yapılan dış yardımlar, (3) Askeri nitelikte dış yardımlar, (4) Rüşvet niteliğinde dış yardımlar, (5) Prestij amaçlı dış yardımlar, (6) Ekonomik amaçlı dış yardımlar.

Dışa Açık Ekonomi
Bir ülkenin mal, hizmet, sermaye ve işgücü hareketleri açısından dünya ekonomisi ile bütünleşmesi

Dışsal Ekonomiler
Ekonomide bir etkinliğin taraf olmayan ya da etkinliğin dışında kalan kesimler üzerindeki iyi ya da kötü etkileri. Bir şirket, yaptığı üretim sırasında su ya da havayı kirletirse kirli havayı solumak ya da kirli suyu kullanmak zorunda kalan insanlara verilen zarar dışsal ekonomi maliyetidir. Yeni yapılan bir parkın çevredeki gayrımenkulun değerini artırması da bir dışsal etki yararıdır.

Dışsal Eksi Ekonomi
Bir firmanın bünyesinde bulunan iş kolları ile birlikte büyümesi sırasında mamul maddelerin fiyatlarının yükselmesine neden olan enerji, limanlama, haberleşme gibi dar boğazların tümü

DIY (Do It Yourself)
Bir mamulün fabrikada özel hazırlanmış parçalarının birarada satılması

Dikey Birleşmeler
Birbirini tamamlayan birkaç malın üretimini yapan, üretim konuları farklı işletmelerin, hukuki bağımsızlıklarını koruyarak birleşmeleri

Dikey Kartel
Belli bir malın üretimiyle ilgili bütün şirketlerin hukuki varlıklarını korumak amacıyla birleşmeleri

Dikey Tröst
Belli bir malın üretimiyle ilgili bütün şirketlerin ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybederek birleşmeleri

Dilim
IMF'ye üye ülkelerin fon kaynakları üzerinden normal çekme haklarının bölümlendirilmesi.

Dirijizm
Ekonomiye yön verme anlayışı; liberalizme karşıt bir anlayışla ekonomiye bir üst yetke tarafından yön verilmesi gerektiği savı; güdümcülük. 17. yüzyıl Fransız monarklarının politikasını tanımlamakta kullanılmış, bazı sosyalistler tarafından devlet kapitalizmi olarak nitelendirilmiştir.

Direnç noktası
Borsada, belli bir süreç içinde sürekli bir fiyat artışının yoğun satışlar sonucu durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.

Disponibilite
İhtiyari karşılık, kasada nakit bulundurma zorunluluğu, istifade edilebilecek durumda olma, kullanılabilir halde bulunma, mevcut hazır para. Bankalar, topladıkları mevduatın tümünü kredi olarak vermezler. Bunun bir bölümünü güvence niteliğinde Merkez Bankası'na "mevduat munzam karşılığı" olarak yatırırlar. Bir kısmı da para çekilişlerini karşılamak üzere kasada bulundurulur. Bu rezerv paraya "disponibilite" denir.

Distribütör
Dağıtıcı Firma

Doğal Ekonomi
Bir toplumun tüm üretimini kendisi tüketmesi; üretimin sadece kullanım değeri için yapıldığı ve paranın kullanılmadığı ekonomi. Bu durumda mal mübadelesi veya ticaret söz konusu değildir. Böyle bir ekonomik yaşantıya sadece ilkel toplumlarda rastlanır.

Doğal Kaynaklar
Verimli topraklar, ormanlar, akarsular, göller, güneş enerjisi, denizaltı zenginlikleri gibi doğadan kullanılan kaynaklar

Dolar
Amerika'da bağımsızlık savaşından önce İngiliz Kuzey Amerika sömürgelerinde kullanılan 8 pesoluk İspanyol parasının İngilizcedeki adı. ABD, Antigua, Avustralya, Bahamalar, Barbados, Belize, Bermuda, Brunei, Cayman Adaları, Dominika, Fiji, Grenada, Guyana, Hong Kong, Jamaika, Kanada, Liberya, Nauru, Puerto Rico, Singapur, Tayvan, Trinidad ve Tobago, Yeni Zelanda, Zimbabwe para birimleridir.

Dolar Diplomasisi
Bir ülkenin, başka ülkelerde yatırım yapmış olan özel girişimci vatandaşlarının çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla bu ülkelere karşı güç kullanmaya kadar varabilen baskı uygulaması. ABD«nin 1909-1913 arası başkanlığını yapan Taft«ın, kurşunu dolarla yer değiştirme politikasıdır. Dış politikada Amerika«nın zenginliğinin ve ticari nüfuzunun kullanılmasını öngörür.

Dolar Kıtlığı
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Avrupa ülkelerinde görülen dolar kıtlığı. Savaş sonrası dönemde Avrupa'nın sermaye varlıkları tamamen yıkıma uğramış olduğundan, ekonomileri yeniden kurmak ve tüketimi belirli bir düzeyde tutabilmek için sağlanması gereken mal ve hizmetten kaynaklanan talep büyük ölçüde ABD tarafından karşılanmıştır.

Dolarizasyon
Bir ülkenin para sistemini ABD Doları ile değiştirmesi

Dolaysız Vergi
Vasıtasız vergi; yasama organının, verginin fiyatlara dahil edilmemesine özen göstererek çıkardığı, ödeyen kişinin vergi yükünün taşıyıcısı olmasını istediği vergi

Doğru Konşimento
Geminin malları aktarma yapmadan yükleme limanından diğer boşaltma limanına taşınması halinde gerekecek konşimento.

DÖNEN VARLIKLAR
Şirketin en likit aktiflerini gösterir, yani nakit, nakit benzeri araçlar, alacaklar ve stoklar.

Dönemsel Faiz
Bir yatırımın fiilen elde tutulma süresince getireceği faizi ifade eder.

Döviz
Uluslararası ödemelerde geçerli olan yabancı para, para işlevi gören her tür bono, poliçe, kredi mektubu, havale ve benzeri varlıklar. Alım satımları efektif ve serbest piyasa olmak üzere iki ayrı değerde yapılır. Efektif döviz, nakit biçimindeki yabancı para anlamına gelir. Döviz kavramının aksine efektif kurda, çek, senet, poliçe gibi ödeme araçları bulunmaz. Efektif satış kuru genellikle döviz satış kurundan daha yüksektir. Bu iki fiyat arasındaki fark, "kur farkı" veya "kur makası" olarak bilinir. Bu farkın büyümesi dövize olan talebin arttığını, farkın kapanması da talebin azaldığını gösterir. Yüzde 1-1.5 dolayındaki fark normal sayılmaktadır. Farkın büyümesi halinde merkez bankaları müdahalede bulunur. Bu müdahale rezervlerdeki dövizin bir miktarının piyasaya sürülmesiyle gerçekleştirilir.

Döviz Arbitrajı
Döviz piyasalarındaki kur farklarından yararlanarak kazanç sağlama işlemi. Bir dövizin ucuz olduğu ülkeden alınıp pahalı olduğu ülkede satılması. Çapraz kur farklarından yararlanılarak da yapılabilir.

Döviz Arzı
Herhangi bir biçimde elde edilen ve ulusal paraya dönüştürülmek için döviz piyasasına arz edilen yabancı paralar. Döviz arzına etki eden başlıca unsurlar şunlardır: (1) İlkenin ihracatına olan talebin fiyat esnekliği, (2) İlke ihracatına rakip olan yabancı mal arzının fiyat esnekliği, (3) İhraç edilen malların arzının fiyat esnekliği, (4) İlkenin ihraç mallarına olan iç talebin fiyat esnekliği.

Döviz Bonosu
Bankada mevduatın bulunduğunu gösteren, isme veya hamiline düzenlenen kıymetli evrak

Döviz Karaborsası
Yasa dışı döviz alım satımının yapıldığı piyasa. Resmi döviz kurunun, yabancı paraları ulusal para karşısında aşırı değerlendirmesi, döviz arzının talebi karşılamasını zorlaştırır. Bu durum, dövizin yüksek karaborsa fiyattan alınıp satıldığı bir piyasanın oluşmasına neden olur.

Döviz Kontrolu
(1) Yurt içi politikalarla döviz fiyatlarının denetlenmesi. Görünmeyen işlemlere konan miktar sınırlamaları, döviz alım satımına uygulanan primler, döviz bulundurmanın çeşitli derecelerde sınırlandırılması gibi. (2) Dövizle işlem yapan kuruluşların faaliyetlerinin devletçe denetim altında tutulması. Dış ödemelerde karşılaşılan güçlükleri gidermek, ülkeden sermaye çıkışını denetlemek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak, sanayii korumak ve kamu gelirlerini artırmak amacıyla gerçekleştirilir.

Döviz Kuru
Bir ülke parasının diğer ülke parasına göre değeri

Döviz Paritesi
Kamu otoritesinin ulusal para ile değer standardı olan yabancı para arasında belirlemiş olduğu fiyat

Döviz Piyasası
Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları piyasa. Döviz piyasasının üç ayağı vardır. Arz edenler, talep edenler ve aracılık edenler. Döviz piyasalarının diğer piyasalar gibi belirli fiziksel mekanlarda bulunmaları gerekmez. Günümüzde uluslararası döviz piyasasının başlıca merkezleri; New York, Paris, Tokyo, Frankfurt ve Londra'dır.

Döviz Spekülasyonu
Döviz kurlarının gelecekte göstereceği gelişmelere ilişkin tahminlere dayınalarak kazanç sağlamak amacıyla döviz piyasalarında sürdürülen alım satım işlemleri. Spekülatörler, değerinin düşeceğini bekledikleri dövizi elden çıkarmakta, değer kazanacağını düşündükleri dövizlere yatırım yapmaktadır. Spekülatörlerin etkinlikleri uluslararası para piyasasında döviz kurlarındaki istikrarsızlıkları güçlendiren bir faktördür.

Döviz Talebi
Yabancılara ödemede bulunmak amacıyla talep edilen toplam yabancı para miktarı. Döviz talebini belirleyen unsurlar şunlardır: (1) İthal mallarına olan talebin fiyat esnekliği, (2) İthalata rakip malların arzının fiyat esnekliği, (3) İthal malları arzının fiyat esnekliği, (4) İthal mallarına yönelen yabancı ülke taleplerinin fiyat esnekliği.

Döviz Kuru Rejimleri
Döviz kurları günümüzde özellikle küçük ve açık ekonomiler için taşıdıkları önem ve reel ekonomiyi doğrudan etkileme potansiyelleri nedeniyle, uygulanan para politikası çerçevesinde doğrudan hedef, gösterge veya araç olarak kullanılmaktadırlar. Döviz kuruna yönelik uygulamalar, bir uçta tamamen sabit kur sistemi, diğer uçta ise tam serbesti olmak üzere, iki rejim arasında şekillenmektedir. Tamamen sabit kur sisteminde, ulusal para yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet karşısında sabitlenmekte ve bu değerin sürmesi para otoritesi tarafından bazen açık bazen de dolaylı olarak garanti edilmektedir. Para Kurulu (Currency Board) türü uygulamalarda, bir taraftan kur sabitlenirken diğer taraftan ulusal para arzı tamamen bu kur üzerinden gerçekleştirilen döviz alış-satışlarına bağlanmaktadır. Tamamen serbest kur sisteminde ise, döviz kurunun fiyatı doğrudan piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmektedir. Ara rejim olarak adlandırılan, Avrupa Para Sistemine geçiş aşamasında da uygulanan kurun bir band içerisinde hareketine müsaade eden yapı ile kontrollü dalgalanma (managed float), sürünen kur (crawling peg) adı altındaki sistemlerde ise, kur belli bir takım kriterlere göre yönlendirilmekte ve para otoritesi tarafından gerektiğinde müdahale edilmektedir. Kura yönelik bu tür rejimlerin seçimi, ülkelerin içinde bulunduğu şartlara göre değişmektedir

Döviz Tevdiat Hesabı
Yurtiçi ve yurtdışında yerleşik kişilerin, ticari bankalarda açmış oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.

DPT
Devlet Planlama Teşkilatı, kalkınma çabası içinde olan ülkelerde ekonominin belli bir plana göre yürütülmesi için kurulan örgüt

DDP
Gümrük resmi ödenmiş olarak teslim.

DDU Ticari
Gümrük resmi ödenmeden teslim

Drago Doktrini
Borç ödetmek için askeri güce başvurulmaması ilkesi. Devletlerin borçlarını ödeyememeleri halinde ortaya çıkacak duruma ilişkin uluslararası hukuk görüşüdür. Bir devletin vatandaşlarının bir başka devletten alacaklarını tahsil edemedikleri durumlarda bu kişilerin vatandaşı bulundukları ülkenin zorlama tedbirlerine başvurması konusu 20. yüzyıl başlarında sık sık tartışılmıştır.

Dualizm
Aynı toplumsal çevrede iki bazen de daha fazla ayrı iktisadi sürecin veya piyasanın birarada olması

Due Diligence
Bir girişimcinin ve iş planlarının temel değerlendirmesinin ve detaylı analizlerinin yapılması; vergi borcu, SSK borcu, Danıştay«da herhangi bir hukuki sorun olup olmadığı gibi risklerin araştırılması.

Dumbarton Oaks Konferansı
İkinci Dünya Savaşı sonlarında ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Çin temsilcilerinin Washington'da BM teşkilatının kuruluşuna ilişkin konuları görüştükleri toplantı. 1944 yılının ağustos ekim ayları arasında sürdürülen toplantılarda yeni kurulacak teşkilatın Milletler Cemiyeti'nden daha güçlü ve işlerliği olan bir Güvenlik Konseyi'ne sahip olması ve beş büyük ülkenin (ABD, Sovyetler Birliği, Çin, İngiltere, Fransa) bu konseyin daimi üyeleri olmaları kararlaştırılmıştır. Buna karşılık veto, bazı ülkelerin üyeliği gibi üzerinde anlaşmanın sağlanamadığı konuların çözümü daha üst düzeydeki görüşmelere bırakılmıştır.

Dur Kalk Politikası
Kısıtlamalardan oluşan kısa dönemlerle, enflasyonun kısa dönemlerini birleştiren ekonomi politikası. Terim İngiltere'de 1960'ların başında, herhangi bir uzun vadeli ekonomik planlaması bulunmayan Macmillan hükümetini eleştirmek için kullanılmıştır.

DURAN VARLIKLAR
Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar.

Durgunluk
Bir ekonomide sermayenin etkinliğinin, ekonominin bütün kesimlerinde cari faiz haddinin düşebileceği en düşük sınırının bile altında kalması durumuk

Duruma Özel İhracat Lisansı
Belirli ticari malların ihracatı için hükümet tarafından hazırlanmış izin belgesidir.Bu lisans özel bir işlem veya belirli bir zaman diliminde yapılması gereken ihracat içindir.

Dünya Altın Konseyi
1987 yılında İsviçre yasalarına göre kurulmuştur. Dünyanın önde gelen altın madeni şirketlerince finanse edilir. Kar amacı olmayan bir kuruluştur. Amacı, altın konusunda araştırmalar yapmak ve yayınlamak, altına yeni kullanım alanları geliştirmek, süs, yatırım ve sanayi amaçlı kullanımları teşvik etmek ve altın ürünlerini geliştirmektir. 2002 yılı itibariyle 22 ülkede hizmet verir. Dünya altın talebi üzerine ve faaliyet gösterdiği ülkelerdeki altın pazarları hakkında çeşitli araştırmalar yapan Konsey, pazar araştırmaları ve dünya altın takı talebi konusunda çok geniş istatistiklere sahiptir.

Dünya Bankası
Çok taraflı bir kredi ajansıdır. Amacı, üye ülkelerin gelişmesine yardımcı olacak mali kaynakları sağlama ve bu ülkelere özel yabancı sermaye yatırımlarını yönlendirmektir. Banka, sağladığı krediler için devlet garantisi talep eder. Kalkınma projelerinin en büyük kaynağı konumundadır. Finans kaynaklarının yanı sıra yetişmiş elemanlarını ve bilgi birikimini kullanarak dünya yüzünde yoksulluğa karşı mücadele eder. 1944 yılında kurulmuştur.

Dünya Ekonomisi
(1) bir iş bölümü etrafında birçok ülkenin oluşturduğu birim, (2) ülke ekonomilerinin tek tek oluşturduğu hiyerarşik yapı, (3) mal sermaye ve emek akımlarıyla ilişki kurmuş ülke ekonomilerinin bütünü.

Dünya Ticaret Teşkilatı
1995'in ocak ayında kurulmuştur. Kuruluş anlaşmasını 124 ülke imzalamıştır. Ticarette dünyanın globalleşmesi konusunda çalışmalar yapar. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile eşit statüdedir. GATT'a bağlı bir kuruluştur. Dolayısıyla GATT anlaşmalarına uyulması konusunda ilgili ülkeleri zorlayıcı tedbirlere başvurur. GATT'ın 128 üyesinden daha geniş bir üye potansiyeline sahiptir. İlgi alanı daha geniştir. GATT sadece mal ticaretiyle ilgilenirken bu kuruluş, mal, hizmet ve fikri mülkiyet alanlarını da kapsar. GATT'ın geçici bir örgüt olmasına karşılık WTO süreklidir.

Düopol
Sadece bir üreticinin buna karşılık çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasa; bir malın yalnızca iki satıcının elinde bulunması ya da piyasanın iki satıcı tarafından paylaşılmış olması durumu. Bu piyasa tüketiciler açısından tam rekabet piyasasına çok benzer. İreticiler arzı kontrol edemezler. Birinin davranışı diğerinin satış fiyatını etkiler. Sonuçta ortaya çıkan satış fiyatı tekel piyasasındaki fiyata yaklaşır.

Düopson
Bir piyasada aynı malı arayan iki alıcının olması hali; çok sayıda satıcı karşısında sadece iki alıcı bulunması

Düşük Mal
Tüketicilerin gelir düzeyi yükselirken tüketimleri azalan mallar

Dzaybatsu
Japonya'da büyük tekelci birlikler. Japonya'nın tüm ekonomisini ve politikasını kontrol ederler. Bankalara ve endüstriye hakimdirler.
 
#5
DPT
Devlet Planlama Teşkilatı, kalkınma çabası içinde olan ülkelerde ekonominin belli bir plana göre yürütülmesi için kurulan örgüt

DDP
Gümrük resmi ödenmiş olarak teslim.

DDU Ticari
Gümrük resmi ödenmeden teslim

Drago Doktrini
Borç ödetmek için askeri güce başvurulmaması ilkesi. Devletlerin borçlarını ödeyememeleri halinde ortaya çıkacak duruma ilişkin uluslararası hukuk görüşüdür. Bir devletin vatandaşlarının bir başka devletten alacaklarını tahsil edemedikleri durumlarda bu kişilerin vatandaşı bulundukları ülkenin zorlama tedbirlerine başvurması konusu 20. yüzyıl başlarında sık sık tartışılmıştır.

Dualizm
Aynı toplumsal çevrede iki bazen de daha fazla ayrı iktisadi sürecin veya piyasanın birarada olması

Due Diligence
Bir girişimcinin ve iş planlarının temel değerlendirmesinin ve detaylı analizlerinin yapılması; vergi borcu, SSK borcu, Danıştay«da herhangi bir hukuki sorun olup olmadığı gibi risklerin araştırılması.

Dumbarton Oaks Konferansı
İkinci Dünya Savaşı sonlarında ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Çin temsilcilerinin Washington'da BM teşkilatının kuruluşuna ilişkin konuları görüştükleri toplantı. 1944 yılının ağustos ekim ayları arasında sürdürülen toplantılarda yeni kurulacak teşkilatın Milletler Cemiyeti'nden daha güçlü ve işlerliği olan bir Güvenlik Konseyi'ne sahip olması ve beş büyük ülkenin (ABD, Sovyetler Birliği, Çin, İngiltere, Fransa) bu konseyin daimi üyeleri olmaları kararlaştırılmıştır. Buna karşılık veto, bazı ülkelerin üyeliği gibi üzerinde anlaşmanın sağlanamadığı konuların çözümü daha üst düzeydeki görüşmelere bırakılmıştır.

Dur Kalk Politikası
Kısıtlamalardan oluşan kısa dönemlerle, enflasyonun kısa dönemlerini birleştiren ekonomi politikası. Terim İngiltere'de 1960'ların başında, herhangi bir uzun vadeli ekonomik planlaması bulunmayan Macmillan hükümetini eleştirmek için kullanılmıştır.

DURAN VARLIKLAR
Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar.

Durgunluk
Bir ekonomide sermayenin etkinliğinin, ekonominin bütün kesimlerinde cari faiz haddinin düşebileceği en düşük sınırının bile altında kalması durumuk

Duruma Özel İhracat Lisansı
Belirli ticari malların ihracatı için hükümet tarafından hazırlanmış izin belgesidir.Bu lisans özel bir işlem veya belirli bir zaman diliminde yapılması gereken ihracat içindir.

Dünya Altın Konseyi
1987 yılında İsviçre yasalarına göre kurulmuştur. Dünyanın önde gelen altın madeni şirketlerince finanse edilir. Kar amacı olmayan bir kuruluştur. Amacı, altın konusunda araştırmalar yapmak ve yayınlamak, altına yeni kullanım alanları geliştirmek, süs, yatırım ve sanayi amaçlı kullanımları teşvik etmek ve altın ürünlerini geliştirmektir. 2002 yılı itibariyle 22 ülkede hizmet verir. Dünya altın talebi üzerine ve faaliyet gösterdiği ülkelerdeki altın pazarları hakkında çeşitli araştırmalar yapan Konsey, pazar araştırmaları ve dünya altın takı talebi konusunda çok geniş istatistiklere sahiptir.

Dünya Bankası
Çok taraflı bir kredi ajansıdır. Amacı, üye ülkelerin gelişmesine yardımcı olacak mali kaynakları sağlama ve bu ülkelere özel yabancı sermaye yatırımlarını yönlendirmektir. Banka, sağladığı krediler için devlet garantisi talep eder. Kalkınma projelerinin en büyük kaynağı konumundadır. Finans kaynaklarının yanı sıra yetişmiş elemanlarını ve bilgi birikimini kullanarak dünya yüzünde yoksulluğa karşı mücadele eder. 1944 yılında kurulmuştur.

Dünya Ekonomisi
(1) bir iş bölümü etrafında birçok ülkenin oluşturduğu birim, (2) ülke ekonomilerinin tek tek oluşturduğu hiyerarşik yapı, (3) mal sermaye ve emek akımlarıyla ilişki kurmuş ülke ekonomilerinin bütünü.

Dünya Ticaret Teşkilatı
1995'in ocak ayında kurulmuştur. Kuruluş anlaşmasını 124 ülke imzalamıştır. Ticarette dünyanın globalleşmesi konusunda çalışmalar yapar. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile eşit statüdedir. GATT'a bağlı bir kuruluştur. Dolayısıyla GATT anlaşmalarına uyulması konusunda ilgili ülkeleri zorlayıcı tedbirlere başvurur. GATT'ın 128 üyesinden daha geniş bir üye potansiyeline sahiptir. İlgi alanı daha geniştir. GATT sadece mal ticaretiyle ilgilenirken bu kuruluş, mal, hizmet ve fikri mülkiyet alanlarını da kapsar. GATT'ın geçici bir örgüt olmasına karşılık WTO süreklidir.

Düopol
Sadece bir üreticinin buna karşılık çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasa; bir malın yalnızca iki satıcının elinde bulunması ya da piyasanın iki satıcı tarafından paylaşılmış olması durumu. Bu piyasa tüketiciler açısından tam rekabet piyasasına çok benzer. İreticiler arzı kontrol edemezler. Birinin davranışı diğerinin satış fiyatını etkiler. Sonuçta ortaya çıkan satış fiyatı tekel piyasasındaki fiyata yaklaşır.

Düopson
Bir piyasada aynı malı arayan iki alıcının olması hali; çok sayıda satıcı karşısında sadece iki alıcı bulunması

Düşük Mal
Tüketicilerin gelir düzeyi yükselirken tüketimleri azalan mallar

Dzaybatsu
Japonya'da büyük tekelci birlikler. Japonya'nın tüm ekonomisini ve politikasını kontrol ederler. Bankalara ve endüstriye hakimdirler.

En İyi Gayret Aracılığı
Halka arz edilecek sermaye piyasası araçlarının izahnamede gösterilen satış süresi içinde satılmasını, satılmayan kısmın ise ihraçcıya iadesini ifade eder.

Endeks
Belli bir olaya ilişkin istatistiksel verilerin ve değerlerin gösterdiği oransal değişimler

Endüstri üstü toplum
Endüstrileşmiş toplum durumunun da üstüne çıkar. Yazar Daniel Bell, bu terimi ABD için kullanmıştır. Ekonomik etkinliklerin ağırlığının birinci sektör (tarım) ve ikinci sektörden (endüstri), üçüncü sektöre (hizmetler) kaydığı endüstri üstü toplumda fikir işçileri beden işçilerine oranla çoğunluktadır. Bu toplumlarda çalışma saatleri azaltılmış, dinlenme süresi artırılmış, emeklilik yaşı düşürülmüştür.

Enflasyon
Fiyatlar genel seviyesindeki değişimdir. Bugün için, parasal bir olgu olduğu ve uzun dönemde parasal bir büyüme olmadığı sürece enflasyonun artmayacağı genel olarak kabul görmektedir. Toptan Eşya Fiyat Endeksleri, Tüketici Fiyat Endeksleri ve İmalat Sanayii Fiyat Endeksleri gibi çeşitli endeksler aracılığı ile ölçülmektedir.

Enflasyon Hedeflemesi (Inflation Targeting)
Merkez bankalarının genellikle hükümetlerle birlikte, para politikası amacı olarak belli bir enflasyon rakamını hedeflemeleridir. Bu tür bir uygulamada hedeflenen enflasyonun, beklentileri etkileyebildiği ölçüde, nominal çapa görevini üstlenmesi öngörülür. Diğer politikalardan farkı, enflasyon hedefinin net bir şekilde kamuoyuna duyurulması ve bu konu ile ilgili doğrudan sorumluluk alınmasıdır. Uygulamada, uygulayıcı kurum olarak merkez bankaları amaca yönelik bir araç bağımsızlığına kavuşmaktadırlar. Diğer bir deyişle, merkez bankaları, kur ve faiz politikalarını enflasyonu kontrol altına almak amacı ile istedikleri biçimde kullanabilmektedirler. Bu tür uygulamalar, bir ekonomideki tüm büyüklüklerin nominal çapa özelliğini kaybetmesi sonucu bir zorunluluk olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu tür bir politikanın başarısı için, güçlü ve sağlıklı bir mali yapı, enflasyon ile para politikası araçları arasında gözlenebilir ve istikrarlı bir ilişki, kredibilite, bağımsızlık ve açıklık gibi unsurlar ön koşul olarak sayılmaktadır.

Enflasyon Vergisi
Para, tedavüle çıkaran kurum açısından yükümlülük, talep eden, elde tutan kurum ve kişi açısından ise bir varlık olarak düşünüldüğünde, enflasyon, parayı ihraç eden kurumun yükümlülüğünü, parayı elde tutan kurumun ise varlığını reel olarak azaltır. Bu anlamı ile enflasyon, gelir elde eden açısından vergi özelliği taşımakta, dolayısıyla vergi gibi satın alma gücünün transferine neden olmaktadır.

Enflasyon şoku
Bir ülkede herhangi bir üretim kesiminde, faktör ve mal fiyatlarıyla maliyetlerinin diğer kesimlere göre ani ve aşırı artışı

Enfrastrüktür
Altyapı. Bir toplumun karayolu, demiryolu gibi kamu yararına kullanılan sermayesi, üretim tekniği, birikmiş veya yetişmiş insan gücü, eğitimi, ekonomik organizasyonu, enerji santralleri, eğitim ve sağlık kurumları ile sosyal kurumlarıdır. Beşeri sermaye de bazen bu kapsam içine alınır.

Engel Kanunu
Tüketicilerin gelir düzeyi yükselirken beslenme ile ilgili yaptıkları harcamalar için bütçelerinden ayırdıkları payı azaltmaları, giyim ve konut harcamalarını sabit tutmaları, buna karşılık kültür ve sağlık harcamalarını artırmaları kuralı

Envanter
Demirbaş eşya listesi, müfredat defteri, malların sayısını değerlerini ve maliyetlerini gösteren liste, borç-alacak dökümü. Geniş anlamda bir işletmenin belli bir andaki tüm varlıklarıyla borç ve alacaklarını ayrıntılı olarak gösteren listeyi ifade eder. Bütün malları kapsar. Mal stokunu, yarı mamulleri, hammaddeleri ve tüm gereçleri sayıp değerlendirir. Sürekli olarak tutulabildiği gibi bir hesap dönemi sonunda da çıkarılabilir.

EPU (European Payments Union) Avrupa Ödemeler Birliği
OECD bünyesinde 1950'de oluşturulmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerinin karşılıklı borç ve alacaklarını çok yanlı bir takas sistemiyle yürüttükleri ödeme sistemidir. Döviz açıklarını ve üye ülkeler arasındaki ticari dengesizlikleri gidermeye çalışır. Ayrıca dış ödeme güçlüğü içinde bulunan üye ülkelere yardım etmek için bir kredi mekanizması da kurulmuştur.

Equilibrium
Dinginlik; (1) bir piyasada tüketicilerin belli bir fiyat düzeyinden satın almak istedikleri mal miktarının, aynı fiyat düzeyinden üreticilerin satmak istedikleri mal miktarına olan eşitliği, (2) karşıt güçler veya eylemler arasında denge halinde bulunma durumu. Bu denge hali dinamik veya statik, istikrarlı veya istikrarsız olabilir.

Ergonomi
İşbilim; makine biçimlerinin insana uyumu ile uğraşan bilim dalı, insanın işine uymasını amaca göre çalışmasını düzenleyen inceleme ve araştırmaların tümü, insan gücünün üretimde verimli olarak kullanılmasını sağlamanın şartlarını inceleyen bilim dalı. Amacı, iş gücü ve sermayenin üretkenliğini maksimuma çıkarmak için uygun fiziksel ortamın yaratılmasıdır. İşin gerçekleştirileceği mekanın düzenlenmesi, iş için en uygun yöntemin seçilmesi, üretim süreçlerinin ve bu süreçlerde kullanılacak makinelerin tasarımı ergonominin inceleme alanına girer.

ERM (Exchange Rate Mechanism)
Kambiyo değişim mekanizması

ERP (European Recovery Program)
Avrupa Kalkınma Programı. Amerikalı General Marshall tarafından İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın kalkınması için teklif edilen programdır.

Esnaf
Kendi emeği ve sermayesini kullanan, yanında az sayıda kalfa, çırak ve işçi çalıştıran, tüccar ya da sanayici olarak nitelendirilemeyecek kadar küçük ciroya sahip serbest meslek mensuplarına denir.

Esnek talep
Fiyatlara bağlı olarak inip çıkan talep; fiyat artışı veya azalışı sonucunda talebin fiyattan daha büyük oranda artması veya azalması. Fiyat değişmeleri sonucunda talebin bu değişikliklerden daha küçük oranda değişme göstermesi durumunda da "esnek olmayan talep" söz konusu olur.

Eşel Mobil
*Oynak cetvel; ücret ve maaşların enflasyon oranlarına ya da geçinme endekslerine göre otomatik olarak ayarlanması, hareketli merdiven, oynak ücret, değişen aylık sistemi. Sistem, fiyat artışlarıyla ücretler arasında bir denge kurmaya yöneliktir. İcretlerin satın alma gücünün artmasını da azalmasını da önler. Fiyatların artış oranı ile ücretlerin aynı anda artırılmasını gerçekleştirmeye çalışır. Böylece dar gelirlilerin satın alma gücünün korunması amaçlanır.
*Ücretli ve maaşlıları, hayat pahalılığı karşısında korumak amacıyla fiyat artışlarıyla doğru orantılı olarak artmasının sağlanmasıdır.

Etatizm
Devletçilik, ekonominin devlet eliyle yönetimi, bir memleketin sanayi ve tarımının devlet eliyle yürütülmesi. Yalnız devletin her ekonomik etkinliğini devletçilik kabul etmemek gerekir. Yollar, limanlar, köprüler, barajlar yapılması gibi bayındırlık işleri hükümete devletçi niteliği vermez. Ancak memleketin büyük üretim araçları hükümet tarafından işletiliyorsa bu iktisadi tutum devletçilik sayılır. Devletçilik liberalizmin karşıtı olarak gösterilir.

ETUC (European Trade Union Confederation)
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu

Etkin Piyasa (Efficient Market)
Bu hipotez, bir piyasada işlem gören kıymetlerin mevcut fiyatlarının, o kıymetlere ilişkin elde edilebilir bilgilerin tümünü yansıttığını öngörür. Teori, fiyatı belirleyenin alıcı ve satıcılar olduğu varsayımı ile, işlemcilerin tüm ulaşılabilir bilgilere aynı anda ve simetrik olarak ulaşabildiğini varsayar. Bu durumda oluşan fiyatın da denge fiyatı olduğu öngörülür.

EUA (European Unit of Account)
Avrupa Hesap Birimi. 18 aralık 1978'de kabul edilen ve bugün kullanılan Avrupa Para Birimi'nin (ECU) temelini teşkil eden para sistemidir.

Euler Kuramı
Bir üretim faaliyeti sonucunda elde edilen üründen bu ürünün üretilmesinde kullanılan faktörlerin, marjinal verimliliklerine göre pay aldıklarını ve geriye herhangi bir artık kalmadığını, üretim faktörlerinin üretimden aldıkları payların toplamının üretilen ürüne eşit olduğunu savunan kuram

EUREKA
Avrupa Araştırma Koordinasyon Kurumu (European Research Coordination Agency). Avrupa ülkelerindeki sanayi kuruluşları, üniversiteler ve araştırma enstitüleri arasında araştırma ve geliştirme çalışmalarında işbirliği sağlamak, yüksek teknoloji alanlarında Avrupa«nın ürün, üretim ve hizmetlerinin dünya pazarlarındaki rekabet gücünü artırmak amacıyla 1985«te kurulmuştur.

EURO
Maastricht Anlaşması uyarınca, gerekli kriterleri yerine getiren Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin 1999 yılı itibariyle kaydı olarak kullanmaya başladığı para birimi. Daha sonraki dönemde dolaşıma da sürülmesi planlanan bu para birimi Avrupa Birliği'ne üye tüm ülkelerin ortak para birimi haline gelecek.

Euro Bonolar (Eurobonds)
Çıkaran ülkenin veya kuruluşun, kendi ulusal para birimi dışındaki bir para birimi üzerinden ihraç ettiği menkul kıymetlerdir.

Euro-cheque
AT üyesi ülkelerin bankalarında kullanılan çek

Euro Dolarlar (Eurodollars)
Amerika Birleşik Devletleri dışındaki bankalarda veya ABD bankalarının yurtdışı şubelerinde tutulan ABD doları cinsinden mevduatları ifade etmek için kullanılır. Euro ifadesi, bu tür mevduatların büyük çoğunluğunun özellikle Batı Avrupa ülkelerindeki bankalarda tutulmasından kaynaklanır. Ancak, Asya ve benzeri diğer tüm ülkelerde tutulan ABD doları hesapları da bu adla anılır. Çok yoğun bir ikincil piyasa hacmine sahiptir.

Euro-market
Avrupa piyasası; konvertibl paraların alınıp satıldığı piyasa; herhangi bir devletin denetiminde olmayan, yasal denetimi bulunmayan ve başta ABD olmak üzere çeşitli ülke paralarından oluşan piyasa. Başta Orta Doğu ve Uzak Doğu olmak üzere Avrupa dışındaki finansal merkezleri de içine alacak biçimde gelişmiştir.

Euro-tahvil
Avrupa bonosu veya tahvili, sabit faiz temeline dayalı borçlanma aracı, Amerikan şirketlerinin Avrupa sermaye piyasalarında pazarladıkları menkul değerler

Eurofed
Avrupa Topluluğu için para politikası belirleyecek merkezi sistem

Eximbank
ABD İhracat-İthalat Bankası (Export-Import Bank). Amerikan hükümetinin başlıca uluslararası finans kuruluşlarından biridir. 12 şubat 1934«te "Washington İthalat-İhracat Bankası'' adıyla kurulmuştur. Amacı, ihracatın finansmanına katkıda bulunmaktır. 13 mart 1968 tarihli bir yasa ile adı bugünkü halini almıştır. ABD ile ticaret ilişkilerini sürdürebilmek için geçici dolar sıkıntısı çeken ülkelere tarım meta kredileri de verir. İhracat kredisinin yanı sıra ihracat sigortası da sağlayarak dış ticareti destekler. Banka kredilerinden, Amerikan mallarının ithalinde kullanılmak koşuluyla özel yabancı şirketler, yabancı hükümetler ve çok uluslu Amerikan şirketleri de yararlanmıştır.

EXQ (Ex Quay)
Rıhtımda teslim

EXS (Ex Ship)
Gemi üzerinde teslim

EXW (Ex Works)
Fabrikada teslim
 
#6
F


Fabianizm

İngiltere'de mutedil sosyalizm. 1884 yılında İngiltere'de kurulan Fabian Derneği tarafından geliştirilip, 20. yüzyılın başlarında İngiliz İşçi Partisi'nin oluşumuna önemli katkıda bulunan, partinin kurulmasıyla da onun içinde eriyen, toplumu devletçilik ve ahlakçılık ilkelerine dayanarak yeniden düzenlemeyi amaçlayan reformcu siyasal doktrindir. Sosyalist düşünceleri eğitimli kişiler arasında yaymayı amaçlar. Sosyalizme devrim yoluyla değil bir evrim süreci sonunda ulaşılacağını savunur.

Fabrika sistemi
Malzemelerin bir yerde toplanmasını, bağlı sermayeyi ve işgücü topluluğunu gerektiren bir imalat sistemi. Fabrika üretiminin gelişmesi ve büyük ölçüde dağınık ev imalatının yerini almasının nedenleri çok çeşitlidir. Bir yandan hammaddelerin ve bitmiş ürünün dağıtım maliyetleri azaltılırken diğer yandan ölçek avantajlarından yararlanmayı sağlayan iktisadi etkinlik, makine kullanımına imkan veren teknik etkinlik, çaba pazarlığının disiplinli biçimde denetlenmesinin kapsamını artıran yönetsel etkinlik gibi, işletmenin sahibi ya da denetçiler açısından üç etkinlik elde etme türü görülmektedir.

Factoring
Müşteri (şirket) alacaklarının factor denilen gerçek ya da tüzel bir kişi tarafından bedeli peşin ödenerek satın alınmasıdır. Mal ve hizmet satışı yapan bir ticari işletmenin vadeli alacaklarının factor denilen bir mali kuruluş tarafından alacaklıya rücu hakkı olmaksızın satın alındığı finansal hizmettir.

Factoring Ücreti
Sağlanan finansman hizmeti karşılığı alınan bedeldir. Para piyasası koşullarına göre belirlenir. Türk Lirasında günlük para piyasasına, ihracatta ise döviz faiz oranlarına paralel seyir izler. Not : Yurtiçi İşlemlerde komisyon ve factoring ücreti sadece BSMV’ye tabidir.

Faiz
Ödünç olarak verilen paranın kira karşılığı; kapitalizme göre üretim faktörlerinden biri olan sermayeyi belirli bir dönemde kullanmanın bedeli.

Faiz Ödemeleri
Bu veriler Hazine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, döviz pozisyonu tutan bankalar ve yurtdışından kredi alan diğer kuruluşlara ait borçların faiz ödemelerini kapsar. Bütçede eksi kalemdir.
FAİZ KARŞILAMA GÜCÜ
işletmenin finansman giderleri öncesi oluşan faaliyet kari ile finansman giderlerini ne ölçüde karşılayabildiğini gösterir. Dönem Kari-Finansman Giderleri / Finansman Giderleri formülü ile hesaplanır

Faiz Dışı Bütçe Dengesi (Primary Balance)
Bütçeden gerçekleştirilen faiz ödemeleri hariç tutularak ulaşılan bütçe dengesidir.

Fakirleştiren büyüme
Ekonomik büyüme belli şartlar altında dış ticaret hadlerinin bozulmasına neden olabilir. Ancak bu bozulma sonucu gelen kayıp büyümenin reel gelirde yarattığı artıştan büyükse ekonomik büyüme ülkeyi giderek fakirleştiriyor demektir. Fakirleştiren büyüme, ihraç malları fiyat endeksinin giderek açılan bir biçimde ithal malları fiyat endeksinin gerisinde seyretmesinin yol açtığı kaybın, ihracatın miktar olarak artırılmasıyla giderilemeyeceğini gösterir.

Fakirlik çemberi
Fakir ülkelerde düşük olan gelirin, tasarruf ve yatırımların üretim artışını yavaşlatmasıyla oluşturduğu kısır döngü

FAO (Food and Agricultural Organization) Gıda ve Tarım Teşkilatı.
Birleşmiş Milletler bünyesindeki uzmanlık kuruluşlarından biridir. 16 ekim 1945'de Kanada'da kurulmuştur. Türkiye 1947'de üye olmuştur. Merkezi Roma'dadır. İyi beslenme, tarımsal gelişme, tarımsal üretimin artırılması, konuyla ilgili projelerin mali ve teknik açıdan desteklenmesi, beslenme ve tarımla ilgili bilgilerin toplanması, yiyecek maddelerinin dağıtımının sağlanması, deniz ve orman ürünlerinin değerlendirilmesi konularında çalışmalar yapar.

FAS (Free Alongside Ship)
Gemi doğrultusunda teslim, Rıhtımda teslim, geminin yanına teslim; bütün masrafların alıcıya ait olduğu teslim şekli

FCA
Taşıyıcıya teslim

Fasit daire teorisi
Kısır döngü kuramı; azgelişmişlik sürecinde devamlı olarak kendini tekrar etme ve her defasında yine başlangıç noktasına dönme. Düşük gelirler, düşük tasarruf ve talep, düşük yatırım düzeyi, yetersiz sermaye oluşumu, düşük verimlilik, düşük gelir düzeyi, bu kısır döngüyü oluşturan etkenlerdir. Bu durumda kalkınmanın önü tıkanmaktadır

Fason ihracat
Dış ülkelerdeki firmaların siparişi üzerine belli normlara göre imal edilen malların, siparişi veren firmalara ihracı

Fason üretim
Hammaddelerin işveren tarafından sağlandığı parça başına ücretle yapılan üretim

Fatura
Satılan bir malın miktarını, çeşidini, niteliklerini, markasını, fiyatını ve satış bedelini göstermek üzere satıcı tarafından tanzim edilip alıcıya verilen belgedir. Faturaları; (1) Proforma fatura, (2) Orijinal fatura, (3) Konsolosluk faturası, (4) Navlun faturası, (5) Değişik satış şekillerine göre tanzim edilen faturalar olmak üzere sınıflandırmak mümkündür.

Fayda
Kullanma değeri; kullanılan bir şeyin verdiği olumlu sonuç; belirli bir mal ya da hizmetin tüketilmesi ile sağlanan yarar ya da tatmin. Ekonomi dilinde "kullanma değeri"ni dile getirir. Klasik ekonomistler mal ve hizmetlerin ihtiyaçları giderme özelliğine "yarar" adını vermiştir. Özünde psikolojik bir kavram olduğundan ölçülmesi pek mümkün görünmemektedir. Bir mal ya da hizmetin ancak "faydalı" ya da "faydasız" olduğundan söz edilebilir. Ancak faydanın ölçülebileceğini ileri sürenler (kardinal faydacılar) de vardır. 18. yüzyılda faydanın anlamı, en büyük mutluluk ilkesi olmuştur

Faydacılık
Bütün sosyal ve siyasal kurumların amacının, toplumun refahı ve mutluluğu olması gerektiğini ileri süren ve fazileti faydalı olmakta arayan ekonomik görüş

FDIC (Federal Deposit Insurance Corporation) Federal Mevduat Sigorta
Kuruluşu. Amacı ABD'deki bankaların mevduatını mevcut yasalar çerçevesinde teminat altına almaktır.

FED (Federal Reserve Bank) ABD Merkez Bankası.
İlkenin parasal istikrarını korumak amacıyla 23 aralık 1913 yılında Kongre'nin çıkardığı bir yasayla kurulmuştur. Uzun yıllar, özellikle tarım sektöründeki kredi talebini düzenleme işlevi görmüş ancak büyük buhran sırasında sistemin ciddi bir krizi kaldıramayacak güçte olduğunun ortaya çıkmasının ardından Başkan Roosevelt 1935 yılında bugünkü anlamında modern merkez bankasını kurarak onu geniş yetkilerle donatmıştır.

Federal Fon Oranları (Federal Funds Rate)
Amerika Birleşik Devletleri'nde finansal kurumların gecelik bazda borçlanmalarını gerçekleştirdikleri piyasa faiz oranıdır. Para politikası uygulamasında temel gösterge niteliğinde olduğundan ABD Merkez Bankası’nın yakın gözetimi altındadır. ABD Merkez Bankası bu piyasada oluşan günlük "Federal Funds Rate" lerin kendi açıkladığı orana uygun seyretmesi amacıyla açık piyasa işlemleri yoluyla piyasadaki günlük rezerv (kullanılabilir fon) miktarını ayarlar. Örneğin, bu piyasada oluşan faizler kendi hedef oranın altında ise, diğer bir deyişle piyasada fon fazlası varsa, bu miktarı açık piyasa işlemleri ile piyasadan çeker.

Fesih
Ortaklık faaliyetlerinin esas sözleşme şartlarına bağlı olarak ya da kanunlarda belirtilen şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde sona erdirilmesidir. Sözkonusu durum gerçekleştiğinde Ortaklık hisse senetleri Borsa kotundan da çıkarılır.

Feodalizm
Orta Çağ Avrupası'nda büyük toprak sahipliğine ve toprağa bağlı köylülerin emeğine dayanan ekonomik düzen; küçük köylü üretiminin piyasa dışı mekanizmalarla bir toprak beyliği sınıfına veya devletine aktarılmasına dayalı kapitalizm öncesi bir üretim tarzı

Fidüsyer para
Değerli maden karşılığı bulunmaksızın tedavüle çıkarılan, itimada dayalı banknotlar, itibari para, saymaca para

Filyal
Bağlantılı şirket; şirkete mal ya da hizmet sağlama, ürünlerin ticaretini ya da reklamını yapma, çeşitli yollarla söz konusu şirketin politikalarını yürürlüğe koyma ve onunla yakın işbirliği içinde çalışma doğrultusunda anlaşma yapan bir kuruluş

FIO (Free In and Out)
Yükleme ve boşaltma masrafları hariç. Bu masrafların navlun ücretine ilaveten ödenmesi gerekir.

FİNANSMAN GİDERİ KARŞILAMA ORANI
Bir şirketin faaliyet kari artı net faaliyet kalemleri finansman giderlerini ne oranda karşıladığını gösterir. Bu oran ne kadar yüksekse şirketin durum o kadar iyidir.

FİNANSMAN BONOSU
Şirketlerin kısa vadeli işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları teminatsız senetlere verilen isimdir.

FİNANSAL RASYOLAR
Rasyo iki değerin birbirine oranı anlamına gelir. Finansal rasyolar ise şirketlerin mali tablolarındaki kalemlerin birbirine oranlanmasını ifade eder. işletme faaliyetlerinin ortaya çıkardığı fon ihtiyacının saptanması, işletmenin finansal yapısının ne derece sağlam olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla kullanılan analiz araçlarından birisidir.

Fiyat
Bir mal ya da hizmetin, başka bir mal veya hizmetle değişim oranı

Fiyat Adımı
Her hisse senedi fiyatı için bir defada gerçekleşebilecek en küçük fiyat değişimidir.

Fiyat Endeksleri
Hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişimleri dikkate alarak hesaplanan endekslerdir.

Fiyat İstikrarı
Para politikasının uzun dönemli temel amaçlarına (büyüme ve istihdam) yönelik olarak ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder

Fiyat Karteli
Firmaların hukuki varlıkların korunması koşuluyla ürettikleri malların fiyatlarını saptama konusunda birlikte hareket etmeleri

Fiyat Kotasyonu Vermek
Piyasa yapıcının görevli olduğu sermaye piyasası aracında seans sırasında ilan ettiği alış ve satış fiyatıdır.

Fiyat Marjı/Fiyat Aralığı
Her hisse senedi için, seans içinde önerilebilecek en düşük ve en yüksek fiyatlar o hisse senedi için fiyat marjını oluşturur. Mevcut uygulamada bu limitler baz fiyatın % 10 altı ve üstüdür.

Fiyat Önceliği
"Hisse Senetleri Piyasası’nda daha düşük fiyatlı satım emirlerinin, daha yüksek fiyatlı satım emirlerinden; daha yüksek fiyatlı alım emirlerinin, daha düşük fiyatlı alım emirlerinden önce karşılanmasını ifade eder."

Fiyat Ve Nakliye
Mallar için verilen fiyatın ve nakliye ücretinin belirlenen toplam fiyata dahil olduğunu belirten terimdir.Alıcı da buna göre sigorta ücretini yatırır.

Fiyat Tüketim Eğrisi
Malların veya hizmetlerin fiyatlarının değişmesi halinde tüketicinin kendisine en yüksek tatmini sağlayacak mal ya da hizmetlerin bileşimlerinin geometrisi

Fizibilite
Tatbik imkanı, yapılabilirlik, önerilen veya mevcut olan bir plan veya projenin teknik, ekonomik ve mali açıdan yapılabilirliğinin ve gerçekliğinin araştırılması.

Fiziki Muayene
Eşyanın gümrük muayene memurları veya muayeneye yetkili diğer görevliler tarafından fiziksel özelliklerine göre yapılan muayenesidir

Fizyokratlar
Yeryüzünde kendiliğinden işleyen doğal bir düzen bulunduğunu e devletin temel rolünün bu düzeni korumak olması gerektiğini savunan, 18. yüzyılda yaşamış Fransız iktisatçılar

FOA (Free on Aircraft)
Uçağa teslim

Fob (Free On Board)
Uluslararası taşınan malların taşınacakları taşıt (alıcı için veya alıcı tarafından ayarlanmış olabilir)üzerine yüklenme ücretlerinin daha önce belirlenmiş olan fiyata dahil olduğunu belirten ücretlendirme terimidir.

FOQ (Free On Quai)
Rıhtımda teslim. Alıcı tarafından belirtilen rıhtıma malın satıcı tarafından teslimi yükümlülüğünü içeren bir anlaşmadır. Rıhtıma teslim anına kadar olan giderler satıcıya ait olup, bu giderlerin tümü FOQ fiyata dahildir.

Fon
Para, mal, şirket sermayesi, kaynak, bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için ayrılmış para, (1) yatırım şekli olarak düşünülen ulusal borç miktarı, (2) sermayeye çevirmek, belli bir faizle sürekli borç durumuna getirmek, yatırım yapmak

Fonlama
Özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlama yöntemidir. Senet ihraç edilmesidir. Şirketler, borç alarak ya da özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlarlar.

FOR (Free On Rail)
Trende teslim, adı geçen istasyonun rayına teslim. Alıcı tarafından belirtilen yükleme istasyonuna malın satıcı tarafından teslimi yükümlülüğünü içeren anlaşma. İstasyona teslim anına kadar olan giderler satıcıya aittir ve bu giderlerin tümü FOR fiyata dahildir. Özellikle canlı hayvan alışverişlerinde kullanılan bir teslim yöntemidir.

Forfaiting
Latincede alacak hakkının kayıtsız ve şartsız olarak teslim edilmesi anlamındadır. Vadeli mal ve hizmet ihracatından doğan ve belirli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilecek olan alacakların daha önce bu hakkı elinde bulunduranlara rücu edilmeksizin (kayıtsız şartsız ve vazgeçilmez olarak), bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu (forfaiter) tarafından satın alınarak iskonto edilmesidir. Uygulamada forfaiting işlemi yatırım mallarını kapsamaktadır. 1950'li yıllarda ABD ve Avrupalı ülkelerin SSCB ile dış ticaretlerinde doğdu. Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkelerinde yaygınlaştı.

Form B
İsviçre bankalarının gizli hesaplara verdiği ad. 3 mayıs 1991'de İsviçre hükümeti tarafından alınan bir kararla bu uygulamadan vazgeçilmiştir.

Forward
İleri tarihli işlemler anlamındadır. Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş bir tarihte teslim edilmesini öngörür. İşlemler, genellikle organize piyasalarda değil, alıcı ve satıcının karşı karşıya gelmesi ile tarafların ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirilir. Döviz, menkul kıymet, mal gibi alım-satıma konu araç üzerinden düzenlenebilen bu tür kontratlar fiyat riskini bertaraf etmenin yanısıra spekülatif amaçlara da yönelik olabilir

Forward-Forward
Sözleşmeye konu olan örneğin bir para piyasası işleminde vade, faiz ve miktar gibi unsurlar üzerinde bugünden anlaşılan, ancak ileri bir tarihte başlayacak ve daha ileri bir tarihte sona erecek işlemleri ifade eder. Bu kotasyon 3 ay sonra başlayacak 3 ay vadeli bir işlemi (işlem vadesi 6 ay) ifade eder.

FORWARD İŞLEMLERİ
Döviz piyasalarında gerçekleştirilen vadeli işlemlerdir. Para birimlerini gelecekteki bir tarihte değiştirilmek üzere yapılan kontrata dayanır.

FOT (Free On Truck)
Kamyona teslim; alıcı tarafından belirtilen kamyona satıcı tarafından teslimi yükümlülüğünü içeren anlaşma. Kamyona teslim anına kadar olan giderler satıcıya ait olup, bu giderlerin tümü FOT fiyata dahildir.

Free shop
Gümrüksüz satış mağazaları. Genellikle havaalanı ve limanlarda kurulan dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarının satıldığı mağazalar

Friedman'cılık
Süper kapitalizm, enflasyonu parasal nedenlere bağlayan ve enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının başarılı olacağını ileri süren görüş. Friedman'a göre enflasyonla mücadelede talebin sınırlandırılması için doğrudan doğruya para politikası önerilir. Mücadelede parasal düzenlemeler gibi dolaylı yollara önem verilir.

franchise(ing)
(1) hükümet tarafından verilen imtiyaz veya muafiyet, (2) ortak işletmecilik, mümessillik, bir markanın isim hakkının alınması, bir üretici ya da hizmet sunucu ile bir kuruluş arasında, ürün ya da hizmetin genellikle sınırları belirlenmiş bir yörede pazarlanması yolunda varılan anlaşma

Future
İleri tarihli işlemler anlamındadır. Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş bir tarihte teslim edilmesini öngörür. Forward piyasalardan farkı, organize piyasalarda standartlaştırılmış (bir kontratın miktarı, kontratların piyasaya çıkış tarihleri, marjin adı altında bir teminat sistemine sahip olunması gibi) kontratlar üzerinden işlem görmesidir. Spekülatif amaçlı yapıldığında, teorik olarak sonsuz kar ve zarar ihtimali vardır.

FUTURES İŞLEMLERİ
Döviz, hazine bonosu, tahvil gibi değerlerin belli bir tarihte ve belli bir fiyattan alma veya satma sözleşmesidir
 
#7
H


Hakim firma
Ekonomik karar ve politikalarda diğer firmalardan bağımsız olarak davranabilen ve diğer firmaları da kendisine uydurabilen firma

Halka Arz
Şirketlerin kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla öz kaynak yoluyla senet ihraç ederek (fonlama) kaynak sağlamasıdır. Şirketler kaynak ihtiyaçlarını faiz karşılığı yabancı kaynaklardan (borç) ya da öz kaynaktan (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kazanç yoluyla) sağlar. Öz kaynak için ödenmesi gereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir. Öz kaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti, borçlanmadan daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yolunu tercih edecektir.

Halka Arza Aracılık
Sermaye piyasası araçlarının halka arz yoluyla satışına aracılıktır.

Hamule Senedi
"Nakliye veya Taşıma senedi de denir. Malı gönderenle nakleden, malın ne şekilde nakledileceğine, teslim ve tesellümüne mahsus esasları kapsayan senettir. "

Hansa Birliği
Ortaçağ Almanyası'nda bazı şehirler arasında yapılan ticari ittifak; tüccar loncası. Dışalım ve dışsatım yapan adi şirketlerden oluşmuştur. 12. yüzyıldan itibaren İngiltere, Kuzey Almanya ve Kuzey Fransa'da ticari zarar tehlikesine karşı oluşturulmuş bir birliktir. 13. ve 15. yüzyıllar arası, Avrupa«nın kuzeyinde önemli bir ekonomik ve siyasal güç olmuştur. Bu birliğin oluşturulmasına önayak olan grup, Ren bölgesi tüccarlarıdır. 1280«lerde ortak çıkarları korumak amacıyla işbirliğine gitmişlerdir. Birliğe daha sonra kuzey Alman kentleri de katılmıştır.

Harcama vergisi
Gider vergisi; kişinin bir yıl içinde yaptığı harcamaların toplamından alınan vergi. Bazı ülkelerde gelir vergisi yerine uygulanır. Özellikle İngiliz ekonomisti Nicholas Kaldor tarafından önerilmiş ve savunulmuştur. Kaldor'a göre vergi kişinin tasarruflarından değil, harcamalarından alınmalıdır. Çünkü tasarruflar bireylerin ulusal servete kattıkları değerdir.

Harç
Genellikle kamu kuruluşlarının sundukları hizmetlerden yararlananların bunun karşılığında ödedikleri bedel

Hasıla
Bir üretim faaliyeti sonunda yaratılmış bulunan mal ve hizmetlerin değerlerinin belirtilmesi amacıyla kullanılan terim

Hata Konşimentosu
Malların teslim alındığında hasarlı olduğunu bildiren makbuzdur.

Hava İrsaliyesi
Belli bir varış noktasına nakledilen malların hem yurt içi hem yurt dışı uçuşlarını kapsayan konşimentodur. Bu hava taşımacılığında, nakliyeci için, listelenmiş olan malları aldığını kabul ettiği ve malları daha önce belirlenmiş olan havaalanına sevk edeceğini bildiren makbuzdur.

Hava Navlunu
Havayolu ile yük taşıma ücreti

Hava Taşıma Senedi
Havayolu ile taşınan malların sağlıklı bir şekilde alıcısına ulaşmasını temin etmek için uygulanan sigorta

Havale
El değiştirme, aktarma, döviz transferi, devir, virman, temlik; bir banka hesabındaki fonların bir başka hesaba aktarılması

Havana Sözleşmesi
1948 yılında Küba'nın başkenti Havana'da imzalanan ve Birleşmiş Milletler bünyesinde Uluslararası Ticaret Örgütü (International Trade Organization) adlı kuruluşun oluşturulmasını öngören sözleşme

Hayali İhracat
Yurt dışına gerçekte olmayan bir mal sevkinin olmuş gibi gösterilmesidir. Birkaç şekli vardır. Birincisi naylon fatura düzenleyip hiç mal göndermeden yapılır. İkincisi ihracına prim verilen mallar söz konusu ise, başka mal gönderilir. Primli mal işlemi yapılır. Bir de malın gerçek fiyatının üzerinde gösterilmesiyle yapılabilir. Hayali ihracat yapabilmek için alıcı firmaya anlaşmak gereklidir.

Hazine
Kamusal gelirlerin toplanması ve kamusal giderlerin düzenlenmesi faaliyetlerini yürüten kurum. Bu hazine işlemleri yurt içi ve yurt dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Yurt içi işlemlerin başlıcaları gelirlerin toplanması, giderlerin ödenmesi ve iç dalgalı borçlara ilişkin işlemlerdir. Yurt dışı işlemler ise genel olarak borçlanma ve kambiyo denetimi faaliyetleridir.
Görevleri
* Bütçede açık çıkması halinde denkleştirici işlem yapar, yani gelir ve gider dengesizliğinden doğan bu açıkları karşılar.
* Siyasal partilere yardım.
* Yerel yönetimlerin, öteki özerk ve katma bütçeli kuruluşların finansman açıklarını giderme, bunlara çıkaracakları tahvillerde kefil olma.
* Tarım ürünlerine destek sağlama.

Hazine Açığı
Hazine, devletin harcama ve gelirlerinin gerçekleştiği soyut bir kasa olan kurumdur. Belli bir dönemde Hazinenin kamusal giderlerinin finansmanı için yapılan ödemeler, toplanan kamu gelirlerini aşması durumunda Hazine açığı ortaya çıkar.

Hazine Bonosu
Hazine tarafından vadesi 1 yıldan kısa süreli olarak çıkarılan ve iskontolu olarak işlem gören borçlanma senetleridir.

Heckscher-Ohlin Teorisi
Uluslararası ticareti, üretim faktörlerinin ülkeler arası dağılımındaki oransızlıkla açıklayan teori. Her ülke farklı oranlarda üretim faktörlerine sahiptir. Buna göre her ülke en çok sahip olduğu faktörleri göreli olarak yoğun biçimde kullanan malları ihraç, en az sahip olduğu faktörleri yoğun olarak kullanan malları ithal eder.

Hedging
*Döviz ve para piyasalarında gelecekteki kur riski ve fiyat hareketlerinden korunmak için yapılan vadeli işlemlerdir.
*Fiyat dalgalanmalarının yol açtığı zarar riskini azaltma yöntemi; birbirinin aynı ya da çok benzer malları eşit miktarlara ayırarak iki farklı piyasada aynı anda satma ya da satın alma işlemi. Bir tahıl tüccarının buğday satın alması ve aynı anda aynı miktarda buğdayı ileride teslim etmek üzere satması gibi. Tüccar böylece riski, fiyat hareketlerini tahmin etme becerisine güvendiği bir spekülatöre aktararak kendini fiyat değişikliğinin yol açtığı zarara karşı korumuş olur. (2) riski azaltma, kur riskine karşı korunma, kur farklarına karşı korunmak için döviz piyasalarında uygulanan yöntem.

Hesaben Saklama (Book Entry)
Kıymetlerin elektronik ortamda hesaben saklanmasını ifade eder. Örneğin T.C. Hazine ihalesinden alınan kıymetler, katılımcılar tarafından fiziki olarak talep edilebileceği gibi (bu kıymetler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından bastırılmaktadır) makbuz karşılığı elektronik ortamda katılımcıların hesabına da aktarılabilmektedir. Şahıslar da, makbuz karşılığı kıymetlerini hesaben saklatabilmektedirler. Fiziki olarak elde bulunan bir kıymetin, sonradan bir hesaba yatırılması da kıymeti bu forma sokmaktadır.

Hinterland
Arka ülke; gerideki topraklar; ekonomik bir merkeze bağlı olan bölge; bir yerleşim merkezinin ticaret merkezi durumunda olduğu ve ürünleri toplayıp gelen malları dağıttığı çevre; iç bölge; arka bölge; art ülke

Hiper enflasyon
*Çok yüksek enflasyon
*Dörtnala enflasyon olarak adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir. İktisat tarihinde çoğunlukla savaş ya da sonrasında ortaya çıkmış ve yeni bir para biriminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir

Hipermarket
Süper marketlerin 5-10 katı büyüklüğüne ulaşan dev mağaza, büyük süpermarket, maliyeti düşürücü stoklama sergileme ve stok kontrolu yöntemleri kullanarak fiyatları minimum düzeyde tutmayı ve cironun büyüklüğü sayesinde kar etmeyi amaçlayan perakende satış yeri

Hisse senedi
Sermayesi hisselere bölünmüş ortaklıklar tarafından çıkarılmış ortak sermaye üzerinde tek ve bölünmez bir hak sağlayan ve sahiplerinin mali sorumluluklarının üstüne yazılı değerle sınırlı olduğu menkul değerler

Hissedar
Bir anonim şirketin hisse senedine sahip olan şahıstır.

Hizmetler Endeksi
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece hizmetler sektöründe yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

Holding
Birçok şirketi içinde toplayan ve onların hisse senetlerine sahip olarak yöneten şirketler grubu. Holdinge bağlı şirketlerin tüzel kişiliği devam eder. Tröstün yasal şeklidir. Holdinge bağlı şirketler biçimsel olarak bağımsız görünür. Gerçekte ise holdingin mali denetimi altındadırlar. Mümkün olan en düşük miktarda yatırımla birçok şirketin denetimini tek elde toplamanın bir aracıdır.

Homo economicus
Ekonomik insan, insanların en az çaba ile en yüksek faydayı hedeflemeleri. Deyim, klasik ekonomistler tarafından kullanılır.


I

IBEC Uluslararası Ekonomik İşbirliği Bankası (International Bank for Economic Corporation)

1964'de faaliyete geçen uluslararası bir finans kuruluşudur. Amacı tüm Doğu Bloku ülkelerinden oluşan üyeleri arasındaki işbirliğini geliştirmek, bu ülkelerin ekonomik gelişmelerine katkıda bulunmaktır.

IBRD Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank for Reconstruction and Development)
BM sistemi içinde yer alan uluslararası finans kuruluşlarından biridir. Dünya Bankası«na bağlı bir kuruluştur. 1945 yılında savaşın ekonomik çöküntülerini gidermek ve ekonomik kalkınmayı sağlamak amacıyla kurulmuş, 1947'de BM'ye bağlanmış, aynı yıl da Türkiye üye olmuştur. Merkezi Washington'dadır.

ICC (International Chamber of Commerce) Uluslararası Ticaret Odası
1920 yılında kurulmuştur. 110 ülkenin ticaret ve sanayi odası birliklerinin üst kuruluşu olarak faaliyetini sürdüren kuruluşun merkezi Paris'tedir. Genel kurullarını her üç yılda bir yapar.

ICFTU Uluslararası Hür Sendikalar Konfederasyonu (International Confederation of Free Trade Unions)
Çeşitli ülkelerin işçi sendikalarının üye olduğu uluslararası bir kuruluştur. 1949'da Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu'ndan ayrılan sendikalar tarafından kurulmuştur.

IDA (International Development Agency) Uluslararası Kalkınma Ajansı
IBRD'den kredi alamayacak kadar yoksul ülkelere yardım eder. 1960 yılının eylül ayında kurulmuştur. Merkezi Washington'dadır. Dünya Bankası'nın yan kuruluşudur. IBRD'nin Başkanı aynı zamanda IDA'nın da başkanlığını yapar.

IFC (International Finance Corporation) Uluslararası Finans Kurumu
1956'da özel sektöre kredi vermek için kurulmuştur. 1957'de Türkiye de katılmıştır. Merkezi Washington'dadır. Dünya Bankası grubu içinde yer alır. Özel sektörü destekleyerek ekonomik kalkınmayı hedef alır.

IIB (International Investment Bank)
Uluslararası Yatırım Bankası. Comecon'un yan kuruluşlarındandır. 1971'de faaliyete geçmiştir.

ILO (International Labour Organization) Uluslararası Çalışma Örgütü
Tüm dünyada kalıcı barışın sağlanması için önce sosyal adaletin gerçekleştirilmesinin şart olduğunu kabul ederek 1919'da Versailles Barış Antlaşması çerçevesinde kurulmuş ve Milletler Cemiyeti'nin bünyesi içinde çalışmalarını sürdürmüştür.

IMF (International Monetary Fund) Uluslararası Para Fonu
İkinci Dünya Savaşı'ndan ekonomileri tahrip olmuş olarak çıkan Avrupa ülkeleri, 1944 yılında para ve mali sorunlarla ilgili iki müessesenin kurulmasına karar vermişlerdir. Bunlardan biri IMF diğeri IBRD'dir. IMF, Bretton Woods anlaşması ile oluşturulan uluslararası para sisteminin temel örgütüdür. 1 temmuz 1946'da çalışmaya başlamıştır.
*Uluslararası ticaretin gelişmesi, tam istihdam, gelişim hızının artırılması, sabit kur sisteminin gerçekleşmesi, kurlarda kararlılığın sağlanması, tek yönlü devalüasyonu önlemek ve ödemeler dengesi sorunlarını çözmek, kredi sağlamak gibi çok amaçlı kurulmuş bir örgüttür

Import Factor(IF)
Alıcı firmanın ülkesindeki, ithalat işlemine aracılık edip, alıcı firma ile ilgili garantiyi temin eden factoring kuruluşu.

INSIDER TRADING
Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, henüz kamuya açıklanmamış bilgileri kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla kullanarak sermaye piyasasında işlem yapanlar arasında fırsat eşitliğini bozacak şekilde haksiz yarar sağlamak veya bir zararı bertaraf etmektir.

ISO (International Standard Organisation)
Uluslararası Standartlar Teşkilatı. Standartları belirleyen dünya çapında bir kuruluştur.
 
#8
İ

İç Borçlar

Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsinden borçlanmasıdır. Bu borçlanmanın iktisadi niteliği, satın alma gücünün özel ve kamusal kesimler arasında el değiştirmesidir. İç borçlanmada ülkenin kullanabileceği kaynaklara bir ek söz konusu değildir. Devlet, en yaygın yöntemle halka ve kurumlara sattığı kağıda +bağlı bono, tahvil ve kağıda bağlı olmayan yöntemlerle borçlanabilir. İç Borçlanma; kısa-uzun vadeli, teminatlı-teminatsız ve zorunlu-gönüllü olarak üç gruba ayrılabilir.

İç ticaret hadleri
İlke içi ticarette çeşitli sektörlerdeki fiyat ortalamalarının birbirine oranı

İçsel etkiler
Bir firma ya da endüstrinin içinde gerçekleşen kazanç ya da kayıplar

İçsel istifadeler
Firmaların, üretim ölçeklerini artırırken bu ölçek artışı nedeniyle firmaların kendi içlerinde sağladıkları yararlar

İçsel kayıplar
Firmaların üretim ölçeklerini artırırken daha önceleri içsel istifade sayılan unsurların bu kez ters yönde işleyerek birim başına maliyetleri yükseltmesi

İflas
Ödeme gücü olmama; borçlarını ödeyemeyecek durumda olma; pasifi aktifinden fazla olma. Aciz hali, kural olarak bir iflas nedeni değildir. Ancak alacaklı kişi, icra takibine gitmeden mahkemeye başvurup borçlunun iflasını isteyebilir. Borçlu da borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu ispat etmek koşuluyla mahkemeden iflasını talep edebilir.

İhbarlı mevduat
İhbar tarihinden belli bir süre sonra çekilmek üzere bankalara yatırılan para

İhale (Auction):
İhale, ingilizce "auction" auctio kökünden gelmekte olup kelime anlamı artış demektir. Piyasa ekonomilerinde, çeşitli mal ve finansal değerlerin kişi veya kurumlara tahsis yöntemlerinden birisidir. Özellikle, ihaleye konu olacak malın sabit veya doğrudan belirlenebilir bir fiyatı yoksa ya da malın satıcısı, malın piyasa fiyatı konusunda emin değilse ihale yöntemi ile satım tam rekabet koşulları altında bu belirsizliği ortadan kaldırır. İhale yöntemlerine ilişkin ilk sınıflandırma, 1961 yılında William Vicrey tarafından yapılmıştır. İhaleler farklı biçimlerde gerçekleştirilebilir. En yaygın olanı, fiyatların büyükten küçüğe doğru dizildiği, (satan açısından geliri maksimum, maliyetin minumum olması anlamına gelmektedir), çoklu fiyat ("Dutch Auction" adını Hollanda'da çicek satışlarında kullanılmasından almıştır) türü ihalelerdir. Bu ihalede her katılımcıyla kendi teklif ettiği fiyat üzerinden işlem yapılmaktadır. Fiyatların küçükten büyüğe sıralandığı ihaleler ise "English Auction" olarak adlandırılmaktadır. Diğer bir ihale yöntemi ise "tek fiyat" ihalesidir. Bu ihale türünde arzın ve talebin eşitlendiği fiyat, ihaleyi kazanan tüm katılımcılara uygulanmaktadır. Diğer bir deyişle tüm işlemler tek bir fiyat üzerinden gerçekleştirilmektedir. İki ihale türünün de birbirine göre avantaj ve dezavantajları söz konusudur. Tek fiyat ihalesinde, bilgi toplamının maliyeti daha az olup daha fazla katılım sağlanabilir. Çoklu fiyat ihalesinde ise daha yoğun bir rekabet söz konusu olup satıcı açısından daha düşük bir maliyet söz konusu olabilir. Ancak, tüm bunlar piyasanın yapısına ve o günkü koşuluna bağlıdır.

İHRAÇ
Tahvil, hisse senedi gibi sermaye piyasası araçlarının satışa çıkarılmasıdır.

İhracat
Bir ülkenin başka ülkelere mal satması, dış satım, kişi ve kuruluşlarca üretilen mal ve hizmetlerin yurt dışına satılması. Makroekonomik açıdan ihracat, toplam talebin bir parçasıdır. İhracat, gerçekleştiren ülke açısından alacak doğurduğu için ödemeler bilançosunun alacak tarafına yazılır. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan izin alınarak yapılabilir.

İhracat İşlemleri
İhracat factoringi işlemlerinde hesap, borçlu-cari şeklinde tutulur ve factoring ücreti aylık tahakkuk ettirilir.

İhracat Komisyon Birimi
Yabancı bir alıcı için belli bir komisyon karşılığında satın alma acentası rolünü üstlenen organizasyondur.

İhracat Komisyoncusu
Alıcıları ve satıcıları belli bir ücret karşılığında bir araya getiren ancak satış işlemlerinde rol almayan kişi veya şirkettir.

İhracat kısıtlamaları
Temel madde fiyatlarının dünya piyasalarında düşmesini önlemek için ihracatçı ülkelerin ihracat miktarına getirdiği kısıtlamalardır. İrünün bol olduğu dönemlerde arz artarken talep aynı miktarda artmayacağından fiyatlar dünya piyasalarında düşmeye başlayacaktır. İhracatçı ülke hükümeti bu durumda söz konusu ihraç ürününü imha ederek veya ihracatına vergi koyarak kısıtlama yoluna gider.

İhracat kotaları
Belirli bir mala olan talebin uluslararası piyasalarda arzın altında kalması sonucunda fiyatının belirli bir eşiğin altına düşmesine engel olmak amacıyla ilgili malı üreten ülkelerin aralarında yaptıkları bir anlaşma ile saptadıkları ihracatın sınırlandırılması sonucunu doğuran önlemler. 1963'de yapılan Uluslararası Kahve Anlaşması, 1969'da imzalanan Uluslararası Şeker Anlaşması, ihracat kotaları uygulamasına birer örnektir. Petrol ihracatçısı ülkeler de 1973 sonrasında ihracat kotaları saptayarak petrol fiyatlarının büyük ölçüde artmasını sağlamıştır.

İhracat kredisi
Amacı ihracatı özendirmek ve kolaylaştırmak olan bir kredi türü. Kapsamına merkez bankası ve ticari bankaların kaynakları tarafından finanse edilen düşük faizli ihracat reeskont kredileri ile çeşitli özel fonlardan ihracatın desteklenmesi için sağlanan krediler girer. İhracat kredisi bir çeşit kabul kredisidir. İhracatçıya ihraç mallarının belli bir oranına kadar banka üzerinde poliçe çekme yetkisi verir. İhracatçı bu yolla aracı banka tarafından kabul edilen poliçeyi kolaylıkla iskonto ettirerek ihracat bedelini tahsil etme imkanına sahip olur.

İhracat Lisansı
Belirli malların belirli yerlere ihracatına izin veren hükümet belgesidir.

İhracat rejimi
İhracatın hangi ana ilkelere göre gerçekleştirileceğini ortaya koyan resmi düzenleme

İhracat teşvikleri
İhracat gelirlerinin artmasını sağlamak amacıyla hükümetlerce alınan ihracatı özendirici önlemler. İhracata yönelik üretime sağlanan vergi muafiyeti ve vergi indirimleri, ihracatta vergi iadesi, düşük faizli ihracat kredisi, primler, paranın değerinin düşürülmesi, ihracat geliri dövizlerin bir bölümünün ihracatçı firma tarafından kullanılmak üzere yurt dışında tutulması imkanını tanınması, belli malların ihracatına katlı kur uygulanması ve ihracat sigortası gibi önlemlerdir. GATT, haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle ihracat teşviklerine karşı çıkmaktadır.

İhracat Ticari Şirketi
İhracat yönetim şirketinin bir benzeridir.

İhracat Vergileri
"Eşyanın ihracatında öngörülen gümrük vergileri ve eş etkili mali yükleri,

İhracat Yönetim Şirketi
Birçok üretici için ihracat departmanı görevini üstlenen özel bir kuruluştur.Bu işlem ya ürünlerin adını alarak veya belirli bir komisyon veya maaş karşılığında şirketin ihracat işlerini onlar adına yürüterek olur.

İhraç
Sermaye piyasası araçlarının ihraçcılar tarafından çıkarılıp, halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satışıdır.

İhraçcı
Sermaye piyasası araçlarını ihraç eden anonim ortaklıklar, mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınanlar dahil kamu iktisadi teşebbüsleri, mahalli idareler ile bunlarla ilgili özel mevzuatları uyarınca faaliyet gösteren kuruluş idare ve işletmelerdir.

İhtilaf ( Dispute )
Alıcının satın aldığı mal ile ilgili her türlü ayıp durumu.

İhtiyat akçesi
Yedek akçe; bir işletmede elde edilen dönem sonu karının, kar payı olarak dağıtılmayan, kanun veya sözleşmeler gereği alıkonan, bilançoda çeşitli amaçlarla ayrılmış olarak ayrı kalemlerde gösterilen kısmı. Zorunlu yedek akçeler ve isteğe bağlı yedek akçeler olmak üzere iki çeşittir. Zorunlu yedek akçeler, ana sermayenin bütünlenmesine yardım amacıyla ticaret kanununa göre ayrılması zorunlu kılınan yedek akçelerdir. İsteğe bağlı yedek akçeler ise kanuni olarak zorunlu tutulmayan ancak işletme genel kurulu tarafından şirketin sürekli gelişmesini veya her yıl istikrarlı kar payları dağıtılmasını sağlamak amacıyla gerekli görüldüğünde ayrılmasına karar verilen yedek akçelerdir.

İhtiyat fonu
Gizlilik derecesi olduğu için gerçek miktarının halktan gizlendiği, normal bütçenin yanı sıra bazı üst düzey yöneticilerin uygun gördüğü yerde kullanabileceği fon

İkili ekonomi
Az gelişmiş ülkelerin ekonomilerini değerlendirmede bir niteleme. 20. yüzyıl başlarında geleneksel yapının hakim olduğu bazı sömürgelerde pazar ekonomisini geliştirme çabaları bazı güçlüklerle karşılaşmıştır. Özellikle Hindistan ve Endonezya'nın, fiyat mekanizması ile arzı ayarlama girişimleri sonuçsuz kalmıştır. İretimi teşvik için yapılan vergi indirimleri, köylünün üretimi daha da azaltmasına neden olmuştur.

İkili ticaret anlaşması
İki ülke arasında ticareti düzenleyen anlaşma. Genellikle döviz kullanılmayan kliring ve takas anlaşmalarını kapsar. Ticaretin konvertibl dövizle yapıldığı ticaret anlaşmaları da ikili anlaşmalar kapsamındadır. Ayrıca genelleştirilmiş tercih sistemi çerçevesinde yapılan hammadde ve tarımsal ürün anlaşmalarının bir kısmı da iki yanlı ticaret anlaşması şeklini almaktadır.

İkincil Piyasa (Secondary Market)
Kıymetlerin ilk ihraçları sonrası işlem gördükleri piyasaları ifade eder. Örneğin, T.C. Hazine Müşteşarlığı tarafından ihraç edilen borçlanma senetlerinin ihraç sonrası alınıp-satıldığı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Tahvil Bono Piyasası ikincil piyasaya bir örnektir.

İktisadi büyüme
Kişi başına ulusal gelirin ya da mal ve hizmet üretiminin artması. GSMH cinsinden ölçülür. İktisadi büyüme, artan üretimin nasıl ve kimler tarafından kullanıldığına bağlıdır

İktisadi ufuk
Ekonomik kararlar almada geleceğin tahmin sınırı

İlk Kotasyon
Ortaklık hisse senetlerinin ilk kez Borsa kotuna alınmasını, ortaklığın borçluluğu temsil eden menkul kıymetlerinin Borsa kotuna alınmasını ifade eder.

İlâve Kotasyon
Hisse senetleri Borsa kotunda bulunan bir ortaklığın sermaye artırımı nedeniyle ihraç ettiği yeni hisse senetlerinin kotasyon işlemini ifade eder.

İmtiyazlı Hisse Senedi
Esas sözleşmede hüküm bulunmak kaydı ile, sahiplerine temettü ödemesi, rüçhan hakkı kullanımı, oy hakkı gibi konularda ayrıcalık tanıyan senetlerdir.

İmkansızlık teoremi
Ekonomist Herman Daly tarafından ileri sürülen, dünyadaki bütün insanların Amerikan benzeri bir tüketim ve yaşam düzeyine yükselemeyeceğini ifade eden tez

İndirim
Bir malı yurt içinde satılan fiyatının altında yurt dışında satmak veya üretim ve nakliye tutarlarının altında bir fiyata satmak.

İnterbank
Bankalararası para piyasasını ifade eden terim. Bankalar kendi aralarında da para alışverişinde bulunabilirler. Bu paraların faizi gecelik (overnight) olarak hesaplanır. Interbank faiz oranının düşmesi piyasadaki para bolluğunu gösterir. Faizlerin uzun süre düşük seyretmesi durumunda dövize olan talep canlanabilir. Oranlar yükseldiğinde ise piyasada para darlığı olduğu anlaşılır. Nakit para sıkıntısı çeken bankalar, Interbank piyasasında yüksek faizle borçlanmak yerine ellerindeki dövizi bozdurmayı tercih ederler. Bu nedenle piyasadaki döviz miktarı artar ve döviz kurları aşağı çekilir.

İntifa Senetleri
Şirket genel kurulunun alacağı kararla bazı kimselere çeşitli hizmetler ve alacak karşılığı olarak kuruluştan sonra verilen ve sermaye payını temsil etmeyen hisse senetleridir.

İpotek
Gayrimenkul rehin etme, bir bina veya mülkü ipotek altına alma, kredi kurumlarından ödünç para alabilmek için taşınmaz malları rehin olarak gösterme. Rehin alacaklıya, alacağını borçludan tahsil edememesi durumunda kendisine ipotek edilen taşınmazı paraya çevirerek alacağını tahsil yetkisi verir. Bir taşınmazın rehni için tapu kaydının olması zorunludur. Hisseli mülkiyette hisseler bağımsız olarak ipotek edilebilir. Bir taşınmazı ipotek etmek için biri rehin sözleşmesi diğeri tescil olmak üzere iki işlem yapılır. Taşınmaz üzerinde birden fazla ipotek işlemi yapılabilir.

İradi işsizlik
Bir ülkede, cari ücret düzeyinden daha yüksek ve belli çalışma koşullarından daha iyisi arandığı için iş bulunamaması hali

İrat vergisi
Gelir vergisi; gerçek kişilerin belirli dönemlerde elde ettikleri gelirlerin net tutarı üzerinden alınan vergi. Artan oranlı tarifeye göre alınan direkt bir vergidir. Modern anlamda ilk gelir vergisi, 1799-1816 yılları arasında Napolyon Savaşları«nı finanse etmek için İngiltere«de konmuştur.

İrtibat Büroları
Aracı kurumu ve aracı kurumun yetkili olduğu sermaye piyasası faaliyetlerinin tanıtımını yapmak amacı ile aracı kurumu temsil etmekle görevli hizmet birimleridir. İrtibat büroları sadece müşteri emirlerini aracı kuruma iletebilirler.

İskonto
Tenzilat, fiyat indirme, bankaların hesap sahiplerine azalan mevduatlarını bildiren pusula, dekont, senet kırdırma, bir senedi vadesinden önce üzerinde yazılı olan değerden daha azına paraya çevirme

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Galata Bankerleri döneminden gelen eski borsanın kapatılmasıyla birlikte Aralık 1985 tarihinde faaliyetine başlamış, hisse senedi ve tahvil alım satımlarının yapıldığı Türkiye'deki tek menkul kıymetler borsasıdır.

İstatistik
Belirsizlik ortamında sayısal veriler elde ederek analiz etme ve buna göre karar alma

İstifçilik
Stokçuluk, paranın harcama veya herhangi bir türden yatırım yapmaksızın saklanması. Bir ekonomide istifleme arttıkça yatırımların finansmanında kullanılacak fonlar azalmış olur.

İstihdam
İş verme, iş gücünün ekonomik faaliyet alanlarında çalıştırılması. Tam istihdam, işsizliğin asgari düzeye düşürülmesini ifade eder. Eksik istihdam ise iş gücünün bir bölümünün işsiz olduğu durumdur.

İstihkak
(1) müteahhitlerin işin bir bölümünü bitirdikten sonra kamudan ya da ihaleyi açandan almaya hak kazandığı para, (2) vesika sistemi, karne sistemi, tüketime ya da üretime ayrılan malların zorunlu durumlarda vesikayla kişi veya firmalara tahsisi. Ekonomik bunalım ve savaş yıllarında başvurulan bir yöntemdir.

İstikrar
Bir ekonomideki fiyatlar genel düzeyi, istihdam hacmi, döviz kurları, faiz oranları gibi unsurların kararlı bir dengede bulunduğu, iç ve dış faktörler nedeniyle önemli değişikliklerin gerçekleşmesinin beklenmediği durum

İstikrar politikası
Ödemeler dengesinde kalıcı bir iyileşme ve yurt içi enflasyon hızında gerileme ya da bu iki unsurun bileşimi gibi genel makro-ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla hazırlanmış geniş kapsamlı tedbirler bütünü

İstikrar tedbirleri
İstikrar politikası amaçlarını gerçekleştirmek üzere uygulamaya konan politika araçları ve yapılan düzenlemeler. Enflasyonun önlenmesi ve ödemeler dengesi açıklarının giderilmesi istikrar politikalarının yaygın olarak benimsenen iki temel amacıdır. Bu amaçlara ulaşmak için alınan en önemli tedbirler şöyledir: Yurt içi kredi genişlemesine katı sınırlama getirilmesi, kamu kesimine yönelik ekonomik faaliyet alanının daraltılması, vergi reformları, yaşanmış enflasyonun gerisinde kalan fiyatların yükseltilmesi, dış ticaretin serbestleştirilmesi, ihracatın teşviki, dış borçların yeni ödeme planına bağlanarak ertelenmesi.

İş çevrimleri
Ekonomik hayatın üretim, istihdam gibi unsurlarının ortalama olarak 8-10 yıllık süreler içinde artma ve azalma yönünde dalgalanarak ortaya çıkardığı çevrimler; dünya ticaret anlayışından doğan ticari çember, ekonomik dalgalanmalar, faaliyet devresindeki değişmeler, konjonktür. İşletmeler ve ulusal ekonomiler her zaman istikrarlı bir büyüme göstermez. İş dünyasında da dönemsel iniş ve çıkışlara rastlanır. Faaliyetlerin en tepe noktaya çıktığı dönemleri genelde resesyon izler

İş gücü
Çalışma çağında olan nüfustan, öğrenci ve rantiye gibi iş gücüne dahil olmayan nüfus çıkarıldığında işgücü sayısına ulaşılır. İşgücü, ücretli veya maaşlı olarak bir işte çalışanlar, kendi işlerinin başında olanlar, işverenler ve işsizlerin toplamını ifade eder. Marjinal çalışanlar ve yerleşik bir işi olmayanlar da işgücü tanımı içinde kabul edilir.

İşlem Birimi
Bir sermaye piyasası aracının, kendisi ya da katları ile işlem yapılabilecek asgari sayısını ya da değerini ifade eder. İşlem birimi olarak “lot” ibaresi kullanılır.

İşlem Görmüş Ürün
Işleme faaliyetleri sonucunda elde edilen tüm ürünler anlamına gelir

İşlem hacmi
Her hisse senedi için gerçeklesen işlemlerdeki hisse senedi sayısı ile işlem fiyatının çarpılmasıyla elde edilen değerlerin toplamıdır. Tüm hisse senetlerinin işlem hacimleri toplamı, piyasanın toplam hacmini oluşturur.

İşlem miktarı
Bir seans da ya da belli bir dönemde alınıp satılan menkul kıymet adedidir.

İşleme Faaliyetleri
"İşleme faaliyetleri" deyimi ; a) Eşyanın montajı, kurulması ve diğer eşya ile birleştirilmesi dahil olmak üzere işçiliğe tabi tutulması, b) Eşyanın işlenmesi, c) Eşyanın yenilenmesi ve düzenli hale getirilmesi dahil olmak üzere tamir edilmesi, d) İşleme sırasında tamamen veya kısmen tüketilseler dahi, işlem görmüş ürünler içinde bulunmayan ancak, bu ürünlerin üretilmesini sağlayan veya kolaylaştıran önceden belirlenmiş bazı eşyanın kullanılması, anlamına gelir. "

İşsizlik
Çalışacak iş aranmasına rağmen bulunamaması hali. Çalışamayacak durumda olanlarla iş aramayanlar bu kapsama girmez.

İşsizlik sigortası
İşin istek dışı kaybedilmesi halinde devletin işsize belli bir süre için ödediği para. İlk kez 1920 yılında İngiltere«de uygulanmıştır. Ancak çiftçilerle ev hizmetçileri bu sigorta kapsamına alınmamıştır. ABD«de bu uygulama 1935 yılında başlamış, işgücünün yüzde 85«i işsizlik sigortası kapsamına alınmıştır.

İştirak
Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında devamlı bir bağ yaratan, doğrudan veya dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisidir.

İşveren
Herhangi bir mal veya hizmet üretmek amacıyla yanında emeğini kiraladığı işçi(ler) çalıştıran kişi

İşveren sendikası
Ortak çıkarları savunmak ve aralarında dayanışma sağlamak amacıyla, üyelerini işverenlerin oluşturduğu sendika

İtfa
(1) iç borç geri ödeme, rehinden kurtarma, kefaret, ödeme, geri satın alma, (2) anonim şirket hisse senetlerinin itibari değerlerinin şirket temettülerinden ayrılan fonun kullanılarak pay sahiplerine ödenmesi, (3) borcun borçlu tarafından bir defada veya belirli dönemlerde yapılan ödemelerle ortadan kaldırılması işlemi

İthal ikameci sanayileşme
İçe dönük sanayileşme; yurt dışından ithal edilmek durumunda olan malların yurt içinde üretilmesini sağlayarak dışarıya bağımlılıktan kurtulmak suretiyle sanayileşmeyi öngören politika. Mamul mal ithalatını azaltmak için ulusal sanayinin büyümesini teşvik etmeyi amaçlayan bir stratejidir.

İthal ikamesi
İthal yoluyla karşılanan ihtiyaç maddelerinin yurt içinde üretilmesi; bir ekonomide tüketim malları ithalinin zorlaştırılması veya yasaklanmasıyla sanayinin teşvik edilmesi politikası

İthal kotaları
Döviz sıkıntısı çeken ülkelerde ithalatçılara kıt dövizin dengeli olarak tahsisi için çeşitli mallara göre tespit edilen kontenjan listeleri; bir maldan ne kadar ithal edileceğini belirleyen kararlar

İthalat
Bir ülkeye yurt dışından mal ve sermaye getirmek. İthalat, ihracatla birlikte dış ödemeler bilançosunda dış ticaret hesabını oluşturur.

İtibari ücret
Para ile ifade edilmiş ücret; satın alma gücü sabit olmayan ücret; sembolik ücret

İzahname
Sermaye piyasası araçlarının ihracında ya da halka arzında ortaklıklarca halkı şirket ve hisse senetleri konularında bilgilendirmek amacıyla düzenlenmesi gereken belgedir.
 
#9
K-L-M

K

Kabala borç

Soygun niteliğinde faiz yüzdesi olan borç

Kabili Rücû Akreditif
Açan banka tarafından her an iptal edilen akreditiftir.

Kabul
Bu terimin konuyla alakalı birkaç anlamı bulunur:
(1)Havale alan kişinin vadesi geldiğinde ödemeyi koşulsuz olarak kabul ettiği zaman poliçesi (veya kambiyo faturası).Poliçe öncelikle kabul i çin sunulmalıdır.Havale alan kişi, ödeme için "kabul eden" konumuna geçer. "Kabul ettim" ibaresi, ödeme yeri ve zamanı poliçede belirtilmelidir.
(2)Havale alan kişinin poliçeyi alması ve vadesi geldiğinde gerekli miktarı ödeme zorunluluğuna girmesi. (3)Genel olarak,belirli koşullar altında mal almak için yapılmış anlaşma.Belirli koşullar ve belirli bir fiyat üzerinden mal almak için yapılmış anlaşma.

Kabul kredisi
Bir finans kurumunun, üçüncü kişinin değerli kağıdını garanti etmesi ve ödeme taahhüdünde bulunması koşuluyla verilen kredi

Kadro şişkinliği
Aşırı istihdam; bir ülkedeki ekonomik faaliyetin tam istihdam sınırına yaklaştığı emre hazır emek miktarının çeşitli üretim kolları arasında yeterli bir uyumu sağlayan geçici işsizlik düzeyinin altına düşmesi.

Kafeterya planı
Memurlara, sigorta, emeklilik, tatil gibi uzun ve kısa vadeli ihtiyaçlarına uyacak şekilde yan gelirlerini seçme imkanı sağlayan program

Kağıt para
Kamu otoritesinin yetkili kıldığı bir banka aracılığıyla altın ve döviz karşılığı çıkarılan ve üstünde nominal değerleri yazılı bulunan kağıt parçaları

Kaizen
Üretimde kaliteyi geliştirme; sonsuz mükemmele ulaşmak için yapılması gerekenlerin itinalı bir şekilde uygulanmasını öngören Japonca bir deyim; ürünün, sürecin ve hizmetin sürekli iyileştirilmesi, geliştirilmesi yöntemi

Kalanını İptal Et (KİE)
Fiyat ve miktarın girildiğiancak işlem kısmen veya tamamen gerçekleşmezse işlem görmeyen kısmın ekranda pasif olarak görünmeyerek sistem tarafından otomatik olarak iptal edildiği emir türüdür.

KALDIRAÇ ORANI
Bu oran aktiflerin ne kadar yabancı kaynaklarla (borçlarla) finanse edildiğini gösterir. (Borçlar Toplamı/Aktif Toplamı)

Kalkınma
Bir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik açıdan ilerlemesi;. Walt Rostow'un ekonomik kalkınma teorisine göre her toplum kalkınma sürecinde beş evreden geçer. Bunlar; geleneksel toplum, kalkınma öncesi, kalkınmaya geçiş, olgunluğa gidiş ve kitle tüketimi dönemidir.

Kalkınma kutupları
İlkelerin kalkınma süreçlerinde her bölgenin farklı bir gelişme hızı göstermesi

Knoktası
Bir ülkenin ekonomik kalkınma süreci içinde hızlı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin gerçekleştirildiği ilk aşama. Amerikalı iktisat tarihçisi Walt W. Rostow tarafından ileri sürülmüştür. Rostow, insanlık tarihinin beş aşamadan geçtiği kanısındadır. Bunlar geleneksel toplum, kın ön koşullarının hazırlanması, k koşullarının olgunlaşması, olgunlaşmaya yöneliş ve olgunlaşmadır.

Kambiyo
Ödeme vasıtalarının ülkeye girmesi çıkması ve yabancı ödeme araçlarının (döviz) ülke içinde kullanılmasını düzenleyen kurallar; para ya da para yerine geçen altın veya senet gibi menkul değerlerin birbirleriyle değiştirilmesine ilişkin işlemler. Çeşitli ülkelerin paralarının birbirlerine ilişkin kambiyo işlemleri, değişik esaslara göre düzenlenebilen kur sistemleri aracılığıyla yürütülür

Kambiyo rejimi
Bir ülkenin dış ekonomik işlemlerinin parasal yönlerini düzenleyen genel çerçeve. Döviz işlemlerinde serbestliği veya resmi denetimi öngörebilir.

Kambiyo senedi
Karşılığı yabancı para ile ödenmek üzere düzenlenen ve uluslararası ticarette kullanılan senet. Bu senet, muhatabı dışında herhangi bir kişiye ciro edilebilirken senedin kabulünden sonra vadesi gelmeden piyasada iskonto ettirilebilir. Ticaret kanununda poliçe, çek ve bono gibi ticari senetler kambiyo senedi olarak adlandırılır.

Kambiyo İzni
İthalatçı firmanın zaman zaman diğer ülkedeki satıcıya ödeme yapabilmesi için, kendi para birimini diğer ülkenin para birimine çevirmesi gerekir.Bunun için hükümetten alınan izindir.

Kameralizm
Merkantilizmin Almanya ve Avusturya'daki adı.

Kamu bütçesi
Kamu kesiminin belli bir dönemlik ekonomik planı

Kamu gelirleri
*Devletin kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla başta vergi toplamak, sahip olduğu menkul ve gayrimenkul değerleri işletmek, ürettiği mal ve hizmetleri satmak ve piyango tertiplemek yoluyla elde ettiği değerlerin toplamı
*Devletin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla vergi, harç, resim, para cezaları, mülk-teşebbüs gelirleri, borçlanmalar, yardım-bağış, devalüasyondan doğan fark gibi gelirlerden oluşur.

Kamu harcamaları
*Devletin ekonomik, sosyal, siyasi ve idari amaçlarını gerçekleştirmek için bu faaliyet alanlarında verdiği hizmet ve ürettiği mallar için yapmış olduğu harcamalar.
*Geniş anlamda, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının bütçe ödemeleri ile Kamu İktisadi Teşebbüsler (KİT), sosyal sigorta ödemeleri, vergi muaflık ve istisnaları ve özel kişilere yapılan teşvikleri de içerir. Dar anlamda da kamu hizmetlerinin bedeli olarak, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin (belediye, il özel idaresi gibi) yaptıkları ödemelerdir.

Kamu işletmesi
Sermayelerinin tamamı veya büyük bölümü kamu tüzel kişilerine ait işletme. Genel olarak mali, sosyal, ekonomik ve politik nedenlerle kurulur. Mali nedenlerle kurulanların tek amacı, kamu kurumlarına gelir sağlamaktır.

Kamu maliyesi
Devlet faaliyetlerinin ekonomik ve mali yönlerini neden ve sonuçlarıyla inceleyen ve bunlardan kaynaklanan sorunların çözüm yollarını araştıran bilim dalı. Temel konusu kamu gelirleri ve kamu harcamalarıdır.

Kamu Sektörü Borçlanma Gereksinimi (KSBG)
Kamu Sektörü Borçlanma Oranı. Bu ihtiyacın gayrısafi milli hasılaya oranıdır. Bir başka deyişle kamu sektörünün toplam giderleri ile toplam gelirleri arasındaki farktır. Konsolide bütçe, KİT'ler, yerel yönetimler, fonlar ve sosyal güvenlik kuruluşlarının giderleri ile gelirleri arasındaki farkların toplamını ifade eder. Devletin gideri, gelirinden fazla oldukça bu oran yükselir.

Kamulaştırma
Bedelleri peşin ödenmek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamının ya da bir kısmının kamu mülkiyetine alınması

Kapalı çember kuramı
Az gelişmişliği, devamlı olarak kendini yineleyen her defasında başlangıç noktasına dönülen süreç olarak açıklayan teori. (Düşük gelir düzeyi > düşük tasarruf ve talep düzeyi > düşük yatırım düzeyi > yetersiz sermaye oluşumu > düşük verimlilik > düşük gelir düzeyi)

Kapalı ekonomi
İlkeler arasındaki ticarete katılmayan ve kendi kendine yeterli olabilen ekonomi. Diğer ekonomilerle asgari düzeyde ilişki sürdürmesine rağmen tüm ihtiyaçlarını kendi sistemi içinde karşılamayı hedefleyen ekonomidir. Ekonomik analiz yapılırken teori, dış ekonomik ilişkilerin bulunmadığını varsayar, uluslararası ilişkileri soyutlar. Terimi ilk kez Alman ekonomist Fichte kullanmıştır

Kapanış Fiyatı
Bir seansta Borsa kaydına alınan (tescil edilen) en son işlemin fiyatıdır.

Kapasite
Üretilebilir toplam miktar, bir mal veya hizmeti üretebilmek yeteneği ve imkanlarının belli bir ölçü ile deyimlendirilmesi

Kapitalist ekonomi
Üretim araçları sahipliğinin özel kişilere ait olduğu ekonomik sistem. Kapitalizmde ithalat, kotalar ve yüksek gümrük vergilerine bağlı olabilir. Bütün piyasa kamu tarafından kontrol altında tutulabilir. Ekonomik liberalizm geçerli olmayabilir. Kapitalist ekonomilerin en önemli özelliklerinden biri de banka kredileridir. Banka kredisi özel imalatta o kadar önemlidir ki iktisatçılar bunu kelimenin tarifine bile sokmaya taraftardır. Bu nedenle sermaye ekonomisi olarak da geçer.

Kapitalizm
Sermayedarlık. Üretim araçları sahipliğinin özel kişilere ait olduğu ekonomik sistemdir. Bireylere, ekonomik hayatın başlıca unsuru gözüyle bakar. 1400«lü yıllarda Avrupa«da kök salmaya başlamış, 19. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile şekillenmiştir. 1873 ve 1929 yılları arasında bir dizi ekonomik panik, çöküntü ve gerileme yaşanmışsa da bu yıllar modern refah devletinin doğduğu dönem olmuştur. Kapitalizmde ithalat, kotalara ve yüksek gümrük vergilerine bağımlı olabilir. Bütün mal ve faktör piyasaları kamu tarafından kontrol altında bulunabilir. Kapitalist ekonomilerin en önemli özelliklerinden biri de banka kredileridir.

Kapitalizasyon
Herhangi bir işletmenin birikmiş yedek akçe ve karının sermaye artırımında kullanılmasına denir.

Kar
Kazanç, fayda, kar getirmek, kazanmak; iş, toprak veya sermaye karşılığında bir kimsenin grubun veya örgütün sağladığı para; dördüncü üretim faktörü kabul edilen "teşebbüs" unsurunun üretimden almış olduğu paya verilen ad

Kar amacı gütmeyen kuruluşlar
Genelde hayır işleri yürütürler ve bu nedenle bazı vergilerden muaf tutulurlar.

Kâr Transferi
Türkiye’de yatırım yapmış olan yabancıların söz konusu yatırımlardan elde ettikleri gelirlerin yurtdışındaki şirketlerine aktarmasıdır

Kara ekonomi
Pazar ekonomisi içindeki istihdamın bir ölçüde vergi kaçırma çabasıyla ilgili olduğu varsayılan eksik bildirimlerden kaynaklanan ve resmi istatistiklerde tam olarak görünmeyen kısmı

Kar-Zarar Ortaklığı Belgesi (KOB)
Ortaklıkların, kar ve zarara ortak olmak üzere iştigal sahalarına giren tüm faaliyetlerin gerektirdiği finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ihraç veya halka arz edebilecekleri bir tür sermaye piyasası aracıdır

Kara Konşimentosu
Mallar ihracatçının yurtdışı taşımacısına getirilirken kullanılan konşimentodur.Bazı durumlarda genel konşimento kullanılsa da genellikle hem karasal konşimento hem de deniz konşimentosu hazırlanması gerekir.

Kara para
Vergi dışı bırakılmış haksız kazanç

Karaborsa
Mal veya hizmetlerin, kamu otoritelerinin koyduğu ya da kontrol ettiği fiyatlardan daha pahalıya satılması

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Anlaşması
Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin ekonomik işbirliği geliştirmek amacıyla 1992'de İstanbul'da imzaladıkları anlaşma

Kardinal Fayda
Ölçülebilen fayda. Malların, insan ihtiyaçlarını tatmin etme özelliğini ifade eden faydanın ölçülüp ölçülemeyeceği uzun zamandan beri tartışma konusudur. Faydanın ölçülebileceğini savunan iktisatçılar (kardinal faydacılar), her mal ya da mal grubunun sağlamış olduğu faydanın teorik bir fayda birimiyle ölçülebileceğini ileri sürerler.

Karma ekonomi
Kapitalist ve sosyalist sistemlerin birlikte teşebbüslerini öngören ekonomi. Üretim araçlarının bir kısmında özel mülkiyet, bir kısmında da kamu mülkiyeti bulunmaktadır. Devlet ekonomide yönlendirici bir rol oynar. Bir yandan özel sektörün karsız ve riskli bulduğu için girmeye isteksiz olduğu alanlara yatırım yaparken diğer taraftan özellikle gelişmekte olan ülkelerde kaynak israfını önlemek, sosyal adalet içinde hızlı kalkınmayı başarmak gibi amaçlarla uygulanan merkezi planlamayla piyasa ekonomisinin işleyişini yönlendirir. Karma ekonomi taraftarları, her iki sistemin olumsuz yönlerinin böylece giderildiğini ileri sürerler.

KARMA FON
Hisse senetleri, borçlanma senetleri, altın ve diğer kıymetli madenlerin en az ikisinden oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20'sinden az olmayan fonlardır.

Karnet
Hamiline elinde bulundurduğu malları geçici olarak ödemelerini yapmadan yurt dışına (bir sergi veya gösteri için) çıkarma imkanını sağlayan gümrük belgesidir.

Karneye bağlama
Vesika ile satma, piyasada kıt bulunan bir malı tüketicilere eşit paylaştırmak amacıyla önceden düzenlenip verilmiş belgelerle satma

Karşılaştırmalı üstünlük
Bir ülkenin diğer bir ülke ya da ülkelere karşı ihracatta ve doğal kaynaklar açısından gözle görülür üstünlüğe sahip olması. Klasik serbest ticaret görüşünün dayandığı temeldir. Klasiklerden ünlü İngiliz iktisatçısı David Ricardo'nun geliştirdiği bu görüşe göre serbest ticaret, ticarete katılan tüm taraflar için yarar sağlayacaktır.

Karşılıklılık
Bir ülkenin mal ihraç ettiği ülkeden başka bir mal ithal etmesi. Bu ilkede, her iki ülkenin birbirinin pazarına girişi aynı oranda olur. Saldırgan ticareti ön plana çıkaran bir dünya ekonomisinde etkili olarak yürütülebilecek tek ticaret politikasıdır. Karşılıklılık, dünya ekonomisinin koyu bir korumacılığa doğru gerilemesini önleyecek bir yoldur. Bu ilke, sadece mal ticaretiyle sınırlı kalmaz. Karşılıklılık hizmetler alanında da gereklidir.

Kartel
*Bağımsız tüzel kişilik sahibi firmaların kendi aralarında rekabeti ortadan kaldırmak ya da sınırlamak amacıyla yaptıkları anlaşma, piyasayı denetleyebilmek amacıyla örgütlenmiş şirketler topluluğu, bir iş kolunda üretimi ve fiyatı kontrolu altında tutmak için oluşturulmuş uluslararası grup; sermayeciliğin tekel aşamasında aynı üretim kolunda çalışan çeşitli şirketlerin, aralarındaki rekabeti kaldırmak, üretim miktarını ve fiyatları kararlaştırmak amacıyla gerçekleştirdikleri birlik.
*Aynı üretim kolunda, iki veya daha fazla işletmenin aralarındaki rekabeti önlemek ve pazarda bir tekel oluşturmak amacıyla hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını koruyarak meydana getirdikleri birlik.

Kartogram
İstatistiksel araştırmalarda mekan serilerini göstermek amacıyla kullanılan haritalı grafik

KATILMA BELGESİ
yatırım fonlarına katılanların sahip oldukları payları ve hakları gösteren, paraya çevrilebilen, nama ve hamiline yazılı kıymetli evraktır.

Katılma İntifa Senedi
Nakit karşılığı satılmak üzere, ortaklık haklarına sahip olmaksızın kardan pay alma, tasfiye bakiyesinden yararlanma ve yeni pay alma gibi haklar sağlayan bir kıymetli evraktır.

KATILMA PAYI
Bir şirkete ortak olan bir kişinin toplam sermaye içinde sahip olduğu paydır.

Katlı kur
Çeşitli mal ve hizmetlerin dış ticaretinde farklı kurların uygulanması. Lüks mal ithali için yüksek kur, gübre ithali için düşük kur uygulanması gibi. Döviz gelirlerinin artırılmasının amaçlandığı katlı kur uygulamasına devalüasyon yapmak istemeyen ülkeler başvurur. IMF ve GATT, katlı kur uygulamasına karşı çıkarlar.

Katma bütçe
*Kamu bütçesinden ayrı olarak genel ve özel bütçe tiplerinin dışında kalan, KİT'lerin kuruluş ve işleyiş yasalarına uygun olarak hazırlanan bütçe
*Giderlerini özel gelirleriyle karşılayan ve genel bütçe dışında yönetilen kamu kuruluşlarının bütçeleri.

Katma Değer
*Bir sektörün veya firmanın bir dönemde elde ettiği satış geliri ile üretim için dışarıya yapılan alım giderleri arasındaki fark
*Belirli bir üretim aşamasında belli bir mal için yapılan faktör ödemelerinin(ücret, faiz, rant, kar) toplamı

Kaydi para
Çek aracılığı ile tedavül eden vadesiz mevduat

Kaydi Takas
Üyelerin, takasa olan para borçları ile takastan olan para alacaklarının hesaben ödenmesi ile menkul kıymet borçları ile menkul kıymet alacaklarının hesaben teslimidir.

KDV Katma değer vergisi,
Ara malların ve hizmetlerin her aşamada vergilendirilmesini sağlayan sistem. Sanayi üzerindeki yükü hafifletir, mal ve hizmetlerin fiyatlarında düşme olur, talep enflasyonu azalır, ihracatın artması sağlanır. Vergi kaçakçılığının da büyük ölçüde önüne geçilir. İlk olarak 1954'te Fransa'da uygulanmış, diğer ülkelere de yayılmıştır. Bu vergi üretici ve satıcıdan alınır ancak sonuçta ödeyen yine tüketici olur. Bu nedenle gizli satış vergisi olarak da anılır.

KAYITLI SERMAYE
Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.

Kayıt Dışı Ekonomi
Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen ve bu sebeple denetlenemeyen faaliyetler olarak tanımlanabilir. Enformel ekonomi, illegal ekonomi, gayri resmi ekonomi, gizli ekonomi diye de adlandırılır. Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul edilmektedir.

Kayıtlı Sermaye Ekonomi Sözlüğü
Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.

Kıyı Bankacılığı
Genellikle serbest bölgelerde faaliyette bulunan, mübadele-denetim ve vergilemenin asgari düzeeyde tutulduğu bir bankacılık türü.

Kefalet
Borçlunun yüklendiği borcun ödenmesini alacaklıya karşı yazılı olarak taahhüt etmesi. Kefalet edilen borç, miktarca belli olmalıdır. Adi kefalette borcun asıl borçludan tahsil edilememesi, rehin olup da bunun borca yetmemesi halinde borç, kefilden istenebilir. Müteselsil kefalette ise alacaklı, alacağının tahsili için borçluya gitmeden, hatta rehinin paraya çevrilmesini istemeden kefilden borcu ödemesini isteyebilir. Kefil bir kişi veya birden fazla olabilir. Kefile kefil olmak da mümkündür. Asıl borç düşünce, kefil de kefaletten kurtulur.

Keiretsu
Japonya'da holdinglere verilen ad; bir banka ya da dev şirketin etrafına toplanmış gruplar

Kelle vergisi
Nüfus vergisi, seçim hakkının tabi olduğu vergi. İlk kez İngiltere«de 1222 yılında Haçlı Seferleri«ni finanse etmek üzere alınmış, 14. yüzyılda düzenli bir vergi haline getirilmiştir. Bu vergi, yoksullar üzerinde bir yük oluşturduğundan halk arasında büyük hoşnutsuzluk yaratmış, kitleler 1381«de Wat Tyler liderliğinde ayaklanmıştır.

Kesin Alış
Bir menkul kıymetin doğrudan alımıdır. Merkez Bankası tarafından yürütülen Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, para politikası uygulamasına yönelik olarak, piyasada kalıcı bir likidite (para) eksikliğinin olduğu düşünüldüğü durumlarda, Merkez Bankasının piyasadan kendi porftöyü için menkul kıymet almasını ve karşılığında sisteme para vermesini ifade eder.

Kesin Satış
Bir menkul kıymetin doğrudan satımıdır. Merkez Bankası tarafından yürütülen Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, para politikası uygulamasına yönelik olarak, piyasada kalıcı bir likidite (para) fazlasının olduğu düşünüldüğü durumlarda, Merkez Bankasının piyasaya kendi portföyünden menkul kıymet satmasını, karşılığında sistemden fazla parayı kesin olarak (bir daha geri verilmemek üzere) çekmesini ifade eder.

Keynes Planı
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomileri düzeltmek amacıyla hazırlanan ve Bretton Woods Konferansı'na sunulan iki plandan biridir. İngiltere'nin görüşünü taşıyan bu plan, Amerika'nın görüş belirttiği White Planı ile çekişmiş, konferansta Amerika'nın White Planı benimsenmiştir. İngiliz heyetine başkanlık eden Keynes'in önermiş olduğu birlik, bir tür dünya merkez bankası rolünü üstlenmiştir. Bu kuruluşun, "bankor" (bancor) adı verilen yeni bir uluslararası ödeme aracı çıkarması, tüm paraların ve altının değerinin bankor cinsinden tanımlanması uluslararası rezerv ihtiyaçlarının da bankor ile karşılanması öngörülmüştür.

Keynesçilik
Enflasyonun önlenmesinde para politikasının yanı sıra mali politikaya da önem verilmesi gerektiğini savunan ekonomik görüştür. İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes (1883-1946), tüketime olan eğilim, sermayenin marjinal yeterliliği ve para miktarıyla birlikte faiz oranını belirleyen likidite tercihi gibi üç bağımsız değişkenle, gelir seviyesi ve iş alanındaki muhtemel dalgalanmaları açıklamaya çalışır. "İstihdam, Para ve Faizin Genel Teorisi" adlı kitabında kapitalist ekonominin tam istihdamda dengede olabileceğini, tam istihdam sağlanmasının da mümkün olamayacağını savunmuştur.

Kısa dönem
Bir malın talebindeki değişmeler karşısında arz miktarlarını bir ölçüde ayarlamanın mümkün olabildiği süre

KISA VADELİ BORÇLARIN TOPLAM BORÇLARA ORANI
Ticari ve emek yoğun işletmelerde yüksek sermaye yoğun ve sabit varlıkları yüksek işletmelerde ise düşük olması beklenen bu oran, toplam borç içinde kısa vadeli borcun payını dolayısıyla borçların risk yapısını göstermektedir. (Kısa Vadeli Borçlar / Borçlar Toplamı)

Kısa vadeli kredi
Bankaların, daha çok işletmelerin sermayelerindeki tıkanıklığı gidermek amacıyla verdiği kredi

Kısır sınıf
Sanayi ve ticaretle uğraşan ve gerçek üretim faaliyetine katılmayan kesim

Kıt kaynak
Bir toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlarının tümünü karşılayacak kadar bol olmayan kaynaklar

Kıtlık ekonomisi
Bir ülkede mevcut satın alma gücünün tüketim malları sanayini tam kapasite ile çalıştırmaya yetecek kadar yüksek olmaması; üretim kapasitesine oranla talebin düşük olduğu ekonomi

Kıyı bankacılığı
Genellikle serbest bölgelerde faaliyet gösteren, ülke dışından sağlanan fonların yine o ülke dışında kullandırılmasını amaçlayan bir bankacılık türü

Kibbutz
İsrail'deki kollektif çiftlikler. Filistin'e giden ilk Yahudi göçmenleri tarımsal faaliyetlerde bulunabilmek için ortak hareket etmek ve yardımlaşmak gereğini duymuşlardır.

Kilit sanayi
Bir ülkede gösterdiği faaliyet sonucu, sanayinin diğer önemli kesimlerini de etkileyebilen sanayi

King Yasası
Sürümün aritmetik olarak azalması durumunda fiyatların geometrik olarak yükseleceğini ileri süren kuram. İhtiyaçların tatmin edilmiş olması halinde tarımsal ürünlerin arz miktarlarında oluşacak bir artışın çok şiddetli bir fiyat azalışına, ihtiyaçların tatmin edilmemiş olması halinde de ürünlerin arz miktarlarındaki bir azalışın orantılı olarak daha şiddetli bir fiyat artışına yol açacağını vurgular.

Kira
Kazanılmamış gelir, kiracının bir mülk, arazi ya da ev için ödediği bedel, taşınabilir veya taşınmayan bir maldan ya da bir haktan bedel karşılığında geçici olarak faydalanma hakkı, rant, gelir, irat, bir malın kendiliğinden getirdiği ve dolayısıyla çalışılmadan elde edilen kazanç, emeksiz kazanç. Genellikle topraktan, bazı mallardan, banka yatırımlarından, değerli kağıtlardan gelen gelirdir.

Kişi başına düşen gelir
Bir ekonomide belli bir dönemde yaratılan milli gelirden kişi başına düşen pay. Milli gelirin ülke nüfusuna bölünmesiyle bulunur.

Kişisel gelir
Bir ulusal ekonomide belli bir dönemde kişilerin eline geçen toplam gelir. Bu gelirin hesaplanması için söz konusu dönem içinde devletin ödediği transfer ile sübvansiyon ödemeleri toplamının milli gelire ilave edilmesi, buna karşılık devlete ödenen kurumlar vergisi ile her tür sosyal kesintinin şirketlerce dağıtılmayan karlar toplamının milli gelirden çıkarılması gerekir.

KİT Kamu İktisadi Teşekkülleri,
Sermayelerinin tamamı ya da yarıdan fazlası devlete ait kuruluşlar. Devletin iktisadi alanda mal ve hizmet üreten kuruluşlarıdır. Mal ve hizmetlerin, toplumun bütün fertlerine ulaştırılabilmesi amacıyla oluşturulmuşlardır. Özel hukuki düzenlemelere tabidirler. Toplumsal kalkınmada öncü rolü oynarlar.

Klasik Büyüme Teorisi
Klasik iktisatçıların, kapitalizmin içsel dinamizmi ile kendiliğinden büyüyeceğini savunan teori

Klasik İktisat Okulu
18. yüzyıl sonlarında fizyokratların "bırakınız yapsınlar" ideolojisini sürdürerek bunu destekleyecek iktisat teorisi geliştiren akım. Bu okula mensup iktisatçılar, ekonominin kendiliğinden ve daima dengede olacağını, toplumsal ve ekonomik dengenin bireysel çıkarların toplamının oluşturacağı doğal yapı içinde gizli bir el aracılığı ile sağlanacağını, ekonomiye hiç bir şekilde müdahale edilmemesi halinde ulusal ve uluslararası iş bölümünün tüm toplumların refahını maksimum kılacağını savunmuşlardır.

Kleptokrasi
Çalma rejimi; devlet düzenine çıkar, rüşvet ve kişisel ilişkilerin hakim olması. Deyim ilk kez İngiliz ekonomist Peter Bauer tarafından kullanılmıştır.

Kliring
Malın malla ödenmesi. İki yanlı ticaretin bir türü olup takasa benzer. Ancak takastan farklı olarak kliringde farklı ülkelerin ithalatçı ve ihracatçıları aralarında, döviz kullanmadan, dolaylı biçimde bağ kurarlar. Kliring ülkeler arasında imzalanan ikili anlaşmalara göre yürütülür. Bu anlaşmalarla, ülkelerin birbirlerinden yapacakları ithalatın tutarı ve bileşimi belirlenir.

Know how Yapım bilgisi.
Ekonomi alanında bir tür bilgi satışı veya kiralanması anlamına gelir. Bir kazanç ya da mülkiyet sağlamak isteyen bir kimse için yenilik veya gizlilik niteliği olan, bir patente konu olabilecek veya konu olmayacak durumdaki bir meslek veya sanayi ile ilgili bir tekniği gerçekleştirmek için elde edilmiş tüm bilgi ve üretim vasıtalarıdır.

KOBİ
Küçük ve Orta Boy İşletme

Kolhoz Rusya'da kooperatif çiftlikler
Terim, köylülerin ortaklaşa çalıştığı bir tarım işletmesini ifade eder. 1922 tarihli tarım kanunu ile kurulmuştur.

Kollamacılık
Herhangi bir kamu hizmetine seçilebilmek için seçmenlere yasal çerçeve içinde hediye ve hizmet verme, iş bulma, resmi dairelerde işlerini halletme

Kollektif şirket
İki ya da daha çok kimsenin bir ticaret unvanı altında ticaret yapmak ve bundan doğan kar ve zararı aralarında paylaşmak ve üçüncü şahıslara karşı şirket borçlarından dolayı müteselsil ve sınırsız bir sorumluluk yüklenmek üzere sözleşme ile kurulan ticaret şirketleridir. Şirket yazılı bir sözleşme ile kurulur.

Kollektivist ekonomi
Tüm üretim araçlarını toplum malı ilan etmek isteyen ekonomik görüş. Toplum içinde fertlerin yerine halkın hakim olmasını kabul eder. İreticilerin kurdukları birlik ve derneklerin toplumsal meseleleri çözmek konusunda yetersiz kalmasıyla ortaya çıkmış bir ekonomi şeklidir.

Kollektivizm
Üretim araçlarını yerel, bölgesel, ulusal veya dünya ölçüsünde herkesin ortaklaşa paylaşabileceği şekilde yararlanması amacını güden ekonomik sistem

Komandit şirket
Birlikte bir unvan altında ticaret yapmak amacıyla iki ya da daha çok kimse arasında kurulan ve içlerinden biri veya birkaçı şirket borçlarından dolayı üçüncü şahıslara karşı sınırsız ve müteselsil sorumluluk yüklendiği halde diğerleri için yalnız şirkete koydukları sermaye miktarıyla sınırlı bir sorumluluk getiren ticaret şirketidir. Ortaklardan bir veya bir kaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış, diğer ortakların sorumluluğu ise belirli bir sermaye ile sınırlandırılmıştır.

Komisyon
Verilen tahsilat, garanti, takip hizmetleri karşılığı alınan bedeldir.

Komünizm
Bir toplumda bütün malları herkese ortak eden ekonomik düzen. Bugünkü anlamıyla ilk kez 1848'de Engels ve Marx'ın yayınladıkları "Komünist Manifestosu" ile ortaya atılmıştır. 1917 ihtilali ile Rusya'da iktidara gelen Bolşevikler bu tarz bir düzeni kurmaya girişmişlerdir.

Komprador
Satın alıcı anlamına gelen İspanyolca kökenli terim. 16. yüzyılda Batı Afrika kıyılarında kaptanlara ve esir tacirlerine devretmek üzere ırkdaşlarını satın alan zenci aracılara komprador adı verilmişti. 18. yy. sonlarıyla 20. yy. başları arasında Çin'de ticaret yapan Batılılara aracılık eden Çinli tüccarlara da komprador deniliyordu.Zamanla "işbirlikçi" anlamını kazandı.

Konjektür
ekonomik tahmin

Konjonktür
Hal ve şartların bir araya gelmesinden doğan durum, bir ülkenin iktisadi sosyal ve siyasi durumunun belli bir devrede bağlı olduğu unsurların tümü, ekonomik olay ve göstergelerin belirli bir zamandaki bütünü. İretimin artması veya azalması, fiyatların inip çıkması, belli alanlarda tüketimin azalıp çoğalması, işsizliğin artması veya düşmesi, banka mevduatlarının gösterdiği değişimler gibi ekonomik olaylar ve eğilimlerin toplamı konjonktürü teşkil eder.

Konjonktürel işsizlik
Ekonomik bunalım dönemlerinde toplam talebin buna bağlı olarak da üretimin düşmesiyle ortaya çıkan işsizlik

Konkordato
*İflas durumunda alacaklıların alacaklarını belli bir plana göre tahsili için aralarında yaptıkları sözleşme, cebri icra yolu. Henüz iflas etmemiş ancak iflasın eşiğinde bulunan bir kişi veya kuruluşun alacaklılarıyla yaptığı anlaşmadır. Bu anlaşma için alacaklıların sayı ve alacak tutarı açısından üçte ikisinin onayı şarttır. Konkordato, icra tetkik merciinin tayin ettiği bir komiserin başkanlığında yapılır. Konkordato iflas anlamına gelmez. Borçlarının büyük miktarlara ulaşması, bu borçların ise ödeme imkanlarının sınırlanması sonucunda iflasın eşiğine gelen bir firma adalet önünde mal varlığını ortaya koyarak borçlarını kabullenebilir.
*Kendi kusuru olmaksızın mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı bir anlaşmadır. Bu anlaşma sonucunda alacaklıların en az üçte iki oranındaki çoğunluğu alacaklarının belirli bir bölümünden vazgeçer, borçlu ise geri kalan borçlarını

Konsolidasyon
(1) borçları birleştirme; vadesi dolan borcu orta veya uzun vadeli borca çevirme; sağlamlaştırma; birkaç kalem borcu tek kalemde toplama. Hem iç hem dış borçlar için yapılabilir. Genellikle kısa vadeli Hazine bonoları geri alınıp yerine uzun vadeli devlet tahvilleri verilerek uygulanır. Alacaklılara yeni vade için de faiz ödenir. Fakat buna rağmen devlete güvenlerinin sarsılması önlenemez. Konsolidasyona giden bir hükümet, yeniden iç borç almakta çok zorlanır. Dış borçların konsolidasyonunda taraflar arasında borcun yeni vadesiyle birlikte borca uygulanacak faiz oranının yeniden belirlendiği bir erteleme anlaşması da imzalanır. (2) şirketlerin birleşmesi (3)Uluslararası borç işlemlerinde bankaların ya da direkt olarak borçlu olan ülkenin, vadesi gelen bir borcun daha uzun süreli bir vadeye uzatılması işlemidir.

Konsolosluk Deklarasyonu
Başka bir ülke konsolosluğuna yapılan resmi bildiridir.Nakliye edilecek malları tanımlar.

Konsolosluk Faturası
Bazı yabancı konsolosluklar tarafından istenen bir belgedir,malların nakliye şeklini tanımlar ve ihracatçı,acenta ve nakliyenin değeri hakkında bilgi verir.Başka bir ülkenin konsolosluk görevlisi tarafından onaylanarak, o ülkenin gümrük görevlileri tarafından malların değerini, kalitesini ve diğer özelliklerini belirtir.

Konsorsiyum
(1) şirketler birliği; birden fazla firmanın belli bir projenin gerçekleştirilmesi için bir araya gelmesi. Özellikle baraj, köprü gibi, tek bir firmanın, projenin tümünü tamamlamasının zor olduğu işlerde kurulur. Fikir, Dünya Bankası eski başkanlarından Eugene Black tarafından ortaya atılmıştır. Çeşitli kuruluşların merkezi bir yönetim altında toplanması anlamına gelen Latince bir kelimedir. (2) merkezi bir yönetim altında toplanmış çeşitli kuruluşlar.(3)Sözlük anlamı; bir merkezi yönetim altında toplanmış çeşitli kruluşlar. Konsorsiyum kuran organlar, bağımsız hukuki kimliklerini korumaya devam eder. Piyasa ekonomilerinde firmaların kartelden de ileri düzeyde işbirliği yapmaları konsorsiyum ile sağlanır.

Konşimento
*Taşıyan tarafından yükletenin isteği üzerine tek taraflı düzenlenen belge olup, bu belge ile taşıyan, bir yandan sevk için gönderilen malı teslim aldığını beyan eder ve diğer yandan da seferin sonunda yükün kanunen yetkili taşıyıcısına teslimini üstlenir.
*Nakliyeci ile taşımacı firma arasında hangi malların daha önceden belirlenmiş olan kontrattaki fiyatlar üzerinden taşınacağını bildiren belgedir.

Kontrat
Mukavele, akit, bağıt, sözleşme, ihale, bir işi bir çok istekli arasından en uygun koşulları teklif edene bırakma, iki ya da daha çok tarafa karşılıklı yükümlülükler veren yazılı antlaşma, tarafların birbirine uygun beyanlarıyla meydana gelen ve onlara karşılıklı vecibeler yükleyen anlaşma, iki veya daha çok kişinin bir borcun oluşumu üzerinde anlaşmaları

Konvertibilite
*Bir ülke parasının resmi denetime bağlı olmaksızın ve herhangi bir sınırlama getirilmeden diğer ülke paralarına veya altın ve gümüşe serbestçe çevrilmesi, değiştirilebilirlik, çevrilebilirlik. Konvertibilite, bir ülke parasının "milli" olmasını ve borsa dalgalanmaları sırasında ayakta kalma yeteneğini ifade eder.
*Ulusal paranın, dış ticaret gereksinimlerinin karşılanmasında, resmi bir rakamın ya da yasanın iznine gerek kalmaksızın bir başka bir ulusal paraya dönüştürülmesi ve uluslararası mübadele aracı olarak kullanılabilmesidir

Kooperatif
Kooperasyon ilkelerine göre çalışan, meslek, sanat veya geçimlerine ilişkin ihtiyaç ve eylemlerini karşılıklı yardım ve kefaletle sağlamak amacıyla oluşturulan ortaklık biçimi; ortak alım veya satımda bulunmak üzere tüketici veya üreticilerin kurdukları ve ortaklarının ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla faaliyette bulunan kuruluş. Kooperatifleri dört grupta incelemek mümkündür: (1) Tüketim kooperatifleri: Aracı tüccarları ortadan kaldırarak ihtiyaçlarını doğrudan doğruya üreticilerden veya üreticiye en yakın kaynaklardan sağlamaya çalışan kooperatiflerdir. (2) İretim kooperatifleri: İreticiler arasında kurulan ve ürettikleri malları mümkün olduğu kadar aracılara başvurmadan tüketicilere iletmeye çalışan kooperatiflerdir. (3) Kredi kooperatifleri: Aracı faizcileri ortadan kaldırarak ortakların muhtaç olduğu krediyi doğrudan doğruya bankalardan sağlamaya çalışan kooperatiflerdir. (4) Yapı kooperatifleri: Ortaklarının daha düşük maliyetle konut edinebilmesini sağlamak amacıyla kurulur.

Korumacılık
Himayecilik; devletin serbest dış ticarete müdahale ederek yerli üreticiyi korumak için izlediği politika, ithalat üzerine yüksek gümrük koyarak yerli sanayi koruma eğilimi

Koruyucu Gümrük
Haksız şekilde sübvanse edilmiş mallara karşılık koyulan zorunlu gümrüktür.

Kota
(1) IMF üyelerinin bu uluslararası kuruluşta oluşturdukları fondaki payları, (2) ayrılan bir para ile alınacak malın çeşidini ve her çeşidin oranını gösteren liste, (3) bir ülkenin genellikle ithal mallarına koyduğu miktar sınırlaması, ithaline izin verilecek mal hacminin hükümetler tarafından fiziki miktar veya değer olarak sınıflandırılması.(4) Bir malın o ülkeye belli bir miktar alına bileceğini belirleyen yasal kurallar

Kotasyon
*Belli bir zamanda borsada işlem görmüş değerlerin rayiçleri
*Bir şirkete ait menkul kıymetlerin borsa listesine alınmasıdır. Menkul kıymetlerin Borsa kotuna alınması ile şirketin Borsa tarafından gerekli görülen şartları yerine getirmiş olduğu anlaşılır.

Kote etmek
Fiyat takdir etme, fiyat verme, piyasa fiyatını söyleme

Köken Sertifikası
Bazı yabancı ülkeler tarafından istenilen, alımlarda fiyat tarifesi için,belirli malların kaynağının hangi ülke olduğunu gösteren belgedir.

Kör tröst
Çok büyük servete sahip bir işadamının, resmi bir göreve seçilmesi halinde tüm hesaplarının açık olarak yapılacağı bir finansal düzenlemeye gitmesi. Bu uygulamada işadamı, herhangi bir şaibe altında kalmamak için sahibi olduğu menkul ve gayrimenkullerle ilgili tüm bilgileri bağımsız denetçilere verebilir.

Kredi
*Belirli koşullarla borç olarak ayni, nakdi veya hizmet şeklinde sağlanan ve belli bir süre sonra geri ödenmesi taahhüt edilen kaynaktır. Kredide en önemli unsur zamandır. Zaman unsurunun mevcudiyeti güven faktörünü de beraberinde getirir. Kredinin üçüncü önemli niteliği de risktir. Her kredi işleminde ödünç veren kimse, karşı tarafın vaadini yerine getirip getirmemesi ihtimaline göre değişik risklerle yüz yüze kalır. Bankacılıkta vadesi bir yıldan fazla olan birikimlere de kredi denmektedir.
*Belirli miktardaki satın alma gücünün, belirli bir süre için ve geri verilmek üzere bir bedel (genellikle faiz) karşılığı gerçek ya da tüzelkişilere verilmesidir. Kredi çeşitleri: güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.

KREDİ ÇEŞİTLERİ
Güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.
Kredibilite
Şirketin tanımlı iş politikasını destekleyecek beceriler

Kredi Mektubu (Akreditif)
Banka tarafından, mal alıcının talimatları doğrultusunda hazırlanan, malları satan kişinin belirli koşullar altında bankadan belirli miktarda para çekmesine izin veren belgedir.

Kredi Riski Sigortası
Nakliyesi yapılmış malların ücretlerinin ödenmemesi durumunda ortaya çıkan riskleri kapsamak için düzenlenmiş sigortadır.

Kredili Menkul Kıymet İşlemleri
Bir aracı kuruluş nezdinde, müşteri adına kredi hesabı açılması koşulu ile müşteri ve aracı kuruluş arasında yapılacak sözleşme hükümleri çerçevesinde kredi kullanarak borçlanmak suretiyle menkul kıymet alınmasını ifade eder.

Kriz
Bunalım; genel ekonomik refahta ve ticarette düşme, (1) birbiriyle çatışma içinde bulunan antagonist güçlerin keskinleşme dönemi, (2) hasta bir ekonominin eski biçimde varlığını sürdürememesi ve yeni yaşama imkanı elde edebilecek değişikliklerin yapılması zorunluluğunun doğduğu zaman dilimi; ekonomik büyümenin çevrimsel süreç içinde kesintiye uğradığı nokta.

Kronik enflasyon
Kamu harcamalarının sürekli artması, gelirlerin üretimdeki artışa orantısız oluşu, sürekli bütçe açıkları sonucu fiyatlar genel düzeyindeki hızlı yükseliş

Kulak
Köy ekonomisinde ücretli emek kullanan, ırgatları köy yoksullarını sömüren, toprak ve tarımsal araçları kiraya vererek tefecilik yapıp haksız kazanç sağlayan zengin kapitalist çiftçi.

Kullanım fiyatı
Opsiyon sözleşmelerinde, opsiyona konu olan kıymetin, opsiyonun kullanılacağı anda alınacağı veya satılacağıu fiyattır.

Kupon
Hisse senedi sahiplerinin bazı ortaklık haklarının (karpayı, bedelli/bedelsiz sermaye artırımına katılma hakları) kullanımını teminen hisse senetleri üzerinde bulunan ve sistematik olarak numaralandırılmış kıymetli evraktır.

Kupür
Para, tahvil ve hisse senetlerinin, üzerlerinde yazılı değere göre, her birimine verilen isimdir.

Kur farkı
Dövizin değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan pozitif veya negatif farklar

Kurtaj
Aracı kuruluşların, aracı olarak Borsada gerçekleştirdikleri işlemler karşılığında menkul kıymetlerin işlem fiyatlarıyla hesaplanan tutarı üzerinden müşterilerinden aldıkları komisyondur.

Kurucu Hisse Senedi
Kurucu hisse senetleri, şirket kurucularına ya da şirket açısından önem arz eden şahıslara genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece temettü hakkı olan bir "adi senet".

Kurucu Hisse Senetleri
Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK. Madde: 402) verdiği yetkiye dayanarak Anonim Şirketlerin kuruluşunda veya sermaye artırımında, kuruculara ya da önemli hizmeti geçenlere, şirket kârının bir kısmına iştirak hakkı temin etmek üzere nama yazılı olarak çıkartılır.

Kurumlar vergisi
Kurum kazançları üzerinden alınan vergi. Dolaysız bir vergidir. Sermaye şirketleri, kooperatif şirketler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve tesislerle, vakıflara ait iktisadi işletmeler bu vergi kapsamına girer. Kurumlar kendilerini oluşturan ortaklardan ayrı bağımsız bir varlığa ve hukuki kişiliğe sahiptir. Kurum olma hakkını da devlet verdiğine göre devletin bumdan bir pay alması gerekir. Bu nedenle kurumlar vergisinin çifte vergilendirme olduğu yolundaki iddialar çürütülmektedir.

Kuramsal ekonomi
Ekonomik faaliyeti, belirli bir zaman ve yere bağlı kalmaksızın genel bir analize tabi tutma ve ekonomik olayların neden ve sonuçlarını inceleme

Kurumsal yatırımcı
*Sigorta şirketleri, emekli sandıkları, sosyal sigorta kurumları, vakıflar ve doğrudan doğruya yatırım için kurulmuş olan yatırım fonları ve ortaklıklarıdır.
*Bireysel yatırımlardan farklı olarak yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri, sosyal güvenlik kuruluşları, özel emeklilik fonları, vakıflar, sendikalar
ve benzeri kurumlarca yapılan yatırımlardır.

Kuponlu İhraçlar
Bir menkul kıymetin dönemsel olarak faiz ödemesini ifade eder. Örneğin, 100.000 TL nominal değerli, 3 ayda bir % 15 kupon faizi ödemeli 1 yıl vadeli bir menkul kıymetin, yatırımcısına 3 ayda bir 15.000 TL lik faiz (kupon) ödemesi yapılması, 1 yıl sonunda ise anaparasının, 100.000 TL’nin ödenmesi söz konusudur.

Kutuplaşma teorisi
Serbest ticaretin az gelişmiş ülkeler aleyhine işleyişini açıklayan teori. 19. yüzyıldaki ticari deneyimlere dayanılarak Gunnar Myrdal tarafından geliştirilmiştir. Buna göre serbest piyasa düzeninde dış ticaret ilişkileri bölgeler arası dengesizliğin azalmasına değil artmasına neden olacaktır.

Kuzey-Güney Diyaloğu
Az gelişmiş ülkelerin kalkınma çabalarında başarıya ulaşması, bu ülkelerdeki açlık ve yoksulluğun giderilmesi amacıyla zengin kuzey ve yoksul güney arasında oluşturulmaya çalışılan işbirliğidir.

Küçülme
Firmaların küçülmek ve verimliliği artırmak için hem hiyerarşi kademelerini hem de iş gücünü azaltması, (2) hammaddeyi azaltma; enerjinin pahalanması sonucu bilgi ekonomisinin gereği olarak daha az ile daha fazlasını gerçekleştirme düşüncesi

Küsurat Emir
İşlem biriminin ihtiva ettiği hisse senedi sayısından daha az miktarlar için verilmiş emirlerdir
 
#10
L

LAFTA (Latin American Free Trade Association)

Latin Amerika Serbest Ticaret Birliği. Arjantin, Brezilya, Meksika, Paraguay, Peru, Şili ve Uruguay tarafından 1960 yılında Montevideo'da kurulmuştur. 1961'de Ekvador ve Kolombiya, 1966'da da Venezuela, 1967'de Bolivya katılmıştır. Latin Amerika'nın ortak pazarını oluşturmak ve üye ülkeler arasında ekonomik ilişkileri geliştirmek, tarımsal kalkınma ve sanayileşme politikalarını koordine etmek için çalışmıştır.

Leasing
*Finansal kiralama; çok uzun süreli kiralama ve bedelini nakit dışında mal ve hizmetle de ödeyebilme, ücretli veya ücretsiz kira kontratı. Bir menkul veya gayrimenkul kullanım hakkının sahibi tarafından belirli bir süre için kira karşılığında kiracıya verilmesidir. Kiraya veren taraf olan şirketler, çeşitli varlıkların kiralanmasında aracılık fonksiyonu gören uzmanlaşmış kuruluşlar olabildiği gibi çok az sayıda hatta tek bir mal üzerinde uzmanlaşan ve genellikle üretici firmaların uzantısı niteliğindeki kuruluşlar da olabilmektedir.
*Firmaların ticari ve sınai faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için gereksinim duydukları duran varlıkları satın almak yerine belirli kira ödentisi karşılığında kullanım olanağı tanıyan ve banka kredilerine alternatif olarak doğan orta dönemli finansman yöntemidir. Bu yöntem, 1930’lu yıllarda Dünya Ekonomik Krizi’ndeki finansman zorluğu ve 2. Dünya Savaşı sonrasında teknolojik gelişmelerin yenileşme ve modernleşme harcamalarına çözüm olarak geliştirildi. Türkiye’de de 1985’ten başlayarak daha çok KOBİ’ler tarafından kullanılmaktadır.

Lehdar
Belli koşullara bağlı olarak bir varlığın sağladığı bütün çıkarları elde eden kimse; sigorta poliçesi, bono veya çek gibi ticari senetlerden yararlanacak kişi; poliçe bedelini tahsil edecek olan kimse; senet bedelinin kendisine ödenmesi, senet metninde yazılı olan kişi. Emrine veya hamiline yazılı senetlerde lehdar, senedi emrinde tutan veya senedi kendinde bulunduran kimsedir

Leontief Paradoksu
İlkelerin en çok sahip olduğu malı ihraç, en az sahip olduğunu da ithal ettiğini açıklayan Heckscher-Ohlin teorisine, ekonomist Wassily Leontief tarafından getirilen karşıt görüş. Rus asıllı Amerikalı ekonomist Wasilly Leontief, karşı görüşünü Amerikan ekonomisine dayandırmıştır. Buna göre Amerika'nın sermaye yönünden zengin olduğu düşünülür. İlkenin sermaye yoğun ürünleri ihraç, emek yoğun ürünleri ise ithal etmesi gerekir. Ne var ki ABD, emek yoğun malları ihraç, sermaye yoğun malları ithal etmektedir.

Leveraj
Kaldıraç faktörü, mali dengeleme, işletmelerde hisse senedi çıkarılarak sağlanan ana paranın uzun vadeli borçlarla olan ilişkisi; şirketin kaynaklarını borç yoluyla artırmak ve bu artmış kaynak yoluyla şirket karlarını yükseltme tekniği

Liberal ekonomi
18. yüzyılda İngiltere'de ve Fransa'da gelişen 19. yüzyılda toplumsal düzenin temel ilkelerini oluşturan ve Batı etkisinde kalan bütün ülkelerde özellikle aydınlarca benimsenen insanın akılcı düşünce kabiliyeti ile kendisi için en yararlı olanı seçip tüm toplumu doğal bir denge durumuna götürebileceğini varsayarak devletin ekonomik yaşama el atmasına karşı çıkan ve onun işlevini, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin olduğu gibi korunmasını gözcülükle sınırlayan, bireysel sermayenin rekabetçi dönemine denk düşen toplumsal ekonomik doktrin.

Liberalizm
*Ekonomik alanda serbest rekabet ve devletin ekonomiye müdahalesinin asgariye indirilmesi ilkeleri. "Ferdin kendi kendine yön verebileceği" prensibi üzerine kurulu bir serbestlik sistemidir. Amaçları; fertleri hürriyete kavuşturmak, temel hak ve hürriyetleri korumak, ferdi ve toplumsal inisiyatifi artırmak ve topluma canlılık kazandırmaktır.
* Ekonomik alanda 'bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' sözünde ifadesini bulur. İki temel görüşü 'serbest rekabet' ve 'devletin ekonomiye karışmaması' dır. A. Smith, ekonomide herkesin kendi çıkarını maksimum kılmaya çalışırken, toplumsal çıkarın da maksimum olacağını öne sürmüş ve ekonomide 'gizli el' aracılığıyla gerçekleştirilen bir doğal düzen bulunduğunu savunmuştur. Öyleyse devlet bu gizli elin işine karışmamalıdır

Liberalleştirme
İthalatın serbest bırakılması, ithalat ve ihracat üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması

LIBID (London Interbank Bid Rate)
Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerinden ABD doları üzerinden mevduat kabul etme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır.

LIBOR (London Interbank Borrowing Offer Rate)
Londra'da belirlenen ve uluslararası kredilere uygulanan faiz oranları. Londra piyasalarında yürütülen işlemlerde birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarını gösterir. Uluslararası kredi işlemlerinde başvurulan bir ölçüdür. Londra para piyasasında yürütülen işlemlerde birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarıdır. Uluslararası bankacılık ve kredi işlemlerinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.

Likidite
*Ödenebilirlik, karşılık, provizyon, bir işletmenin borçlarını ödeyebilme yeteneğine sahip olması, ticari ve mali işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, kasa mevcudu, paraya çevrilebilirlik, her an paraya çevrilebilecek kaynaklar
*Döviz, menkul kıymet, gayrimenkul gibi herhangi bir aktifin kısa sürede ve sorunsuz bir şekilde (değer kaybına uğramadan) nakde çevrilebilmesini ifade eder

Likidite tuzağı
Akışkanlık tuzağı; ekonomide faiz oranlarının en düşük seviyeye inmiş olduğu ve para arzını artırarak faiz oranlarını daha fazla düşürmenin mümkün olmadığı durum. Para arzının azami noktaya çıkışı, faizin en düşük noktaya inişi ve bunun sonucu olarak tahvil ve senetlerin satışının durduğu ölü noktadır. Faiz oranı yüksek, tahvil fiyatları düşük iken spekülasyon güdüsüyle para talebi azalır. Faiz oranı düştükçe ve tahvil fiyatları yükseldikçe servetin tahvil yerine para olarak da tutulma arzusu doğar.

Likidasyon
Paraya çevirme.

Limited şirket
Sınırlı sorumluluğu olan şirket. Bir ticaret unvanı altında gerçek ya da tüzel kişilerden oluşur. Ortakların sayısı 50'den fazla olmaz. Ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır.

Lisans sözleşmesi
Bir ülkede ekonomik değer taşıyan gayrı maddi hak sahiplerinin başka ülkelerdeki belli kişi veya kuruluşlara bu haklardan yararlanma imkanı sağlaması. Uluslararası teknoloji transferi yollarından biridir. İzinle tanınan bu yararlanma hakkı farklı biçimler alır. Bazı durumlarda lisansı alan kişi, elde ettiği hakka dayanarak üretimde bulunabilir. Lisans sahibine, patentli malı ihraç imkanı tanıyan sözleşmeler de vardır.

Lokavt
Şartlarını işçilere kabul ettirebilmek için patronların fabrikalarını kapatmaları. Kelime anlamı, "birinin yüzüne kapıyı kapatmak"tır. Grevi bastırmak, işçileri öne sürdükleri isteklerden caydırmak için başvurulan bir uygulamadır. 18. yüzyıl ortasındaki sanayi devrimi yıllarında, 20. yüzyılın başlarında devletleştirme öncesinde madencilik sanayiinde yaygın olarak uygulanmıştır

Lokomotif teorisi
Durgunluk dönemlerinde bir ülke ekonomisinin hızla gelişeceği ve dünya ekonomisini peşinden sürükleyeceği düşüncesi

Lonca
Esnaf cemiyeti; Orta Çağ'ın belli bir iş kolunun usta, kalfa ve çıraklarını içine alan, sıkı bir hiyerarşik düzene bağlı zanaatçı örgütleri. Ortak çıkar ve karşılıklı yardım ve fayda ilkesine dayalı olarak kurulan bu örgütlerde çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçiş oldukça güçtür ve ancak bazı sınavların başarılmasıyla mümkündür. Aynı şekilde bir loncadan başka bir loncaya geçmek de kolay değildir. Loncaya bağlı olanlar birbirlerini korumak ve birbirlerine bakmakla yükümlüdürler. Çırak ve kalfalar, ustalar tarafından beslenir, suç işlemiş olanlar lonca içinde yargılanıp cezalandırılır. Esnaflık adı verilen elişi zanaatkarlığın gelişmesinde önemli bir rolü olan loncalar, Osmanlı İmparatorluğu içinde de oldukça güçlü ekonomik kuruluşlar haline gelmişlerdir. Loncalar, sanayi devriminden sonra zamanla ortadan kalkmıştır.

Lot
Borsada 1.000 adet hisse senedi bir araya gelerek de birer lotu oluşturur. Böylece 1 lot senet miktarı, şirketin 1.000.000 liralık sermayesini temsil etmektedir ve İMKB’de işlemlere konu birimi teşkil etmektedir. Lotun altındaki küsuratlı miktardaki senet miktarları normal seans esnasında alım-satıma konu olabilmekle beraber fiyat kotasyonları verilememektedir

Louvain Okulu
Konjonktür kuramları ve analizleriyle uğraşan iktisatçılar topluluğu

Lozan Okulu
Ekonomide matematik kullanan ve genel denge modeli geliştiren iktisatçılar

Luddizm
Yeniliğe karşı olan işçi akımı. 1811-16 yılları arasında Ned Ludd adlı İngiliz işçinin modern makinelere işsizliği artırdığı gerekçesiyle saldırması, bu akıma adını vermiştir. Taraftarlarına "luddite" denir. Hareket önce Nottingham«da başlamış, tekstil makineleri kırılmıştır. Hareket zor kullanılarak bastırılmıştır.

Lundberg Gecikmesi
Talebin olduğu an ile talebi karşılamak için üretimdeki artış arasında geçen süre
 
#11
M

M

Piyasaya para arzını ifade eden sembol. M1; dolaşımdaki nakit para ile kredi kuruluşlarındaki vadesiz mevduatı, merkez bankasındaki serbest mevduatı ve emisyonu, M2; kısa vadeli mevduatlarla her türlü tasarruf mevduatı ve M1 kapsamına giren parayı, M2Y; yurt içinde yerleşik kişilerin açtıkları döviz tevdiat hesaplarıyla M2 kapsamına giren parayı, M3A; mevduat bankalarındaki resmi mevduat ile M2 kapsamına giren paranın toplamını, M3; uzun vadeli tasarruf mevduatı ve M3A kapsamına giren parayı ifade eder. M1'den dar anlamda para arzı, M2'den geniş anlamda para arzı olarak söz etmek mümkündür. Para arzı, mal ve hizmet üretim artış oranından daha hızlı artarsa enflasyon olur.

Maddi mallar
Belli bir fizik yapıya sahip olan mallar

Maddi olmayan mallar
Maddi görünümü olmayan mallar. Bir başka deyişle hizmetlerdir.

Mahsup
Üyelerin, bir piyasadan doğan alacaklarını talimatları doğrultusunda diğer bir piyasa işleminden doğan borçlarını ödemede kullanabilmeleridir.

Makro ekonomi
Ekonomik olayları global olarak ele alan ve çözümleyen ekonomi. Makro büyüklükler, toplam üretim, toplam istihdam, toplam işsizlik, genel fiyat düzeyinin değişme oranı, ekonominin büyüme hızı gibi büyüklüklerdir. İngiliz ekonomisti Keynes'in ileri sürdüğü, "Birey için doğru olan, toplum için doğru olmayabilir. Toplum için doğru olan da birey için doğru olmayabilir" anlayışından yola çıkılarak ortaya atılan mikro ekonomi karşıtıdır.

Maksimum Lot
Hisse senedi bazında belirlenen ve alım satım sistemine limit fiyatlı emir olarak bir defada girilebilen en yüksek miktardır.

Maktu
Borsa üyeleri tarafından hisse senetleri piyasasında işlem yapabilmek için yatırılması gereken teminatın tüm aracı kuruluşlar için sabit tutar olarak belirlenen kısmıdır.

Mal karşılığı ödeme
*İthalatçının kendisine yollanan malı teslim aldıktan sonra ödemeyi yapması
*"İhraç edilen malın bedelinin, malın ihracatçı tarafından teslim alınmasından sonra ödenmesidir. "

Mal Manifestosu
Kaptanın gemi ile taşıdığı yükün neden ibaret olduğunu gösteren ve varılan yerin gümrük idaresine yapılan bildiri.

Mali Endeks
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece mali sektörde yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

Mali İstikrar
Geniş anlamda mali sistemin ya da altyapısının, dar anlamda da mali piyasanın dengede olmasıdır. Mali sistem, tasarrufların toplanarak yatırımcılara ya da tüketicilere aktarılmasını sağlayan mekanizmalar (banka, kooperatif ya da para, tahvil gibi...) bütünüdür.

Mali Politika
Kamunun; vergi, masraf ve borç idaresiyle piyasadaki para miktarını kontrol etmesine yönelik politikaların bütünüdür. Ekonomistlere göre, para politikasından daha etkilidir.

Mali Tablolar
Türk Vergi Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu’nca bazı şirketler için zorunlu olarak tutulan, şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu hazırlamak ve yayınlamak (halka açık şirketler, aracı kurumlar vb.) zorunda oldukları ve ilgili şirketin performansını gösteren, standartlaştırılmış muhasebe kayıtlarıdır. Başlıcaları bilanço, gelir-gider tablosu, satılan malın maliyeti, kâr dağıtım, fon ve nakit akım tablolarıdır.

MALİ PİYASA
Fon arz ve talebinde fon akımlarını düzenleyen kurumlar ve bunları düzenleyen kurallardan oluşan piyasadır.

Mali kriz
Parasal bunalım; (1) bir firmanın kredi alabilme ve kullanabilme imkanlarını önemli ölçüde kaybederek ödeme güçlüğü içine düşmesi, (2) menkul değerler piyasasında geleceğe ilişkin kötümser beklentiler nedeniyle kişilerin ve kurumların ellerinde bulunan menkul değerleri satmak üzere piyasaya hücum etmeleri, menkul değer talebinin büyük ölçüde azalması sonucu, menkul değer fiyatlarının çok büyük boyutlarda düşmesi, iflaslar nedeniyle endüstriyel mülkiyette önemli değişmeler olması ve bütün bu gelişmeler sonucunda piyasaya olan güvenin ortadan kalkması, mali piyasanın çökmesi

Mali sektör
*Bir ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan tüm kurumların içinde yer aldığı sektör. Bankacılık sistemi, sosyal güvenlik sistemi, sigorta şirketleri, toplu tasarruf kuruluşları ve kredi kooperatifleri, sermaye piyasası ve örgütlenmemiş kredi piyasası, mali sektörü oluşturan temel kurumlardır.
*Ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan kurumlardan oluşan sektördür

Mali yardım
Mali açıdan güç durumda bulunan veya desteklenmesi gerekli görülen kamu ve özel kesim üretici birimlerine belirli ekonomik ve sosyal amaçlarla yapılan ödemeler. Özellikle kaynak dağılımında etkinlik sağlanması ve adil gelir bölüşümünün gerçekleştirilmesi için yapılır. Negatif vergiler olarak da adlandırılan bu yardımlar, kamu iktisadi kuruluşlarına, katma bütçeli idarelere, özel kişi ve kuruluşlara transfer harcamaları çerçevesinde gerçekleşir.

Mali yıl
Bütçe yılı, kamu maliyesi ve ona bağlı olarak bir ekonomide devlet tarafından düzenlenen ya da denetlenen yıllık mali işlemler için kabul edilen 12 aylık süre. Yılın herhangi bir ayında başlayabilir.

Maliye
Kamu faaliyetleriyle ilgili gelir ve giderlerin düzenlenmesi; özel ya da tüzel kişilerin yatırım, üretim ve satış faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve bu faaliyetlerin istenen düzeyde sürdürülmesi için gerekli parasal değerlerin saklanması, ödenmesi, bunlarla ilgili maliyetleri de içeren para bulma ve kullanma etkinliği. Özel kuruluşlar bankalardaki fonları, kamu kesimi ise emisyon, menkul değer ihracı, dış borçlanma gibi kaynakları kullanır.

Maliye Politikası (Fiscal Policy)
Hükümetlerin, istihdam, büyüme ve enflasyon gibi belli amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla gelir toplama (vergilendirme) ve harcama yapma yöntemlerini şekillendirmeleridir.

Maliyet enflasyonu
Enflasyon sürecinin başlangıcının, toplam talep harcamalarından bağımsız olarak üretim maliyetlerindeki artışlara bağlanması

Malthusçu ekonomi
İnsan nüfusunun geometrik, insanı besleyecek besin kaynaklarının aritmetik bir oranla arttığını ileri sürerek yaygın ölümlere neden olup insanların aç kalmasına engel olduğundan yoksulluğun olumlu bir durum olduğunu savunan ve yoksul ailelerin çocuk sayısını ekonomik olanaklarına göre sınırlandırmaları gerektiğini ileri süren ekonomik anlayış

Maltusçuluk
İnsan nüfusunun geometrik (2,4,8,16,..), insanı besleyecek besin maddelerinin ise aritmetik (2,3,4,5,...) bir oranla artığını ileri sürerek, yaygın ölümlere neden olup insanlığın aç kalmasına engel olduğundan yoksulluğun olumlu bir durum olduğunu savunan ve yoksul ailelerin çocuk sayısını ekonomik imkanlarına göre sınırlandırmaları gerektiğini, doğumun isteyerek denetim altına alınmasını öngören ekonomik anlayış

Manchester Okulu
Liberal ekonominin uygulama ve felsefesine aşırı ölçüde bağlı okul. Özellikle İngiltere'de 1820-1850 arası tahıl yasasına karşı yürütülen propaganda faaliyetleri süresince etkili olmuştur. Hareket, Richard Cobden ve John Bright tarafından yürütülmüştür.

Maquiladora
İkiz fabrika. Bu tip fabrikalar ABD-Meksika sınırı yakınlarına kurulmuştur. Meksika firmaları, ABD'de imal edilmiş parçaları gümrüksüz olarak ithal etmekte ve bunların montajını yaptıktan sonra genellikle ABD pazarına ihraç etmektedir. ABD ise malın tümüne gümrük vergisi koymayıp yalnız Meksika'da eklenen değeri vergilemektedir.

Marjinal ekonomi
Marjinalizm; 1870'e doğru ortaya atılan, bir ürünün değişim değerini, kullanılabilecek son birimin faydalılığı ile açıklayan ekonomik kuramı

Marjinal fayda
Belli bir malın tüketici tarafından kullanılan ek biriminin, o malın toplam faydasında yaptığı değişiklik

Marjinal firma
Bir faaliyet kolunda aynı malı üreten firmalar içinden normal kar eden firma

Marjinalcilik
1870'e doğru ortaya atılan ve yüzyılımızda Schumpeter, Keynes gibi ekonomistler tarafından savunulmuş olan, bir ürünün değişim değerini, kullanılabilecek son birimin faydalılığı ile açıklayan ekonomi kuramı

Marshall Planı
*Avrupa'nın ekonomik kalkınması için toplu yardımı öngören ve ABD Dışişleri Bakanı General Marshall tarafından 1947 haziran ayında ileri sürülen plan. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa'da Sovyetlerin desteği ile komünist partilerin iktidara gelmesinden ve komünistlerin Batı Avrupa'da da güçlenmesinden endişeye kapılan Amerikan yönetimi bir yardım planı hazırlama gereği duymuştur.
*ABD Dışişleri Bakanı G. Marshall tarafından ortaya atılan 2. Dünya Savaşı sırasında büyük yıkıma uğramış Avrupa ülkelerine ekonomik yardım öngören program. 1948 yılında başvurumuz üzerine Türkiye de plan kapsamı içine alınmıştır.

Marksizm
Alman iktisatçı Karl Marx tarafından ortaya atılan ekonomik görüş. Felsefe, tarih, ekonomi, sosyoloji ve siyaset bilimlerini birleşik bir sosyal bilim içinde özgün bir bakış açısıyla açıklar. İnsanlık tarihinin gelişimini belirleyen, sınıf mücadeleleridir. Maddeciliğe (materyalizm) dayanır.

Matrah
Vergi borcunun hesaplanmasına temel oluşturan bir değer ya da miktar

Mavi yakalılar
Fabrika işçileri

Medyan Değerleri
Küçükten büyüğe doğru sıralanmış istatistiksel bir seride tam ortaya düşen ve seriyi iki eşit parçaya bölen değer

Menkul kıymet
Ortaklık veya alacaklılık sağlayan belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları kurulca belirlenen kıymetli evraktır.

Menkul Kıymet Borsaları
Menkul kıymetlerin arz ve talebinin karşılaştığı örgütlenmiş piyasalardır.

Menkul kıymet ihracı
Sermaye piyasası araçlarının ihraççılar tarafından çıkarılıp halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satışıdır.

Menkul kıymet iradı
Menkul ve gayri menkullerden elde edilen faiz, kira, rant gibi hasılatı ifade etmektedir.

Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri
Aracı kuruluş ile müşteri arasında düzenlenen sözleşmede belirlenen esaslar dahilinde, ödünç veren taraftan açığa satış amacıyla ödünç alan tarafa, belirli bir dönem için menkul kıymetlerin verilmesi ve aynı cins menkul kıymetlerin mislen geri alınmasını

Menşe Şahadetnamesi
Bir malın üretildiği veya yapıldığı ülkeyi gösteren ve idari makamlarınca onaylanmış ve alıcı ülkenin konsoloslarınca vize edilen bir belgedir

Mercosur
Brezilya, Paraguay, Uruguay ve Arjantin'in oluşturduğu Latin Amerika Ortak Pazarı. Anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihi 1994'tür. Merkezi Uruguay'dadır. Temeli Asuncion Antlaşması'yla atılmıştır. Antlaşmaya imza koyan ülkeler arasında gümrüklerin kaldırılmasını, tarım, sanayi, ulaşım ve mali konularda işbirliğini öngörür

Meritokrasi
Düşünsel yönden üstün nitelikli bir seçkinler grubu ve bu grubun ülke yönetimi içinde önemli konumlara geldiği sistem

Merkantil
ekonomi merkantilizm

Merkantilizm
Ticarete dayanan ekonomik sistem; ekonomik ulusalcılık ve devletçilik. Bu akımın doğuşunun temelinde uluslararası ticaretin gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır. Merkantilistlerin önemle üzerinde durdukları noktaların başında bir ülkenin serveti ya da zenginliği ile dış ticaret bilançosu arasındaki ilişki gelmektedir. Ulusal ekonominin gösterdiği gelişmenin farkına varan merkantilistler, devletin ulusal zenginliği çoğaltmak amacıyla ekonomik faaliyetlere müdahalesini savunmuşlardır.

Merkez bankası
evletin para çıkarmak, para piyasasını denetlemek, altın stokunu, döviz rezervlerini kontrol altında tutmak gibi işlevler için kurduğu banka
*Banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürütmede yardımcı olan, veznedarlık görevini üstlenmiş, devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan bir kurumdur.

Merkez Bankası Bağımsızlığı
Kavramsal olarak merkez bankalarının kararlarında dış faktörlerden (çoğunlukla politik) etkilenmeden, kendi öngördükleri para politikası araçlarını serbestçe kullanabilmelerini ifade eder. Bağımsızlık kavramının içeriği ve kapsamı son derece geniş olup, tanımlanması zordur. Bu kavramı sayısallaştırmak, bağımsızlığı ölçmek amacı ile, yasal bağımsızlığı temsil eden Merkez Bankası Kanunu (hedefleri ve araçları kimin saptadığı, diğer kamu kurumları ile ne türden bir ilişkiye sahip olunduğu, başkanın seçilme ve görevden alınma süreçleri vs), ile uygulamadaki bağımsızlığı temsil ettiği düşünülen, o ülkedeki kurumsal ve kültürel yapı ile kişisel faktörler kullanılmaktadır. Enflasyonla Merkez Bankası bağımsızlığı arasında gözlemlenen yakın ilişki bu kavramın önemini artırmıştır.

Merkez Bankası Müdahalesi
Merkez Bankalarının kısa ve uzun dönemli para politikaları amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak piyasalarda alım-satım yapmalarıdır. Müdahale ile müdahale edilen, döviz ve faiz gibi değişkenlerin piyasa fiyatlarının politika öngörülerindeki düzeylere düşürülmesi/yükseltilmesi hedeflenir. Müdahale yöntemleri farklılık gösterebilir. Merkez Bankaları taraf olup kendilerini göstererek doğrudan ve açık olarak müdahale edebilecekleri gibi dolaylı olarak da müdahale edebilirler. Benzer şekilde, Merkez Bankası müdahaleleri zaman ve miktar açısından önceden bildirilebileceği gibi, herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın da gerçekleştirilebilir. Müdahaleyi gerektiren durumlar, uygulanmakta olan para politikası hedefleri çerçevesinde şekillenir

Merkezi Takas
Borsa’da gerçekleşen tüm işlemlerin takasının yine Borsa’da sonuçlandırılmasıdır.

Mevduat
*Tevdiat, rehin, teminat akçesi, vadesi bir yıla kadar olan banka birikimleri.
* Belirli dönem için geri ödemek koşuluyla belirli bir
bedel karşılığında mevduat sahibi kişilerce bankalara tevdi edilen
paradır.

Mevduat sertifikası
Bankalara belirli bir vade ile yatırılan paralar karşılığında mevduat sahibine, yatırdığı mevduatın tutarını ve vadesini göstermek üzere verilen, hamiline yazılı belge. Mevduat sertifikasını, vadeli hesaba sahip mudilere verilen karne veya senet şeklindeki banka tahvili olarak da tanımlamak mümkündür.

Mevki rantı
Gayrimenkullerin piyasalara ya da şehir merkezlerine yakınlıklarına göre ortaya çıkan artı değer

Mevsimlik işsizlik
Dönemsel işsizlik; belirli mevsimlerde bazı üretim dallarında iş gücü talebinin artması veya azalması sonucu ortaya çıkan işsizlik. En çok tarım ve inşaat sektöründe kendini gösterir.

Mikro ekonomi
Ekonomik olayları bireysel açıdan ele alan ve çözümleyen ekonomi. Özellikle tüketicilerin ve firmaların davranış biçimlerini inceleme konusu yapar.

milli gelir
Bir ülkede bir dönemde yaratılan mal ve hizmetlerin parasal değerlerinin toplamından, amortismanların ve vasıtalı vergilerin çıkarılmasından sonra geriye kalan parasal değer

Millileştirme
*Yabancı firmalara ait ekonomik kuruluşların kamu mülkiyetine geçirilmesi
*Özel girişimcilerin elinde bulunan doğal kaynak, hizmet ve kuruluşların siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle ulus adına devlete geçirilerek kamu yararına göre düzenlenmesi

Mizan
Muhasebede kontrol aracı olarak hesapların belli tarihlerde tekrar incelendikten sonra borç ve alacak toplamlarıyla bakiyelerinin bir cetvele toplu halde yazılması. Defterikebirin özetidir. Bankalar ve ticari kuruluşlar, ay ve yıl sonlarında ya da istenen herhangi bir tarihte durumlarını tespit edebilmek için defterikebir hesaplarının numara ve isimleri, zimmet ve matlup toplamları ile bakiyelerini gösterecek şekilde cetvel çıkarırlar. Mizana önce aktif hesaplar, sonra pasif hesaplar ve en son da nazım hesaplar yazılır.

monetarizm
Paranın klasik miktar teorisinin yeniden yorumlanması. 1940'lı ve 50'li yıllarda parlak dönemini yaşayan Keynes teorisinin 1960'larda gelişmiş sanayi ülkelerinde ortaya çıkan ekonomik sorunları açıklamakta ve gidermekte çaresiz kalması, monetarizmin gelişimini güçlendirmiştir.

Monetizasyon
Kağıt ya da madeni parayı tedavüle koyma. Zaman zaman iç borçtan kurtulma çaresi olarak sunulan monetizasyon, para basılarak iç borçların ödenmesidir. Genellikle monetizasyon denilince basılan parayla iç borçların tamamının bir seferde ödenmesi kastedilir.

Monopol
İnhisar, tekel, (1) bir malın üretim, dağıtım ve satışının ya da hizmetinin tek bir kuruluşun denetiminde olması, (2) sermayenin büyüdüğü ve yeni teknolojilerin büyük sermaye yatırımları gerektirdiği koşullarda belli bir malın ya da hizmetin pazardaki payının, malın arz koşullarını ve fiyatını belirleyecek oranını elinde tutan kuruluş.(3) İkame edilemeyen bir mal ya da hizmet üreticisinin piyasayı tek başına denetlemesi.

Monopson
Alıcı tekeli; bir mal veya hizmet için tek bir alıcının, çok sayıda satıcının bulunduğu piyasa türü. Haşhaşın tek alıcısının devlet olması gibi. Böyle bir piyasada fiyatın ne olacağını tek alıcı belirler. Satıcılar ise bu fiyatı kabullenmek zorunda kalır. Bir başka örnek pancar üreticileridir. İreticiler, ürünlerini sadece şeker fabrikalarına satmak zorundadırlar.

Montaj sanayi
Belirli bir üretim aşamasından geçmiş mamul parçaları bir araya getirmek suretiyle nihai malı üretme sanayi. İthal edilen yabancı malı parçaları birleştirip hiç bir yeni değer katmadan mamul mal haline getiren sanayii de ifade eder. Bu anlamıyla özel bir dolaysız yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermayedarın amaçları, ev sahibi ülkedeki ucuz iş gücünden yararlanmak, taşıma giderlerinden tasarruf etmek ve yabancı piyasayı ele geçirmek olabilir. Ev sahibi ülkenin bu sanayiden beklentileri ise döviz tasarrufu sağlanması, döviz gelirlerini artırması, işsizliğin yoğun olduğu ülkelerde yeni istihdam olanaklarının sağlanmasıdır.

Moratoryum
*Borç erteleme; vadesi gelmiş borçların tümünün veya bir bölümünün belirli bir süre için ödenemeyeceğini bildiren resmi duyuru veya hükümet kararı. Moratoryum, konsolidasyonun dış borçlar için uygulanan şekli olarak tanımlanabilir. Vadesi gelen dış borçlarını ödemek için kaynak bulamayan devletler, moratoryum ilan ederek ödemeyi daha sonra yapacağını beyan eder. Moratoryum ilanının sonuçları da konsolidasyondaki gibidir. Moratoryum ilan eden devlete olan güven sıfırlanır ve bu devletin yeni dış borç bulması imkansız hale gelir.
*Bir şirketin ya da devletin ödeyemediği borçlarını ertelemesi işlemidir.
*Borçlanıcının, ödeme gücünü kaybetmesi nedeniyle borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir. Genelde borçlu ve alıcı arasında borcun yeniden yapılandırılması ile sonuçlanır.

Muhafaza fiyatı
Satıcıların ellerindeki belirli bir malı satmaya razı oldukları en düşük fiyat

Muhasebe
İşletmelerde meydana gelen ve para ile ifade edilebilen işlemleri kayıtlara geçirerek bunlardan doğan sonuçları saptama ve yorumlama etkinlikleri

Multilateralizm
Herhangi bir sorunda eyleme geçmek için iki veya daha fazla devletin katılımını sağlama politikası. Daha çok uluslararası politikada kullanılır

Mundell Modeli
Ekonomide iç ve dış dengenin sağlanması için hangi iktisat politikalarının izlenmesi gerektiğini açıklamaya çalışan model. 1962'de R.A. Mundell tarafından geliştirilmiştir. Mundell'e göre para politikası dış dengeyi, maliye politikası ise iç dengeyi sağlamak amacıyla kullanılmalıdır. Maliye politikası tam istihdamın ve fiyat istikrarının sağlanması açısından para politikasından daha etkindir.

Munzam karşılıklar
Bankaların topladıkları mevduatın belirli bir oranını merkez bankasına güvence olarak yatırmaları

Mutlak rant
Bir ülkede tüm toprakların üretime açılması sonucu, tarımsal ürün fiyatlarının, topraklarda çalışan üreticilerin de kar edebilecekleri bir düzeye çıkmaları sonucu oluşan rant

Mükellef
Hissesine düşen vergi yükünü ödemeye mecbur olan gerçek ya da hükmi şahıs

Mülkiyet
Bir eşya üzerinde sahibine kullanma, faydalanma ve tasarruf yetkilerini veren haktır. Mülkiyet hakkına konu olan eşya taşınabilir ise "menkul mülkiyet", taşınamaz ise "gayrımenkul mülkiyet" adını alır.

Müterakki vergi
Kademeli vergi; artan oranlı vergi; gelir vergisine tabi matrah yükseldikçe vergi oranının da arttığı vergileme türü. Vergi oranının artışının tek kaynağı matrahın fazlalaşması olmayabilir. Örneğin veraset ve intikal vergisinde kendisine miras kalan kişinin mirası bırakana yakınlık derecesi de vergi oranını etkiler. Zaman, medeni durum gibi faktörler de bu vergi oranını değiştirebilir. Bu nedenle artan oranlar, özellikle gelir ve servet vergilerinde uygulanmaktadır.

Müteselsil borç
Bir borç ilişkisinde birden fazla kişinin alacaklıya karşı aynı nedenden dolayı ve her birinin borcun tamamı için asıl borçlu sıfatıyla sorumlu tutulabilmesi hali. Müteselsil borçlarda alacaklı kişi, borçluların birinden ya da bir bölümünden alacağın tamamını veya bir kısmını isteyebilir. Bir kısmının tahsili halinde ödemede bulunan borçlu da dahil olmak üzere tüm borçlular kalan borcu ödemekle yükümlüdür.

Müteşebbis
Üretim faktörlerini belli bir organizasyon dahilinde birleştirerek mal ve hizmet üreten, bunu yaparken de kar veya zarara katlanmak zorunda olan kişi

Müşteri bazında saklama
1995 yılından itibaren borsa yatırımcılarının borsa üyeleri nezdindeki saklama hesaplarının Takas bank nezdinde eşlenerek müşterinin kod ve şifresini kullanarak Takas bank nezdindeki bakiyesini takip edebilmesini sağlayan hizmettir.

Müşteri Emirleri
Müşterilerin Borsa’da menkul kıymet alıp satmak amacıyla Borsa üyelerine yazılı ya da sözlü şekilde ilettikleri emirlerdir.

Müşteri İsmine Saklama Sistemi
Takasbank sisteminde Müşteri kodlarıyla takip edilem alt hesapların Takasbank’ın yapacağı düzenleme ile isme çevrilmesini, her bir yatırımcı için verilecek sicil numarası ile takip edilerek yatırımcının kimlik bilgilerinin tespitinin mümkün hale getirilme
 
Üst