3-6 yaş anaokulu başlama

#1
Sponsorlu Bağlantılar
Çocuğunuz Anaokuluna Hazır mı?
Okula başlangıç öncesinde, yuvadaki faaliyetlere benzer çalışmaların evde yapılması çocuğun uyumunu kolaylaştırabilir.

Anaokuluna başlama dönemi hem çocuk hem de ebeveynler açısından önemli ve zor bir süreç. Bir yanda tatlı bir heyecan diğer yanda bazı endişeler aileleri bekliyor. Acıbadem Hastanesi Kadıköy Pedagog Ayşegül Salgın bu konuda akıllara takılan sorulara yanıt veriyor.

Okul öncesi eğitime, anaokuluna veya daha yaygın kullanıldığı şekliyle yuvaya başlama dönemi hem çocuk hem de ebeveynler açısından önemli ve zaman zaman zor bir süreçtir. Çocuk ilk kez ailesinden ayrılmakta, yapılandırılmış, kuralları olan bir ortamda bulunmakta ve sosyal anlamda ilk önemli sınavını vermektedir. Yuvaya başlama yaşı, çocuğun ve ailenin bu süreci nasıl geçirdikleri ve uyum süresi her çocuk, aile ve yuva için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ancak genel olarak çocuğun yaşıtlarıyla birlikte olabildiği, oyun kurabildiği, kurallara uymayı öğrenebileceği bir dönem olarak 3 yaş civarında çocukların bu deneyime hazır olduklarını söyleyebiliriz. Bireysel olarak değerlendirildiğinde ise çocuğun genel gelişim değerlendirmesi (dil, motor, sosyal-duygusal gelişim düzeyi) ve çocuğun okul için yeterli olgunluk ve beceri düzeyine erişip erişmediği dikkate alınmalıdır. Ayrıca aile içi ilişkiler (özellikle anne çocuk ilişkisi ), ailenin çocuğun bu ilk sosyal deneyimini algılayışı, yuvadaki ortam, öğretmen ve öğrencilerin tavır ve tutumları çocuğun uyumunu etkileyen faktörler arasındadır.

Yuvaya başlamada en sık karşılaşılan sorun çocuğun anneden (ve aslında çoğu zaman daha yoğun olarak annenin çocuktan) kopamamasıdır. Bu durum genellikle bağımlı anne-çocuk ilişkisinin bir sonucudur. Bir diğer tanımla ayrılık anksiyetesi (kaygısı) olarak da adlandırabileceğimiz bu durum çocuğun bağımsızlaşma sürecini zorlaştır, geciktirir. Bu çocukların sıklıkla uyku ve yemek konularında da bağımsız davranamadıkları, özellikle annelerinin desteğine ihtiyaç duydukları, tuvalet eğitimi konusunda da gecikme ve güçlükler yaşadıkları görülmektedir. Annenin bu durumdaki tavrı da çok belirleyicidir. Annenin kaygısını azaltmak çocuğun bağımsızlık sürecinde daha rahat olmasını sağlayacaktır.

Okula başlangıç öncesinde çocuğun bu deneyim için yeterli beceri düzeyine ulaşmış , yeterli sosyal etkileşim deneyimi yaşamış olması önemlidir. Çocuk yeterince hazır olsa bile ilk 1-2 hafta uyum güçlükleri yaşanması normaldir. Çocuk bu güçlükleri yaşarken ailenin çocuğu koruyup kollamaya çalışması çocuğun kaygısını arttırabilir ve uyum süresini uzatıp zorlaştırabilir.

Ailenin okula devam konusunda tutarlı ve net bir tavır sergilemesi ve öğretmenin uygun davranışları ile bu ilk deneyimin en iyi şekilde geçirilmesi, çocuğun sonraki deneyimlerini, özellikle ilkokula başlangıç dönemini ve okul-öğrenme yaşantısını olumlu yönde etkileyecektir.

Yuvaya başlamadan önce çocukla bunu paylaşmak, onun kendini hazır hissetmesi için zaman vermek, yuva seçimini birlikte yapmak, yuvaya devam eden çocukları model olarak göstermek, başlangıç döneminde 2-3 saatlik oyun gruplarıyla okula ve öğretmenine alışmasını sağlamak, ilk 1-2 hafta annenin okul yakınlarında bulunup yavaş yavaş uzaklaşması uyum sürecindeki güçlükleri azaltmaya yardımcı olacaktır. Uyum için süre çok uzadığında ve çocuk-aile çok zorlandığında bir pedagoga başvurmak ve bu durumu olası nedenleri ile birlikte değerlendirip yeni düzenlemeler yapmak gerekebilir.
 
#2
Anaokulu Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyim?


Yaşamın ilk altı yılı, bireyin gelişimde büyük bir öneme sahip. Bu dönemin en etkili şekilde geçmesi ancak çocuğunuz okul öncesi eğitimle tanıştığında gerçekleşiyor. Anaokulları ve yuvalar size bu imkanı sunan kurumlar olarak karşımıza çıkıyor. Siz de çocuğunuzu anaokuluna göndermeye karar verdiyseniz, aklınıza gelen ilk sorular şunlar olmalı:
- Çocuğumu hangi okula göndermeliyim?
- Okul seçerken nelere dikkat etmeliyim?
- Hangi kriterler çocuğumun gelişimi için önemli?

Elbette bu sorularun cevapları her kişi için değişiklik gösterebiliyor. Ancak bazı noktalarda fikir birliği oluşturmanın çocuğun gelişimi için gerekli olduğunu unutmayın!

Anaokulu seçimi

Anaokulu seçerken izlenmesi gereken yol ve ziyaret sırasında dikkat edilecek noktalar anne ve babaların aklını karıştırıyor. İşte size bu konularla ilgili küçük ip uçları:

a. Çocuğunuzun gideceği okulu araştırmaya başlamadan önce, anne-baba olarak beklentilerinizi ayrı birer kağıda maddeler halinde yazmaya çalışın (listede çocuğunuzun ilgi alanlarına da yer verin).Daha sonra listelerinizi karşılaştırın ve bu listelerden tek bir liste oluşturmayı deneyin.

b. Okulu incelemek amacıyla, çalışma saatler içinde, mümkünse eşinizle beraber okula gidin ve orada en az yarım saat geçirin. En ideal vakit sabah saatleridir. İlk gidişinizde çocuğunuzu okula götürmeyin.Hazırladığınız listeyi okula götürüp, listenize bağlı kalarak incelemenizi yapın. İnceleme esnasında dikkat etmeniz gereken ana unsurlar ise şöyle:

• Öğretmen-öğrenci oranı:Her öğretmene düşen öğrenci miktarına dikkat edin. 2-3 yaş grubu için, bir öğretmene en fazla 5-7 öğrenci, daha büyük gruplar için bir öğretmene en fazla 10-12 öğrenci düşüyor mu?

• Ders programının içeriği: Program, çocuğun bütün gelişimlerini (zihinsel, duygusal, sosyal, fiziksel) destekliyor mu? Çocukların değişik ilgi alanlarına hitap edebilecek şekilde dizayn edilmiş mi?

• Çocuğun geliş gidiş için izleyeceği yol ve harcayacağı zaman: Mümkünse evinize yakın okullar tercih etmeye çalışın, çünkü çocuk okula gitmek için çok erken saatlerde kalkmak zorunda kalabilir, bu durum onun uykusuz kalmasına ve gelişimi için gerekli olan uykuyu alamamasına yol açabilir.Bu tip sorunlarla karşılaşmamak için yolu ve yolda geçirilen zamanı kısaltmaya çalışın.

• Mekanın sevimliliği ve güvenli olup olmadığı: İlk olarak mekanın ferah, temiz, gösterişsiz, bahçeli ve bol güneş ışığı alan bir yer olduğuna emin olun.Mobilyaların ve binanın ergonomik olmasına dikkat edin,örneğin raflar çocukların boyunda mı,malzemelerin yerleşiminde çocukların güvenliğini tehlikeye atacak unsurlar var mı, binanın çevre güvenliği sağlanmış mı? Binada çocukların oyun alanları dışında, uyku ve yemek için ayrı bölümler var mı?

• Disiplin eğitiminin nasıl sağlandığı: Çocukların ortak yaşamı için gerekli kurallar konulmuş mu?( Örneğin, tuvaleti temiz tutalım) Bu kurallar öğretmenler ve diğer personel tarafından nasıl uygulanıyor? Kurallara uymayanlar (öğrenci, veli, öğretmen,personel) için nasıl muameleler yapılıyor?

• Sağlık sorunları ile karşılaşıldığında neler yapıldığı: Çocukların gelişimlerini gösteren portfolyolar hazırlanıyor mu? Okulda sürekli bir doktor, hemşire ya da sağlık uzmanı var mı yada acil durumlarda temasa geçilen doktorlar var mı? Aylık yemek listeleri beslenme uzmanı tarafından hazırlanıp ailelere duyuruluyor mu? Hijyen konularına ne kadar dikkat ediliyor? Gerekli olduğu durumlarda okulun ambülans ihtiyacı nasıl karşılanıyor?

• Psikolojik rehberlik ve danışma hizmetleri sağlanıyor mu: Okulda sürekli bir pedegog, psikolog yada danışman bulunuyor mu?

• Acil durumlar için alınan önlemler: Deprem ve yangın gibi acil durumlar için binayı boşaltma planı var mı? Belirli periyotlarla tatbikat yapılıyor mu?

• Kültür-sanat faaliyelerine ne kadar önem verildiği: Belirli aralıklarla sinema, tiayro, müze, sergi vs. gezileri düzenleniyor mu? Farklı sanat branşları için öğretmenler var mı? Çocuğun çeşitli sanat dallarını okulda tanıma ve uygulama imkanı var mı?

c. Okulu belirledikten sonra ,onu okula götürmeden kaydını yaptırmayın. Aksi takdirde, çocuğunuz kendisini artık sevmediğiniz için onu okula kaydettirdiğiniz kanısına varabilir. Çocuğunuz ile birlikte okulu tekrar ziyaret edin. Ona okulun her tarafını gezdirin, okulu sevip sevmediğini sorun.Öğrencileri oyun ve ders sırasında izlesin.Çocuğun okula ısınması çok önemli. Eğer okulu sevmediyse, bunun nedenlerini sorun ama onu ikna etmek için zorlamayın.

Bütün bu aşamaların sonunda karar verdiniz ve çocuğunuzu göndermek için ideal okulu buldunuz. Ancak her zaman her şeyin yolunda gitmeyebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Çocuğunuzun bu okulda çeşitli sorunlarla karşılaşması mümkün. Unutmayın ki önemli olan sorunun olmaması değil, sorunun nasıl ve ne kadar sürede çözüme ulaştırıldığı...
 
#3
Anaokuluna Çocuğumu Nasıl Hazırlayabilirim?


Çocuğunuzu anaokuluna göndermeye karar verdiniz ve onun için en uygun okulu belirlediniz.Ancak çocuğunuz okula gitmek için hazır mı? Eğer çocuğunuz okula gitmek için hazırsa , bunun ip uçlarını siz de kolayca fark edebilirsiniz. Mesela , çocuğunuz sık sık diğer çocuklarla oynama isteği gösteriyor mu ya da sizden ayrılırken sorun çıkarmıyor mu? Bu sorulara verdiğiniz “evet” cevabı okula gitme isteğinin büyük bir işareti.

Önemli diğer bir konu da sizin bu değişime hazır olup olmadığınızdır. Eğer çocuğunuzu okula gönderirken çeşitli olumsuz duygular ( kaygı, korku, suçluluk...) yaşıyorsanız, lütfen bunlarla yüzleşin ve onları yenmeye çalışın. Çocuğunuza destek olabilmeniz için önce yaptığınız işe inanmalı ve verdiğiniz kararın en doğrusu olduğunu düşünmelisiniz.

Çocuk, okula gitmek için zihinsel olarak hazır olabilir, ama duygusal açıdan henüz hazır olmayabilir , bu nedenle desteğinize ihtiyacı var. Onu okula her konuda hazırlamak için neler yapabilirsiniz? Bunu cevabı işte bu yazıda…

Okula Başlamadan Önce Neler Yapabilirim?

•Çocuğunuza gideceği okulu gösterin ve mümkünse onunla beraber okulu birkaç kez ziyaret edin.
•Okulu giden arkadaşları varsa, onlarla okul hakkında konuşmasını ve oyun oynamasını sağlayın. Bu oyunların yardımıyla çocuğunuz okulun en önemli kuralını yani paylaşmayı öğrenir.
•Ona anaokulu hakkında kitaplar okuyun.
•Evde anaokulu ile ilgili oyunlar oynayın, çocuğunuzun kafasında okulda neler yapacağı hakkında bir fikir oluşturmaya çalışın.
•Çocuğunuzla okulda ne kadar güzel şeyler yaşayacağı hakkında konuşun.
•Eğer gideceği okulun kitaplığı( kitap köşesi) varsa buradan okumak için kitap ödünç alın veya okulda bakılan elleri , hayvanları tatilde bakmak için alın.Böylece, ödünç aldığınız şeyleri geri götürdüğünüzde çocuğunuz okula alışmaya başlayacak ve ortamda alışkın olduğu şeyler görmek onu rahatlatacaktır.
•Oyun günleri düzenleyin.Bu oyun günlerinde onu okula diğer çocukların oyununa katılması için götürün.Böylece okula ilk başladığı gün ,okulda tanıdığı birilerini bulabilecek ve yalnızlık korkusu çekmeyecek.
•Onunla evde oyunlar oynayın, bu oyunlarla ona paylaşmayı, sıraya girmeyi, yardımlaşmayı öğretin.Bazen çocuklar bunları evde uygularken sorun çıkarabilir, çoğu zaman evde davrandıkları gibi okulda davranmazlar, bu nedenle sorun çıkarsa endişelenmeyin.
• “İsim oyunu” oynayın.Çünkü okulda çocuğunuza ait dolaplar, raflar ve askılar olacaktır, bunların üzerinde çocuğun ismi yazabilir.Bu nedenle çocuğunuz kendi ismini görsel olarak tanımalı.Evde çeşitli oyunlarla bunu öğrenmesini sağlayabilirsiniz.Onun eşyalarını üstüne isminin yazılı olduğu kağıtlar yapıştırın, buzdolabının üstüne mıknatıslı harflerle ismini yazın...
•Kendi temel ihtiyaçlarını (tuvalete gitmek, yemek yemek, diş fırçalamak...) tek başına karşılayabiliyor mu gözlemleyin.Eğer bunları yaparken zorlanıyorsa, alıştırmalar yapın.
•Çocuğunuza bazı talimatlar verin ve onları yerine getirip getirmediğini takip edin.Eğer takip ediyorsa, okulda öğretmenin vereceği talimatları da kolayca uygulayabileceğinden emin olun.

İlk Günlerde Neler Yapmalıyım?

•Okulun ilk günü okula çok erken gitmemeye çalışın.Mümkünse çocuğu okula sizin yerinize bir başkası götürsün, çünkü sizden ayrılması çok zor olabilir ama fazla bağımlılığı olmadığı birinden ayrılmak daha kolay olacaktır.
•Eğer çocuğunuz okulda ağlamaya başladıysa onu çok fazla zorlamayın ve eve getirin.Onu orada bırakmak alışmasını kolaylaştırmadığı gibi okuldan nefret etmesine de yol açabilir.
•Kendisini yalnız hissetmemesi için çok sevdiği bir eşyasını (oyuncak ayısı, ailesinden birinin resmi, sevdiği battaniyesi...) beraberinde okula getirebilir.
•Okula alışmaya çalıştığı günlerde bir süre onunla okulda beraber kalın ama bunun fazla uzun sürmeyeceğini ona söyleyin.Ona bu durumun ne kadar daha devam edeceğini söyleyin.
•Çocuğunuz belirlediğiniz zamandan daha kısa sürede okula uyum sağlasa bile ona söz verdiğiniz zamana kadar onu yalnız bırakmayın.
•Ayrılırken “hoşçakal” demeyi unutmayın.
•İlk günlerde okulun çıkışına daha erken gidip, sizi aramasına fırsat vermeden onu okuldan alın. Böylece çocuğunuz üzerinde güven duygusu oluşturursunuz.
•Onunla okulda neler yaptığı hakkında konuşun ve ne kadar güzel şeyler yaptığını ona söyleyin.
 
#4
Çocuğunuzu Anaokuluna Gönderin!


Anne-Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) bir süredir devam ettirdiği bir kampanya var. Kampanyanın ismi “ 7 Çok Geç!”. Bu kampanyanın amacı 0-6 yaş dönemi eğitimin yaşamsal önemi konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek ve daha fazla çocuğa okulöncesi eğitim hizmeti sağlamak.

AÇEV, “erken çocukluk adı verilen 0-6 yaş arası dönem çocuğu en hızlı geliştiği dönemdir. Beyin gelişiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanmaktadır. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Bu yüzden bu dönemde çocuğun yeterli beslenmesi, etkileşimde bulunabildiği, onun gelişimini destekleyen bir ortamda bulunması gerekmektedir. Erken çocukluk eğitimi insan gelişiminin başlangıç noktasıdır” diyerek konunun önemine dikkatlerimizi çekiyor.

Erken çocukluk döneminde alınan eğitimin sadece o yaşlarda etkli olmayacağını belirten AÇEV yetkilileri, bueğitimin uzun vadede de çok olumlu sonuçları olduğunun altını çiziyorlar.İşte nitelikli ve etkili bir erken çocukluk eğitiminin ülkemize başlıca katkıları:

• Çocukların ve ülkemiz insanının uzun vadede daha üretken, daha yaratıcı, sorun çözmede daha yetkin olmalarını sağlar.

• Dilsel, zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal açıdan gelişmiş çocuklar okula hazır olur, daha rahat uyum sağlar, böylelikle ilköğretim kalitesi yükselir.

• Okula hazır çocukların sınıfta kalma ve okulu terk etme oranları düşer, bu da maliyetleri azaltır.

• Toplumdaki vasıflı çalışan sayısı artar, yükselen üretim ekonomik yarar getirir.

• Toplumda suç oranları düşer.

• Sosyo-ekonomik ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin etkisi hafifler.

• Kadınların işgücüne katılımlarını, ayrıca çalışma verimliliklerini artırır.

• Sağlıklı ve iyi beslenen çocukların ölüm oranları düşer.

• Geleneklerin nesilden nesle aktarılmasına, oluşması istenen yeni değerlerin tohumlarının atılmasına olanak tanır.

• Köyden kente göçün getirdiği sorunların çözümüne katkıda bulunur.

Uzmanlar, anne ve babaları bu konuda bilinçli olmasını ve çocuğunu ilköğretime başlamadan önce erken çocukluk eğitimi veren bir kuruma göndermiş olmasını çok önemli ve gerekli buluyor. Ülkemizde 0-6 yaş dönemindeki 7 milyon çocuktan sadece %11’i okulöncesi hizmetlerden yararlanabiliyor. Bu sayının daha fazla olması için ailelerin konuya olan duyurlılığının artması çok önemli.

Biz de bebek.com olarak okulöncesi eğitime önem ve destek vermeye devam ediyoruz. Bütün çocuklarımızın bu eğitimden yararlanabilmesi dileği ile...


 
Üst